akp intihara gidiyor

  1. ahmet akgÜl tarafından yazılmış (2007 istanbul) içerinde ilginç iddalar bulunan kitap

    ahmet akgülün ‘akp intihara gidiyor’ kitabının 278 ve 279. sayfalarında yazanlar.





    --- alıntı ---
    işte, akp li daniŞmanin itiraflari
    “kuzey irak ta, askerlerimizin başına çuval geçirmelerini ve genel kurmayı zor
    duruma düşürmelerini, amerikalılara biz söyledik.” akp yi kuranların ve kurduranların, özellikle tayyip erdoğan ın özel bir önem verdiği danışmanlarından ve
    operatörlerinden biri ile yemekte karşılaştık. tam bir panik havasındaydı. “hayrola
    işleriniz iyi gitmiyor galiba!” dedim.

    akp li danışman: "tezkere krizinde oldu ne olduysa, büyü o zaman bozuldu, beklediğimiz sonuç çıkmadı, sonrasını zaten biliyorsunuz."

    aa: "katılmıyorum, edelman ın ysk ya ziyareti, londra, washington, new york, dubai ve bazı şehirlerde daha akp kurulmadan önce verilen sözler sonunuzu hazırladı. devleti tanımadan, anayasal organlardan ve milletten gerçek anlamda bir –olur- almadan küreyi yerinden oynatacak kararları alabileceğinizi sanmak çocukçaydı. bu durum akp yi bitirdi."

    akp li danışman: "hayır, bizi Özkök paşa ve paşalar bitirdi. tezkere krizinde ne
    yapacağımızı bilemedik. sorduk ne yapılmalı diye; “iktidar sizsiniz, karar almak sizin işiniz, biz kararı uygularız” dediler."

    aa: "ama zaten siz orduya sormadan informel olarak her türlü garantiyi vermiştiniz.
    asıl hata o değil mi?"

    akp li danışman: "tamam her türlü garantiyi ve tavizi verdik ama abd nin doğu ve
    güneydoğu ya tam yerleşeceğini bilmiyorduk. yani, abd ve ingiltere türkiye yi işgal
    edeceklerdi, paniğe kapıldık."

    aa: "ama abd lilere bu garantinin akp nin kurulması aşamasında verdiniz."

    akp li danışman: "evet, çok yanlış yaptık."

    aa: "peki o halde Özkök paşa nın ve paşaların suçu ne?"

    akp li danışman: "onlar diyebilirlerdi ki; “tezkerenin çıkmasına karşıyız.” ancak
    asker kararı bize bıraktı!"

    aa:"normal, demokrasilerde zaten böyle olmaz mı?"

    akp li danışman: "tamam da, tezkerenin faturasını sonunda akp ye kesti abd liler.
    asker, “tezkereye karşıyız” deseydi, parti ile abd değil, abd ile tsk karşı karşıya gelecekti, biz yırtacaktık!?."

    aa: "Özkök paşa ve paşalar size tezkere çıkarmayın demedi mi?"

    akp li danışman: "hayır demedi ama cesaret edemedik!"

    aa:"abd, türk askerlerinin başına çuval geçirdi ama ceza olarak?!"

    akp li danışman: "yahu o olayı hiç sorma. o wolfowitz in halt yemesi. bizimkiler
    (akpliler), “tezkerenin öcünü tsk dan alalım” diye ona akıl vermiş!..."

    aa: "yoksa sizin danışman arkadaşlarınızdan biri ve istanbul da iki işadamı
    wolfowitz e asıl suçlu akp değil, tsk demiş olmasın?! Çünkü amerika ya söz verdiği
    gibi akp tezkereyi çıkaracaktı! tsk yı cezalandırma teklifi, iki işadamı ve bir danışmandan gitmedi mi?"

    akp li danışman:"Çok büyük, çok fahiş bir hata yaptık zaten wolfowitz türk ordusunu bizimkilerin teklifi üzerine cezalandırmaya karar verdi."

    aa: "tek başına mı?"

    akp li danışman: "yok canım, tayyip erdoğan ve ve gül le paylaşıldı, onlar da “olur”
    dediler."

    aa:"yani wolfowitz in, abd nin bu çokbilmiş danışmanının ve istanbul daki iki
    işadamının: “türk ordusunu cezalandırma önerisine” tayyip erdoğan ve gül ya da eş
    genel başkanlar “evet” mi dedi?"

    akp li danışman: "maalesef öyle!... tayyip ile gül’ün gezileri bu plana göre ayarlandı. o gün tayyip erdoğan rize de, gül de kayseri de olacaktı. Çok ters bir şey olursa ikisi abd liler tarafından alınacaktı. bu planı wolfowitz hazırlamıştı."

    aa: "ne tür bir terslik bekliyordunuz? "

    akp li danışman: "tayyip erdoğan ve gül e yönelik askeri bir hareket olabilir diye
    düşündük."

    aa: "yani akp üst yönetimi, akp nin yıldız danışmanı ve istanbul daki iki işadamı
    türk askerlerinin başına çuval geçirileceğini biliyor muydu?"

    akp li danışman: "evet tabi… yanılmıyorsam bir de emekli bir paşa biliyordu."

    aa: "hiçbir kimse çıkıp ta tayyip ve gül’e bunun sonuçlarının çok ağır olabileceğine
    ilişkin görüş bildirmedi mi?"

    akp li danışman: "tezkerenin mecliste reddedilmesine çok kızmıştık. abd savunma
    bakanı arkamızdaydı. kendimizi çok güçlü hissediyorduk!"

    aa: "ordunun sessiz kalacağını mı düşündünüz?"

    akp li danışman: "biz değil, wolfowitz öyle düşündü. türk askerlerinin başına çuval
    geçirilince, genel kurmay başkanı Özkök ve diğer kuvvet komutanı paşalar ın, o günkü harekatın nöbetçisi büyükanıt ın isifa edip emekli olacaklarını öngörmüştük. eğer o gün paşalar istifa etseydi, bizim genel kurmay başkanımız hazırdı..
    --- alıntı ---
    (ursaemajorist 10.06.2007 04:56 ~ 10.06.2007 05:05)
  2. bir bölümünü gazetede okuyup * şoka girdiğim, kalbimin dayanabileceğine kanaat getirirsem, alıp okumayı düşündüğüm kitap.
    (dawn 10.06.2007 15:52)
  3. bir ak partili danışmanın çıkıp da yazarın birine bütün parti sırlarını, yapılan hataları anlatması bana mantıksız geldiğinden, içinde yazanların doğruluğundan şüphe duyduğum kitaptır. bir danışmanın bir yazara "kuzey irak'ta, askerlerimizin başına çuval geçirmelerini ve genel kurmayı zor duruma düşürmelerini, amerikalılara biz söyledik" cümlesini söyleyebileceğini, bir ak partili yöneticinin kendisine de puan kaybettireceğini düşünmeden milletinin aleyhine böyle bir karar verebileceğini, abd'nin de tayyip bey ve ekibi istedi diye türk askerlerinin kafasına çuval geçireceğini, yine bir danışmanın yemekte karşılaştığı bir yazara bütün parti sırlarını söyleyebileceğini düşünmek safdiliğin önde gidenidir. boşuna şoka moka girmeyiniz.

    böyle isim vermeden kanıt göstermeden ben de kitap yazarım. chp nin harakirisi diye bir kitap çıkarırım, bir danışman bana "tüü kaka" dedi derim, elimde cillop gibi kitabım olur. bazı saftirikler de şoka girdi mi ne ala!
    (mrty 10.06.2007 16:25)
  4. akp iktidarı döneminde hayavanat bahçesindeki aslanlara allah dedittirildiği unutulmamalı *
    (sirma sacli pastirma 10.06.2007 16:52 ~ 10.06.2007 16:53)
  5. bildiğim kadari ile gazeteciliğin altı kuralı mı nesi olacaktı buralarda bir yerlerde; ne, nerede, ne zaman, nasıl, niye, kimdiye.

