kehribar

    50 ila 350 milyon önce dünya üzerinde vârolmuş çok özel bir çam türünün fosilleşmiş reçinesi.. Felsefesinde tarifi imkansız mealler taşıyan, yaratanın insanlığa bahşettiği en büyük hediyedir. Kısacık ömürerimize kıyas devasa zaman aralığının suretinden hiçbirşey kaybettirmediği, içeriğindeki fosillerin reçineye yapışıp tekrar üzeri kapanmadan önceki tüm çırpınış ve trajedesinin dinazorların çağından daha eski dönemlere ait oluşu ile insanı derin tessüre sokan ve akabinde muazzam bir sevgi oluştura gizemli mineral.
    Her ne kadar ülkemizde kehribar anlamında kullanlan antik suni reçinenin bu muazzam anlamı gölgelediğine şahit olsak da bu ayrımı yapabilenler tarafından oluşturulmuş binlerce ve milyonlarca dolar değerinde kolleksiyonları ile bir gün gerçek anlam ve bâhâsına kavuşacağını umid ettiğim taşlaşmış reçinem!!
    (14.07.2009 01:54)

alperenlerin topkapı protestosu

    şarap firması sponsorluğunda, şarap ikramları nezaretinde ve kutsal emanetlerin bulunduğu Topkapı Sarayı gibi sembolik değeri olan bir mekânda yapılan akabinde; milli ve manevi duygularımızı sinirlendiren, Ertuğrul günay'ın aksi deyimiyle zavallı , iğrenç vede ilkel yaratıkların başrol oynadığı bir eyleme yapılan son derece yerinde, duyarlı vede taktir edilecek bir eylem!
    (14.07.2009 01:33)

çapkınlık

    birilerinin; kendi kan bağı ile bağlı olduğu bayanlarına "el bebek gül bebek" beselenen kafesteki bir kanarya muamelesi yapıp, onlara "erkeklerle kat'i suretle fingirdeşmeyecek", "namusuna sahip çıkacak" "beyaz gelinliğini hakedecek" v.s telkinlerle namus ahkâmı kestikten sonra, kendi dışındaki birilerinin kan bağı ile bağlı olduğu birilerini* potansiyel şehvet sindirim aracı olarak görmesi olayı!!
    en büyük namussuzluğu; "minik kaçamaklar", "bir gecelik aşk", v.s gibi iğrenç ve basite indirgenmiş bir şekilde bize sunup, toplum-kültür-ahlak-karakter vs diğer ahlaki özellikler namına ne varsa hepsinin topyekun birşekilde kirletilişinde en büyük etkene sahip "namussuzlar" adı altında değerlendirecek insancıklardır.
    *
    (29.05.2007 19:34)

okuldan nefret etmek

    tembellik, çirkinlik, asosyallik, utangaçlık velhâsıl psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik bir çok etkenlerle eğitim-öğrenim gördüğü okuluna karşı duyulan nefret!
    sabahları o tatlı uykudan uyanmak mecburiyeti, okulda hor görülüp itiş dalaşlara maruz kalmak, anlatılan derslerin anlaşılamaması, seviverdiği kızın başka birisiyle flörtüne katlanılamaması, felasefeyi aşıp "ben okula gitmem! okul bana gelsin!" dusturuna sahip olmak, okumak boş! keşke bir zanaatim olsa! v.b düşüncelerle tahsil gördüğü kuruma karşı duyulan sevgisizlik..
    (23.05.2007 08:59)

papaz


    --- alıntı ---
    rum dini reisi; râhip, keşiş. aslı yunanca "pappas" olmakla beraber dilimizde "papaz" şeklinde kullanılışı daha yaygındır. papaz "baba" anlamına gelir. ortaçağ'daki hristiyan din adamlarına da genellikle papaz denir.
    bazı hristiyan kiliselerinde piskoposla diyakoz arasında yer alan din adamlarına papaz adı verilir. hristiyanlığın ilk dönemlerinde ruhbanlık, büyük bir ihtimalle komünyon (şaraba batırılmış ekmeği yeme) âyiniyle bağlantılı olarak teşekkül etmiş ve tek kademede ortaya çıkmıştır. ii. yy. sonlarına kadar ruhbanlık faaliyetlerini piskoposlar yürütmekle beraber, onlar görevlerinden bazılarını papazlara devretmişlerdir. piskoposların papazlara devrettikleri görevlerin başında komünyon âyinini yönetmek gelir. papazların bu tür bir görev almalarında, bölge kiliseleri kurulmasının büyük rolü olmuştur. papazların en başta gelen görevi, kurban sunma yetkisini kullanarak, mukaddes sırları saklamak, vaaz vermek ve eğitime katılmaktır. papazların en büyük görevlerinden biri de günah çıkartma âyinini idare etmeleridir. bu âyini yönetmek suretiyle papazlar allah karşısında halkın temsilcisi olmaktan çok, halkın karşısında allah'ın temsilcisi pozisyonunu üslenmiş oldular. zamanla komünyon kavramına dayalı olarak hristiyan ilâhiyatı bir takım gelişmeler kaydetmiştir. bu âyin, hristiyanları, papazlarda olağanüstü güç ve nitelikler bulunduğu inancına götürmüştür. papazlarda varlığı kabul edilen bu olağanüstü güç, zamanla büyütülerek âdeta eski ahit'teki ruhbanlık anlayışına denk bir hale getirilmiş, hatta onu da geçmiştir.
    --- alıntı ---
    (23.05.2007 08:46)

