deli

    ingilazcada "lezzetleri" anlamındaki "delights" ın kısa yazılışı. argus' deli.. gibi.
    (31.12.2010 19:32)

kleio

    gözümün nuru, herşeyim. söylenmemiş ve söylenecek tüm güzel sözlerimin odağı. birtanem...
    (31.12.2010 19:28)

yılbaşını kutlamak allah a isyandır

    yılbaşının benim için diğer günlerden tek farkı sürekli ihmal edilen aileyle yemek yiyip normalden 1-2 duble daha fazla sallamaktır. veya hafızalarda sımsıcak bir anı bırakmak için noel baba gibi gizlice binaya sızıp nişanlıma ve ailesine hediye bırakıp apartman görevlisi çöp sanıp atmasın diye alelacele mesaj atmaktır "kapıya bak hoo-hoo-hoo" diye.

    vay anasını sayın seyirciler, bir millet isyan ediyor... hoo hoo hoo!
    (31.12.2010 19:27)

noel baba

    noel baba beynelmilel bir kültür objesidir. zaman içerisinde öyle olmuştur. içerik olarak asla kıyaslanamasa da şöyle düşünmek lazım; mevlana veya yunus dünyada kabul edilen kültür objelerinin en kıymetlilerindendir. ona da hristiyanlar "bu müslüman azizi kardeşim, bana ne onun felsefesinden" desinler o zaman. aşalım noel babayı, kırmızı ve beyaz tatlılığını, kar ve geyikleri unutmayalım. gayet hoş bir yılbaşı geleneği, adamlara göre noel için bize göre yılbaşı için. bana göre süt ona göre çikolata...
    (30.12.2010 22:48)

demokrasi olmadı silah satalım

    günümüz emperyalist dayatımlar trendinde aynı kapıya çıkan demokrasi (gerçek demokrasiden bahsetmiyorum) ve silahın farklı şeyler gibi sunulma teklifidir. demokrasiyi silah zoruyla dayatan, siyah sıvıyı lüp lüp götüren, ülkelere demokratikleşme yolunda büyük katkılar sağlayan büyük biraderin mentalitesidir.

    yenisi de şu; silahı daha erken yaşlarda satalım ki tetiklemeye çalıştığımız nefret sonucunda başlayacak iç savaş kıvılcımları daha parlak olsun ve fazla yalellemeden mangal yansın aga.

    halelujah siyah sıvı demokrasisi. ugh!
    (30.12.2010 22:33)

discus

    Camacam denen dekorsuz, bitkisiz, kumsuz akvaryumda şen aile kasabında sergilendiği gibi "geeeaal geeall, en güzel kuzu but buradaaaeee, param olsa da ben alsaaaaaeemm" gibisinden teşhirilen gariban balık. Bunun sebebi; balıklar çabucak büyüsün 20 cm boya gelsin, hemen üresin, hemen yumurtlasın, hemen yavrularını satalım (en boktan yavrunun tanesi 30 tl) mantığıyla yaklaşarak bu işin tüccarlığını yapan uzak doğudan hastalık (sars mesela) gibi bulaşan dana yüreği yedirme sevdasıdır. Dana yüreği çiğ et olduğu için ve işlenmemiş bir ürün olduğu için su içerisinde süratle bozunarak balıklar için zehirli olan amonyak, sonrasında nitrit oluşturur. Son işlem de nitritin nitrata dönüşmesi (hepsi azot bakterileri tarafından yapılır) ve zehirli olmasa da balığın proteini kas yapımında kullanmasını engelleyen bu bileşiğin balığı yanık bırakmasıdır.

    E o zaman ne yapılmalı? Dana yüreği kum arasına kaçarsa (ki kıyılmış olduğu için suda dağılarak kum arasına kaçar) hızla bozunarak balıkları zehirleyebilir, diğer kuru yemlerde bu etki çok çok az olur, ama yüreğin yenmeyen kısımları kısa sürede akvaryumdan alınmalıdır, o halde kum olmamalıdır ki hortumu yemleme bittikten sonra dibe dayayıp rahat rahat yürek maması artıklarını çekebilmelidir.

    Kum; azot bakterilerini (nitrifikasyon bakterileri) barındıran en önemli substrattır akvaryumda. Hele biraz da ince taneli bir silis kum ise, dip kısımlarda oksijensiz alanlar da oluşturarak son ürün olan nitratın tekrardan azot gazına döndürülüp atmosfere atılmasına da yarayabilir. Ayrıca; kumda yaşatılan pek çok bitki ile son ürün olan ve akvaryumdan uzaklaştırmamız gereken nitrat (discus yavrusu için max 5mg/l, 2 aydan sonra max 30 mg/l konsantrasyonunda olmalı ve ömrünün hiç bir kısmında 50 mg/l yi geçmemelidir sağlıklı discuslar için) uzaklaşıtırılabilir, bitkiler azotu gübre olarak fotosentezde besin yapımı için kullanır, iyi gelişen bitkiler, özellikle pistia, su sümbülü, su mercimeği gibi su üstü yüzey bitkileri nitratı çokca tüketerek su değişim sıklığını azaltır. Kumlu bitkili akvaryumun özelliği budur.

    Discus da bu tip akvaryumlarda su kimyasını iyi bilmek, balığın dilinden anlamak ile nefis büyütülebilir ve mutlu olur doğal ortamında.

    Yoksa her gün %50 su değişimiyle, "karaciğeri yorup 15 sene ömrü olan discusu hızla büyütüp 3-4 senede öldüren dana yüreği dayayıp" babam da discus büyütür. Önemli olan balığı kasap vitrinindeki gibi hapis hissettirerek beslemek değil, akvaristliğin ruhuna uygun olarak doğal ortamında rahat ettirerek beslemektir.

    Buyrun; 5 cm boydan alıp gocuman yaptığım, tamamen kuru yemle ve itina ile beslenen, henüz 9 aylık olan discuslarım. Tabular yıkılmalı ki; gerçek akvaristlik alsın yürüsün...
    http://img821.imageshack.us/f/20100426047.jpg/
    http://img710.imageshack.us/f/20100426032.jpg/
    http://img87.imageshack.us/f/dsc0630p.jpg/
    (30.12.2010 22:21)

sözlükte at koşturmak

    Bir internet sözlüğünün her imkanını kullanıp, zirveydi, radyoydu, ottu, köktü diyerek sömürerek sosyal yaşantısının önemli bir kısmına bu olguyu dayamak denebilir.

    Ama unutmamak lazım ki; at sahibine göre kişner. Bürrrrsttt!!! Fazla abartmaya hacet yok.
    (30.12.2010 22:01)

argus wishingwell

    Eski yazılarını beklememek lazım. En azından bir süre. Zira 2 senedir 5 satırdan uzun bir şey yazmadı bu adam. Ama özledi, bu aralar zamanında kendi yazılarını sile sile doldurduğu "doldur" kısmında rastgele takılıp maç eksiğini gidermeye çalışacak. Bir sakatlık olmazsa burada...Çok özlemiş şu ev gibi samimi ortamı.
    (30.12.2010 21:56)

giyinmek güzeldir

    Koşarken takımları ve/veya (eyvah) memeleri tuttuğu için kanımca sütyenle birlikte donu da es geçersek; giyinmek salakça. Giyinmenin nesi güzel? Binlerce yıldır soğuktan korunalım, çükümüzü kukumuzu kapatalım diyerek aseksüel veya pipisi küçüklerce icat edilmiş buluşu uygulamak için yüzmilyonlarca garibanı boğazlayıp derisini çıkarttık. Sanırsam en başlarda yemek için avlanan hayvanların etinden sütünden ve dötünden faydalanırken ortaya çıkmış zararsız bir eylemdi. Sonralarında işler gelişti, leoparlar, vaşaklar yakalanmaya başladı, e tabi fok durur mu yapıştırmış cevabı; "beni de kesin lan, nefis kürküm var, ama tikat edin kürkümü delmeyin, kafadan 1-2 çivili sopa nakşetseniz kafi".

    Giyinmek güzeldir, hıhı evet, seçme şansımızı mahvetti giyinmek, paketi almadan içinde ne olduğunu göremiyoruz artık, selülit mi var, çil mi var, sarkık mı, kaslı mı, büyük mü gibi soruları sürekli sormak mecburiyetinde kalıyoruz. Şimdi hayvanca geliyor belki yazdıklarım ama zamanında en baba kurallardı, soğuktan korunacağız ayağıyla aldılar elimizden doğal seleksiyonu. Şimdi iki havalı kıyafet giyip sokağa çıkınca kızlar nasıl da bakıyor, veya şık bir gece elbisesi giyip makyajını yapınca kadın nasıl da güzel görünüyor gözümüze değil mi?

    E sen soğuktan üşüyorum diye kürkü giyersen soğuğa toleransı da kaybedersin, sonra daha kalın giyinmeye başlarsın. Giymeseydin başta az direnseydin, çeliklenirdin en fazla ayaktan ayaktan yiyip soğuğu gece mağaraya salar dururdun, kokuya çabuk alışır ve uyuşur burun, problem yok.

    Şimdi çıkmış karşıma, kürk giyince gelen eleştiriye "ben mi kestim hayvanı ya ellah ellaaah" diyerek konseptlere sığmayacak laflarımı yediriyorsun bana.


    Toparlayacak olursak; genel hedefimiz nedir anasını satayım? Pohpohlanıp yatağa girmek ve sonunda kıyafetsiz hali görmek değil mi? Baştan neden giyiniyoruz o zaman, neden bu kadar anlam yükledik ulan kıyafete? Hayatı kolaylaştırmak bizim elimizde, eski güzeldir...

    Drop down, baby, let your daddy see.
    Drop down, mama, just dream of me

    Put on your night shirt and your morning gown
    You know by night I'm gonna shake 'em all down

    demek istiyorum affınıza sığınarak.

    (30.12.2010 13:12)

bumbar dolması

    Anca cebren ve hile ile yiyebilirim. Şekil itibariyle yenilebilir bir şey imajı vermiyor, bu yaşıma kadar ağzıma koymadım (oha), bundan sonra da koymayı düşünmüyorum.

    Bak tarantula veya çekirge konusunda bu kadar katı değilim, veya muz...
    (30.12.2010 12:53)

beni beğenen beğenmiş

    Her kör satıcının kör bir alıcısı vardır'dan yola çıkılırsa; herkesin beğendiği kendine durumu mevzu bahis olur, bu durumda da tabi ki beni beğenen beğenir. Gözümde değeri olan bir savunma değildir.

    Unumu eledim eleğimi astım tümcesinin imalarından birisi olarak kullanılıyor ise orada boynum kıldan ince (yani 500 senelik bir çınar gövdesine göre ince sayılabilir).
    (30.12.2010 12:51)

tarihi yarımada

    Tam ucunda az biraz ağaç kalmış beton adası. Galatasaray adası gibi bir şey yani. Kalan son ağaçlar da Topkapı Sarayı'nın içinde allahtan. Sanırsam orayı da tutuşturup otele döndürmez kimse.
    (30.12.2010 12:46)

argus wishingwell

    Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım
    Unutma beni, unutama beni
    Gözünden damlayamayan göz yasin olayim
    Unutma beni, unutama beni
    Gölgen gibi adim adim
    Her solukta benim adim
    Ben nasil ki unutmadim
    Sende unutma beni, unutama beni
    Bitmek bilmez kapkaranlik geceler boyunca
    Unutma beni, unutama beni
    Ayriligin acisini kalbinde duyunca
    Unutma beni, unutama beni
    Sevisirken, öpüsürken
    Yapayalniz dolasırken
    Unutmaya çalisirken
    Sen de unutma beni, unutama beni.
    (30.12.2010 03:38)

masal

    ışığa uçar bütün pervaneler,
    ateşe giderken ne şahaneler,
    dönerek acıyla aşkla şu alemi,
    yana yana rakseder divaneler...

    böyle bir sertab şarkısı. sözlere bak hele... müzik alıntı galiba, boşver, sözlere bak...

    (bkz: mevlevi)
    (30.12.2010 02:57)

çıkışta görüşeceğiz

    genelde bir türlü gelmeyen çıkış. araya bin türlü arkadaş girer, kimi der "aga boşver", kimi der "aga o seni yer", kimi der "gerek yok". ağzınızın tadıyla kavga edemezsiniz. ederseniz de ağzınızın tadı "kan tadı olur ama bir tat alamazsınız".

    o yüzden "çıkışta görüşeceğiz" demeden önce bir kere daha düşünün. demeyin lan bir şey, zaten eleman çıkacak, ses etmeyin, çıkınca tepesine binin, emin olun kazanacağınız zafer önceden belirtip alacağınız zaferden daha kudretli olacak, tabi ki dövebilirseniz...

    (bkz: sessiz atın çiftesi pek olur)
    (30.12.2010 02:18)

sayfa: 1-2-3...-204

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.