son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
pek esnek değildir, üzerinde oynanabilir ancak mantığıyla oynatmaz. hemen rezil ediverir insanı, diğer dans türlerindeki gibi kendinizi müziğin akışına bırakırsanız tangoyu mahveder, alkışları kaybedersiniz. duyguların dışa vurumu olarak nitelendirilen şeylerden biri olarak nitelendirilmiştir şu güne kadar, eğer onun istediği duygulara sahipseniz. tangoyla ispanyol bir arkadaşım sayesinde tanıştım ben. başta ciddiye almadım, kızdı. daha çok çalıştım, uğraştım, tam ben birşeyler biliyorum dediğim sırada beni bir gösteriye götürdü. hiç birşey bilmiyormuşum. iki partnerle aynı anda dans eden adamı görünce, hem hayran kaldım hem de çok büyük bir utanç duydum. son olarak* * * ruh halimin tangoyu değil, tangonun ruh halimi şekillendirdiğini anladım. daha çoook çalışmam lazım.
--! spoiler !-- Bir bölümde larry the cucumber adlı salatalık ispanyolca şarkı söyler ve dans eder, bob the tomato adlı domates ise bunu ingilizceye tercüme etmektedir. -"look at that poor tomato, how sad he is. how he wishes to dance like the cucumber. but he can't." ok cut the music, what do you mean i can't dance? i can dance! what about uncle louie' s polckha party? didn't you see me dancing on uncle louie's polchka party? + no comprehendo.. - no comprehendo?! i'll show you no comprehendo! --! spoiler !--
birşeyleri idrak edecek yaşa gelen kadar o benim için hep emin amcaydı. özel günlerde, sıradan zamanlarda bize hep çok güzel hediyeler gönderen; bizimle yakından ilgilenmiş emin amcaydı. biraz büyüyünce de emin bey olamadı. o hala onca işinin, onca karmaşanın arasında emin amca olmaya devam etti. ziyarete gittiğimde randevu aldırtmazdı bana, hiç bekletmedi beni. bilmiyorum belki o istemezdi bilinmesini ama dünya kadar iyilik yaptı, gerek maddi gerek manevi. manevi kişiliği de güçlü bir insandı, maddi kişiliğinin önünde. bütün azametine ve o bas,otoriter, güçlü ses tonuna ironik bir şekilde hep gülümserdi. hakkında daha fazla birşey söyleyebilir miyim, sanmıyorum. bilmediğimden değil, istemeyeceğinden... güzel, faydalı bir hayatı oldu. pek çok kişiye yardım etti, iyi bir insan olarak bilindi. ailesinin ve yakınlarının başı sağolsun.
· bu kez anladim ...
Welcome my son, welcome to the machine. Where have you been? It's alright we know where you've been. You've been in the pipeline, filling in time, provided with toys and Scouting for Boys. You bought a guitar to punish your ma, And you didn't like school, and you know you're nobody's fool, So welcome to the machine. Welcome my son, welcome to the machine. What did you dream? It's alright we told you what to dream. You dreamed of a big star, he played a mean guitar, He always ate in the Steak Bar. He loved to drive in his Jaguar. So welcome to the machine.
(bkz: o neydi lan?)
· independent woman (2) ... sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |