hasan hüseyin korkmazgil

    hasan hüseyin korkmazgil

    (1927 gürün - 26 şubat 1984 ankara)

    adana erkek lisesi (1948), ankara gazi eğitim enstitüsü (1950) mezunu. göksun'da (k.maraş) başladığı öğretmenlikten siyasi eylemde bulunduğu gerekçesiyle atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. daha sonra gürün'de ve sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı (1955-60). 1960'da istanbul'a, sonra ankara'ya yerleşti. akis dergisinde çalıştı, bir süre de forum dergisini yönetti (1968-70). kızılırmak kitabı nedeniyle hakkında 142. maddeden dava açıldı, yargılandı, aklandı. lise yıllarında şiir yazmaya başlayan hasan hüseyin'in ilk şiiri 1959'da dost dergisinde çıktı. bu yıllarda mizahi hikayeleri de yayımlandı. kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 yeditepe şiir armağanı'nı, kızılkuğu (1971) ile trt'nin 1970 sanat başarı ödülü'nü, filizkıran fırtınası (1981) ile 1981 toprak ve nevzat üstün şiir ödüllerini aldı.
    (29.10.2006 09:37)

terörizm

    dünyada yalam olmuş üç kavramdan* biridir. azami şiddet kullanımını meşru gören anlayış, amaç doğrultusunda yoğun şiddet kullanıp korku salmak anlamına gelen bir kavramdır. çeşitli iktidar aygıtları medya gibi araçlarıyla çıkarları doğrultusunda çarpıtılıp demagojik bir kavram haline gelmiş, kitlelere aşılanmıştır; "kiminin teröristi kiminin özgürlük savaşçısıdır" deyimi de buradan ileri gelmekte, bu demagojiye atıfta bulunuyor. Ä°ktidar aygıtları terörizm kavramını insan-üstü bir canavarlık imgesiyle doldurup, çıkarına ters düşen grup veya bireyleri kitlelerin zihninde ötekileştirip insandan saymamalarına yol açıp, böylece sözkonusu grupları/bireyleri imha etmek amacıyla yaptırım uyguladığında * meşruluk kazanmayı, toplumun rızasını kazanmayı hedefler.

    toplum bilimci alain touraine, terörizm için ayrıca şunu diyor; "terörizm, askeri, hukuki ve ideolojik baskı karşısında toplumsal mücadele imkansız olduğunda boy verir" *
    (28.10.2006 22:06)

halim şefik güzelson

    halim şefik güzelson

    1913 yılında istanbul'da doğdu, 10 haziran 1990 tarihinde istanbul'da öldü. gümrük ve tekel bakanlığı'ndaki memurluk görevinden emekli olunca, gezgin kitap satıcılığı yaptı.

    garip şiiri tadında güzel şiirler yazdı.

    kaynak; http://siir.gen.tr/biyografi/halim_sefik_guzelson.htm

    şair, ahmet kaya, ruhi su, ezginin günlüğü gibi sanatçı ve grupların seslendirği "balık ağzı" adlı şiiriyle efsaneleşmiştir;


    balik ağzı

    bu bir kılıçbalığının öyküsü
    yazılmasa da olurdu
    ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu
    uskumrunun arkasından gidiyorduk
    sürünün içinde ben de vardım

    sırtımda bir zıpkın yarası
    mutlu olmasına mutluydum
    nedense gitmiyordu kulağımdan
    bir türlü o "ağ var" sesleri

    denizkızı girmiş düşünceme
    ben iflah olmam
    dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı
    dolanınca ağa çok geçmeden küserim
    bir çocuk bile çeker sandala beni
    bu kadar ağır olmasam
    beni böyle koşturan yaşama sevinci
    kanal boyunca bir o yana bir bu yana

    siz yok musunuz siz derya kuzuları
    kestim kılıcımla karanlığını dibin
    yakamoz içinde bıraktım suları
    ah ayaz gecelerde olur ne olursa
    sırtımda bir zıpkın yarası

    alın beni mor kuşaklı bir takaya götürün
    iri gözlerimde keder
    kılıcımda hüzün
    satın beni satın beni
    rakı için
    (28.10.2006 21:06)

hasan hüseyin korkmazgil

    hasan hüseyin korkmazgil

    (1927 gürün - 26 şubat 1984 ankara)

    adana erkek lisesi (1948), ankara gazi eğitim enstitüsü (1950) mezunu. göksun'da (k.maraş) başladığı öğretmenlikten siyasi eylemde bulunduğu gerekçesiyle atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. daha sonra gürün'de ve sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı (1955-60). 1960'da Ä°stanbul'a, sonra ankara'ya yerleşti. akis dergisinde çalıştı, bir süre de forum dergisini yönetti (1968-70). kızılırmak kitabı nedeniyle hakkında 142. maddeden dava açıldı, yargılandı, aklandı. lise yıllarında şiir yazmaya başlayan hasan hüseyin'in ilk şiiri 1959'da dost dergisinde çıktı. bu yıllarda mizahi hikayeleri de yayımlandı. kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 yeditepe şiir armağanı'nı, kızılkuğu (1971) ile trt'nin 1970 sanat başarı Ödülü'nü, filizkıran fırtınası (1981) ile 1981 toprak ve nevzat Ãœstün şiir ödüllerini aldı.

    kaynak; http://www.siir.gen.tr/siir/h/hasan_huseyin_korkmazgil/yasami.htm
    (28.10.2006 21:01)

slivovitz

    dünyada var olan 3 tür rakıdan (türk rakısı, sırp rakısı, ve sake) biri olan sırp rakısının bir türüdür. türkçe sırp rakısı denmesine karşın sadece sırplara özgü olmayıp tüm balkan coğrafyasında üretilip tüketilen bir rakıdır. Ãœzümden veya erikten yapılır, bazen de üzümlüsüne tad versin diye anason da katılır; erikten yapılana slivovitza (şlivovitsa diye okunur) denir. türkiye'de olduğu gibi bir içki üretme tekeli ve yasağı olmadığı için balkanlarda birçok insan evinde üretiyor ve basit görünmesinde karşı oldukça hassas bir iştir; tercihen iki boş ve temiz petrol varili alınır ve ilkine çürümeye yüz tutmuş erik veya üzüm konulup altına hafif bir ateş yakılıp bu ateş artan oranda beslenip meyveler sürekli karıştırılarak kaynatılır. duman tütmeye başladığında ikinci varile soğuk su doldurulup ilkinin üstü büyük bir huniyle kapatılır, huninin ucuna da ikinci varilden geçen bir boru bağlanır (borunun içi soğuk suyla temas etmez, varilin alt kısmına bir delik açılıp oradan çıkartılır) ve borunun ucuna da boş bir şişe konulur. yükselen sıcak duman borunun içinden geçerek soğuk su dolu varile vardığında ısı yüzünden sıvılaşacaktır ve şişe de damla damla dolacak, içkimizi böylece oluşacaktır. hiçbir katkı maddesi içermeyen bu tür rakı, meyvelerin kaynama ısısına göre sert veya yumuşak olur.
    (28.10.2006 13:35)

komunist

sunay akın

    duygusallıkta vıcıklık boyutuna ulaşmış sallama gücü yüksek şair. halk arasında edebiyat parçalama diye anılan kavramın içini haylice dolduran şahıs.
    (28.10.2006 13:13)

rimbaud

    arthur rimbaud; 19 yy.da yaşamış fransız şair. ergenlik çağında dönemin fransız hükümdarına yazdığı şiiri yarışmada birinci olmuş, çevrenin genç şairin yetenğinin farkına varmasına vesile olmuştur. delidolu, hatta serseri bir hayatı olan masum yüzlü çocuk imajı her daim hatırlanır. sembolizmin şiirde en önemli temsilcilerinden biri olan rimabud, "le bateau ivre" ve "le dormeur du val" gibi önemli şiirleriyle iz bırakmıştır. hayatı daima çalkantılı geçen masum yüzlü serseri çocuk, fransız şair paul verlaine'le tanışıp bir süre eşcinsel bir aşk yaşamıştır; sarhoş olduğu bir gece verlaine rimbaud'ya silahla ateş edip el bileğinden yaralamıştır.

    arthur rimbaud, 1891 yılında fransa'nın marsilya kentinde geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı bir bacağını kaybetmiş, ilerleyen aylarda da hayata veda etmiştir.
    (27.10.2006 17:59)

yahudi

    tevrat'a göre tanrı'nın seçilmiş kulları, Ä°slam'a göre ise lanetli kulları olan yahudiler, tarih süresince büyük bir zalimliğe maruz kalmış, yaşadıkları diyarlardan hep göç etmek zorunda kalmışlardır. zamanında pogrom adı verilen yahudi katletme bayramları bile düzenlenmiştir, ki böylesi bir kavramın başka hiçbir etnik grup için türetilmediğini göz önünde bulundurursak sanırım yahudilerin çektiği zalimliğin boyutunu anlamamıza biraz yardımcı olur.

    yahudiler sürekli yurtlarından edilme tehdidi altında yaşadıkları için, kovulmaları halinde yanlarında götüremeyeceklerinden dolayı hiçbir zaman ev gibi gayrimenkullere yatırım yapmamışlar, bunun yerine sermayelerini kolayca taşıyabilecekleri bir şekilde, yani ceplerine rahatça sığabilen elmaslara yatırmışlardır. diğer taraftan, hiçkimse kendilerini iş vermedikleri için ancak tefecilik gibi işler yapıp geçimlerini sağlayabilmişlerdir. böylece zamanla elmas sektörünü ele geçirmişler, tefecilikle de sermayelerine sermaye katıp bunu yine elmasa çevirmişler, ve bunun ilerisinde de büyüyüp dünyanın çeşitli ülkelerinin ekonomilerinde önemli pozisyonlara kadar varabilmişlerdir.

    yahudilerin cimri olduğunu iddia eden stereotipe gelince; çok uzun yıllar taciz altında yaşamış olan bu halk, korunma içgüdüsüne dayalı bir kültür geliştirmiştir. günümüzde artık eskisine benzer bir tehditle yaşamasalar da, azami korunma içgüdüsü ve ticarette ustalaşmanın karışımı olan bu kültür hala canlıdır; yahudiler çok sıkı pazarlık yapmakla meşhurdular ki bunu bizzat yaşamış biri olarak biliyorum, ve bu sıkı pazarlıkçı niteliklerinden dolayı cimri sıfatını yemekteler.

    yahudilerin genlerinden dolayı "cimri" ve "asalak" olduklarına dair yaygın bir inanç vardır ki bu tamamen abes olmakla birlikte insanın milliyetçi/antisemitik karakterinden ileri gelen apriori bir haksız yargılamadır, ki bu haksız yargılama da Ä°srail devletinin zalim tutumundan dolayı insanların kafasında daha da pekişmektedir.
    (26.10.2006 17:16)

mehdi ordusu

    2003 yılında abd'nin irak işgalini takiben radikal şii lider mukteda el sadr tarafından bağdat'ın sadr semtinde kurulmuştur. Ä°lk başlarda küçük bir milis gücü olan bu oluşum kısa zamanda Ä°ran'ın da desteğiyle 10 bin'i aşkın militana sahip olmuştur. 22 şubat 2006'da samara'da önemli iki şii türbesine yapılan saldırıya kadar öncelikli hedefleri abd önderliğindeki koalisyon askerleri iken, irak tarihinde bir dönüm noktası olan sünnilerin bu kışkırtmasına gelerek saldırılarını onlara yoğunlaştırıp bugün ülkede fiilen yaşanan iç savaşın en önemli aktörü haline gelmiştir; sünnilerin sıkça şiileri hedef alıp türbeleri bombalamış olmalarının sebebi, işgal sonrasında şiilerin daha ılımlı kesimlerinin eski baas rejimi kalıntıları karşısında abd'den yana yer almış olmalarındandır. abd bu desteklerine karşın şiilere kurulan hükümette önemli bir rol biçmiştir.

    günümüzde irak başbakanı olan nuri el maliki de şii'dir; tabanı ve hükümet içinde mevkisinin direğini oluşturanların önemli bir kısmı sadr yandaşları olduğundan dolayı mehdi ordusuna karşı hiçbir zaman ciddi bir yaptırımda bulunamayıp, şii milislerin güçlenmesine giden yolu açmıştır. geçmiş aylar içerisinde önemli bir mehdi ordusu komutanı abd askerlerince yakalanmış, ancak sağlam olmayan koltuğunun devrilmesinden çekinen maliki tarafından bir talimatla derhal salıverilmiştir; bu olay bize el sadr'ın ne denli nüfuzlu ve güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

    yeni kurulan Irak hükümeti günümüzde artık hiçbir anlam ifade etmemektedir. Ä°srail'in lübnan'a müdahalesinin Ä°slam dünyasında büyük bir öfke dalgası yaratmıştır; bu dalgadan hareketle irak'ta her gün daha çok umutsuz ve kin dolu genç direniş örgütlerine katılarak hem sünniler hem de özellikle mehdi ordusunu güçlendirmiştir; bu aşamada mehdi ordusu daha da itibar ve popülarite kazanıp yeni eylemlere girişmiştir. eylül ayından beri irak iç savaşı artık çılgınlık boyutuna varmış, abd'yi tamamen eli kolu bağlı, hükümetin varlığını da iyicene yer altına gömmüştür.

    mehdi ordusu, etnik çatışmalar dışında abd önderliğindeki koalisyon askerlerine karşı hala saldırı düzenlemekte, ve son dönemde keskin nişancı silahları kullanmaya başlayarak çok sayıda amerikan askerini vurup işgalcileri tam anlamıyla terörize etmektedir.
    (26.10.2006 14:56)

yahudi soykırımı

    hitler'in iktidarda olduğu dönemde soylarını kurutmak amacıyla sistematik olarak yaklaşık 6 milyon yahudi katledilmiştir ve tarihteki en büyük soykırımlardan biri olarak hatırlanmaktadır. güçlü yahudi lobisi sayesinde bu konu hakkında yüzlerce film çekilmiştir ve hala da çekilmekte, ama örneğin kimse 2.nci dünya savaşında ölen yaklaşık 20 milyon sovyet yurttaşını hatırlamamakta, hakkında bir elin parmaklarından az sayıda film çekilmiştir; bu gerçek yahudi soykırımının vahşet ve haksızlığını yadsımak için sebep olamayacağına karşın, özellikle film endüstrisinde yahudi soykırımının bu denli işleniyor olması ve gündemde bu kadar oturtulmasının sebebi, Ä°srail devletinin varlık zeminini ve komşu ülkelere gerçekleştirdiği katliamlara meşruluk kazanmak için demagojik olarak bu acıyı kullanıyor olmasındandır; yani Ä°srail devletinin kendi öz yurttaşlarının zamanında çektiği bu büyük acı ve travmayı kendi emperyalist emelleri için sömürdüğünü söylemekle beraber, böylesi bir durumun kapitalizm adı verilen sistem içerisinde pek şaşırtıcı olmadığını özellikle belirtmek isterim.

    hitler'in soykırıma girişmeden önce ilk başlarda ortadoğu'da bir yahudi devleti kurup tüm yahudileri orada toplamak gibi bir fikre sahip olduğu doğrudur, fakat orada bir devlet kurup örgütlendikten sonra kendisine karşı gelebilecekleri tehlikesini göz önünde bulundurup, katletmekten yana bir karar almıştır.

    bazı komplo teorisyenleri hitler'in siyonist olduğu, thule adında bir örgüte mensup olduğu, bu örgütün de dünyaya hükmettiği gibi asılsız iddialarda bulunmakta, ve hatta yahudi soykırımının yalandan ibaret olduğuna kadar ileri gidebilmektedirler. bu tür asılsız uydurmalarla genelde amaçlanan şey nazi iktidarını aklamaya çalışmak veya okuyucuya "yahudiler dünyayı parmağında oynatıyor" gibisinden paranoyak fikirler aşılayarak (büyük nüfuza sahip oldukları doğru ama "dünyanın sahibi" oldukları doğru değil) ülkede milliyetçiliği kabartıp devlete hizmet etmektir. bu tür asılsız bilgiler genelde tarih bilgisi zayıf olan fevri duygulara sahip insanları etkilemektedir.
    (26.10.2006 12:37)

pulp

    Ä°stanbul taksim'de bulunan bir bardır. canlı müzik olup şişe bira 5 ytl, fıçı bira 3 buçuk ytl'dir. garsonları ikide bir şişenizin dolu olup olmadığını bu kadar sık kontrol etmeseler daha da keyif alınabilecek bir mekandır. 2 kattan oluşup üst katta langırt masası ve klip projeksyonu mevcut, alt katta ise canlı müzik vardır (üst kattan grubu izlemek de mümkündür). eksi yönleri olarak belki müdavimlerinin yaş ortalaması diyebiliriz, çok yüksek ses oranı (bazen çekilmez olabiliyor), ve özellikle de hep aynı parçaların çalması. yine de merak edenlere cumartesi günü çıkan ve adını hatırlayamadığım grubu dinlemeleri tavsiyemdir; nu-metal parçaları icra eden grubun kalitesi gerçekten takdir edilesi... verdikleri müzik ziyafetinin tadı damağınızda kalır.
    (26.10.2006 11:20)

haymatlos

    almancadan gelip evrenselleşmiş bir terimdir; heimat -) yaşanılan yer, vatan / los -) olumsuluk eki.

    anlamı yersiz yurtsuz olan, hiçbir ülkenin vatandaşlığına sahip olmayandır. genelde bu terime örnek olarak çingeneler gösterilir.
    (26.10.2006 09:51)

sempatizan

    herhangi bir siyasi/fikri oluşum, örgüt veya cemaate fiilen katılmayan, mensubu olmayan, ama sözkonusu oluşumun fikirlerini benimseyen kişi.
    (26.10.2006 09:44)

kuzey kore

    kuzey kore, japon işgalinden kurtarıldığında sscb - abd çekişmesi sonucu bölünen kore'nin kuzey kısmıdır. stalin kuzey kısmına kim sung Ä°l'i başa getirip katı stalinist bir hükümet kurarken, abd güneyde burjuva demokratik bir düzen kurmuştur.

    günümüzde son derece totaliter bir diktatörlükle yönetilen ülke, dünyadan tamamiyle izole olup açlıkla cebelleşiyor. resmi ideolojisi "juche"dir; kuzey koreli yetkililere göre bu ideoloji marksizm nüveleri barındırıp esasta ondan ayrı, özgün bir doktrindir; hatta kore halkına özgü bir çeşit din olarak algılanabileceğini de sözlerine ekliyorlar. kişilik kültünde bu denli ileri gitmiş başka bir örneği bulunmayan ülkede tarih bile kim sung Ä°l'in doğumundan itibaren başlar.

    kim sung Ä°l'in ölümünden sonra oğlu kim Ä°l jong yönetimin başına geçmiştir.

    düşünce ve basın özgürlüğünün sıfır olduğu bu sözde komünist ülkede halkın marksist klasikleri okumaları dahi yasaklanmaştır; ancak akademisyenlerin erişimine açıktır. Ãœlkede casusluğu önlemek iddiasıyla cep telefonu sahibi olmak yasaklanmıştır, bilgisayar sahibi olmak için de resmi onay almak gerekmektedir. son dönemde gerçekleştirdiği nükleer denemeyle yankı uyandıran kuzey kore, engelli vatandaşlarını toplama kamplarında rahatsızlıklarına göre tasnif ederek temerküz etmesiyle tekrar gündeme oturmuştur; zihinsel engelliler başkent pyonyang'ın uzaklarında yer alan "koğuş 49" aldı kamplarda tecrit edilirken, örneğin cüceler başka kamplarda tutuluyor; cücelere ayrıca aralarında evlenmelerine hak tanınıyor ama çocuk yapmaları kesinlikle yasak.

    nükleer güç olma hayalleri 1950'lerde başlayan bu ülke, bill clinton döneminde abd ile gerçekleştirdiği çeşitli müzakereler sonucunda bu emellerinden vazgeçiyor görünmüştür, fakat george w. bush'un başkanlık koltuğuna geçip 2002'de kuzey kore'yi "şer ekseni"nin bir parçası olarak ilan etmesiyle görüşmeler dondurulmuş, kim jong Ä°l silahlanma programına tekrar sarılmıştır. yapılan nükleer deneme sonucunda bm güvenlik konseyi toplanıp yaptırım uygulama kararı almıştır; daha önce makao'da bir banka kuzey kore'ye yasadışı olarak ticari işlerini gördüğü ve para akladığı gerekçesiyle kapatıldıktan sonra, bm'nin bu ambargo kararıyla ülke dış dünyaya tamamen izole olup, halkı açlığa terkedilmiştir.

    nükleer silaha sahip olduktan sonra abd'nin bu ülkeye müdahale ihtimali oldukça düşmüştür; kuzey kore ordusu eskimiş silahlara sahip olmasına karşın asker sayısı yüksek ve halkı gayet vatanseverdir. olası bir savaşın her iki tarafta da ve büyük olasılıkla güney kore'de de ağır kayıplara açacağı açık bir gerçektir.

    son derece milliyetçi olan kuzey kore hükümeti, ülkeden kaçıp da yakalandığında geri getirilen kadınları eğer koreli olmayan biriyle evlenmişlerse ağır cezalara çarptırıyor, evlilikten çocuk doğmuşsa o da korkunç yaptırımlara maruz kalabiliyor.
    (25.10.2006 14:34)

sayfa: 1-2-3

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.