genel istatistikler
gerçekleştirdiği eylemlerle türkiye gündemini değiştiren thko, sinan cemgil, kadir manga, alpaslan ÖzdoğanÂ'ın nurhak; cihan alptekin ve Ömer aynaÂ'nın kızıldereÂ'de öldürülmeleri; deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin Ä°nanÂ'ın idam edilmelerinden sonra dağıldı. thko davasından yargılanan ve mahkum olan kadroların, 1974 affından sonra hapisten çıkanlarla dışardakilerin oluşturduğu geçici merkez komite, hızla örgüt çizgisinden uzaklaşırken, komite üyeleri kendi aralarında da bir farklılaşma sürecine girdiler. bir grup çin komünist partisi-arnavutluk emek partisi (sonra sadece aep) yanlısı politikalar geliştirerek türkiye devrimci komünist partisi'ne; diğer bir grup ise sbkp eğilimli politikalarla türkiye komünist emek partisi'ne gidecek örgütlenmeler kurarken; örgüt çizgisine bağlı kalanlar, türkiye devriminin yolu adı altında birbirinden bağımsız grupçuklar oluşturmaktan öteye gidemediler.
hayat bir türküdür spartaküs avutucudur geçicidir güneş tepeler üstünde yükselirken ve kıyıları döverken mor dalgalar hayat bir türküdür spartaküs köylü kadınların küçük çocukların söylediği orda trakya ovalarında özgürlük uçan kuşlara benzer ağaç yaprağına yağmur damlasına benzer varinia'nın gözyaşlarına spartaküs o britanyalı köle kadının, o kır çiçeğinin bir gladiyatörün acı gülüşüne benzer kanları toprağa belenirken onlar dostluğu bilirler mi kardeşliği bilirler mi başkası için ölmeyi hiç onlar bilirler mi spartaküs ayağa kalkınca makedonya'nın lombardiya'nın taşı toprağı yaşlıları, hastaları, genç kızları özgürlük için saçları bayraklaşan onlar, roma'nın uygar efendileri dövüşken horoz yetiştirir gibi avrupa'nın, asya'nın, afrika'nın o, kölelikten başka hakkı olmayan en güçlü insanlarını meydanlarda birbirine öldürtüp kahkahalarla gülen eğlenceye ve elmaslara çılgınca düşkün onlar, roma'nın uygar efendileri frigya ovasında yetişen buğday acem ipeği, mısır pamuğu besili sığırları afrika'nın finike'nin sedir ağaçları ve genç kızları normandiya'nın herşey, hatta dalgalar, gökyüzü dağlar, esen yel ve gün ışığı güya bu efendiler içindi. köle doğmak boynunda bir zincirle sırtında bir kamçıyla yüreğinde bir damgayla spartaküs uşaklık edeceğin saraylar yapmak geçemiyeceğin köprüler, sürüneceğin yollar çürüyeceğin zindanlar yapmak ve taşımak olmayan günahlarını sırtında doğduğun günden öldüğün güne kadar zincirleri kırmak güzeldir spartaküs gökyüzü gibidir, yaşamak gibidir aşk gibidir çıkmak geceden güne zincirlerden öte uzundur dünya duvarlardan öte yaşamak geniştir besbelli sevginin en güzeli zincirleri kırmaktır yeryüzünde hiç unutabilir misin spartaküs yüzünü afrikalı zencinin gözlerini unutabilir misin ancak bu denli sevebilir insan kılıç, kan ve romalılar arasında bile gönlü böylesine sevgiyle taşan bu adam seni öldürmemek için kendi öldü sen o zaman vurulmuştun işte ölüm güzeldir böyle yaşamaktan bir romalı yüreği gibi değil ezik bir köle yüreği gibi çiçek yetiştiren ak bulutların öptüğü makedonya dağlarından cins atlar büyüten, yapağı veren macar ovalarından çıkıp karlı alp dağlarını köle toprakları bir boydan bir boya aşan bir su gibi içip özgürlüğü mızrağının ucunda alınteri ve sevgi taşıyan sen ki o mermer saraylarda yaşıyan kölelerin bayrağı spartaküs kan ve kemikler üstüne şanları kurulu parayla, döneklikle soylu olmuş kişilerin bilmediği bunca şeyi bilirdin sen ki bir çocuk için yaşamayı bir kadına gönül vermeyi eğilip toprağı öpmeyi bilirdin spartaküs "biz kölelerin de bir tanrısı vardır..." bunu bilmiyordun işte çünkü kölelerin tanrısı yoktur spartaküs yoksulluk kötüdür spartaküs bilgisizlik kötüdür ama hiçbir şey boyun eğmekten daha kötü değildir sen de yenildin sonunda bir çarmıhta can verdin ama bir türkü gibi çağdan çağa erkekçe savaşmayı öğrettin insanlara adını öğrettin spartaküs.
