türkiye komünist partisi

    esasen 1920 yılında mustafa suphi önderliğinde kurulan partidir; mustafa suphi daha sonra atatürk tarafından karadeniz'de öldürülmüştür. geçtiğimiz yıllarda sÄ°p (sosyalist Ä°ktidar partisi), yasal boşluklardan istifade ederek ismini tkp'ye çevirmiştir fakat bunun içini doğal olarak layıkıyla dolduramamıştır. son derece oportünist bir parti olup, 2005'te mustafa suphi'nin tkp'sinin 85'inci kuruluş yıldönümünde astığı afişlerle gerçek tkpnin tarihini gasp edip "miras yedi" sıfatına sahip olmaya hak kazanmıştır. komünist ideolojiyle yakından uzaktan alakası olmayan bu parti, "yurtseverlik" gibi komünizde yeri olmayan kavramlarla, ve bu çerçevede, sığ bir anti-emperyalizm anlayışına sarılıp kitle toplama peşindedir. son dönemlerde bazı ordu emeklisi albayları yanlarına çekmeye çalışarak artık açıkça şovenist bir çehreye bürünmüştür. 2004 yılındaki nato Ä°stanbul zirvesi öncesinde yoğun bir nato karşıtı kampanya başlatıp "nato'ya geçit yok" yazılı bolca afiş asmışlardır, ama gün gelip çattığında diğer fraksyonlardan solcular çağlayan'da çatışırken veya başka yerlerde eylem yaparlarken, kendileri Ä°stanbul dışında piknik yapmayı tercih ederek ne denli "anlamlı" bir parti olduğunu göstermiş, "işçi sınıfının gerçek önderi" olduğunu ispatlamıştır... ayrıca 2003 yılında faşistlerle değişik fraksyondan solcular arasında barbaros bulvarında çıkan çatışmada kendileri o esnada ytÃœ kantininde çaylarını yudumluyorlardı ve sonradan açılan soruşturma kapsamında polise "biz kantinde çay içiyorduk, alakamız yoktur" demişlerdir, bu tutumlarını da bir maharetmiş gibi yayın organlarında da tekrarlamışlardır... olsa olsa tatlı su komünistleri olur bunlardan...
    (25.10.2006 13:04)

kraft

    Ä°stanbul, taksim'de ufacık ve pek göze görülmeyen bir yerde bulunan bir bardır (yazılışı kraft'tır). yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında açılmıştır ve bugüne kadar birçok kez el değiştirmiştir. bu süreç içerisinde çaldığı müzikler konusunda kimi zaman keyiflendirmiş, kimi zaman hayal kırıklığına uğratmıştır. duvarları van gogh'un çeşitli tablolarıyla ve hala kaldırmadıkları şu fi tarihinde sahnelenen "berlin tebeşir dairesi" adlı tiyatro oyununun afişiyle süslenmiştir; içkiyi kaçırınca van gogh'un çiçek demeti resmine dalıp yorumlamaya çalışmak pek olasıdır, uyarıyorum...

    diğer taraftan kraft, lise yıllarımdan beri tayfamla beraber takıldığım, özellikle de öküz gibi içip sapıttığımızda bizi hiçbir zaman kovmamış olmalarından dolayı daima tercihlerimizin en üst sırasında yer alan güzide bir mekandır*.
    (25.10.2006 11:25)

red hot chili peppers

    grubun tamamı arıza tiplerden oluşup, tek "adam akıllı" ve uyuşturucu kullanmamış kişi davulcuları chad smith'tir (grup ilk kurulduğunda esas davulcuları uyuşturucu yüzünden ölünce yerine smith gelmiştir). vokalist anthony kiedis'in gençliğinde sevgilisine kızıp, bir şırıngayla damarından kan alıp avucuna döktüğü, sonra da dudaklarını kanla ıslatıp kızın babasının arabasını tümüyle öpücüklerle kapladığı bilinir. ayrı bir çatlak olan basçıları flea*, bir konser sonrası sahne arkasına sızıp kendisine ulaşmayı başaran bir bayan hayranını cinsel organını çıkarıp sallayarak kovaladığı ve bunun sonucunda da mahkemede yargılandığı bilinmektedir. flea'nin sahneye pek çok kez çırılçıplak çıkması da bir diğer ayrıntıdır.

