inarrutu dahisinden bir film daha... ana teması her nekadar "iletişim sorunu" olsa da, hayata dair ne varsa önünüze koymaktan zerre geri durmaz bu kilim gibi dokunmuş film... "bu biziz; ve bu da bizim yarattığımız hayat"...
--- alıntı ---
acı dünyanın dört bir yanında... tıpkı umut gibi. tüm zamanların en beğenilen yönetmeni alejandro gonzales inarritu (paramparça aşklar ve köpekler,21 gram) insanoğlunun birbirinden ayrı düşüren engelleri anlattığı üçlemenin son filmi olan babel ile eleştirmenlerden bir kez daha tam not aldı.
morocco'da meydana gelen trajik kaza, aralarındaki kilometreler ve kültürel farklılıklara rağmen dört grup insanın kaderinin kesişmesine neden olan olaylar zincirini başlatır. brad pitt (bay ve bayan smith, ocean's 12),oscar ödüllü cate blanchett (göklerin hakimi,yüzüklerin efendisi Üçleme) ve gael garcia bernal'in (paramparça aşklar ve köpekler,motorsiklet günlükleri) başrolünü paylaştığı film daha önce görülmemiş bir oyuncu kadrosunu biraraya getirerek nefesleri kesmeyi başarıyor. * --- alıntı ---
tamamını tek seferde seyredemediğim kendi kendime antrakt vermek zorunda kaldığım zor bir film. bir daha seyretmiyeceğim filmlr listesine girmiştir. (bir diğeri; ihtiyar delikanlı) filmin sonuna doğru brad pitt'in saçlarımı aklaşmıştır yoksa bana mı öyle gelmişti anlayamadım, bir daha seyredemiyeceğim için de kendi kendime cevap veremiyeceğim bir sorudur. filmin soundtrack'i oldukça ilgi çekici. world citizen isimli şarkı oldukça etkileyici geldi bana, yani degisik bir durgunlugu var.
filmde japonyafas, amerika ve meksika da yaşayan değişik insanların hikayelerinin bu ilginç kurguyla birleşmesini seyrediyoruz. filmde kelebek etkisi ve birazda işaretler filmlerinden alınan mesaj var gibi, yani hiç bir şey sebepsiz yere olmaz ve her olayın bir sebebi vardır gibi birşeyler.*
amerikalı bir çiftin japon bir adamdan alınan av tüfeğiyle fas'ta vurulması, dünyanın da bunu medya yoluyla "terörist" saldırı olarak alması.
(temsili kültür karmaşası : amerika batı kültürü , japonya uzak doğuyu, fas: arap kültürü diyeceğim sanırım. )
bir insan hayatının söz konusu olduğu zamanlarda bile insanların ne kadar bencilleşebildimesi ve otobüs yolcularının arabadan inmemesi "önyargı" ve insanlığa duyulan "güvensiz"likti.
çocukların "oyun amaçlı ateş etmesi" şiddetinin nasıl kanıksandığının yansımasıydı. ve tabi ki ensest ve cinsel eğitimsizlik, bastırılmış duygulara yapılan göndermeler.
en bomba olan eleştiri sanırım bakıcı kadın olayında yapılmış, bütün bu olaylar olurken zenginlerin sadece bilinen tabirle korku dolu saatler yaşaması (!) kabağınsa fakirlerin başına patlaması. herkes kurtuldu bi şekilde her şeyin bir yolu bulundu, çünkü para vardı. ama bakıcı kadın gerçekten suçu olmamasına rağmen tüm cezayı çekti.
ve fakat tahlil edemediğim nokta var... o da şu ...
dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanların bir olayda kesişmesi ve bu insanların yaşantılarındaki sorunlarını, ilişkilerini, öz yaşamlarını ele alan bir film. "paramparça aşklar ve köpekler" , "21 gram" , "babel" üçlemesinin son filmidir kendileri.
alejandro gonzales inarritu yine ayrı hayatları kesiştirmiş , paramparça aşklar ve köpekleri , 21 gramı izleyenler için konsantre olması daha kolay olur diye düşünüyorum . aksi takdirede sanki biraz havada kalıyor. brad pitt müthiş bir performans sergilemiş bu filmde.
iletişimsizliğimize güzel bir gönderme bu film. dünyada bunca dil varken üstelik ... hala birbirine ulaşamayan insanları , hepimizi anlatması bundan ... hem sadece kelimeler iletişebilmek için yeterli midir? sanırım çaresizliğin dili dünyanın her yerinde aynı .
inarritu adlı adamın bazı insanların hayatıyla zoru var, bu film bunu göstermiştir bana en sonunda. amores perros, 21 grams ve babel üçlemesini yakın aralıklarla izleyen bir insanın hayat denen şeyde güzel bir nokta bulması filan mümkün değil. yani adam öyle anlatıyor ki hikayelerini, hem bir çırpıda geçip gidiyor film hem de saatlerce ve bazen günlerce aklınızdan çıkmayacak derecede ağır geliyor her şey.
bu kadar karanlık, bu kadar kötümser, bu kadar boğuk bir dille anlatılan filmden çıkabilecek tek anlam var, hayat çok berbat bir şey.
ağla ağla gözlerim şişti, yani, söyleyecek çok şey var ve hiçbir şey yok. çünkü insanda moral filan bırakmıyor bu adam, her şeyi mahvedip köşeye atıyor. sağır dilsiz kızın normalde bulamadığı sevgiyi cinsellikle kolay yoldan elde etmeye çalışması, zavallı faslı adamın basit bir tüfek yüzünden iki çocuğunu da kaybetmesi ve zaten sefillikler içindeki hayatının oracıkta alt üst olması, amerikalıların orada ölmek üzere olan bir kadın olmasına rağmen kıçlarının keyfine çekip gitmesi, meksikalı kadının gerizekalı bir herifin yüzünden tam anlamıyla her şeyini kaybetmesi...
ve en berbatı da 2 saat içerisinde anlatılan şeylerin "sadece basit bir kurgu, film ulan işte!" diyerek geçiştirilemeyecek kadar gerçek hayattan alıntı olması. biliyoruz ki fastaki insanlar böyle yaşıyor, biliyoruz ki amerikada nice insan sadece kaçak çalıştığı için her şeyini kaybedebiliyor, biliyoruz ki sağır bir genç kız sevgiyi bulmak için bizden çok daha fazla beklemek ve çabalamak zorunda, buna rağmen her şeyi mahvetmeden yaşaması çok ama çok zor...
inarritu filmlerini izlemek şart ama çok fazla takmamak lazım. yoksa insan yaşama sevincini filan, her şeyini kaybediyor. sadece film demek, geçip gitmek lazım. sorgulamadan, sadece izlemek.
Say it was your Babel
Say it was my babel
It was my babel
Tell all people
Now you know it's over rolling off her shoulder
You can take a ladder to the shadows and forget
Was it how she kissed you and then dismissed you
Was it purposeful and was it just to hook you in
Hallucinating, chasing, changing, racing
Breaking, hating till you lost it all
Where was your girlfriend, he was not your
Where you were going, you're on your own
He was quick to burning
He was slow to learning
Though inside your misty
He still kissed her when she cried
And did your best to please her
And then get up and leave her
You befriended the harsh way it ended now sleep tight
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.