türk mûsikîsi'nde bir dînî müzik türü. alevî-bektâşî şiirleri olan "nutuk"ların* bestelenmiş hâlidir. bir başka deyişle, bektâşî ilâhîlerine "nefes" denir.
ve lâkin, ilâhî ile nefes arasında, üslûp, tavır farkı vardır. ister müzikal, ister edebî olsun her iki şekilde de mutlakâ bir tavır farkı mecvuttur. bu da, bektâşîlik tarîki ile alevîlik'in**** sosyal toplum yapılarının sanata yansıdığını ve başka bir tür oluşturduğunu çok açıkça ortaya koyar.
her nutuk bestelendiğinde ortaya bir "nefes" çıkmaz. çünkü besteden besteye farkların var oluşu da müzikal türleri çeşitlendirir. ama her "nefes"in güftesi birer "nutuk"dur.
yeni doğan bebeğin, vücudunda artan karbondioksitin damar içindeki ph'i değiştirmesi sonucu almaya başladığı, oksijenyakıcı bir gaz olduğu için ilk seferinde çok canını acıtan, can acıttığı için zaten ağlamaya başlamış bebeği daha da ağlatabilecek veya ağlamayan bebeği ağlamaya başlattıracak hava kütlesi.
soğuk havalarda alırken içinizi daha da üşüten, boğazınızdan geçerken "eyvah ses tellerim donacak" diye düşünmenize sebep olabilen, verirken ciğerlerinizden gelen sıcaklıkla yumuşayan nefes borunuzun o giden havanın yerine alacağınız yeni ve soğuk hava fikriyle ürperdiği hava kütlesidir.
sıcak havalardaysa alırken, sıcak olduğu için içinizi daha da bunaltan, verirken ciğerlerinizdeki sıcaklıkla birleşmiş olarak çıktığından ağzınızdan alev fışkırtıyormuş hissiyle dudaklarınızın yandığını hayal ettirten, içinizden soküp atman isteyebileceğiniz hava kütlesidir.. soğuk vücutları ve morarmış dudaklarıyla ruhları bu dünyadan göç etmişlere özendirebilen hava kütlesidir.
levent semerci'nin yönettiği ve 2008'in ortalarına doğru vizyona girmesi beklenen asker filmi..
bir dakikalık fragmanından yorum yapmak güç ancak halkın duyguları kullanılmasın da, güzel bir film olsun demek geçiyor içimden.
ayrıca fragmanda komandoların söylediği şarkılar (şarkı mı denir ona tam bilmiyorum ama) etkileyici:
bir kar yağar ince ince
bir kar yağar ince ince
komandonun hali nice
komandonun hali nice
bir operasyon var bu gece
bir operasyon var bu gece
serdar ortaç'ın albümüne ismini verdiği parçasıdır. şarkıda bir ajda pekkan havası sezinlenmektedir. oldukça hoştur, sözleri şöyledir;
İkimiz için aynı bedende
Bir ufak deli kalp diyecekler
Kimi gün atacak
Kimi gün batacak yapayalnız
Sabah üstünü örtmediğimde
Saçını sevip aşk dediğimde
Geceler kopacak
Yeniden doğacak gün apansız
Seni öptüğüm ilk gece bahçede
Yüreğim duruyor orda öylece
Hadi git getir al uyanınca otur yanıma
Denedim yetecek mi ki sabrımız
Bitecek mi gönül deli kahrımız
Hadi ben bi hata yapıp ayrıldım
Aynını sen yapma
Hadi çal giderken kapımı
Nefes aldığım süre seninim
Kapadım bütün yollarımı
Bebeğim gülüm serserinim
--- alıntı ---
Levent Semerci’nin ilk sinema filmi Nefes, ekim ayında vizyona girecek. Filmin en çarpıcı sahnelerinden biri olan içtima sahnesi ise şimdiden binlerce kişi tarafından Facebook’ta izlendi.
