çok uzun yıllar önce trt-2 de dinlediğim siyah beyaz isimli şarkıları sayesinde tanıdığım üç arkadaşın kurmuş olduğu, ankaralı (cem kismet / vokal & elektro gitar, cudÄ° genç / bas gitar ve gÃœrcan konanç /bateri) rock müzik grubu. sadece bir albümleri vardır. (uyandırmadan) bu albümde özellikle dinlenilmesi tavsiye edilen bir kaç şarkı vardır. sakarya, fotoğraf ve kedi. başka sanatçıların da okuduğu "malabadi köprüsü"nü çok güzel okumuşlardır.
solist cem'in söylediğine göre; pilli bebek 50 civarı şehirde ve sayısını hatırlamadığıkları kadar kasabada, köyde 1500 e yakın konser ve bar programı yaptışlar. ankara'da baraka isimli barda çalıyorlardı. pilli bebek, geniş bir dinleyici kitlesine sahip sessiz gruplarımızdandır.
trt televizyonunun ilk yıllarında yer alan stop motion tekniği i le filme alınmış, pilli bebeğin maceralarının anlatıldığı bir çocuk programı. televizyonun haftanın dört günü yayın yaptığı ve toplam iki- üç saati aşmayan yayın saatleri döneminde çocuk programı olmasına rağmen yetişkinleri de ekran başına toplamıştır.
uyandırmadan albümüyle tanıdığım, uzun bir süre yeni albümlerini heyecanla beklediğim ve sonunda beni ve tüm sevenlerini muradına erdiren, beklememize değer bir albümle, olsun, tekrar müzik raflarında yerini alan kaliteli müzik grubu..
bir paylaşım sonucu kendini hatırlatan sözleriyle harikalar yaratan bir grup. "uyandırmadan" şarkısındaki dırırırın diye giren gitar soloları dinlenilesidir. başka yerlere alır götürür sizi şarkıları. şimdi neredeler ne yapıyorlar acaba...
behzat ç dizisi ile pek çok kişinin ilgisini çekti grup. popüler olan şeylere hep gıcık duyarım aslında ben. ama pilli bebek zaten bilenlerin hasta olduğu manyak bir grup. siyah beyaz, fotoğraf, eylül akşamı bunlar asla yabana atılacak gibi değil. ama bu grubun popüler olmasını isterim. çünkü daha fazla abansınlar daha fazla albüm çıkartsınlar biz mutlu olalım. ama tabi şimdiki çizgilerini bozmasınlar.*
Pilli Bebek'i ilk defa ne zaman dinledim acaba? SSK'nın izbe ama öğrenci bütçesi için gayet uygun olan barlarında odacak eğlenmeye çıktığımız zamanlarda denk geldim mi onlara? Doğrusunu söylemek gerekirse hatırlamıyorum. Bırakın barlarda çalan grupların ismini hatırlamayı, barların ismini bile aklımda tutamam. Pek gece insanı olmadığım için belki. SSK'dan bir tek Baraka'yı, bir de Gölge'yi hatırlıyorum; acaba duruyorlar mı hâlâ? (Aman Allah'ım, nasıl da unutmuşum! Zaman, güzel Ankara'mın hafızamdaki güzel izlerini silmeye başladı bile...)
Pilli Bebek, üniversite yıllarımdan beri sevdiğim gruplar arasında kalmaya devam etti. Bazen biraz daha gerilerde kaldı; üzerine eklenen bir sürü yeni keşfedilen grup ve tarz arasında azıcık kenara itildi belki. Tozlu bir rafın en arkasında unutulan ilk göz ağrınız bir kitap gibi... Ama arada bir nostalji yapıp eskileri hatırlamak istediğim zamanlarda elimin gittiği ilk parçalardan birinin sahibi ya Pilli Bebek'ti; ya Kesmeşeker, ya Mavi Sakal...
Şimdi Behzat Ç. dizisiyle birlikte (evet, bana Pilli Bebek'i hatırlatan Behzat Ç oldu, yalan değil...) yeniden damarlarımda Pilli Bebek dinleme arzusu yükseliyor. Küçükken gömdüğü oyuncaklarıyla dolu bir hazine kutusunu seneler sonra bulan bir yetişkinin heyecanını yaşıyorum. Grooveshark'ta, fizy'de Pilli Bebek'leri arka arkaya sıralarken, içimden bu yazıyı yazmak geliyor. Yazmak ve hatırlamak: Hilal'in şarkısı, her zaman Hilal'in şarkısıdır benim için. Sonra o tatlı melodisiyle Berrak, bana şirin oda arkadaşım Esen'i hatırlatır: Votka limonları ardı ardına devirip nasıl da kafayı bulmuştu! Onu ODTÜ dolmuşuna atıp yurda geri getirmek biz diğer üç kıza düşmüştü. (Hoş, daha çok benle Eda'ya düşmüştü; dörtlümüzün son elemanı da kafayı bulmuş durumdaydı o sırada: Sakarya caddesinde midye dolma satan amcaya laf atmakla meşguldü!)
Olan biten, Mithatpaşa caddesidir. Kızılay'dan Kolej'e gitmektir. Fransız Kültür günleridir, Gonca'dır, Gözde'dir. Sadece o değil, gündüz yüzlü kız da Gonca'mdır benim. Beyhude ise ağlayarak dertleşmelerimizdir bizim. Akman'da boza içmelerimiz... "Özü aslı hayatın, aşka olan yolundur" der Pilli Bebek, ve biz gözlerimizde yaşlarla gülümseriz. Sonra Fotoğraf vardır bir de: Geçmişte kalan o büyük aşklara bir ağıt... Ve anımsamaktır, artık iç acısıyla değil de, hüzünlü ve vakur bir gülümsemeyle... Ve olsun diye fısıldamak: Olsun... Artık bunu demek de zor olsa da, çocuk düşlerimiz artık yok olsa da, yaşadıkça hep bir umut olduğunu anımsatır Pilli Bebek insana.
Pilli Bebek Ankara'dır, fena halde Ankara'dır hem de... Pilli Bebek, ilk gençlik çağlarıdır, aşktır, hüzündür, dağıtmak, sonra yeniden toparlanmaktır; deliler gibi kahkaha atmak, ardından hıçkıra hıçkıra ağlamaktır. Pilli Bebek geçmişimdir. Artık çok geride kalmış geçmişimdir. Çünkü dışı sevda, içi zindan değilim artık...
İlk defa Siyah Beyaz şarkısıyla tanıdığım, tahminen lise 2 yıllarımdaydı. Behzat Ç. ile isimlerini duyurmuşlar. Behzat Ç.'yi hiç izlemedim, ama bu grubun şarkılarını paylaştığımda Behzat Ç.' ci damgası yemek olmuyor.
Gayet başarılı yorum ve sözleri çok iyi. 2000* ve 2007*'dan sonra yeni bir albüm için 2014'ü bekletmezler umarım.
Dışı Sevda, Bak, Olsun, Gündüz Yüzlü Kız... Özellikle yağmur yağarken dışarıda yürüyorsan Olsun çok iyi gider. Arkadaşımla herkesin kaçtığı bir nisan dolusu yağarken bağıra çağıra söylemiştik.
"Yorgun gecelerin ardından
Hep aynı yere dönerken
Islak sokaklar boyu düşündüm"
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
