ağzına geleni söylemek

    afedersiniz ama bana fikir kusması gibi geliyor. seni rahatlatıyor. etraftakileri geriyor başkaca bir etkisi yok heralde
    (18.02.2012 03:05)

kütüphane

    konya da kültürpark içindeki kocaman kütüphane nin açılmış olduğunu gördüm geçen gün ve kitapları, süreli yayınlar odası, okuma odaları, yemekhane vs. bölümleri ile gerçekten güzel olmuş. konya da yaşayan kardeşlerim eğer gitmemişseniz hemen gidin görün ve bir ucundan okumaya başlayın derim.
    (18.02.2012 03:03)

person of interest

    Mr. Finch isimli iş adamı bir makine tasarlıyor. makine tüm telefon bilgileri, kamera görüntüleri, banka hareketleri gibi bilgilerin veri tabanlarından alınarak bir analize sokulması sonucu suç işleme ve mağdur potansiyelindeki kişilere ulaşıyor. ardından iki kişilik ekibimiz new york polis teşkilatındaki biri dürüstlüğüne güvendikleri cinayet dedektifi bayan polis ve biri açığını kullanarak bilgi aldıkları erkek polis olmak üzere bu iki polis in de yardımıyla işleneceğini düşündükleri suçun önüne geçmeye çalışıyorlar. perşembe günleri saat 21:00 de kaçırmadığım hoşuma giden bir dizi tavsiye ederim.
    (18.02.2012 02:51)

blogger a erişimin engellenmesi

    eğer suç içeren yazılar, bilgiler, görüntüler vs. varsa bunların siteden kaldırılması istenmeli. ama uzun iş tabi sitenin kurumsal temsilcileri veya ilgili hukuk büroları ile irtibata geçilecek, yazışmalar yapılacak kaldırılıp kaldırılmadığı teyitlenecek, kim uğraşacak allah aşkına." yaz tib e, erişimi engelle". kafamızı kuma görüyoruz. biz engelledik göremiyoruz ülke ipsi ile, diğerleride görmüyor sanıyoruz. ağlamak istiyorum.
    (02.03.2011 13:58)

vizyon

    birey için beynin görüş mesafesi
    (02.03.2011 12:42)

imam cemaat ilişkisi

    mevlana hazretleri "yol olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" buyurmuşlar. bu en çok da bir toplumu, bir dini, bir grubu temsil ettiği nazarı ile bakılan insanlar için geçerli. çünkü onun davranışları ile ölçülür geri kalanın kıymeti, samimiyeti. onu takip edenlerin etkilenmesini bırakın tüm dünyayı saracak bir dairede etkilenir temsil ettiği değerler. bu yüzden söylediğimi yapın yaptığımı yapmayın resmi çizen bir imam yerine, davaranışları tekrar tekrar okunası altı çizilesi kitap haline getiren bir imam gerekir diye düşünüyorum.
    (02.03.2011 09:40)

erken yatmak

    o güne dair artık bir beklenti ve istek kalmamıştır.
    (01.03.2011 13:26)

tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamak

    keşke ile başlayan ve acaba birşeyler eksik mi yapıldı sonucuna vardıran düşüncelere set çekip, "demek ki bir kader var ve bu kaderin çizgisinin vardığı bir son nokta var. o son noktaya gelindiğinde kader çizgisi iniş çıkışlarına bir son verip dümdüz olur, çizgi yatay ve sessiz ilerlerken ruh da dikine sessizce belkide asıl kurtuluşa erer." diye düşündürmeye vesile olabilir. ne yapılsa boş çıkmıştır. demekki insan kudreti sonsuz değilmiş, aciz kalıyormuş insanoğlu kimi zaman deyip tevekküle yelken açtırabilir. ancak bu cümlenin acısı muhataplarının üzerine ilk anda bir sel gibi gelir. bu sele kapılmamak için sabır duvarına sırtını verebilirsek bu sonuçlara ulaşabiliriz diye düşünüyorum.
    (28.02.2011 15:38)

2011

    tanışmaktan çok mutlu olduğum sözlüğe uzunca ayrılıktan sonra tekrar kavuşma yılım oldu. özlemişimmm
    (01.01.2011 19:36)

altyazı

    dedeye baston, bisiklete ilk defa binen çocuğun bisikletine destek tekerleri gibi, benim ve benim gibilerin yabancı dillerdeki filmleri kolunu bacağını kırmadan izlemesini sağlayan, hatta filmi tamamlayan parçalar.
    (14.12.2008 23:24)

el yazması

    yayınevinde çoğalmış eserlerin aksine, elinize alıp da sayfalara göz attığınızda sanki müellifi ile muhatap oluyormuşsunuz hissini uyandırıyor el yazması eserler. belki biraz aşina olsak, nerede yazarımızın kalp ritminin arttığını da anlayacağız ve onunla biz de heyecanlanacağız.
    el yazması eser muhatabına bu esere saygı duy diye çığlık atar adeta.
    (24.05.2008 23:21)

eylemlerimiz sürecektir

    terörü başarılı kılan atılan adımlardan ziyade bu adımlar karşısında atılan yanlış adımlar olmuştur. eylemler sürecektir de bir söylem ise tek başına bir başarı ifade etmeyeceği gibi, bunun hayat bulup bulmaması bu söylemin ne kadar yankı bulduğuna bağlı bir yemdir.
    (01.09.2007 23:07)

şiddet

    daha dilin fabrikasına gelmeden taş kesen ve dili sadece bir mancınık gibi kullanarak muhatabını nokta atışlarına maruz bırakan, cümlelerin öğeleri diye kendini tanıtan parçalayıcı, yıkıcı hırsların bineği olmuş kelimeler. Şiddetin üç ayaklı dikeninin bir ayağı.

    İkinci ayağı çok daha karmaşık ve vahim bir noktadan sivriliyor. beyin bir koordinasyon merkezi olarak düşünülsün. mantığın, kârın, zararın, hislerin beyne kablolar aracılığı ile gönderdiği durum raporları değerlendirilir ve en uygun tepki gösterilir. tüm bağlı otoritelerin, beynin en doğrusunu yaptığı konusunda şüphesi yoktur olsa da dile getirmez ve kabul eder. beynin otoritesi tartışılmaz. ancak o kabloları kendi ellerlinizle parçaladığınızda dikenin ikinci ayağı sivrilmeye başlıyor. bedenin ülkesinde derebeyleri oluşuyor. beyin hislerden, duyulardan, bilgilerden azade bir şekilde geçmişine dayanarak sonuçlar çıkarmaya çalışırken, onun bu gayretleri tavsiye niteliğinden öteye gidemiyor. kin ve nefret duyguları inatla ve cehaletle beslendikçe yapılar yerle bir oluyor. hisler işgal ediliyor ve orduyu yanına çeken bir ihtilal hareketi edasıyla kas kuvvetini emrine alıyor. sonucunu tahmin etmek zor değil. düşünemeyen, hissedemeyen, beynin çözümlerinden mahrum kalan varlık, kas kuvvetinde çözüm veya tatmin arıyor. emin olun er ya da geç tatminin süresi doluyor ve o boşluğu oradan çıkaramayacağınız pişmanlık duyguları dolduruyor.

    Üçüncü ayağını çok sık görmediğimiz söylenebilir. ancak çok daha sivri olduğu rahatça söylenebilir. psikolojiyi, düşünceyi çökertmeye ant içmiş ve sistemik bir faaliyete girişmiş bir hareket var burada.

    Üç ayaklı diken halini alan şiddet her kime yönelirse yönelsin bir ayağı size zarar verecek, üçüncü ayağı ise önceden kestiremediğiniz ancak ikinci ayağa kilitlendiğiniz için sonradan fark ettiğiniz diğer bir zarara sebep olacak. Üçüncü diken de yerini aldıktan sonra illüzyon kaybolacak ve kaybolurken ah ü zarları miras bırakan bir sahtekar suretinde görünecek.

    ancak çok geç.

    (31.08.2007 23:32)

ima etmek

    erkan mumucu nun bir sözü vardı ki, o sözü a.k.p den ayrıldığı sıralarda ve bu parti ile çokça atıştıkları sırada sarfettiğinden çok düşünmemiştim ancak devamlı birilerinin çıkıp da birşeyler ima edip de sıra anlam yüklemeye geldiğinde ve arkalarına bakıp da kimseyi göremeyince "hayır ben öyle demek istememiştim" demeleri ile sanırım biraz olsun hak verdim:

    "ima korkakların dilidir" demişti.

    edebiyatta ise tam olarak doğrulayamasak da bu sözü, düşüncenin saklanmak zorunda kaldığı ve açıktan belirtilemediği coğrafyalarda romanların ima ile mesaj verme sanatı rolünü üstlendiğini düşünürsek haklılık payının olduğunu söyleyebiliriz.
    (31.08.2007 06:16)

milliyetçilik

    milliyetçilik siyasi bir doktrin olarak ele alındığında milliyetçiliğin ulusun üstünlüğüne vurgu yapan bir kavram olduğunu görüyoruz. İsaiah berlin in fikirlerinden mustafa erdoğan ın çıkardığı sonuçları da göz önüne aldığımızda, milliyetçilik duygusunun ortaya çıkışı toplumun gelenek veya onuruna yönelen hakaretlere tepki olarak ortaya çıkıyor. buna örnek olarak verilen bir alman milliyetçiliği var. avrupalı diğer devletlerden geri kalmış bir almanya da, entelektüeller üstünlüklerine vurgu yapıyorlar. 19.yy başlarındaki bu gelişmeler güç kullanma yöntemi ile bu üstünlüğü kanıtlamaya yönelik bir oluşumu doğuruyor. olaya bu açıdan baktığımızda kendimizi, üç kıtaya hükmetmiş, altı asır dimdik durmuş bir devletin parçası olarak gördüğümüzde ve buna ardından gelen dış politikada söz sahibi olamama, güçlü devletler arasında görülmeyişimiz, dış dayatmalara maruz kalma gibi durumları eklediğimizde bir refleksle, tepkiyle karşılıyoruz bu durumumuzu. tepkiler bizim güçlü bir devlet olduğumuz ve dayatmalarına maruz kaldığımız devletlere yüzyıllarca hükmettiğimiz şeklinde somut bir ifade buluyor. bu durum da milliyetçiliğe siyasi bir doktrin olarak baktığınızda berlin in, milliyetçilik ulusun geleneğinin ve üstünlüğünün aşağılanması sonucu ortaya çıkan bir tepki olduğu fikrine yakın bir örnek teşkil ediyor. fakat bu tepki tek başına milliyetçiliği doğurmuyor, kollektif bir şuur ve ortak bir sadakat noktası bulmak gerekiyor. eğer bir türk olarak milliyetçilikten bahsederken ülkemizin devletler muvazenesinde söz sahibi bir ülke olması ve toplumun birlikteliği ve bütünlüğünün temelini oluşturan harç malzemeleri olan, dil, tarih, din, gelenek gibi unsurlara yönelen tehdit ve saldırılara ortak bir duruş sergilemeyi kastediyor isek ortak sadakat noktamız türkiye cumhuriyeti nin bölünmezliği ve bütünlüğü olacaktır. bu noktada mücadele veren ve isminin başına milliyetçi sıfatını yazdıran kişiler bu toplum içinde yüzyıllardır yaşayan, aynı dili konuşan, aynı gelenekleri paylaşan ve bu değerlerin devamı için duruşunu sergileyen herkes olacaktır. milliyetçilik hedeflenen ortak şuur ile tehditlere ortak bir duruş ile göğüs germek ise o zaman milliyetçiliği kimsenin tekeline alma hakkı yoktur. eğer böyle bir oluşum söz konusu ise o zaman ortada dolaşan şey milliyetçilik olamaz. başlı başına bir ideoloji oluşmuştur demek, bu oluşum için en insaflı yaklaşımdır ve bu girişim ile oluşturulan, yapay nedenlerle aşağılandığını hisseden insanların, hayali düşmanlara karşı bir don kişot misali mızrak saplamasından öte gitmesi de zordur.

    belki de en başta yapmamız gerekeni yapıp milletten bahsederken ne anlayacağımızı içinde barındıran bir anahtarı hatırlayıp bitirelim;

    1924 anayasasına göre; "türkiye cumhuriyeti ni kuran türkiye halkına türk milleti denir" İşte millet kavramını yorumlarken yola çıkacağımız nokta burada gayet güzel belirtilmiştir.
    (31.08.2007 03:17)

sayfa: 1-2-3-4...-20

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.