    ama gördüğümüz kadarı ile bir isim bile vermekten aciz adamlar kitap yazmakta, savcılar da bu yazarları adam yerine koymakta, kapatma davaları açabilmektedir.

    işin en iyi yanı da ; böyle desteksiz sallayarak ak parti'yi güçlendirdiklerini fark edememeleri. eleştirilerin odak noktalarına bakarsanız; yok attan düştü *, yok "sayın" dedi * gibi abidik dubidik misaller.

    hayır, madem olay bu kadar vahim, neredeyse kıyamet kopacak; neden e-darbe'de yok kızcağızlar gecenin geç vaktinde ilahi okudu, öbürküsü namaz kıldı diye basit, kişisel şeyler yazıyorlar. bunları yazsalardı ya.

    arkadaşım bana ciddi bir eleştiri getirin seçim arefesi ki işinize yarasın. sizden daha detaylı çalışmalar bekliyoruz. böyle inandırıcı olabilecek;
    -neden?
    -çünkü bunlar feyykk.
    -neyk,
    -feykkk ulan feyykkk. yani sahte. tabağın dibinde chp yazıyor. *

    sayenizde bir vesile ile aslında pentagon'un ak parti'den emir aldığını öğrenmiş olduk. *

    refah partisi'nin kapatılma davasını hatırlayın;
    1. laikliği eleştirmenin odak noktası *
    2. kan içici vampirler *
    3. ... vs.

    ek:
    1. o kadar çok yalanlar söyleniyor ki; yalanlamak ile başa çıkılmaz.
    2. bilgiler o kadar çürük ki; "ben yalanım, ben yalanım" diye bas bas bağırıyor zaten. *
    3. yalanlanmamışsa doğrudur yalklaşımı çok yanlıştır, çünkü; iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. bu genel bir kuraldır zaten.
    (mancene 10.06.2007 17:11 ~ 10.06.2007 23:03)
  6. genel yazi itibariyle , olayin kiminle, ne zaman, hangi koşullar altinda olduğu bilinmemektedir.kitabi okumadiğim içinde belki bu bilgilerden eksik kalmaktayim. ancak akp ye oy vermiş yada vermemiş, kısacası bu ulkede yaşayan bizlerin bir iktidar partisi hakkindaki bu korkunç iddalari gözardı etmemisi gerekir.
    diyelim ki tum bu yazilanlar yalan ve iftira, akp ye atilmiş bir çamur, peki akp neden çıkıp bu kitabi yalanlamiyor, neden söylelenleri tümü yalansa aksi bir duruş sergileyip, kitabi toplattirmiyor.
    burada iki sonuç var ortada, 1 tüm bunlar yalansa, bir iktidar partisinin bunca iddaya cevap vermesi gerekir, hiç bir şekilde zan altinda kalmamasi da gerekir.2. sonuç ise; bu iddalarin gerçekliği ki, zaten böyle bir durum varsa, diyecek hiç bir şey yok
    (ursaemajorist 10.06.2007 18:06 ~ 10.06.2007 18:09)
  7. anlaşıldığı kadarıyla hezeyandan başka bir şey ifade etmeyen görüşler içeren kitaptır. *"milli görüş'ün hatiplerinden" olduğu söylenen bir kişinin ismi lazım olmayan bir paçavradaki saçmalıklarına benzer saçmalıklardır. mal bulmuş mağribi bu gibi yazıların üstüne atlayanlar yanlış yapıyorlar, savundukları görüşler için delil gösterme ihtiyacı duymalarını bunlarla tatmin etseler de kendi gibiler dışında inanacak kimse bulamazlar. insanın bunlara inanması için ya dünyadan bihaber olması ya da çok sığ olması gerekir. yazan kişi, özgürlük denen mefhumun kendine verdiği hakkı kullanmıştır, sakın karışmayın, zerre kadar ciddiye almayın.* sadece, (bkz: #114582).

    ters açı yaklaşım: alet edilip kullanılanların, asıl olarak neye alet edildiklerini bilebilme imkanları asla yoktur;* alet edip kullananların gözünde buruşturulup çöpe atılan bir kağıt kadar bile değerleri yoktur. müsvette kağıdın kullanıldıktan sonraki yeri çöptür; peki, kağıdın bundan haberi var mıdır? yoktur...
    (alelade 10.06.2007 18:10 ~ 10.06.2007 18:11)
  8. ne doğru ne de yalan olduğu bilinemeyecek söylemleri içermektedir. en azından şu aşamada. akp sepatizanları yalan olduğunu neye dayanarak iddia ediyorlar? ya da akp antipatizanları doğru olduğunu nasıl düşünebiliyorlar direkt olarak.

    klavyelere saldırmadan önce bir beklenilmeli ve iddiaların nasıl cevaplanacağını veya nasıl ispatlanacağını görmeli.
    (argus wishingwell 10.06.2007 19:18)
  9. ülkemde verilen mücadelelerde onur, haysiyet, şeref gibi kavramlar iki ezeli futbol takımının maçlarında en biçimsiz-aşağılık şekilde var olduğundan ve bu şekilde algılandığından, siyasetteki yansımasını da bu vesile ile görüyoruz.
    takımının onuru*, bireyin sadakatsizliğini* dile getirmek için 10 binlerce kişinin bir futbolcunun karısına küfür etmesiyle ulaşılmak istenen amaç nasıl ki futbolcuyu demoralize etmekse, - iktidardaki parti kim olursa olsun- seçimde önünü kesmek için, hemen seçim arafesinde dillendirilen bu tutum arasında bir fark görememekteyim.
    mücadele ederken takındığınız tavır, kullandığınız enstrümanlar ve izlediğiniz yöntemin sizi nekadar "insan" yaptığını gözlerönüne sermekte.
    asıl sorun akp böyle birşey yapmıştır yapmamıştır dan ziyade, verdiğiniz mücadelenin kalitesidir... evet tam olarak sorun bu, kirlilik...
    her anlamda kirlilik...
    tüm bu iddiaların şu anı beklemesinin sebebi ne olabilir diye düşünüyor insan,
    milleti galeyana getirmemek ve vatanı korumak?
    hükümetin, bu milletin ordusunun cezalandırmasına onay vermesini aşılabilir bir sorun olarak düşünmen, ama geçen zaman içerisinde "yok canım, bu ne terbiyesizliktir,içime sinmiyor çıkıp anlatmalıyım birilerine, gereği yapılsın" diye düşünmen?
    ilk günden buyana bunu söylemek için çırpınman ama hiçbir tv kanalının veya gazetenin sana bunu söyleyecek imkanı sunmaması?
    kitap halinde basmaya karar vermen ancak yayınevinden kaynaklanan teknik sorunlar?
    uygun zamanı bekleyip, "bulanık bir parça su, birkaç kişi zehirlensin kafi" diye şu zamana kadar sinmen?
    hangisi...

    önemli değil, hiçbir önemi yok...doğru dahi olsa yok...
    bu şekilde rakibini altetmeye çalışan parti(ler) tarafından yönetilmeyi yeğlemem mi gerekiyor?
    yada, dünya kazan onlar kepçe şeklinde sürekli biryerleri-birşeyleri karıştıran yüce ve kutsanmış güçler " düşmanımın düşmanı benim dostumdur" mantığıyla, senin namına ve senden habersiz rakibini altedecek ve senin önünü açacak akabinde iktidar olacaksın...böylesi parti(ler) tarafından yönetilmeyi içime sindirmem mi gerekiyor?
    ne diyelim buna?... zafere giden her yol mübahtır... hım?...evet evet...
    mübahtır...
    yalanla dolanla, şirazesinden çıkmış demokrasi anlayışıyla bu söz uyuşmakta...
    kolay gelsin efendiler...
    (gri 10.06.2007 20:02)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.