bu günlerde herkesin içine dahil olduğunu söylediği ama çok azının gerçekten hakkıyla okuyp savunduğu, maalesef anlasılmayan bu yüzden de hiçbir yerde basarılı olamadı söylemleriyle karalanmaya çalışılan yönetim biçimi.
ortaya çıktığı yıllarda bile uygulamalarında sorun çıkan , kapsamlı incelendiğinde en mükemmel yönetim şekli olarak düşünülse de , uygulanabilirliği tartışmalı olan , umarım bir gün uygulanabilir de komunist komunist yaşarız diye umutla beklediğim sistem ...
***şunu eklemeden edemeyeceğim ; platon demiştir ki , "iyi - kötü yönetim şekli yoktur , iyi - kötü yönetici vardır..."
karl marx'ın içinden çıkarmaya çok uğraştığı milliyetçilik kavramını kağıt üzerinde içermese de, pratik hayatta feci şekilde içermektedir. hatta komünizmin en büyük dayanak noktalarından birisi milliyetçiliktir. rusya bunun güzel bir örneğidir. yani sscb.
koskoca bir ulusu fabrikalara doldurup çalışmaya ikna etmek ve üstelik bunu sadece karşılıksız bir şekilde yapmalarını sağlamak için gerekli en büyük enstrumanlardan birisidir milliyetçilik. nitekim rusya, yani zamanındaki sscb, bunu çok yüksek dozda kullanmıştır. sscb halkı bazılarının anlattığı gibi saf kardeşliğe ve paylaşmaya inandığından değil, en çok bu milliyetçilik teranesi yüzünden komünist olmuştur.
o zaman çekilen filmler, verilen vaazlar ve yazılan kitaplarda bile, neredesye ırkçılığa kadar varan milliyetçilik görülür. slav ırkının üstünlüğü, mother russia kavramı sonuna kadar sömürülmüştür. insanların böylesi bir düzene adapte olabilmesi için gaz verilmiştir bol bol.
ama elbette ki böyle bir manipülasyon insanların uzun süre yemeyeceği türdendir. eşekler gibi çalışıp hiç bir halta sahip olamayan halk, abd ile sidik yarışı içerisindeki başkanlarını ve çürüyen sistemi devirmiştir.
İpotek altına almak, baskı altına almak demektir. Rusya'da komünizm ilan edildikten sonra, birçok cami kapatılmış, dini eğitimler yasaklanmıştır. Fakat SSCB dağıldıktan sonra, kapatılan camiler açılmış, hatta yeni birçok cami yapılmasına müsaade edilmiştir.Komünist Rusya müslümanlara alenen baskı uygulamıştır. Ayrıca SSCB dağıldıktan sonra hristiyanlarda, ülkede tekrar etkin konuma gelmiştir. Hatta yakın zamanda din dersleri * okullarda tekrar okutulmaya başlanmıştır, neyse.
Komünist Çin'de aynı şekilde Doğu Türkistan'da müslümanlara yapmadığı eziyeti bırakmamıştır. Binlerce insan, genç işkencelerden geçirilerek öldürülmüştür.
Bulgaristan'da da müslüman Türkler, komünizmden dolayı birçok eziyetler görmüşlerdir. Bugün bile sağınızda solunuzda önünüzde ve arkanızda Bulgar zulmünden kaçarak Türkiye'ye gelmiş insanlar görürsünüz.
benim için komünist bir ülkenin müslümanlara yaptığı zulümle, emevilerin müslüman olmayan insanların kanıyla değirmen çevirmeleri arasında pek bir fark yok. ya da komünizm düşmanı abd'nin müslümanlara yaptığı zulümün, zamanında sscb tarafından müslümanlara yaptığı zulümden daha acı verici olduğunu düşünüyorum.
yani olay komünizmde bitmiyor.
komünizmi eleştirmek için çok başka noktalara değinebilirsiniz. çok açık noktası olduğu için bunu herhangi biri de yapabilir. ama dindarlara zulüm yapma deyince, inançları baskı altına alma deyince, komünizm herhangi bir sistemden farklı olmadığı için, tıkanıp kalmak da kolay oluyor.
meseleye sadece "din toplumların afyonudur diyenlerin rejimi işte" diyerek bakacaksak en dindar devletlerin şeriat düzeni adı altında kendi halklarına yaptığı zulme de bakmamız gerekir. dinin baskısı, islamı manipüle edenler için bile, kendi halklarına uyguladıkları baskıdan belli olabilir.
benim ülkem hangi rejimle yönetilirse yönetilsin her insanın onuruyla yaşamasından taraftarım. bir kadının evlenmeden çocuk sahibi olması onun tüm halk önünde, herkes tarafından taşlanarak öldürülmesine, böylesine iğrenç ve insanlık dışı bir muamele ile canına kıyılmasına sebep değildir. bunu yapanlar da komünist değildir, bildiğim kadarıyla.
konuşacak çok şey var ama her biri diğerinin tekrarı olacak. uzamasın boş yere yazı.
Komünizmi elbette sadece "din toplumların afyonudur" sözüne bakarak tek yönlü eleştirmek adilane görünmeyebilir. Ancak burada tartışılan komünizmin dine bakış açısı olduğu için sadece bu yönü irdelenmiştir.
İşin gerçeği komünizmin asla, kat'a adaletli bir düzen kurabileceğine inanmıyorum. Böyle bir şeyi mümkün görmüyorum. Ben işin dini boyutuna bakarak kendime şu soruları sordum. Madem din toplumları afyonladı, insanları birbirine düşürdü, halbuki bütün insanlar eşitti, kardeşti, kardeş olmalıydı, neden mazlum halk mazlum kaldı, bu eziyeti çekti. Bu neden şimdiye kadar giderilemedi komünizmi deneyen toplumlarda. İnsanlar kendi akıllarıyla kurdukları, geliştirdikleri sistemlerde, deneme yanılma yoluyla ilerlemek zorunda kalıyor çünkü. Fakat bu deneme yanılma milyonlarca insanın hayatına mal oluyor. Veya dünyada ki bütün dindar bireyler yokedilip, yerlerine inançsız bir toplum oluşturulmaya çalışılırsa, belki bu sistem bir müddet götürebilir:)
İslam aranan bu adaleti, eşitliği sağlamıştı. Ömer bin Abdülaziz döneminde zekat verilecek insan bulunamamıştı.
Osmanlı topraklarında hristiyanlar, yahudiler, ermeniler, kürtler vs. yüzyıllarca barış içerisinde yaşamıştı. Hatta zulüm gören yahudiler, İspanya'dan bu topraklara getirilmişti. Bosna'da hristiyanlara, Fatih'İn Özgürlük bildirisi gönderilmiş ve bu bildiri kiliseye asılmıştı.
ps. emevilerin gayrimüslim kanıyla değirmende buğday üretmesi ile ilgili bir belge var mıdır çok merak ettim doğrusu?
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
