yaz aylarının sıkıcı etkisinin her yerde kendini göstermesi belki diyarımızı da etkiledi.. fakat gerçek şudur ki, diyarın kuvvetli kalemlerini kaybetmesi için bir mazeret değil sıcak-soğuk.. en yakın zamanda tekrar bilgisayarının başına geçmesi ve beyninden geçenleri ellerinden klavyesine aktarması ve bizleri o değerli yazılarından uzak tutmaması dileğiyle.. tüm zamanların en iyi tanımını yapmış bir yazar, elden kaçırılmamalı derim naçizane.. (bkz: visal)
türkiye başlığının altına yazdığı muhteşem yazısını okuyup hayran olduğum yazar. hatta yazdığı bu entryi akıl hocama okutmam sonucu hemen msn'de bulunan bir kaçkafa insan bir konuşmada toplanmış yazı hepsine okutulmuş ve üzerine bütün bir gece konuşulmuştur.
dün akşam karıştır butonuna basarak eskileri okurken, #15343numaralı tanım ile karşılaştım, sıra'yı anlatıyordu. Üslubu beni yakaladı, kim butonuna bastım, yazdıkalrının tamamını bir çırpıda bitirmek mümkün değil. tutarlı bir yazar, hakkında yazılmasından hoşlanmadığını anlıyorum okuduklarımdan, ve bir de buralardan uzakta olacağını.
muhayyel, iyi bir yazar, tanımlarını okumak büyük bir zevk.
türk dil kurumuna göre kelime anlamı: hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen: "gülümser bir resimdir / muhayyel sevgilimdir."- olan bu kelime. patso zirvesinde tanıştığım hayal bile edilemeyecek bir delikanlıya ait.
bir insan bu kadarmı kibar ve ince düşünceli olur. 2 aylık bebeğimizi kucağından indirmedi saatlerce. "yoruldun birader" dedim "gel sohbetten ayrı kalma" yüzündeki kadim tebessümle "yok abi bebeğe sigara dumanı gelmesin diye uzaklaştım topluluktan" demezmi? benim ufaklıkta bir rahattıki sormayın sanki 40 yıllık ahbaplar. şu vampircikte ne cevherler varmış. iyiki varsın vampircik.
başka vampirlerle konuşacak başka şeyler vardı patso zirvesinde. sizi ihmal etmeyi kendime hak gördüm. maalesef diğer pek çok vampir ve vampire için de bu durum geçerliydi. ama bende yarattığınız ilk izlenim şu oldu:
hani insanların bazı dostları vardır... sigara, simit, bir parça peynir ve illa ki bardaklar dolusu çay eşliğinde oturur ve saatlerce konuşurlar. dışarıdan bakanlar da bir anlam veremez bu upuzun sohbete. yanlarına yanaşır, kulaklarına çalınan birkaç kelimeyle fikir sahibi olmaya çalışırlar ama hiçbirşey anlamazlar ya... içimde bir his, bir dahaki zirve böyle geçecek diyor işte.
oh my friend
we have spent
so much time looking for someone to blame
cause were the same
the jealous games
take up time we could spend on other things
oh my friend
if it ends
let us go and then not look back again
we cant be
you and me
taken' ourselves much too seriously
but out in space
a million miners work upon
the night’s cold face
but all i see is black
and all the stars look back
at me
oh my friend
what a friend
id have thought youd have stayed here till the end
i take a bow
draw the crowd
were just words in the sand at high tide
but out in space
a million miners work upon
the nights cold face
but all i see is black
and all the stars look back
and im leaving
oh my friend
we should spend
some more time looking from the other end
cause we would see
so clearly
we d blame ourselves as much as we d blame weed
we d blame ourselves as much as we d blame weed
we d blame ourselves
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.