babel

  1. inarrutu dahisinden bir film daha... ana teması her nekadar "iletişim sorunu" olsa da, hayata dair ne varsa önünüze koymaktan zerre geri durmaz bu kilim gibi dokunmuş film... "bu biziz; ve bu da bizim yarattığımız hayat"...

    kurgu... akıcılık... zeka...
    dünya... yaşam... aile...aşk... sevgi... fedakarlık... bencillik... korku...
    çocukluk... yalnızlık... kaybolmak... çaresizlik... inanmak... vazgeçmek...
    diriltmek... güvenmek... anlamak... anlaşılamamak... aldatmak... faydalanmak...
    güç... iktidar... tapınmak... politika... kurallar... var etmek... yıkamamak....
    ...acımak...

    sanırım ben bu film hakkında yazmak değil "konuşmak" istiyorum... evet...
    (gri 16.04.2007 22:15 ~ 16.04.2007 22:18)
  2. filmdeki bazı detayların ucu açık kalmış olsada ana fikri güzel bir film. brad pitt ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu yine kanıtlamış.
    (bkz: se7en )

    (noreply 28.05.2007 20:21 ~ 28.05.2007 20:21)

  3. --- alıntı ---
    acı dünyanın dört bir yanında... tıpkı umut gibi. tüm zamanların en beğenilen yönetmeni alejandro gonzales inarritu (paramparça aşklar ve köpekler,21 gram) insanoğlunun birbirinden ayrı düşüren engelleri anlattığı üçlemenin son filmi olan babel ile eleştirmenlerden bir kez daha tam not aldı.

    morocco'da meydana gelen trajik kaza, aralarındaki kilometreler ve kültürel farklılıklara rağmen dört grup insanın kaderinin kesişmesine neden olan olaylar zincirini başlatır. brad pitt (bay ve bayan smith, ocean's 12),oscar ödüllü cate blanchett (göklerin hakimi,yüzüklerin efendisi Üçleme) ve gael garcia bernal'in (paramparça aşklar ve köpekler,motorsiklet günlükleri) başrolünü paylaştığı film daha önce görülmemiş bir oyuncu kadrosunu biraraya getirerek nefesleri kesmeyi başarıyor. *
    --- alıntı ---
    (spinninaround 11.06.2007 10:57)
  4. babil ya da babylon
    (swordofdarkness 06.07.2007 21:33)
  5. tamamını tek seferde seyredemediğim kendi kendime antrakt vermek zorunda kaldığım zor bir film. bir daha seyretmiyeceğim filmlr listesine girmiştir. (bir diğeri; ihtiyar delikanlı) filmin sonuna doğru brad pitt'in saçlarımı aklaşmıştır yoksa bana mı öyle gelmişti anlayamadım, bir daha seyredemiyeceğim için de kendi kendime cevap veremiyeceğim bir sorudur. filmin soundtrack'i oldukça ilgi çekici. world citizen isimli şarkı oldukça etkileyici geldi bana, yani degisik bir durgunlugu var.

    filmde japonya fas, amerika ve meksika da yaşayan değişik insanların hikayelerinin bu ilginç kurguyla birleşmesini seyrediyoruz. filmde kelebek etkisi ve birazda işaretler filmlerinden alınan mesaj var gibi, yani hiç bir şey sebepsiz yere olmaz ve her olayın bir sebebi vardır gibi birşeyler.*

    neyse bana fazla ağır geldi.
    (sirma sacli pastirma 19.07.2007 04:08)
  6. bence konusu çok basit olan şahane bir filmdi.

    amerikalı bir çiftin japon bir adamdan alınan av tüfeğiyle fas'ta vurulması, dünyanın da bunu medya yoluyla "terörist" saldırı olarak alması.
    (temsili kültür karmaşası : amerika batı kültürü , japonya uzak doğuyu, fas: arap kültürü diyeceğim sanırım. )

    (bkz: küreselleşme)

    bir insan hayatının söz konusu olduğu zamanlarda bile insanların ne kadar bencilleşebildimesi ve otobüs yolcularının arabadan inmemesi "önyargı" ve insanlığa duyulan "güvensiz"likti.