papaz

    rektör: (papaz)
    dekan: (baş papaz)
    moonstar sözlük programından tercumesine bakınça çıkan anlam!!!
    hoş! nedendir bilmem alınmadım*. sebebi belki de kendini rektör yada dekan olarak tanımlayan onca insanın papaz yada başpapazdan bir farkının olmayışıdır**
    (23.05.2007 08:39)

dua etmek

    sıkıntı, umid, hayâl, çare v.s kaynaklı, genelde meşakkatli anlarda ortaya çıkan, isteklerin; dil, kalb ve düşünceyle dile getirilmesi eylemidir.
    duâ etmek;en büyük varlık olarak telakkî ettiğimiz yaratıcıya karşı aczimizi ifade etmektir.
    İnsanlardan ve onlara ilişik tüm çarelerden umit kesildiği anda; birden en büyük ümit olup halet-i ruhiyeye karşı penisilin hızında bir rahatlama meydana getirtir.
    dua etmek islam dininin temelidir.
    zira yaratan; yaratılışın anlamının, "varlığının bilinip-bulunması" olarak zikretmiştir.* duâ, bu muradın en büyük zikri olup yaratıcının varlığını zikretmeye dair önemli bir anlam taşır.*
    duâ etmek eylemi genelde; avuçlarak açılıp, ellerin göğüs hizasına kaldırılıp huşû içersinde serzenişinden ibarettir lakin; bu genel bir kaide değildir hayatın her ânında bir çok şekilde ifâ edilebilir. avuçları birleştip, hafif kalbe yansıtarak yapılan duâ şekli unutulmuş bir sünnettir.*
    duânın en büyük nüktelerinden birisi de icâbetidir. keza dua eden kişinin niyati halis olmasa dahi, o duaya amin diyen halis niyetli birinin hürmetine duâ kabul olunur.********
    (22.05.2007 21:09)

kepçe kulak

    her aynaya bakışlarında, gözlerinin odak noktası usulca sağa sonrada sola kayar.. ve kolay bir savaşın mağlup askeri edasıyla hafifçe başlarını öne eğerler ..
    fiziki görünüşe bu denli önem veren laizim adı altındaki din duşmanlarının pardon!!!*
    fiziki görünüşe bu denli önem veren bir zamanda yaşıyor olmak, kepçe kulaklılar için hafif kompleks sebebi olmuştur..
    saçlarını mümkün olduğunca uzatarak bu açığı kapamaya çalışsalarda rüzgarda ve ani hareketlerde kabak gibi ortaya çıkaracağı riski ile alelade salıverilmiş ve gerçek benliklerle yüzleşmelere sebep olmuştur...*
    Benzer durum için (bkz: kisa boy)
    (17.05.2007 19:03)

türkiye laik kalmalı mı

    türkiye laik değildi, laik oldu! bu türklerin kanında varolan bir olgu değil! zira türkiye laiktir! gocunan yada rahatsız olan şu an pek yok. lakin; pek çok olduklarında işte elbetteki onların dediği olacaktır çünkü türkiyeyi var eden halkıdır ve halkın dileği son noktadır.
    kendini 70 milyonun yerine koyup ahkam kesmek olsa olsa ahmaklıktır.. 70 milyonun ne istediği de rey denilen eylemin ifâsı ile zamanla ortaya çıkacaktır..
    ister kominizmi tasvip eden bir kitleye dönüşür isterse şeriat hükümlerien tabii bir zümreye.
    kimsenin toplum mühendisliğine soyunup zerre kadar fikir sahipi olmadığı o toplum adına; doğru yada yanlışı belirleme lüksüde haddi de yoktur!
    benim gelecek hakkındaki şahsi kanatim ise şudur* varolan ve sarsılmaz inançlara bu şekilde diş gösterildiği takdirde, o dişler kırılmaya mahkum olacaktır. yani türkiye bu gidişle modernite ile şeriatın sentezini kuracak ve gökten düşen üç elmayıda adil bir şekilde paylaşıp mutlu olacaktır..
    (17.05.2007 14:36)

