- spartaküs.Önderlik yeteneğiyle dikkati çeken trakyalı bir köle,direnişçi
spartaküs, bir savaşta romalılara esir düşmüş, romaÂ’da köle olarak satılmıştı. bir süre sonra sahibinden kaçmış ve kiralık asker olmuştu. kiralık asker olduktan sonra bir gladyatör okulunun sahibine satılmış ve 73 köleyle birlikte gladyatör olarak yetiştirilmişti.
spartaküs, arkadaşlarına önce kaçmak, sonra da Ä°talyaÂ’da bir ayaklanma başlatmak fikrini kabul ettirmişti. başarıya ulaşırlarsa bütün kölelerin özgür yaşayacağı bir düzen kuracaklardı.
köle toplulukları spartaküsÂ’le büyük bir kumandana kavuşmuşlardı. o, köle ihtilali için iki hususa güveniyordu. gladyatör okulundaki arkadaşları birbirine inanmış ve kader birliği yapmışlardı. sonra Ä°talyaÂ’daki köleler bütün ülkelerden seçilerek getirilmişti ve çoğu güçlü, kuvvetli insanlardı. roma vatandaşlarından 3-4 kat fazla sayısı olan bu köleler teşkilatlandırılınca önünde durulmaz bir kuvvet haline geleceklerdir.
ve öyle de olurÂ…gladyatör okulundan kaçarak isyan bayrağını çeken spartaküs ve arkadaşlarına bir kaç gün içinde 200 kişi katılmıştır bile. vezüv dağıÂ’nın eteklerine karargah kurup, romalıların üç bin kişilik ordusunu haber aldıklarında da vezüvÂ’ün tepesine çekilirler. gelenleri grup grup avlayarak yok ederler. elde ettikleri silah ve malzemeyi bu zaferi duyup kendilerine katılan binlerce köleyi silahlandırmak için kullanırlar. bu, romaÂ’nın spartaküsÂ’e ilk yenilgisiydi. romalıları şaşırttığı kadar binlerce köleye umut ışığı verir ve spartaküsÂ’ün bayrağı altında toplananlar bir çığ gibi büyür. kısa sürede binlerce kişilik bir ordunun başındadır.
romalılar bu kez on bin kişilik bir ordu ile geldiklerinde spartaküs, meydan savaşına girmemeleri gerektiğini söylese de üç bin kadar galyalı, spartaküsÂ’ü dinlemeyerek saldırıya geçer ve bir kaç saat içinde bunlar roma ordusu karşısında erirler. böylece spartaküsÂ’ün ne kadar doğru düşündüğü ortaya çıkar ve tüm komuta ona verilir. sonuç; romaÂ’nın ikinci yenilgisidir. romalılar, güney Ä°talyaÂ’yı spartaküsÂ’e terk ederek geri çekilirler.
fakat büyük bir problem vardır. kısa sürede çevresinde kırk bin kişi toplanmıştır ve aralarında birlik sağlamak güçtür. bazı köleler yağmacılık yapmakta, masumları öldürmekte ve köyleri ateşe vermektedir. spartaküs en çok bu olaylara üzülmekte, ezilenleri ezenler olmasını önlemek istemektedir.
roma da tehlikenin büyüdüğünü anlamıştır. spartaküs ortadan kaldırılmazsa isyan tüm Ä°talyaÂ’ya yayılacaktı. bunun için iki ordu hazırlanır ve güneyÂ’e ilerlemeye başlar.
spartaküs ise artık düşmanı oyalayarak yıpratmak yerine ard arda iki zafer kazanmak için plan yapar. on bin kişiyle bir orduyu oyalarken otuz bin kişiyle diğer orduyla baskın şeklinde saldırır ve onu perişan ettikten sonra diğer roma ordusunun üstüne yürür.Ä°ki günde binlerce romalı esir alınır ve roma üçüncü kez dize getirilir.
spartaküs, bir roma ordusunu daha perişan ettikten sonra thurium şehrini ele geçirir. bu şehri merkez yapar ve uzun yıllar tasarladıklarını bu şehirde uygular. bütün kölelerin özgürlüğünü ve insanların birbirlerine eşitliğini ilan eder. altın ve gümüş biriktirmeyi, yüksek fiyatla mal satmayı yasaklar. bir roma saldırısına karşı düzenli birlikler kurmaya başlar.
ama romalılar, spartaküsÂ’ün düzenli ordular kurmasına meydan vermezler. Ä°ki büyük savaştan sonra kumandanları arasındaki fikir anlaşmazlıklarından da faydalanarak spartaküsÂ’ü yenilgiye uğratırlar (m.Ö. 71). savaş o kadar kanlı geçmiştir ki; spartaküsÂ’ün cesedi tanınmaz hale gelmiştir.
