Bu şekliyle tam bir bağlayıcılığı olmayan tasarıdır. Bu merhaleden sonra tasarı Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda oylanacak. dananın kuyruğu esas orada kopacak veya kopmayacak. göreceğiz.
tabi mezkur dananın kuyruğu epeydir çekiştirilmektedir, artık dana da sıkıldı, biz de sıkıldık!
daha işin senato oylaması kısmı da var... en az bi 20 yıl daha idare eder durumu. biz "şiddetle kınıyoruz" deriz, onlar da adım adım onaylatmaya doğru yol alır. hem daha durun yav, bizim güneydoğu topraklarının kime ait olduğu da belli olmadı ya, bi belli olsun, üstünde kukla devlet kuran bulunur elbet. soykırım karşılığı ermeniye mi veririz, özgürlük savaşçısı pekeke'ye mi veririz orasını konjonktür belirler. o zamana kadar direnecek ordu ve milli irade de kalmayacağı için, özellikle ampul kafalar dert etmesin, ok?
baharın müjdecisidir. her bahar gelişiyle beraber tasarı alt komiteye gelir, temsilciler meclisinden geçer, senato aşamasında filan başkan müdahale eder, izleyen seneye kalır. başkanın bu çabalarının ödülü olarak da türkiyeden kocaman bir taviz koparılır, böyle gider.
bu yıl da ermeni tasarısının karşılığında beklenen tavizler aşağı yukarı şöyle;
1) ermenistan protokollerinin onaylanıp ermenistana karşı yürütülen ambargonun kaldırılması,
2) afganistan da türk askerinin muharip rol üslenip talibanla silahlı çatışmaya girmesi,
3) f35 uçaklarının türkiyeye satışı konusu.
bu yıl masadaki menü bu, yersen tabi. seneye başka bir mevzu olur tabi. ermeni tasarısının satın alabileceği şeylerden biri yada bir kaçı konacak yine. her tasarının bir fiyatı oluyor yani, mesela kürdistanı resmen tanı diye bir fiyat pahalı gelr bu tasarıya, ama çok ucuz bir şey de konarsa abd masadan maksimum karla kalkmamış olur.
tasarı geçse türkiye ortalığı mı yıkacak? bunun olmayacağını herkes bilir zaten, biraz gürültü, incirlikte bir süre uçuşları ağırlaştırma, afganistan takviyesinin beklemeye alınması, silah ithalatında 7-8 aylık bir durgunluk (sonrasında fazlasıyla alırız zaten!), bunların üzerine bir miktar van minut edebiyatı falan.
abd den çok daha az muhtaç olduğumuz fransa üstelik yaptırım da içeren bir yasayı kabul etti, bir kaç günlük tantanadan sonra her şey aynı hamam aynı tas. biraz gazeteleri karıştıralım, ermeni tasarısı geçince fransanın natoya dönüşünü veto edeceğimiz, sarkosy nin akdeniz birliği projesine karşı çıkalacağı filan söyleniyordu, şimdi ise fransanın bu projesinde 6 genel sekreter yardımcısından birisini almak büyük bir uluslararası başarı gibi pazarlanıyor, oysa türkiye karşı çıksa bu böyle bir örgütten bahsetmek bile abesle iştigal olurdu. üstelik almanya da türkiyenin karşı çıkan pozisyonu destekleyip fransaya karşı çıkmıştı.
dönelim abd deki tasarıya. soykırım iddiasının kabulunun arkasından önce tazminat talebi sonra da toprak talebi gelecek deniyor. bence tazminat talebi için soykırımın tanınması gerekli değil, bir ermeni dilediği zaman türkiye aleyhine tazminat talebinde bulunabilir. ancak hukukun normal olarak işletilmesi halinde tazminata hükmetmek akıl karı değil. toprak talebi ise ermenilerin ulusal mitolojisi haline gelmiş. bu mitolojiyi anlayabilmek için ermeni toplumunun zihnine çakılmış hastalıklı psikolojiyi anlamak lazım. yani olay hiç bir düzlemde romantik çabalarla çözülebilecek bir mevzu değil.
tasarının geri planında yaşanan diplomatik satranç konusunda da bir kaç kelam edelim. bu tasarı mevzusunda her yıl abd bir pozisyon alır, biz savunma pozisyonu alırız, daha sonra abd yönetimi ikna etmeye dönük çabalara gireriz, tavizler veriririz, son dakikada abd başkanı süreci durudurur. bu yıl bizimkiler aklınca proaktif bir çabayla tasarıyı hiç gündeme gelmeden engelleyecek bir yol buldular. buna ''ermeni açılımı'' dediler. formül gayet basit, futbol maçına liderleri göndermek, dünyaya uzlaşma mesajları sunmak, abd ile koordineli olarak ermeni protokolunu meclisten geçirip ermeni kapısını açmak.
bizimkilerin unuttuğu konu ise bu tasarının bu yıl olmazsa seneye, olmadı diğer seneye yeniden gündeme gelmesi... o zaman ne yapacağız? kapıyı zaten açtık, o koz zaten elden gitti, yani ermenilerin bundan vaz geçmesi mümkün değil, abd ye yeni hediyeler sunmamız lazım.
bence türkiye bu tasarıyı istemiyorsa defansını hep geride kurmamalı. defans biraz daha ilerde kurulmalı, mesela her yıl şubat ayında filan türkiye de incirliğin kapatılması gibi bir teklifi meclise sunulmalı, dış işleri komisyonunda teklif kabul edilmeli, partiler meclis oylamasında milletvekillerini serbest bırakmalı, amerikalılar bizimşü an washington da yaptığımız gibi fellik fellik milletvekillerinin peşinde koşmalı.başbakan son dakikada parti grubuna müdahale edip süreci durdurmalı.
diplomasi marketininde ermeni tasarısının fiyatı 1 liraysa incirliğin fiyatı 100 liradır, bu yüzden böyle bir eşitleme de uzun vadede türkiye ye zarar verir, bu yüzden bu ilişkiyi düzgün kurmak gerekir. eğer böyle bir alış veriş olsa her bahar bırakın tavizler verip durmayı, ceplerimizi bir sürü ödünle doldururuz.
her sene yılbaşı ile eurovision yarışması arasında bir tarihte gündeme gelir. boku fazlasıyla çıkmış hadisedir. ulan bir şeyi ya kabul edersin ya reddedersin. her sene aynı teraneleri niçin yaşatıyorsunuz ki insanlara. soykırım olmuş mu? kabul et o zaman. olmamış mı? kolayı var reddet. bilmiyor musun, araştır. iki ülkenin önem verdiği bir hadise mi? o zaman bırak onlar görüşsün anlaşsın sen çıkan sonucu kabul et reddet ne yapıyorsan yap. uluslararası şantaj ve taviz aracımız resmen.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