2365 metre yükseklikte çok zor koşullarda ve küçük bir ekip ile çekilen film, Güneydoğu’da bir yüzbaşının komuta ettiği 40 kişilik timin hikâyesini anlatıyor. İşte filmden ilk görüntüler…
“Karabal” tepesinde bulunan bir röle istasyonunu korumakla görevlendirilen bu 40 askerin görevlerini yerine getirirken yaşadıkları acıları, sevinçleri ve yaşam mücadelelerini anlatan filmin yönetmenliğini ve senaryosunu Levent Semerci üstlenmiş. Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarını ve bölgede görevli askerlerin yaşamlarını farklı bir bakış açısıyla değerlendiren film, sinemaseverlerin oldukça ilgisini çekecek gibi görünüyor.
--- alıntı ---
uzun süredir haberimiz var filmden. fragmanlarını da pek çok kez izledim. vizyona girse de izlesek artık dedirten fragmanları var.
nöbette uyurken yakalanmış bir askere ve bölüğüne hitaben yaptığı "sen uyursan herkes ölür" konuşması ile gözleri dolu dolu yapan, dağdaki askerin yaşayışını gerçekçi bir tarz ile aktardığını düşündüğüm fragmanı vardır. umarım filmi de bu beklentileri karşılayacak kadar güzel olur.
bir film olarak bakarsak, 6,5 puan ancak verebilirim. pek başarılı değil. eleştirdiğimiz çok noktası oldu. hele o yüzbaşı yok mu o yüzbaşı... nutuk çekmeyi çok iyi biliyor kendisi. sen uyurken herkes ölür diyor ama sevgili komutan sen savaşmazsan da herkes ölür? çatışmanın başından sonuna kadar bir duvar köşesinde sinmenin ne alemi vardı ki? çıkıp savaşaydın, emirler yağdırıp organize edeydin askerleri? yok anca nutuk çeksin. çatışma sahnelerini de pek beğenmedim. konuşmalar anlaşılmıyordu, filmin renkleri de iyi değildi. sinema çekimiymiş gibiydi:) neyse daha fazla yerden yere vurmayayım, beğenilmeyecek çok yönü olduğundan 6,5 puan iyidir.
gelelim filmin diğer yönüne, artık sıradanlaşmış şehit haberlerini düşündüm film boyunca. ben olsam ne yapardım dedim, kendimi o askerlerin yerine koydum, şehit olduğum haberinin aileme iletildiğini düşündüm. hissettim yani o ortamı, o şartları. 45 sn liğine kahraman olmanın nasıl birşey olduğunu düşündüm. unutmuşuz, önemsememişiz bu olayları, insanların orada niye can verdiğini. her türk vatandaşının bunları düşünmesi, hatırlaması gereklidir zannımca.
her ne kadar bir film olarak 6,5 puan vermiş olsam da ülkemizin son yıllardaki en önemli gerçeğini gözler önüne serdiğinden izlenmelidir diyerek tavsiye ediyorum.
Filmin,3 yıl uğraş sonucu çekildi diye biliyorum.Bana kalırsa 3 yıla yazık olmuş.Ayrıca telefonla konuşma sahnelerinde,bir kızımızın "aa pardon senin sayende güvendeyim,haklısın" diyor...Sinirlerim nasıl yerinden oynadı anlatamam."Beni aramıyorsun" diyorsun,adam askerde bunu da biliyorsun.Hangi akla ziniyete sığar böyle bir sorun anlamadım.
Baban sigara içiyormu kısmı ve sevgilin varmı kısmıda ayrı bir entresan olmuş.
Ayrıca sonunda,Doktorun Komutanı alnının ortasından vurmadan önce,nerdeydin diye de sorarlar arkadaki askere...Orda gecikmesinde bir olay olduysa,kaçırmışsam kusura bakma asker!
ömür aldığımız nefeslerin toplamından ibarettir. her bir nefes adeta bir saatin sarkacı gibi bize verilen süre dolana kadar nazlı nazlı salınır.. tik tak, tik tak.. ta ki saat onikiyi vurana değin.. vakit geldiğinde sarkaç durur ve aslında bize ait olmayan ama sahibi olduğumuzu sandıklarımızın balkabağına dönüşünü izleriz hayretle. anlarız ki her şey bir göz yanılmasından ibaretmiş. kocaman bir gerçeklikle başbaşa kalırız. sonrası ise hafiflik hissi..
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.