evlenelim

    fikirlerine pek değer verdiğim bir büyüğümün: ân olurda artık yaşamdan aldığın zevkler anlamsızlaşmaya başlarsa; kendini, yaşamını, yaşadıklarını sorgulayıp geriye hiçbir sonuç bulamıyorsan yapacağın tek şey !* dediği şey!!!
    (17.05.2007 11:27)

nüfus cüzdanında din hanesi

    öncelikle; kimliğini çıkartan ana-babaya en okkalısından * bir küfür savurduktan sonra, yeni nufus cüzdani başvuru formuna ilişik din hanesinin boş bırakılması isteğini yada yazılması istenilen dini belirten bir dilekçe ile 5 dakikada halledilecek mevzû..
    ama halledilmez kü!! halledilince yobazların saldırılacak bir konusu daha hâlloluyor!!!!
    vurun! o âbâlıdır!! vurun vurun o vebâlıdır!! vurun vurun o örümcek kafalıdır!
    Lakin; vurdukça, onlar devleşecek siz zerreleşeceksiniz...
    (17.05.2007 11:20)

baş örtüsü

    yaşlanmak ve sadece ölmek için yaşayanların; bomboş, alelâde ve beyhûde yaşamlarını teesure daldıklarında, yaşamlarının amaçsızlığını ve iğrençliğini idrak edip kîninden saldırdığı, ölüm denilen nihayeti, gerçek bir hayata doğuş olarak telakkî edenlerin* sadece dinlerinin emri olduğu için * saçlarına örttükleri örtüdür *
    (16.05.2007 19:56)

bülent arınç

    bir tsk mensubunun oğludur* ankara hukuk fakültesi mezunudur ve bir dönem avukatlık mesleği ila iştigâl olmuştur.. mensubu olduğu partinin içerisindeki en ilkeli siyasilerden birisidir. tavırlarında, hareket ve kelamlarında birilerine yaranmak! yalakalık yapmak! amacı taşımayan yegâne bir özellik vardır. siyasi simalar içerisinde parmakla gösterilecek bir hitâbet yeteneği olan arınç duygusal kişiliği ile hep dikkat çekmiştir.
    türkçeyi çok mükemmel konuşur ve saatleri bulan konuşmalarında bile neredeyse hiç gaf yapmaz. milletimizin son yıllarda yetiştirdiği ve çok değerli vasıflar taşıyan; dürüst, ilkeli, mûhafazakâr, delikanlı bir insandır..
    (16.05.2007 19:25)

cezzar

    nev-i sahsına münhasır pek muhterem, örnek edindiğim ve neredeyse tüm tanımlarını * tasvip ettiğim yazar..
    (16.05.2007 14:54)

irticai faaliyetler

    çocuk yaşlarda kız çocuklarına türban taktırıp, ilahi okutmak!*

    müenneslerin örümcek kafalarını kapadıkları türban adı altında ne olduğu belursuz!! bez parçaları takmaları*

    bir gün ölmek var! düşüncesinin tedirginliğiyle, ölümü yokoluş değilde tekrar doğuş telakki edenlerin, bir sebep için varoldukları gerçeğini benimseyip bu sebeplere layık olmak düşüncesi ile bir dîni kabullenip kurallarına riayet etmesi *


    sırf hûşû için dunyanın meşakkatlerinden bir nebze sıyrılmak ve nefes alışlara sebep nimetlere kendince şükretmek adına alınları secdeye koymak *

    ve keza birilerinin; analarının, bacılarının vede eşleri ila nedimelerinin yine örümcek kafalarını kapadıkları bez parçası takmaları ve cümlelerinde allah gibi bir kelam kullanmaları! *

    yada irtica şudur: korkulardan; anlamının heyûlaya benzetildiği, fikrinin yokoluşundan ızdırap duyarak, kuyruğuna basılan köpeklerin hırıltısı vede itdişlerini gösterimidir..
    (16.05.2007 12:59)

sayfa: 1-2-3...-6

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.