son beğenilen tanımları genel istatistikler
ikisiyle de gurur duyduğunu belirtmiş, üstünde durulmayı haketmeyen şeylerin üstünde durmamıştır.
bir vampircik değil:
daha sonra kendi dizisi de çıktı ve buffy the vampire slayer'ı solladı. karakter olarak bir spike değil tabi.
battlestar galactica'dan caprica'nın, buffy the vampire slayer'dan angel'ın çıkması bunlara örnek olarak verilebilir.
en az iki oyuncu olmalıdır, daha fazla olması durumunda iki oyuncuyu eşleştirmek için çeşitli yöntemler* uygulanabilir. eşleşen oyunculardan biri diğerine "gerçek mi cesaret mi?" diye sorar. diğer oyuncu gerçeği seçerse kendisine sorulacak bir soruyu ne olursa olsun cevaplamak zorundadır. cesareti seçerse de kendisinden istenecek cesaret* isteyen bir görevi yerine getirmelidir. güzel parti oyunlarındandır, mahcup edici* durumlara neden olabilir.
sözleri yukarıda verilmiş, buyrun bu da videosu:
Filmi Oldeuboi'un da yönetmeni olan Chan-wook Park yönetmiş. Film, çok yakın olduğu babası yeni ölmüş olan India'nın* cenazede, varlığından bile haberdar olmadığı Charlie amcasıyla* tanışması ile başlıyor. Depresyondaki annesiyle* kalan India, gizemli karakteri ve belirsiz niyetleriyle evlerine taşınan Charlie'den korkmak yerine ona yakınlık duymaya başladığında... * Bu da fragmandaki şarkıyı merak edene gelsin: (bkz: Dirge) --! spoiler !-- --! filmin sonu var, ciddiyim !-- Evet çok ters köşeye yatıran bir senaryosu veya izlerken tırstıran bir anlatımı yoktu ama bütün oyuncular o garip* ruh hastası halleri iyi yansıtmış bence. Çok germese de insanı rahatsız eden bir sakinliği vardı filmin, aynen Låt den rätte komma in'de olduğu gibi. Sonunda avcının India çıkmasını ise beklemiyordum. Sürekli babasıyla avlandığı güne dönmesinin, tetiği çekmek için doğru zamanı bekleyişini temsil etmesi güzel yedirilmiş. India'nın kontrolünü kaybettiği, duygularına yenildiği çok az sahne var filmde, babasını öldürdüğünü öğrendikten sonra Charlie'ye attığı tokat da bunlardan biri. Yine babasını görüyoruz sonra, avlanıyorlar. Tetiği çekmek üzereyken babası kafasını sallıyor, "henüz değil", ve India ayak uyduruyor, sessizce doğru zamanı bekliyor. Filmin sonundaki cinayeti ise neyi anlatıyor bilmiyorum. Peşini bırakmayacağını bildiğinden mi o polisi öldürdü, yoksa bundan hoşlandığı ve sonunda kendini kabullendiği için mi? Yoksa ikisi birden mi? Sanıyorum öldürmeyi bırakması pek olası değil -kanında var- ama, yine de... "It's in her blood", bence "Innocence ends"den çok daha iyi bir tagline olurmuş bu film için. --! filmin sonu var, ciddiyim !-- --! spoiler !--
satoshi mantık ve bilgelik anlamı taşımakla birlikte pokemon serisini yaratan adamın (satoshi tajiri) da adıdır. ingilizcedeki soyadı olan ketchum ise "gotta catch 'em all!" sloganından geliyor. kurguda profesör oak'tan pikachu'yu aldığı gibi yola çıkan, daha sonra edindiği kankaları misty ve brock ile amacı doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen ash, roket takımı başta olmak üzere sürüyle ahlaksızı yenmiş, her daim iyinin yanında, kötünün karşısında olmuştur. pikachu'dan sonra en bilinen pokemonları şu şekildedir: charmender - charmeleon - charizard bulbasaur squirtle pidgeotto - pidgeot* krabby - kingler *
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |