insanın arada bir nostalji olsun diye dinlediği eski günlerini mum ile arayan teknolojik alet. televizyonun çıkması sonucu sadece ses, görüntü ve sese karşı büyük bir yıkım yaşamıştır. tiyatro - sinema arasındaki ilişki, radyo ile teevizyon arasındakine benzer.
her ne kadar günümüzde ününü bireysel ve taşınabilir müzik çalarlara, televizyona ve/veya bilgisayara kaptırmış gibi görünse de odada yalnız geçirilen bir gecenin en baba yoldaşı olan cihazdır. görmediğiniz ve fakat sesini duyduğunuz kişiler gecenizi şenlendirebildiği, sizi hayal kurmaya sevk edebildiği ve radyo genel olarak şiddet unsurunu pek barındırmadığı için baş ucundan ayırılmaması gereken cihazdır
özellikle 2.dünya savaşıyla birlikte etki alanı artmıştır. ilk çıktığı zamanlar, enformosyona yoğun olarak ihtiyaçduyan toplumlarda gözde hale gelmiş aygıttır. zamanında, savaşlarda veya seçim zamanlarında probaganda aracı olarak yöneticiler tarafından halkı etkilemekte kullanılmıştır, nedeni bilinmez ama ne zaman eski bir radyo görsem aklıma ihtilaller gelir!
lisede yapılan ilgi, yetenek vs envanterinde karşıma çıkan sorulardan birinde vardı böyle bir şey. radyo yapar mısın idi sorunun tam hali ve ciddi ciddi düşünmeme neden olmuştu. Düşünmeme neden olan şey öncelikle sorunun anlamıydı. Nasıl radyo yapar mısın yani. İlgi , eğilim her neyse onun envanterinde radyo yapmanın ne işi olabilirdi ki, tam da müzikle ilgilenir misin gibi bir sorunun altındayken üstelik. Ama işin tuhafı evet radyo yapmıştım ya da birkaç radyo parçalamışlığım, sonra da birleştirip çalıştırdığım olmuştu.
Eve radyo gibi teknolojik şeylerin girmesi önemlidir çocuklukta. Benim içinse daha da önemliydi. Yeni gelen alet muhakkak bozulacaktı çünkü ve bu olana kadar bozukların tamir edilmesi gerekiyordu. Bozuk radyolar, walkmanler beni bekliyordu. Şimdi bile nasıl yaptığımı bilmem ama yapıyordum bir şekilde. O tamirci ruhun geri gelmesini ve yeniden radyoların başına dönmeyi bekliyorum. Çünkü lisede radyo yapar mısın sorusuna evet diyen çocuklardandım ben. *
eskiden ampullüleri vardı bunun.
düğmesine basar basmaz hemen çalışmazdı bu bir müddet * ısınmasını beklerdiniz. üzerinde ülke isimleri olurdu bu heyula gibi aletlerin, londra, monte karlo, suriye falan yazardı. kanal arama düğmesini oralara doğru oynatınca "ciiiuuuvvvvvvvvvzzzzzzbrrrrrtttpppııhhhhhh avalansemoo eeeuuvvvhhıışşşşşvızzz habiiiiiibbiiizzzzhhhvvvvvcızzzzzzzzz" seslerini dinlerdiniz.
arada derede polis telsizleri falan karışır "pıhh pıhh 46 78 merkezzhhhkhhh" falan gibi nameler dinlediğiniz olurdu.
eeee ozamanlar fm bandı falan da yoktu istanbul radyosu, ankara radyosu, denk gelirse kıbrıs radyosu falan. şimdi ise zırt fm, pırt fm, anasının nikahı fm ve dj leeerrr.
haa bak aklıma geldi bant tiyatrosu vardı o zamanlar böyle riçırt heriyet falan olurdu karakterler. "lan" derdim çocuk aklımla "bu riçırt türkçe konuşuyor iyimi" çocukluk işte.
bu bant tiyatrolarında efektler falan olurdu "gıııırçç kapı sesi" olay malikanede geçiyor ama koskoca lort riçırt kapıları yağlatmamış. * sonra bu riçırt evde ayakkabıyla dolaşırdı. "tak tuk tak tuk" lan ben evde ayakkabıyla dolaşacam ha annem enseme patlatırdı valla süpürgeyi riçırt işte ne beklersinki.
ama şimdi öylemi "eşşeğin ayağı efeeeem ben diiceeeyinizzz burcuaaaa" "eherrreehhoohohahaha" *.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.