ölümle ya da yaralama ile sonuşlanan işlendikten sonra suçluya eşit derecede verilen ceza. örneğin sağ eliyle birisini yaralayan ya da öldüren birinin, diyet olarak sağ eli kesilirmiş eskiden.
gözlerinizin ikisi de yerinde, adnan bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz,
iki hayın,
ve zeytini yağlı iki gözünüzle
bakarsınız kürsüden
meclis'e kibirli kibirli
ve topraklarına çiftliklerinizin
ve çek defterinize.
ellerinizin ikisi de yerinde, adnan bey,
iki elinizle okşarsınız,
iki tombul,
iki ak,
vıcık vıcık terli iki elinizle
okşarsınız pomadlı saçlarınızı,
dövizlerinizi,
ve memelerini metreslerinizin.
iki bacağınızın ikisi de yerinde, adnan bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna eisenhower'in,
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır.
özellikle pazartesi günleri başlanan, üç beyaz denilen gıdalardan uzak durulamsı gereken, çoğu lezetli yiyeceği yasaklayıp geriye tatsız tuzsuz yiyecekleri inana layık gören zaıflama amacıyla yapılan ama çoğu kişinin başaramadığı beslenme şeklidir..
özellikle günümüzde çok sık adı geçer her haber bülteninde özellikle yaz aylarında güzel manken kızların görüntüleri eşliğinde ünlülerin, doktorların diet listeleri duyurulur.insan öle bir kosullanır ki benimde yapmam gerek galiba diye düşünür..
ama sonunda kilo vermek yerine kilo alınca ya da sağlığınızı kaybedince aklınız başınıza gelir
ömer seyfettin'in yazmış olduğu türk edebiyatında önemli bir yeri olan öykü. fedakarlık, bedel ödeme, merhamet, insanın değer bilmesi ve sadakat üzerine yazılmış ders verici nitelikte bir çalışmadır. *
diyet herkesin sorunlu olduğu, fazlaca yaptığını düşündüğü şeylere karşı bir yasaklama şeklinde tepkisidir. kendine dur diyen sesin eyleme dökülmüş biçimidir. kilo, seks vb. bir çok şeye karşı yapılabilir.
çocukların ruh sağlığını bozmak, bilinçaltına dehşet görüntüleri sokmak için yazılmasa da, bunu hakkıyla yapan, korkunç bir ömer seyfettin öyküsüdür. bu da yetmemiş trt tarafından filme alınmıştır. o karanlık ve melun final sahnesinde kahramanımızın "al diyetini!" diye bağırarak kendi kolunu kesme sahnesini hala unutamam. kabus gibidir.
bu öykü ve dizinin, bir kuşağın bilinçaltında ne tür izler bıraktığını anlamak için leman, penguen vb. mizah dergilerinde "al diyetini" espirisine ne kadar sık rastlandığını hatırlamak kafidir.
aynı oranda zararlı olduğuna inandığım bir başka örnek için
(bkz: kemalettin tugcu)
(ikili tekrar 26.07.2007 01:28 ~ 26.07.2007 01:30)
aslında orjinal kökeninde anlamı, "düzen", "beslenme düzeni" dir. ve bizim bildiğimiz anlamında şöyle kullanılır; "i'm on a low calorie diet". düşük kalorili bir diyetteyim anlayacağın.
daha çok kadınların bitmek bilmeyen çilesi. önce bir pazar gazetesinde yeni bir diyet farkedilir. ardından bi dakka ya benim de fazla kilolarım var. o zaman pazartesİ dİyete baŞlamaliyim! denir. ve başlanır. fakat perşembeye doğru (en geç) diyet dışına çıkılmaya başlanır. arkadaşın bisküvisinden, bilmem kimin patatesinden.. bu şekilde eski beslenme düzenine dönülür. bu sırada sızlayan vicdan ve artı fazla kilolar ile eskisinden de kötü bi hale gelinir. sonra bir internet sitesinde bir cumartesi sabahı yeni bir diyet farkedilir. yeni bir pazartesi diyetine doğru kanatlanılır...
nazım hikmet'in adnan menderes ile eisenhower arasındaki ilişkiye de değindiği şiiridir:
"iki bacağınızın ikisi de yerinde, adnan bey,
iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzurunaeisenhower'in,
ve bütün kaygınız
iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri
halkın tekmesinden korumaktır."
kız kısmının hep yapmak durumunda olduğudur. uzun yıllar bunun aksini savunsam da sonund bende ona yenik düşmüşümdür. çünküm rejim mejim takmayıp manevi olarak yayan bünye bu durumu az zaman sonra fizyolojik olarak da göstermeye başlıyor.
“Diyet” yerine “sağlıklı beslenme” çok daha doğru bir kavram. Hızlı bir şekilde kilo vermeyi vaat eden şok diyetlerde verilen kilonun büyük bölümü su ve kaslardan gider. Yağınız azalmaz.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.