    1991 yılında "blood sugar sex magik" adlı albümleriyle zirve yapmış olan grup, "give it away" adlı parçaya çektikleri klipleri mtv müzik ödüllerinde iki ödüle layık görülmüştür. bu albümden sonra uyuşturucu sorunları yüzünden artık çalamaz hale gelen gitarist john frusciante'yle yollarını ayıran grup, jane's addiction'ın gitaristi dave navaro'yla beraber çalışmış, birlikte iki albüm çıkartmış, ve ileri ki yıllarda tekrar frusciante'yi gruba dahil etmişlerdir.

    kanımca red hot chili peppers'ın zirvesi olarak saydığım "blood sugar sex magik" albümünden sonra grup düşüşe geçmeye başlamıştır, çıkarttığı her albümle ne kadar kaliteden düşmese de tarzlarından gittikçe uzaklaşmışlardır*.
    (25.10.2006 10:56)

la haine

    fransız sinemasının en önemli eserlerinden biri sayılabilecek bu film, paris'in kenar mahalle gençlerinin günlük yaşantılarını oldukça çıplak, gerçekçi, ve çok başarılı bir biçimde aktarmayı başarmıştır. ayrıca, ülkemizde boyut yayın grubu tarafından dağıtılan filmin türkçe altyazılarının orijinal diyaloglarla hiçbir şekilde tutmadığını, tamamen sallamasyon olduğunu, fransızca bilmeyenlerin de böylece filmin tadına tam varmalarının maalesef mümkün olmadığını eklemem gerekir.
    (25.10.2006 10:17)

makedonya

    tarihte osmanlı, sırp ve bulgar hakimiyeti altında kalmış, ikinci dünya savaşı sırasında nazi işgali altında kalmış, günümüzde yunanistan'ın kültürel ve tarihsel gaspla itham ettiği ufak, enteresan, ve etnik çeşitlilik açısından zengin bir ülkedir. Ãœlkedeki etnik dağılım şöyledir; hristiyan makedonlar, müslüman makedonlar (torbeşler), arnavutlar, türkler, çingeneler, türk çingeneleri (çingene olup türkçe konuşanlar), sırplar, ve Â"vlahÂ" adıyla anılan romen göçmenleri.

    3 milyondan az nüfusuyla oldukça homojen bir toplum olup, 2000 yıllarında kosova'yla yaşanan savaş sonrasında milliyetçilikte büyük bir artış kaydedilmiştir. diğer taraftan ülkede her azınlığın anadilde eğitim ve parti kurma hakkı gibi kültürel - siyasal hakları olup, bu alanda çevre balkan ülkeleri arasında istisna bir görüntü oluşturduğu söylenebilir.

    yunanistan'la sorunu eski makedonya uygarlığına dayanıyor; yunanlar gerçek makedonların helen olduğunu iddia edip günümüz makedonlarını "makedon olmamakla" suçlarken, günümüz makedonları ise hem kendilerinin hem de yunanların eski makedonların kökeninden gelip, tarihsel süreçte evrilip ilkinden farklı kültürlere ve etnik kimliklere sahip hale geldiklerini iddia ediyorlar; yani günümüz yunanistan'ın "modern yunan" kültürüne, günümüz makedonya'nın da slavlaşıp farklı bir kültüre evrildiğini iddia ediyorlar).

    makedonya'ın başkenti Ãœsküp (skopje) olup, ikinci en büyük kenti manastır'dır (bitola). manastır kenti mustafa kemal'in okuduğu askeri akademiye de ev sahipliği yapmaktadır; akademi günümüzde atatürk müzesine dönüştürülmüştür. manastır kenti özellikle osmanlı hakimiyeti döneminde diplomatların kenti olarak nam salmıştı. kentte konaklayan çokça fransız diplomat, manastır sakinleri arasında günümüzde de hala son derece popüler olan belotte (bölot) adlı fransız kağıt oyunu miras kalmıştır. yolu manastır'a düşenlerin pelister dağının eteklerinde bulunan dihovo köyündeki meyhanede meze eşliğinde ev yapımı bakan rakısı içmeleri olmazsa olmazlardandır.

    makedon ordusu 2006 yılında profesyonel ordu düzenine geçip, askerleri türkiye'nin de dahil olduğu çeşitli ülkelerde eğitim görüyor. bunun yanında çeşitli timlere sahip olup bunların hemen hemen hepsi birer hayvan ismine sahip; basit profesyonel piyadeler timi "akrepler", kosova savaşında görev alan ve tamamen para için gönüllü katılan maceraperest serseriler takımının timi "aslanlar", ülkenin en profesyonel timi olarak kabul edilenler ise "kurtlar". türk ordusunca yetiştirildikleri göz önüne alırsak, "kurtlar" ismini almasının pek manalı olduğunu belirtmek gerekir. sözkonusu timin güneydoğu'da bizzat çeşitli operasyonlara katılarak kürt halkına yönelik katliamlara imza attığı iddia ediliyor.
    (24.10.2006 23:24)