    çocukların "oyun amaçlı ateş etmesi" şiddetinin nasıl kanıksandığının yansımasıydı. ve tabi ki ensest ve cinsel eğitimsizlik, bastırılmış duygulara yapılan göndermeler.

    en bomba olan eleştiri sanırım bakıcı kadın olayında yapılmış, bütün bu olaylar olurken zenginlerin sadece bilinen tabirle korku dolu saatler yaşaması (!) kabağınsa fakirlerin başına patlaması. herkes kurtuldu bi şekilde her şeyin bir yolu bulundu, çünkü para vardı. ama bakıcı kadın gerçekten suçu olmamasına rağmen tüm cezayı çekti.

    ve fakat tahlil edemediğim nokta var... o da şu ...

    o japonlar niye donsuz dolaşıyordı ya ...
    (dawn 04.10.2007 12:07 ~ 04.10.2007 12:10)
  7. dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanların bir olayda kesişmesi ve bu insanların yaşantılarındaki sorunlarını, ilişkilerini, öz yaşamlarını ele alan bir film. "paramparça aşklar ve köpekler" , "21 gram" , "babel" üçlemesinin son filmidir kendileri.
    (urserpens 04.10.2007 12:56)
  8. alejandro gonzales inarritu yine ayrı hayatları kesiştirmiş , paramparça aşklar ve köpekleri , 21 gramı izleyenler için konsantre olması daha kolay olur diye düşünüyorum . aksi takdirede sanki biraz havada kalıyor. brad pitt müthiş bir performans sergilemiş bu filmde.
    iletişimsizliğimize güzel bir gönderme bu film. dünyada bunca dil varken üstelik ... hala birbirine ulaşamayan insanları , hepimizi anlatması bundan ... hem sadece kelimeler iletişebilmek için yeterli midir? sanırım çaresizliğin dili dünyanın her yerinde aynı .
    (mistaneek 04.10.2007 13:07)
  9. inarritu adlı adamın bazı insanların hayatıyla zoru var, bu film bunu göstermiştir bana en sonunda. amores perros, 21 grams ve babel üçlemesini yakın aralıklarla izleyen bir insanın hayat denen şeyde güzel bir nokta bulması filan mümkün değil. yani adam öyle anlatıyor ki hikayelerini, hem bir çırpıda geçip gidiyor film hem de saatlerce ve bazen günlerce aklınızdan çıkmayacak derecede ağır geliyor her şey.

    bu kadar karanlık, bu kadar kötümser, bu kadar boğuk bir dille anlatılan filmden çıkabilecek tek anlam var, hayat çok berbat bir şey.

    ağla ağla gözlerim şişti, yani, söyleyecek çok şey var ve hiçbir şey yok. çünkü insanda moral filan bırakmıyor bu adam, her şeyi mahvedip köşeye atıyor. sağır dilsiz kızın normalde bulamadığı sevgiyi cinsellikle kolay yoldan elde etmeye çalışması, zavallı faslı adamın basit bir tüfek yüzünden iki çocuğunu da kaybetmesi ve zaten sefillikler içindeki hayatının oracıkta alt üst olması, amerikalıların orada ölmek üzere olan bir kadın olmasına rağmen kıçlarının keyfine çekip gitmesi, meksikalı kadının gerizekalı bir herifin yüzünden tam anlamıyla her şeyini kaybetmesi...

    ve en berbatı da 2 saat içerisinde anlatılan şeylerin "sadece basit bir kurgu, film ulan işte!" diyerek geçiştirilemeyecek kadar gerçek hayattan alıntı olması. biliyoruz ki fastaki insanlar böyle yaşıyor, biliyoruz ki amerikada nice insan sadece kaçak çalıştığı için her şeyini kaybedebiliyor, biliyoruz ki sağır bir genç kız sevgiyi bulmak için bizden çok daha fazla beklemek ve çabalamak zorunda, buna rağmen her şeyi mahvetmeden yaşaması çok ama çok zor...

    inarritu filmlerini izlemek şart ama çok fazla takmamak lazım. yoksa insan yaşama sevincini filan, her şeyini kaybediyor. sadece film demek, geçip gitmek lazım. sorgulamadan, sadece izlemek.
    (iknowthepiecesfit 26.03.2009 01:36)
  10. Liverpool da top koşturan Hollandalıdır.
    (bkz: ryan babel)
    (bloodberg 26.03.2009 11:04)
  11. güzel bir massive attack şarkısı:

    Say it was your Babel
    Say it was my babel
    It was my babel
    Tell all people
    Now you know it's over rolling off her shoulder
    You can take a ladder to the shadows and forget
    Was it how she kissed you and then dismissed you
    Was it purposeful and was it just to hook you in
    Hallucinating, chasing, changing, racing
    Breaking, hating till you lost it all
    Where was your girlfriend, he was not your
    Where you were going, you're on your own
    He was quick to burning
    He was slow to learning
    Though inside your misty
    He still kissed her when she cried
    And did your best to please her
    And then get up and leave her
    You befriended the harsh way it ended now sleep tight
    (luna 13.04.2010 03:46)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.