gurme gibi bir adam. ki hiç sevmem. gurme dediğin ege tv'deki nedim atilla gibi olacak, adam sevse de sevmese de- ki genellikle seviyor- verilen şeyleri iki lokmada mideye indiriyor, iştah açıyor. ama vedat milor öyle değil. vedat milor'un önüne dört çeşit mantı koydular geçende, kayseri mantısı, yağ mantısı, tepsi mantısı ve şu kat kat yufkayla yapılan mantı adını unuttum, adam o işletmeye iki yıldız verdi dört üzerinden mi beş üzerinden mi ne.... ayıp yahu. dört çeşit mantı var önünde insan azıcık utanır. zaten bedava yiyor bir de beğenmiyor yuh.
mor pantalonu ile insanı komaya sokan adam. yahu arkadaş millet kravatsız işe gidemiyor, bu adam giyiyor istediğini bir de yettttmişşş milyon önüne çıkıyor. giyebilen var giyemeyen var değil mi efenim.
İsmini google'da arattığımda karşıma çıkan pide resmi sebebiyle acıktığımı hissettim.
Resmi eklemek için google'da tekrar aratıp resime link almak için bilgisayara indirmek için resme tıkladığımda, resimdekinin pide değil "mantar soslu milföy" olduğu öğrendim.
yemekten ve malzemesinden anlamak başka bir şey, yemek yeme adabı ve sofra başka. kesinlikle özensiz ve rahatsız edici bir yemek yeme tarzı olan insan.
yemek o şekilde koklanmaz. karşımda çatalı burnuna o şekilde götürüp, barbunyayı -bir yandan bana acıklı gözlerle bakarken- son yemeğiymiş gibi koklayan bir adam bende sadece gariban hissi uyandırır. çiçek bile o şekilde koklanmaz, geçtim dolmayı bamyayı, barbunyayı.
adam mutfak konusunda umman. ama işi bu olup da çatalı bıçağı bu kadar sallapati kullanan, tabağını bu kadar kötü yöneten bir insan hayakırıklığı yaratıyor. biraz özen görmek istiyor insan.
italya restoranları ve şarapları kitabı ntv yayınlarından çıkmış. bol bol reklamı dönmekte. kitabın orjinal ismi bu olmayabilir, aklımda kaldığı kadarıyla yazdım.
yemek yerken eli titreyip durduğundan, çorbayı ha döktü ha dökecek diye beklediğim kişi.
alkolik midir nedir? zaten her yemeğin yanına bir şarap yakıştırıyor amca.
tam ismi halit vedat milor olan gurmegezgin. o yiyince biz yemiş gibi oluyoruz. yediği içtiği onun olsun gördüklerini, bildiklerini anlatsın yeter. böyle de idare ederiz biz.*
geçen programında mehmet barlas'la, mabeyin restaurant'daydılar. mehmet barlas, vehbi koç'la lüks bir lokantaya birlikte gittikleri, ödemeyi barlas'ın yapacağı bir yemeği anlattı. lokantada kendilerine bir ihtimam bir ihtimam. barlas sonunda hesabı istemiş. o kadar lüksün karşısında küçük bir hesap gelmiş. yüksek bir rakam bekleyen barlas şaşırmış. vehbi koç. şaşırma demiş. ben alıştım artık. benim gittiğim hemen hemen her yerde bu başıma gelir. ucuz olduklarını gösterip, toplu yemeklerimi orada yapacağımı düşündüklerinden yapıyorlar. barlas anlatımına şu sözle noktayı koydu: demek ki zengine her şey ucuz.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.