itiraf etmek

  1. uzun süredir sır gibi saklanan gerçekleri gün ışığına çıkarmak, aslında herkesin bildiği ama hiç söylenmeyen şeyleri açıklamak, tiyatro sahnesine çıkıp perdenin açılması için komut vermek, enter'a veya kaydet tuşuna basıp herkesin okuyacağı şekilde bir şeyleri yayımlamak, belki diz çöküp elinde bir yüzük tutarak bir teklif yapmak, belki sanık konumunda bulunulan mahkemede hakimin gözünün içine dürüstçe bakıp gerçekleri söylemek, belki de ses kayıt cihazının play tuşuna basmak...

    bir şeyleri itiraf etmek zor olmasaydı itiraf etmek diye bir söze ihtiyaç duymadan tüm anlatılanlar için anlatmak, söylemek vs sözcüklerini kullanırdık. itiraf etmek zordur ama itiraf ettirmek de zordur. karşınızdaki kişiye bir şeyleri ya zorunluluktan*, ya onlara güvendiğinizden, ya karşı taraf çok üstelediğinden, ya itiraf etmek için aşırı derecede zorlandığınızdan, ya daha fazla geçiştiremeyeceğinizden, artık zamanı geldiğinden itiraf edersiniz, belki de hepsi yüzünden itiraf edersiniz.

    zorunlu kalışınız, hayati bir mesele içeren veya sizin geleceğinizi belirleyecek olan bir mahkemede veya evliliğinizi kurtaracak bir savunma yapmanız gerektiğinde itiraf etmenizi sağlayabilir. köşeye sıkışan fare debelenip kurtulmaya çalışsa bile en sonunda pes edecektir**. duygusal konuları, aşkı itiraf etmek karşı tarafa güveni ve oldukça çok miktarda öz güveni gerektirir, güven kolay kazanılan bir şey olmadığından bu tür itiraflar hayli değerlidir.

    itiraf ettirmek için yapılan girişimler olabilir. sanıklara itiraf ettirmek için fiziksel ve zihinsel, aşkı itiraf ettrmek için duygusal baskılar yapılabilir ki bu tür baskılara işkence diyoruz. "ben dayanıklıyımdır, itiraf etmeden durabilirim" deseniz bile karşınızda "i am sayid jarrah. and i am a torturer" diyen biri çıktığında bu sözü söylememiş olmayı dileyebilirsiniz. ama dayanan dayanıyor valla, wiiliam wallace'a "doo youu connnfessss?**" diye haykıran ingilizi hatırlıyoruz hep beraber. bazen de kendiliğinden itiraf ediyor insanlar, aynı amadeus filminde geçen şu replikte olduğu gibi: "mozart! mozart, forgive your assassin! i confess, i killed you... "

    itiraf edeceğiniz şey suçunuzsa, güvendiğinizi düşündüğünüz kişilere bir kez daha bakın. kendisini aldattığınızı söyleyeceğiniz erkek arkadaşınızla ilişkiniz bitebilir, itirafınız sizi demir parmaklı loş bir odaya götürebilir vs vs. ama tüm güçler insanlara itiraf ettirmek için kolaylık sağlama uğraşındadırlar. günah çıkartma odasında din adamının sizin yüzünüzü görmüyor oluşu, birtakım davalarda suçu itiraf edince ceza indirimi uygulamasına gidilmesi falan hep itirafı kolaylaştırıcı yöndedir. veya itiraf.com'da itiraf eden kişinin sadece nickinin görünmesi ve en önemli itiraflara karşın kimseden utanmaya gerek görmeden ortalıkta dolaşılabilmesi de itirafı kolaylaştırır.

    itiaf etmenin kendiliğinden olan versiyonunda işkence yapan f kuvveti vicdanın ta kendisidir. kendiliğinden gidip teslim olan adam bunu vicdanından yaptığı gibi korkusundan da yapıyor olabilir ama. "nasıl olsa yakalanacağım itiraf edip kurtulayım" düşüncesidir.

    bazen kendimize bile itiraf etmediklerimiz olur ara sıra. nedeni bilinmez, bizi zorlayan kuvvet anlatmamızı engelleyen kuvvetten küçüktür, söylemeyiz bir şey. belki utandığımızdan, belki kendimize yakıştıramadığımızdan... yine de gün gelir, o itiraf edilecek durumu söylemek "dişinde maydonoz var" demek kadar kolay olur.

    **
    (queen tinorfithiel 04.05.2007 17:44 ~ 04.05.2007 17:50)
  2. (bkz: iftar etmek)*
    (benlicenan 04.05.2007 22:32)
  3. bkz: http://www.itiraf.com/
    (olurooleseylerbazen 12.01.2011 23:14)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.