ve sen kuş olur gidersin

sen kuş olur gidersin bir trenle

gelsene

    kıssan hisse alıp öğrendiğimiz müthiş aşk hikayesinde * aşık züleyha'nın yusuf a * çağrısı. gelsene..

    ilgilenenler için buyrun nazan bekiroğlu'nun müthiş yakıştırması;



    --- alıntı ---
    sesi ırmağın dibinden gelen musiki...bitimsiz bir ezginin bilinmez güzellik vaadi..deniz atlarının,su yosunlarının yemini..gelsene!gel ,sana gül bahçesi nedir göstereyim,göster,gül bahçelerini göreyim.sonsuzluk ne demekmiş gel bende bil,ne demekmiş sonsuzluk sende bileyim..
    cennetin nasıl tanımlanır,sana öğreteyim,nasıl tamamlanır eksik cennetim senden öğreneyim..ben ki senin geldiğin cennetin yüzlerce yıl susuz kalmış ceylanıyım.indim su içmeye senin kıyına,susuzluktan ölmektense su içerken ölmek yeğdir bana.tutuklayıp eylemimi ruhumu özgür bıraktın.içim ateş,bahçesi de yasaklı serüvenim.sarsılıyor kalbim yedi yerinden,bunca sarsıntıyı ben kazasız belasız nasıl geçeyim?kan istiyorsan al;işte eşiğindeyim.razıyım öl bende,sende öleyim.
    gizli bir bahçesin,aç kapılarını,derununda dirileyim.bilinmezsen yok olursun,ruhsat ver,seni de dirilteyim.gizli saklı bir hazineyitip gitme bilinmeden,sana ebedilik ağacı ve bitimsiz bir saltanat vereyim.sende bileyim sende bilineyim...
    gör kölenin nasıl efendi olduğunu,bil efendinin nasıl bir anda köleye dönüştüğünü..kuruyan toprağıma su ol;yeter ki gel,yağmur ol in bağrıma gel!
    bu kadar ısrarla çağırmadı kimse kimseyi,tamamla bu fethi,sun bana zaferimi...bir ırmaksam döküldüğüm deniz ol,bir denizsem kuytularıma sokul bana akan ırmak ol...
    bir takdime sana kalbim,yeter ki sana muradımı vereyim...gel ...
    --- alıntı ---

    (bkz: nazan bekiroğlu)
    (bkz: yusuf ile züleyha)



    (11.08.2008 17:21)

serendipity

    Peter Chelsom'ın yönetmenliğini yaptığı 2001 yapımı şahane bir aşk filmi. acayip duygusal, özenilesi bir hikayesi var. tabi kimseye tavsiye etmiyorum o da ayrı.

    buyrun ayrıntıya girelim;


    --- alıntı ---

    Yönetmen Peter Chelsom
    Senaryo Marc Klein
    Oyuncular Lilli Lavine, Michael Guarino Jr., Abdul Alshawish, John Cusack, Kate Beckinsale
    Filmin Türü Komedi, Romantik
    Orijinal Adı Serendipity
    Yapımcı Firma 0
    Yapım Yılı 2001
    Yapım Ülkesi ABD
    Orijinal Dili İngilizce/Fransızca
    Filmin Süresi 90 dakika
    Resmi Sitesi http://www.serendipityfilm.nl/
    Vizyon Tarihi 24.05.2002
    --- alıntı ---


    konusuna da bakalım;


    --- alıntı ---
    Noel'den hemen önce New York'tayız. Bloomingdale'de kalan son bir çift kaşmir eldiveni aynı anda satın almak isteyen Sara (Kate Beckinsale) ve Jonathan (John Cusak) bu vesileyle tanışırlar. Eldivenlerin kimin olacağına karar vermek için Serendipity ismindeki küçük kafeye giderler. Ardından Central Park'ta paten kayarlar. Gece yıldızları seyrederler. Kraliçe Takımyıldızı'nın, Sara'nın alnındaki çillerle aynı desene sahip olduğunu farkederler. Sara telefonunu bir kitabın içine yazarak yarın onu rastgele bir kitapçıya göndereceğini söyler. Jonathan ise kendi telefonunu beş dolarlık bir banknota yazdıktan sonra bir sokak satıcısına verir. Eğer kader tekrar karşılaşmalarını isterse, kitap Jonathan'ı, para da Sara'yı bulacaktır.Birkaç yıl sonra yine New York'tayız. Jonathan, Hally (Bridget Moynahan) ile evlenmek üzeredir. Batı Yakası'nda ise Lars (John Corbett), Sara'ya evlenme teklif eder. Hem Sara hem de Jonathan'ın aklına, aynı anda, birlikte geçirdikleri olağanüstü gece gelir. Jonathan yanına bir arkadaşını alarak kitabı bulmak üzere harekete geçer. Sara da bir arkadaşıyla birlikte New York'a gelerek Jonathan'ı aramaya başlar.
    --- alıntı ---

    * *
    (11.08.2008 00:51)

tesadüf

    orjinal ismi Serendipity olan şahane bir romantik komedi filminin turkçeye çevrilmiş ismi.
    (11.08.2008 00:42)

neyin var kuzum

    *

    muhataba yöneltilen bir hal hatır sorusudur aslında. normal olan ve sıkça karşılaştığımız nasılsın sorusunun ikamesidir. soru keyfisiz görülen kişiye yöneltilirken soranında sorulan kadar keyifsiz bir ifade takınmasının gözlemlenmesi mümkündür. bana kalırsa şımarıkça bir söylemdir. daha şımarıkça olanı "nen var kuzum" ifadesidir ki buna da eski türk filmerinde sıkça rastlamak mümkündür.

    gereksizdir. (bkz: insana hayvan ismi vermek)

    edit: benzer bi bkz varmış değiştirdim. mühim diil yani.
    (10.08.2008 21:11)

filistin e veda

    filistinde yaşanan dramın konu edildiği iran yapmı bir film..

    Yönetmen : Seyfullah Dad
    Oyuncular : Selma El-mısri, Cemal Süleyman


    tadına bakalım;

    --- alıntı ---
    Yahudilerin 1948'den bugüne Filistinlilere kendi topraklarında gerçekleştirdikleri zulmün başlangıc hikayesi...

    Yıl 1948. Yer, Filistin'in önemli sahil kenti Hayfa. Kendini halka adamış bir doktor, eşi ve küçük çocukları Ferhan. Dr.Said ve eşi, birgün tren istasyonunda bir bombalama eylemine şahit olurlar. Eylemi gerçekleştiren, Said'in çocukluk arkadaşı ve İsrail devletinin kuruluşunda etkin rol oynayacak olan Şimon'dur. Artık Filistinlilerin, öz vatanlarında parya muamelesine uğrayacakları dönem başlamıştır...
    --- alıntı ---
    *



    (10.08.2008 20:26)

sırlar

    (bkz: esrar) *
    (10.08.2008 20:19)

deli

    bir ibrahim tenekeci şiiri. şöyle ki;



    deli sizsiniz böyle bir çağda
    akıllı kaldığınız için.
    ben sizin
    akla hayale sığmayan yanınızım
    siz ki dünyayı üstünüze giyseniz
    yine de açıkta kalırsınız çünkü gözleriniz
    dipsiz bir ambar sanki.
    ah siz,
    mezarlıklar müdür olsanız bundan daha iyi
    bir koyup hiç almasanız bir tohum gibi
    kendinizi toprağa.
    (09.08.2008 00:07)

ibrahim tenekeci

    2 satırla bile çok şey anlatabilen adam. *bir şiirinde hatırladığım kadarıyla "gözlerim terledi yolunu gözlemekten" diye mısra vardı bu nasıl güzel bir benzetmedir diyerek hayran kalmıştım.

    dilenci
    ey insan sana küstüm çünkü sen beni
    birazdan kurşuna dizilecek bir mahkum gibi
    bıraktın ve gittin endişe limanında
    ama sorarım, mesela samatyada
    kimin bahçesi daha büyük
    ölümden.
    (08.08.2008 23:58)

aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz

    elindekiyle yetinmeyenlerin fazlasını bulamayacaklarını özetleyen, nasihat niteliği taşıyan güzide atasözlerimizden biridir.

    edit: aman aza kanaat getirelim diye düşünüp uğraşıp şükredip kendini teseli edenlerin yanısıra hırs yapan, aza kanaat getirmediği halde çoğu bulanlar da vardır ki allah belalarını versindir. *

    (bkz: para parayı çeker)
    (07.08.2008 01:06)

hiç yoktan iyidir

türk kahvesi

    turk kahvesinin püf noktalarından biri de yapımında kullanılacak suyun ılık olmasıdır .ne sıcak ne soğuk. ayrıca, "ehli keyfin keyfini ne tazeler taze elden taze pişmiş taze kahve tazeler" diye de bir söz duymuştum vakti zamanında barış manço' dan yollara düştüğü programlarının birinde. *
    (07.08.2008 00:46)

giyotindeki şizofren

    yazar habbab çetin akdeniz'in 2. ve şimdilik son kitabı.metropol yayınları tarafından temmuz ayında basılmış, tazecik. tadına bakalım;


    --- alıntı ---
    İsa'yı çarmıhtan hanginiz indirdiniz?
    Tanrınızın bağrını delip geçen çivileri sökerken yüreği kaynayan rahip hanginizsiniz?

    Siz!
    Tarla kenarlarında at süren, burnu bir karış havada ve yüreği çamurda sürünen iblislerden hangisisiniz?

    Ben hangi devrimin öncesinde tanımlanan ihtilallerden biriyim.
    Bana söyler misiniz?
    Kemiklerimden imal ettiğiniz dev işkence haneleriniz, amansız çarklarınızın doyumsuz dişlileri beni hangi çağın kurbanı ilan etmenizi gerekli kıldı?


    Yeni devrimler ve devrimciler türeyecekti.
    Cetvellerle sınırlar çizilecek,küçük Yahudi firmaları holdingleşsin diye gemiler dolusu foterlerin satılacağı şapka devrimleri olacaktı.
    Bir gecede harfler değiştirilecek,Cezayir'in resmi dili Fransızca olacaktı.
    Tunuslu kadınlar, Paris'in meşhur modacıları için ilham kaynağı olacak ve Akdeniz iklimi, Paris sokaklarından akan lağım sularıyla kirletilecekti.


    İnsanlar bu köklü ve şeytansı değişimi yaşamak zorunda bırakılmış olabilirler mi diye sormak kadar safça bir şey yapmak istiyorum.
    Ve sorumu soruyorum.

    Her ne kadar doğu kültürü ve özelde İslam alemi, yerel tutum ve direnişlerin gün yüzüne çıktığı merkezler haline geldiyse de, kendi başlarındaki diktaların batı destekli güçlerine direnmekte süreklilik gösteremediler.
    Her çağın engizisyonu,bölgesine has özellikleriyle ve karşısındaki direnişin çapı ve niteliğine göre farklılık arz etse de, batı engizisyonunun ruhunu ve amacını taşıdığı şüphe götürmez bir gerçek gibi ortada....
    --- alıntı ---
    (06.08.2008 13:20)

aşk zamanı

sayfa: 1...-3-4-5-6-7...-27

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.