mine kırıkkanat

    demokrat ve hümanist gözüken burjuva elitist bir köşe yazarıdır kendisi. radikal gazetesinde yayınlanan o malum yazısında gerçek yüzünü göstermiş ve gazetede yayınlanmasına hem onay veren hem de sonra 'kaka' diyen ikiyüzlü genel yayın editörü Ä°smet berkan tarafından gazeteden kovulmuştur. ayrıca kovulmasına sebep olan yazıda işçi mahalleleri ve varoşlardan gelip 'uygunsuz' şekilde davranan insanların oluşturduğu sıkıntının kaynağına inmeye çalışmak yerine onları aşağılayıp insan yerine koymamakla, bu sözkonusu sefaletin kaynağı olup bizzat kendisinin de dahil olduğu toplumsal sınıfın (burjuvazi) tipik elitist, "beyaz türkçü" suretinin bir kez daha ifşa olmasına vesile olmuştur.
    (24.10.2006 22:24)

faşizm

    klasik anlamda faşizm hitler ve mussolini'nin kurduğu iktidar sistemleri olarak ifade edilir. klasik marksist görüş, faşizmi "tekelci burjuvazinin en gerici, en şovenist, en saldırgan kesiminin, açık baskıcı, kan dökücü diktatörlüğü, yönetimi" olarak ifade eder; fakat her iki tanım da çeşitli yönlerden noksan kalıyor.

    faşizm, evvela küçük burjuva bunalımından (bkz: küçük burjuvazi) beslenen tepkisel bir harekettir, ve kendini kapitalist toplumsal değerlerin uç noktası olarak ifade eder; devlet tahakkümünün en yoğun hali, demokrasi ve düşünce özgürlüğünün tümden tasfiyesi, erkek egemen kültürün ulvileşmesi, kitlelerin militaristleştirilip (bkz: militarizm) toplumsal iş bölümünün en ayrışmış noktasına varması, model bir kültür ve etnik kimliğin empoze edilip bu modelin dışında kalanların asimilasyon veya imhası.

    çoğunlukla faşizm ile milliyetçilik arasında - milliyetçiliği aklayıp masum göstermek amacıyla - bir ayırım yapılmaya özen gösterilir. faşizm ile milliyetçilik, biçimsel olarak birbirinden farklı gözükse de, özde aynıdır; milliyetçilik basit bir vatan ve etnik kimlik/kültür sevgisinden farklı olarak, bu etnik kimliği ve sözkonusu kültürü tüm diğerlerinden ayrıcalıklı bir konuma getirmektir. milliyetçiliğin kaynağı toplumsal paranoyadır; sürekli "iç ve dış tehditler" ortaya çıkartıp kitleler nezdinde kendini yeniden üretir. faşizm ise milliyetçiliğin bir kademe ilerisidir; artık vatan herşeyden üstündür, ve dayatılan etnik kimlik ve kültürel değerler tek meşru ve doğru olanıdır. milliyetçilikte "düşman" genelde dışarıda iken (türkiye örneğinde yunanistan, abd, ab, vs...), faşizmde bu sefer içeridedir (ahmet bey biraz liberal bir kimliğe sahip olup devleti eleştiriyorsa, derhal ab - abd ajanı ilan edilir), ve bu ileri paranoya da onu milliyetçiliğin radikal bir safhası olduğunu, kökeninin milliyetçilik olduğunu gösteriyor.
    (24.10.2006 21:31)

iha

    ağırlıklı olarak ortadoğu bölgesinden ve özellikle savaş bölgelerinde çalışan haber ajansı. sahip olduğu teknik donanım ve saha deneyimiyle, rakipleri doğan haber ajansı (dha) ve cihan haber ajansı'ndan (cha) ileri olmasına rağmen, üstyapıdan kaynaklanan yönetim hataları ve çalışan elemanlarına reva gördüğü düşük maaşlardan dolayı bu fark kapanmakta ve nitelikli eleman bulmakta zorlanıyor.

    2004'te kurmuş olduğu "ihavideonet" servisiyle de dünya pazarına açılıp ap ve reuters gibi ajanslara rakip olmayı hedeflemektedir.

    ajansın iki internet sitesi mevcuttur; birincisi ana sitesi, ikincisi ise dünya pazarına yönelik birimin sitesi.

    http:://www.iha.com.tr
    http:://ihavideo.net
    (24.10.2006 19:42)

sayfa: 1-2-3

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.