romalı tarihçiler ondan “tehlikeli ve barbar bir ihtilalciydi. köle yığınları ile az daha romaÂ’yı ezecekti”diye bahsettiler. plütark ise şunları olsun söyleyebilir:
‘güçlü, kuvvetli, zeki, ağır başlı, üstün kabiliyetliÂ…barbar olmaktan çok helen olmaya layık bir insanÂ…Â’
- güzel bir kemal burkay şiiridir
hayat bir türküdür spartaküs
avutucudur geçicidir
güneş tepeler üstünde yükselirken
ve kıyıları döverken mor dalgalar
hayat bir türküdür spartaküs
köylü kadınların küçük çocukların söylediği
orda trakya ovalarında
özgürlük uçan kuşlara benzer
ağaç yaprağına yağmur damlasına benzer
varinia'nın gözyaşlarına spartaküs
o britanyalı köle kadının, o kır çiçeğinin
bir gladiyatörün acı gülüşüne benzer
kanları toprağa belenirken
onlar dostluğu bilirler mi
kardeşliği bilirler mi
başkası için ölmeyi hiç
onlar bilirler mi spartaküs
ayağa kalkınca makedonya'nın
lombardiya'nın taşı toprağı
yaşlıları, hastaları, genç kızları
özgürlük için saçları bayraklaşan
onlar, roma'nın uygar efendileri
dövüşken horoz yetiştirir gibi
avrupa'nın, asya'nın, afrika'nın
o, kölelikten başka hakkı olmayan
en güçlü insanlarını meydanlarda
birbirine öldürtüp kahkahalarla gülen
eğlenceye ve elmaslara çılgınca düşkün
onlar, roma'nın uygar efendileri
frigya ovasında yetişen buğday
acem ipeği, mısır pamuğu
besili sığırları afrika'nın
finike'nin sedir ağaçları
ve genç kızları normandiya'nın
herşey, hatta dalgalar, gökyüzü
dağlar, esen yel ve gün ışığı
güya bu efendiler içindi.
köle doğmak boynunda bir zincirle
sırtında bir kamçıyla
yüreğinde bir damgayla spartaküs
uşaklık edeceğin saraylar yapmak
geçemiyeceğin köprüler, sürüneceğin yollar
çürüyeceğin zindanlar yapmak
ve taşımak olmayan günahlarını sırtında
doğduğun günden öldüğün güne kadar
zincirleri kırmak güzeldir spartaküs
gökyüzü gibidir, yaşamak gibidir
aşk gibidir
çıkmak geceden güne
zincirlerden öte uzundur dünya
duvarlardan öte yaşamak geniştir
besbelli sevginin en güzeli
zincirleri kırmaktır yeryüzünde
hiç unutabilir misin spartaküs
yüzünü afrikalı zencinin
gözlerini unutabilir misin
ancak bu denli sevebilir insan
kılıç, kan ve romalılar arasında bile
gönlü böylesine sevgiyle taşan
bu adam
seni öldürmemek için kendi öldü
sen o zaman vurulmuştun işte
ölüm güzeldir böyle yaşamaktan
bir romalı yüreği gibi değil
ezik bir köle yüreği gibi çiçek yetiştiren
ak bulutların öptüğü
makedonya dağlarından
cins atlar büyüten, yapağı veren
macar ovalarından
çıkıp karlı alp dağlarını
köle toprakları bir boydan bir boya aşan
bir su gibi içip özgürlüğü
mızrağının ucunda
alınteri ve sevgi taşıyan
sen ki o mermer saraylarda yaşıyan
kölelerin bayrağı spartaküs
kan ve kemikler üstüne şanları kurulu
parayla, döneklikle soylu olmuş kişilerin
bilmediği bunca şeyi bilirdin
sen ki bir çocuk için yaşamayı
bir kadına gönül vermeyi
eğilip toprağı öpmeyi bilirdin spartaküs
"biz kölelerin de bir tanrısı vardır..."
bunu bilmiyordun işte
çünkü kölelerin tanrısı yoktur spartaküs
yoksulluk kötüdür spartaküs
bilgisizlik kötüdür
ama hiçbir şey boyun eğmekten
daha kötü değildir
sen de yenildin sonunda
bir çarmıhta can verdin
ama bir türkü gibi çağdan çağa
erkekçe savaşmayı öğrettin insanlara
adını öğrettin spartaküs.
- Stanley Kubrick'in 60 yapımı,spartacus'u konu aldığı yine aynı adlı filmide vardır,bu filmde spartacusu,Kırk Douglas canlandırmaktadır.4 dalda oscar almış bir filmdirde aynı zamanda.
- spartacus'ün bir de 2004 yılında robert dornhelm tarafından çekilmiş versiyonu vardır. yaklaşık üç saat süren filmde başrolde goran vinsjic * ve rhona mitra * yer alıyor. iyi bir film olmuş.
- roma'ya karşı köle ayaklanmasını anlatan ve ayaklanmanın lideri spartakus'un adını taşıyan 1960 yapımı stanley kubrick filmidir. izlenmeye değerdir...
- ahmed arif'e göre yeryüzünün ilk gerillasıdır. şöyledir dize;
"bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
ve ilk gerillası spartakus'un...
susuyor yeşil...""
- (bkz: spartacus blood and sand)
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.