julia roberts ve hugh grant 'in başrollerini paylaştığı, 1999 yapımı bir roger michell filmi..
romantik komedi türündeki film yayınlandığı dönemde büyük beğeni toplamıştır..
ayrıca filmin sountrack albümünde yer alan ve filmin unutulmazlarından biri olan bir parça vardır ki dillere destan : elvis costello - she
film ismini olayların geçtiği londra'nın nottinghill isimli bölgesinden alıyor.
huge grant bir kitapçı. julia roberts amerikalı bir film starı. yolu bir gün kitapçıya düşüyor.
adamı defalarca aldatıyor, çok yamuk yapıyor ancak adam affediyor her seferinde.
farklı karakterlerle de süslenmiş bir film. bilhassa huge garnt'ın ev arkadaşı olan manyak filmin en eğlenceli karakteri ayrıca julia roberts'ın huge grant'ın kız kardeşiyel karşılaşıp tanıştığı sahne de epey eğlenceli.
bu tip romantik komedilerde genellikle aldatan kadınları affeden erkekler anlatıldığını farkettim. bu sanırım çok özel ve farklı bir durum olarak algılanıyor.
aldatan erkeklerin kadınlar tarafından affedilmesi malumunuz vaka-i adiyeden sayılıyor modern toplum denen merette. sanırsam o sebeple bu tip hikaylere itibar edilmiyor.
ancak notting hill tüm bu detaylardan ayrı bir yerde tutlursa gerçekten çok etkileyici ve romantik bir film.
galiba en sevdiğim filmler arasında...
galiba hugh grant'ın hayal dahi edemeyeceği şeyler başına gelmiş, çekimser halini seviyorum.
galiba julia roberts'ın hayal ettiklerini hayal etmediği yerlerde bulmuş, çekimser ama çaresizce cesur, aşk dileyen küçük kız hallerini seviyorum.
galiba inanmak istediğim ancak inanmakta zorlandığım ne varsa mümkün olabileceği izlenimini seviyorum.
bir de, she var tabi...
severek hatta bayılarak izlediğim ender romantik aşk filmlerinden bir tanesidir notting hill. çünkü hikaye anlatılışı o kadar tatlı bir duygu sömürüsü yapar ki etkilenmemek elde değil. imkansız görünen bir aşkın peşinden koşmanın dayanılmaz cazibesini iliklerinize kadar hissettirir. ilk vizyona girişinde lise çağında ergenlikten kurtulma çabaları içinde olan bendenizde tarifsiz tatlar bırakmıştı. ki hala ne zaman denk gelsem sırf o dönemi anımsattığı için soluksuz izlerim. yalnız türkçe dublaj versiyonu orjinal versiyonu kadar etki yapmaz bunu baştan belirteyim. çünkü hugh grant'in çekimser ve pısırık konuşma tarzı, julia roberts'ın istekli ama temkinli ses tonları zaten filmin güzel yanı.
she ve ain't no sunshine kadar iki tane daha güzel soundtrack bulunuyor filme ait. biri how can you mend a broken heart ki eski bir şarkı imiş esasında fakat ben en çok al green versiyonunu sevdim.
diğeri ise anna ve william'ın akşam yemeğinden sonra gizlice girdikleri özel bir bahçedeki sahneye eşlik eden mükemmel when you say nothing at all...
anna, william'a "bazı insanlar sonsuza kadar birlikte yaşayabiliyorlar." derken duyuyoruz bu güzelim şarkıyı...
there's truth in your eyes
saying you'll never leave me
the touch of your hands
you'll catch me
whenever i fall...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.