spartaküs, bir savaşta romalılara esir düşmüş, romaÂ'da köle olarak satılmıştı. bir süre sonra sahibinden kaçmış ve kiralık asker olmuştu. kiralık asker olduktan sonra bir gladyatör okulunun sahibine satılmış ve 73 köleyle birlikte gladyatör olarak yetiştirilmişti. spartaküs, arkadaşlarına önce kaçmak, sonra da Ä°talyaÂ'da bir ayaklanma başlatmak fikrini kabul ettirmişti. başarıya ulaşırlarsa bütün kölelerin özgür yaşayacağı bir düzen kuracaklardı. köle toplulukları spartaküsÂ'le büyük bir kumandana kavuşmuşlardı. o, köle ihtilali için iki hususa güveniyordu. gladyatör okulundaki arkadaşları birbirine inanmış ve kader birliği yapmışlardı. sonra Ä°talyaÂ'daki köleler bütün ülkelerden seçilerek getirilmişti ve çoğu güçlü, kuvvetli insanlardı. roma vatandaşlarından 3-4 kat fazla sayısı olan bu köleler teşkilatlandırılınca önünde durulmaz bir kuvvet haline geleceklerdir. ve öyle de olurÂ…gladyatör okulundan kaçarak isyan bayrağını çeken spartaküs ve arkadaşlarına bir kaç gün içinde 200 kişi katılmıştır bile. vezüv dağıÂ'nın eteklerine karargah kurup, romalıların üç bin kişilik ordusunu haber aldıklarında da vezüvÂ'ün tepesine çekilirler. gelenleri grup grup avlayarak yok ederler. elde ettikleri silah ve malzemeyi bu zaferi duyup kendilerine katılan binlerce köleyi silahlandırmak için kullanırlar. bu, romaÂ'nın spartaküsÂ'e ilk yenilgisiydi. romalıları şaşırttığı kadar binlerce köleye umut ışığı verir ve spartaküsÂ'ün bayrağı altında toplananlar bir çığ gibi büyür. kısa sürede binlerce kişilik bir ordunun başındadır. romalılar bu kez on bin kişilik bir ordu ile geldiklerinde spartaküs, meydan savaşına girmemeleri gerektiğini söylese de üç bin kadar galyalı, spartaküsÂ'ü dinlemeyerek saldırıya geçer ve bir kaç saat içinde bunlar roma ordusu karşısında erirler. böylece spartaküsÂ'ün ne kadar doğru düşündüğü ortaya çıkar ve tüm komuta ona verilir. sonuç; romaÂ'nın ikinci yenilgisidir. romalılar, güney Ä°talyaÂ'yı spartaküsÂ'e terk ederek geri çekilirler. fakat büyük bir problem vardır. kısa sürede çevresinde kırk bin kişi toplanmıştır ve aralarında birlik sağlamak güçtür. bazı köleler yağmacılık yapmakta, masumları öldürmekte ve köyleri ateşe vermektedir. spartaküs en çok bu olaylara üzülmekte, ezilenleri ezenler olmasını önlemek istemektedir. roma da tehlikenin büyüdüğünü anlamıştır. spartaküs ortadan kaldırılmazsa isyan tüm Ä°talyaÂ'ya yayılacaktı. bunun için iki ordu hazırlanır ve güneyÂ'e ilerlemeye başlar. spartaküs ise artık düşmanı oyalayarak yıpratmak yerine ard arda iki zafer kazanmak için plan yapar. on bin kişiyle bir orduyu oyalarken otuz bin kişiyle diğer orduyla baskın şeklinde saldırır ve onu perişan ettikten sonra diğer roma ordusunun üstüne yürür.Ä°ki günde binlerce romalı esir alınır ve roma üçüncü kez dize getirilir. spartaküs, bir roma ordusunu daha perişan ettikten sonra thurium şehrini ele geçirir. bu şehri merkez yapar ve uzun yıllar tasarladıklarını bu şehirde uygular. bütün kölelerin özgürlüğünü ve insanların birbirlerine eşitliğini ilan eder. altın ve gümüş biriktirmeyi, yüksek fiyatla mal satmayı yasaklar. bir roma saldırısına karşı düzenli birlikler kurmaya başlar. ama romalılar, spartaküsÂ'ün düzenli ordular kurmasına meydan vermezler. Ä°ki büyük savaştan sonra kumandanları arasındaki fikir anlaşmazlıklarından da faydalanarak spartaküsÂ'ü yenilgiye uğratırlar (m.Ö. 71). savaş o kadar kanlı geçmiştir ki; spartaküsÂ'ün cesedi tanınmaz hale gelmiştir. romalı tarihçiler ondan Â"tehlikeli ve barbar bir ihtilalciydi. köle yığınları ile az daha romaÂ'yı ezecektiÂ"diye bahsettiler. plütark ise şunları olsun söyleyebilir: ‘güçlü, kuvvetli, zeki, ağır başlı, üstün kabiliyetliÂ…barbar olmaktan çok helen olmaya layık bir insanÂ…Â'
ne konuşuyor bu insanlar! ne kadar uzak kelimeler anlamdan.. aynama bir yabancı sızmış, bakıyor bana uzaktan.. sensizlikten kalan en acı gerçeğim hiçliğim! ucuz basit ve sıradan. pazara çıkmış gibi sanki ipliğim. hayat beni unutsa da sen unutma.. adımı unutacak kadar kaybettim kendimi, olsun.. beni unutma..beni unutma.. bir uçurumun en ucundayım! o kadar yokum ki görmüyorlar.. kalbim susmuşlar yeri, kuşlar korkup kaçmıyorlar..
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |