kandil simidi

    yemesi alışkanlık olmuş ve o lezzeti damaklarımda hala hissettiğim ankara da her adımda karşılaştığım ancak konya da her yerde arayıp da bulamadığım bir hasret kandil simidi.
    (28.08.2007 05:07)

haka dansı

    yeni zelanda ülkesinin geleneksel dansı. zafer dansı. milli takımları da maçlarının öncesinde bu dansı yaparlar. biz de basketbol milli maclarından hatırlıyoruz bu dansı.
    (28.08.2007 05:04)

ceng-i maişet

    gecim mücadelesi demektir. ekmek kavgası olarak da nitelediğimiz geçimini sağlama çabaları bir savaş benzetmesine denk görülebilmiştir. mehmet akif ersoy da şu güzel ifadede bulunmuş ve bu savaşın alanı da cihandır demiştir;

    "hayat ceng-i maiset, cihansa ma rekedir"
    (28.08.2007 04:48)

deneme

    deneme, fikirlerin saklanarak ima edilmesi yerine doğrudan muhataba sunulması fikrini bünyesinde barındırıyor. bir hikayedeki, romandaki kahramanların ağzından ve sembollere yüklenerek ima edilmesi yöntemi yerine perdeleri sonuna kadar açarak yazar, fikir dünyasını okuycunun gözü önüne sürer.

    (28.08.2007 04:25)

ertem eğilmez

    1929 doğumlu, 21 eylül 1989 da kaybettiğimiz yapımcı ve yönetmen. akıllara kazınan filmleri arasında banker bilo ve özellikle hababam sınıfı ön plana çıkmaktadır.

    özellikle hababam sınıfı filmleri ertem eğilmez yönetiminde izlemeyle doyulmayacak yapıtlara dönüşmüşlerdir.
    (28.08.2007 03:56)

ahlak

    batılı düşünürlerle doğu düşünürlerinin ortak noktasıdır diyebileceğimiz bir tespit vardır ki o da, ahlakın iradenin iyiliğe yönelmesi durumu olmasıdır. yani ahlak soyut bedenimizde istihdam edeceğimiz bir özgürlükle başlıyor. bu özgürlük seçenekler arasında seçim yapabilme durumudur ve irade ile desteklenerek bir sorumluluğu üstlendiğinde ahlaki boyuta ulaşmaktadır.

    İnsan seçtiği veya seçmediği bu davranışlar sonucunda iç dünyasında bir sorgulama geçirir. seçimine çevreden aldığı tepkilere göre bir tatmin veya huzur hissi duyar. bu hisler, insanın iyiliğe yönelmesinde yol işaretleridir. bu noktada iyilik nedir şeklinde bir soru yönelttiğimiz zaman, iyiliğin toplumun yapısına göre değiştiği, buna paralel olarak da ahlak kavramının coğrafyalara göre farklılık arz ettiğini görüyoruz. sizin ahlak sınırları dışarısında bıraktığınız kalıplar, bir başka coğrafyada ahlakın merkezine yakın bir yer edinmiş olduğunu görebilirsiniz.

    kant'ın mezar taşına kadar işlenebilecek bir sözü vardır ; " ayağımı yerden kesen iki şey vardır. Üzerimde yıldızlı gökyüzü ve içimde ahlak yasası" der. ahlak türleri arasında bireysel ahlak türüne bakınız. yaptığımız ahlak tanımının tam karşılığıdır. sonuçları da aynı şekilde.. eğer bu kalıpları kendi iç dünyanızda oturtur ve bu kontrol mekanizmasını oturtabilirseniz o zaman açık sözlülük, samimiyet ve sabır taşlarının yerine oturması insanın şeffaflaşmasına ve buna dair her türlü sıkıntılardan azade olacağından kendinizi gerçekleştireceğinizi görebilirsiniz. bu durum kant'ın ayaklarını yerden kesmeye yeter de artar bile. bu şekilde ihlal edilemeyecek sınırlar belirlenir ki özgürlük işlevselliğini kazanabilsin ve toplum yaşamında ahlak yerini alabilsin. aile içinde ahlak yerini alsın, toplum yaşamında sosyal ahlak yerini alsın. İşleyen kontrol mekanizması ile bireyin dışı yastan içi pastan kurtulurken, işleyen bireyler ile toplumun canlılığı korunsun pastan uzak kalsın.

    İyi ve kötüyü ahlakın rehberliği ile bulan insanınönüne bir seçenek daha çıkar o da doğru ve yanlış arasında seçim yapma dahadoğrusu doğru olanı seçme durumudur. İyi olanlar aynı zamanda doğrudur deyip,sonuçlarına aldanmadan seçiminizi yapabilirsiniz. ancak bu ahlakın bir diğeretkeni olan vicdan mekanizmasını dışlamanıza sebep olur ki, o ilk fırsatınıbulduğu anda konuşacaktır ve bu belki de sizin yıkılmanıza sebep olacaktır.bazılarının savunduğu gibi vicdan sonradan şekillenen bir kavram olsa da buşekliyle de toplumun doğrularından oluşacağından yine sizi sorgular ve yöneltirmahiyette olacaktır. toplum vicdanı doğru olanı yapmanızı ister sizden. benimdüşündüğüm vicdan ülkesinde ise ahlakın temel taşlarını barındıran değişmezdeğerler ve doğrular olan bir yapı var. bu ikisinin sentezinden bir davranışkalıbı oluşturmalı ki, değişmez olmayan toplum ahlakı bugün geçerli olannormlarını ilerleyen dönemlerde kaybettiği zaman bu davranışlar geçerliliğinidevam ettirebilsin. kant'ın bu sözüne yorumum daha çok gazali'nin ahlak tanımına ılımlılıkgösterdi. ancak bu sözdeki ahlak yasası kavramını, bahsettiğimiz gibi toplumnormları olarak görürsek o zaman gazali ile çakışıyorlar. gazali'de ahlakındoğru yolu seçmek olduğunu ve insanın her zaman doğruyu seçemeyeceğinibelirtmekle birlikte o bu noktada başkaları tarafından yargılanamayacağını düşünür.İnsanların birbirini ahlak konusunda yargılamamaları konusunda bu düşüncesiahlakın özgürlük etkenini ön plana çıkartıyor. sorumluluk dâhilinde oluşturulanözgürlük alanları ve dâhilindeki iyilik ve doğruluk kavramlarına gösterilensaygı ile oluşturulan bir yapıyı anlıyorum ben. kant'a ek olarak emerson'un daaynı zamanda genel bir yasa olmasınıisteyebileceğin bir maksime (kurala) göre hareket et düşüncesi ile gazali'nin kişisel tercihlerin yargılanmaması düşüncesi belki de doğu ve batı için ahlakkavramlarına getirilen açılımın temel noktası.

    (27.08.2007 21:38)

bugün

    selahattin sadıkoğlu nun genel yayın yönetmenliğini yaptığı, ali atıf bir, nuh gönültaş, can aksın gibi yazarları bünyesinde bulunduran gazete.

    "hayat aslında bugün den ibarettir" sloganı ile çıkar gazete.
    (26.08.2007 06:12)

kumar

    oynatması tck ya tabi, oynaması ise kabahatler kanuna tabi bir suçtur kumar.

    suç olmasının ötesinde kumarda her zaman oynatan kazanır. yani siz oynayan iseniz kazandım diye kendinizi kandırmayınız.
    (26.08.2007 05:32)

kelam

    sözü nötr kabul edelim. bir alt derecesi laf, bir üst derecesi kelam.
    (26.08.2007 05:21)

iç mihraklar

    mihrak bir hayalet, çarşafın altında korkunç sesler çıkaran insan kadar hayalet. korkuverir bir çocuk, ancak çarşafı kaldırabilen yetişkin yanıbaşındaki bir insanı görür çarşafın altında. çarşaftan korkarız altında kim var bilmeyiz, kaldırversek yanıbaşımızda dikilen bir bina çıkacak belki, veya binanın insanları.
    (26.08.2007 01:09)

para kazanmak

    ceng-i maişet tablosunda yer almaz ancak resmi çizen eldeki fırçanın bir kılı şeklinde gözükür gözüme.
    (26.08.2007 00:42)

ne olacak bu memleketin hali

    bir fıkradır anlatılır; bir amerikalı ile bir türk karşılıklı içerler. amerikalı birasını yudumladıkça neşelenir, türk ise rakısını yudumladıkça hüzünlenir. amerikalı bu tadı da merak ettiğinden rakıyı eline alır ve bir yudum içer ve ardından der ki, " ne olacak bu amerika nın hali"

    işte böyle bir fıkrayla gülüp geçecek kadar içi boş ve çözüm sunmak yerine yakınmaktan başka bir şeye yaramayan bir kelime grubu.
    (25.08.2007 23:51)

düşünüyorum öyleyse vurun

    yıllarca bir dönemde mevcut uygulamlar nedeniyle işkencelere tabii tutulduğunu ve nedeninin düşünceleri olduğunu söyleyenlerin, bir zaman sonra aynı uygulamaları başkaları üzerinde görmek üzere desteklemesi ve tekrar hayata döndürmeye çalışması sonucu, ne olur birisi beni durdursun, bu nasıl düşünmektir tarzında bir acı feryattır.
    (24.08.2007 02:52)

daisy

    wai keung lau nun yönetmenliğini yaptığı;ji-hyun jun, woo-sung jung ve sung-jae lee nin oynadığı duygusallığı damarlarımızda gezindiren bir güney kore filmi.

    çoğu kişinin aksine my sassy girl ile değil de daisy ile güney kore sinemasını sevmeye başladığımı söyleyebilirim. kendi hayatını bir polis ve bir kiralık katil in hayatlarının kavşağında buluveren ve gizemli sevenini arayan genç kızın bu arayışının sembolü diyebiliriz daisy yani papatya için.

    (24.08.2007 02:45)

milenyum patronaji

    malzemeleri eksik olunca, bahçede ne buldularsa onlardan oluşturdukları harç ile bina inşa etmeye çalışıyorlar. orada burada duydukları kelimeleri birleştirerek kendilerince bir dil oluşturup dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. binayı inşa edemedikleri gibi bahçeyi de boşaltıyorlar. harçları bataklık oluyor ve bataklıklarında çırpındıkça batıyorlar.
    (23.08.2007 22:58)

sayfa: 1-2-3-4-5...-20

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.