poetisa

    vampircik 6 yaşında zirvesinde arz-ı endam ettiğinde kendisini diyar arka planında bir kez daha görmüş oldum. Yine ilk kez bir zirvede görmüş olduğumu ve gittikçe daha fazla zaman geçirdiğimizi, daha çok şey paylaştığımızı düşünürsek son üç yılda onda nelerin değiştiğini daha net bir biçimde fark ettim. Çok tatlısın bebişim! Birlikte büyüyor olmak ne hoş.
    (02.04.2012 12:33)

merlin

    vampircik 6 yaşında zirvesinde gene poker face edasıyla oturan, beni ignore eyleyen, hatta elimi bile sıkmayan vampir. *Söz verdiği üzere birkaç hafta sonraki piknik zirvesine Aslı Börek'ten kilo kilo sarma getirerek kendisini affettirecek ve daha arkadaş canlısı bir vampir olma yolunda önemli bir adım atmış olacaktır.
    (02.04.2012 12:20)

adolesanlar

kayısı kıvamındaki yumurta

    en kral haşlanmış yumurta kıvamıdır. yumurtalar kaynamaya başladıktan tam altı dakika sonra altı kapatılır, suyu dökülür ve yumurtalar kısa bir süre soğuk suya tutulur.
    (20.02.2012 20:55)

mavi kapak zirvesi

    Yarın yarım poşet mavi kapağımla iştirak edeceğim zirvedir.
    (26.08.2011 22:24)

hazeyame

    sen şimdi gider ayak bana o lafı yedirdin, de mi, bak ben biliyorum. şimdi önceden yazmış olduğum tanıma baktım da, böyle aromadır, iç bayılmasıdır gibi şeyler. hahahuha şimdi jeton düştü, iyi mi? yitip giden zirvelerimiz için yas tutalım zirvesinde buluştuk, şenlendik, yedik, içtik, akşama kadar her telden muhabbet ettik. kaçırdığım sınavın yasını bile anca bugün tutabildim, düşün. * uzaktan tanıyamamışız meğer birbirimizi, onu anladım. ablam benim be. öpüyorum.
    (27.06.2011 01:06)

yitip giden zirvelerimiz için yas tutalım

    adını narkissos'un piknik zirvesine yazdığı "zirvetörde yitip giden bir zirve daha ... " yorumundan almış zirve idi. çok güzeldi, çok keyifliydi. hazeyame'ye doyarım sandım, hatta aşırı dozda hazeyame'den başıma bi iş gelir sandım. olmadı, kesmedi, üstüne az katılımlı zirvenin müptelası oldum. *
    (27.06.2011 00:22)

yitip giden zirvelerimiz için yas tutalım

    Yarın gerçekleşecek. Gelmiş geçmiş en kalabalık zirvelerden biri olmasını bekliyoruz. *
    (24.06.2011 15:14)

yitip giden zirvelerimiz için yas tutalım

    gereksiz detaylarına zirvetörden erişebileceğiniz zirvedir.
    (08.06.2011 02:01)

incir reçeli

    Pozitif Yaşam Derneği, filmin vizyona girmesinden hemen sonra "incir reçeli bir çuval inciri berbat etti!" başlıklı bir basın açıklamasında yayınlamış.

    Görelim:
    HIV’i aşka engel olarak gösteren “İncir Reçeli” filmi 2005 yılından beri POZİTİF YAŞAM DERNEĞİ tarafından ülkemizde HIV ile yaşayan kişilere destek olmak, toplumu bilgilendirmek ve ayrımcılığı önlemek amacıyla yapılan pek çok faaliyete gölge düşürdü.
    Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren “İncir Reçeli” adlı sinema filminin HIV ve AIDS konulu senaryosu hayati önem taşıyan konularda büyük hatalar içermektedir. Bu film, ülkemizdeki HIV konusundaki tüm önyargıları körüklemekle beraber, HIV ile yaşayan insanların hayatını daha da zorlaştırmaktadır.
    HIV ve AIDS konusunda kanıtlanan bilimsel ilerlemelerin tersine toplumda halen güncel olmayan bilgiler varlığını sürdürmektedir. HIV ile yaşayan kişilerin, tedaviye erişimlerindeki olumlu gelişmeler ve tedavi sayesinde sahip oldukları sağlıklı ve kaliteli yaşama karşın; toplumun yetersiz bilgisi nedeniyle ayrımcılığa uğramaktadırlar. Bu anlamda aslında HIV ile yaşayan kişileri bu virüs değil, toplumun önyargıları olumsuz etkilemektedir.

    Pozitif Yaşam Derneği olarak Türkiye sinemalarında HIV/AIDS’in işlenmesinden memnuniyet duymaktayız. Ancak vizyonda olan “İncir Reçeli” filmi HIV’e ve HIV ile yaşayanlara yönelik bilimsel gerçekliği olmayan bilgiler içermektedir. Önyargılar, ayrımcılık ve damgalama, HIV yayılımının önlenmesinin önündeki en büyük engeldir.

    HIV Senaryoda Fark Yaratmak İçin Bilinçsiz Kullanıldı
    HIV ile ilgili olarak bilinen en temel yanlışlar; hastalığın ölümcül olduğu ve tedavisinin olmadığı; HIV ile yaşayanların sağlıksız ve kısa bir yaşam sürdükleri, öpüşmeyle hastalığın bulaştığı, cinsel hayatlarının olamayacağı, sağlıklı ve normal bir hayatlarının olamayacağı, zehirli oldukları, çok ağır tedaviler gördükleri gibi yanlış bilgilerdir. Bu hatalı bilgiler; Aytaç Ağırlar tarafından çekilen “İncir Reçeli” filminde tekrarlanmaktadır. Gerçekle ilişkisi olmayan; HIV’in ilk tanımlandığı yıllara ait bu bilgilerin, 2011 yılındaki bir sinema filminde kullanılıyor olması toplumsal önyargıların en önemli göstergelerinden biridir. Böylesine hassas ve tüm toplumu ilgilendiren bir konunun, bir kavuşamama sebebi olarak bilinçsizce sunulması bizleri rahatsız etmektedir.

    HIV Aşk’ın Önünde Engel Değildir!
    Aytaç Ağırlar'ın filminde; iki sevgilinin kavuşmasına engel olarak sunduğu HIV’in hiçbir zaman aşka ve sevgiye engel olmadığı, HIV pozitiflerin yaşamlarında birçok kez deneyimlenmiştir. Bir yönetmenin görevlerinden birinin de yer verdiği konuyu detaylı öğrenmek ve kullanmak olduğu kanaatindeyiz. HIV/AIDS konusu kurgulanabilecek bir malzeme değildir. Toplumda pek çok kişiyi ilgilendiren hassas bir konudur.
    Oyuncu / yönetmen Aytaç Ağırlar 28.10. 2009 tarihinde Pozitif Yaşam Derneği’ne e-posta ile film senaryosunu göndermiş ardından 4 Kasım 2009 tarihi belirlenerek bir araya gelinmiştir. Toplantı esnasında senaryo içerisinde HIV ve AIDS ile ilgili geçen tüm yanlış bilgilere dikkat çekilmiş, doğruları aktarılmış ve düzeltilmesi rica edilmiştir. Bilgi paylaşımında her zaman gönüllü olarak destek vermek isteğimiz dile getirilmiştir.

    Bize danıştıkları halde 11 Şubat 2011 tarihinde “İncir Reçeli” filminin tüm yanlış bilgiler ile vizyona girdiğini üzülerek gördük.
    Duruşumuzu yansıtmayan, HIV’e ve HIV ile yaşayanlara yönelik önyargıları destekleyen senaryosunu onaylamadığımız yönetmen Aytaç Ağırlar’ın, basın çalışmalarında “Senaryoyu yazdıktan sonra rahatsız edici herhangi nokta olup olmadığını anlamak için HIV pozitiflilerin kurduğu dermeklerle görüştüğü” şeklinde ifadeleri geçmektedir.

    HIV ile yaşayanlar olarak, adımızın yanlış bilgilerin yer aldığı bu filmin basın çalışmalarında geçmesinden endişe duymaktayız.



    --! spoiler !--

    İncir Reçeli Sinema filmindeki hatalar:

    -“İlaçlar bir süre ömrü uzatıyor. Grip bile olduğunda yavaş yavaş ölüyorsun. Her gün bir avuç ilaç alıyorsun”
    HIV pozitifler günde sadece 2 adet (en fazla 4) olarak alınan tedavileri ile kaliteli ve normal yaşam sürelerini devam ettirmektedirler.

    -Kadın karakter “tedavi aldığımda insanlar her şeyi öğrenecek” diyerek ilaç almayı reddediyor.
    Tıbbi bilginin gizliliği kişisel verilerin mahremiyeti kapsamındadır. Bir kişinin HIV statüsünün hekim ve hakim kararı olmaksızın 3. bir kişi ile paylaşılması Türk Ceza Kanunu’na göre SUÇ teşkil etmektedir.

    Filmin bu sahneleri ile tedaviye başlamış / başlama aşamasında olan HIV pozitif kişilere “deşifre olacakları” mesajı vermektedir.

    -Filmdeki HIV pozitif kadın karakter HIV bulaştırma endişesi ile öpüşmemekte ve (korunmalı) cinsel ilişkiden kaçınmaktadır.
    HIV; içerisinde gözle görülür miktarda kan olmadıkça tükürük ile bulaşmaz. Bu nedenle HIV sosyal veya dil teması ile öpüşerek geçmez. HIV pozitifler (önce kendilerini korumak ve başka bir enfeksiyon edinmemek için) kondom kullanarak cinsel yaşamlarına devam etmektedirler. Sperm yıkama ve aşıma yöntemi ile HIV taşımayan bebek sahibi olmaktadırlar.

    Filmde tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için kondom kullanımı güvenli cinsel yaşam için gereklidir.

    - “Babam bu mikrobu eve getirdiğinde ben daha doğmamışım bile. Annem bana sütünü verdiğini sanıyordu” replikleri HIV pozitif kadının annesinin kendisini emzirmesi sonucu enfekte olduğu bilgisi geçmektedir.
    25 yaşındaki anne sütünden enfekte olmuş bir HIV pozitifin bu zamana kadar hiç tedavi almadan gelmesi tıbben mümkün olmamaktadır. HIV ile yaşayan bebekler ve çocuklar da HIV bağışıklık sistemlerinin daha hızlı etkilediğinden dolayı mutlak tedaviye gereksinim duymaktadırlar. Kadın karakter çocukluğunda tedavi aldı ve sonradan bıraktı ise yukarıda geçen “tedavi aldığımda insanlar her şeyi öğrenecek” söylemi ile çelişmektedir.

    - Baba AIDS evresinde, oksijen maskesi ve serum ile evde tek başına yatmaktadır.
    Kolundaki serumu ve ağzındaki oksijen maskesini kim takıp, çıkarmakta veya takip etmektedir? Son AIDS evresinde yatan bir kişinin yanında sağlık çalışanının (hemşire, doktor veya hasta bakıcı) olmaması hayli ilginç görünmektedir.

    -Erkek karakter baba ile konuşurken “onu zehirledin. Hayatını mahvettin” demektedir.
    Bu replik ile HIV pozitiflerin kötü ve zehirli insanlar olduğu söylenmektedir.

    -Tedaviyi reddettiği için kadın karakter AIDS evresine gelmekte ve hastane bahçesinde romantik konuşmalar yaparak ölmektedir.
    Pozitif Yaşam Derneği olarak 2005 yılından bu yana yürüttüğümüz destek, savunuculuk ve farkındalık çalışmaları ile topluma HIV’in artık ölümcül değil kronik olduğunu anlatarak kişileri teste yönlendirmekteyiz. Filmde hem kadının hem de babasının tedaviye erişebiliyorken ölmeleri HIV pozitif kişilerin ilk tanı anında yaşadıkları “ölüm” korkusunu tekrar yaşatmaktadır.

    - Elini kesen HIV pozitif kadın yere damlayan bir damla kanını bezle bastıra bastıra silmektedir.
    HIV dış ortamda saniyeler, en fazla 12 dakika içinde içinde bulaştırıcılığını yitirmektedir.

    - Filmdeki terminoloji tamamen yanlış kullanılmıştır.

    --! spoiler !--

    kaynak: http://sanat.milliyet.com.tr/-incir-receli-bir-cuval-inciri-berbat-etti-/sinema/haberdetay/03.03.2011/1359383/default.htm
    (16.04.2011 23:17)

tuvaleti kahve falı gibi bırakmak

    hiçbir kadın "ayy tuvaleti de kahve falı gibi bırakmışlar yea" demez. bir kadın o vaziyette bir tuvaletle karşılaştığında aklına ilk gelen şey kesinlikle kahve falı olmaz. eline soğumuş kahve fincanı tutuşturulduğunda bir erkeğin aklından geçenleri kısmen anlamış olduk.

    her gün kahve içip fal bakan, baktıran biri olarak, nokta.
    (16.04.2011 23:00)

istiklal kitabevi

    bugün istiklal caddesi üzerindeki "istiklal kitabevi"nin son günüydü. kitaplarda %30, film, müzik ve kırtasiyede yamulmuyorsam %50 indirim vardı. Talan olmasın diye içeriye azar azar alındı müşteriler, ama girdiğimde bütün kitapların yeri değişmişti, güzelim defterler bitmişti, adım atacak yer yoktu, uzun uzun kitap seçecek fırsat da yoktu.

    biletix ise arka sokakta hizmet verecekmiş.

    en azından rafların arası mephisto'da olduğundan daha genişti, kitaplara dalınca ezilme tehlikesi geçirmezdim. hoş bir şeyler çalardı ve hemen hemen her seferinde "bu çalan nedir?" diye sorardım. "börgırın önünde" buluşulacağı zaman birisi geç gelecek olsa, erken gelen oraya girer kitap kurcalardı, ne bileyim. üzüldüm.
    (11.04.2011 22:49)

dünyanın en olumsuz insanı

    (bkz: sami)
    (09.04.2011 23:38)

uzun saçlı yaşlı

    (bkz: gandalf)
    (07.04.2011 21:50)

annesiz kedi bakımı

    Annesiz kedi, annesi ölmüş ya da annesi tarafından reddedilip terkedilmiş kedidir. Annesiz kediyi durmadan bağırmasından, konu komşunun ya da esnafın koyduğu bir çanak süte gözü kapalı dalıp(u:gözleri açılmamıştır henüz ) daha çok bağırmasından tanırsınız. Annesi ya da bir başka süt anne gelene kadar yavruların bağırması yararlı olabilir, ancak onlara birileri yardım etmezse bağıra bağıra öleceklerini bilin. Öyle olmazsa erkek kediler gelip öldürecektir. O halde iğne tırnaklı yavruları koynunuza sokun ve eve yollanın, çünkü çok üşümüşlerdir

    Tanıdığınız yeni yavrulamış bir kedi varsa, süt anne olup olmayacağını deneyebilirsiniz. Genelde emzirecek kadar kabul ederler. İnternette, gerekli yerlere "yavru kediler için süt anne aranıyor" ilanları bırakabilirsiniz. Tanıdığınız ya da yakınınızdaki veterinerlere haber bırakabilirsiniz. Veterinerlere en fazla haber bırakabilirsiniz, çünkü hiçbiri o kadar zahmetli bir işle uğraşmak istemez. Bu gibi yerlerden cevap gelene kadar, durmadan ciyaklayan yavrularla baş başa kalacaksınız. *

    İhtiyaç duyacaklarınız:

    -temizlik hastası ve aşırı pimpirikli olmayan, hayvansever ev ahalisi
    -yavruların tırmanamayacakları bir karton kutu (orta boy)
    -pamuk
    -bol bol gazete
    -birkaç temiz bez ya da havlu
    -sıcak su torbası (eğer yoksa, kısa bir süreliğine, bir litrelik kavanoza sıcak su doldurup havlu benzeri bir kumaşa sarabilirsiniz.)
    -yavru kedi biberonu (eğer yoksa birkaç seferliğine iğnesiz küçük şırınga kullanabilirsiniz.)
    -annesiz kedi maması: veterinerden temin edebileceğiniz, biraz pahalı bir toz mamadır.
    *eğer bulunduğunuz yerde yoksa herhangi bir eczaneden yeni doğan bebekler için üretilmiş taurinli ve laktozu azaltılmış bir mamayı en küçük boy bebek biberonuyla verebilirsiniz. (u:bunu ben de yeni öğrendim, tüh.)
    *eğer gün içinde alamayacaksanız; hayvanların açlıktan ölmemesi ve daha fazla bağırmamaları için ev yapımı kedi maması yapabilirsiniz. 100 gram süte, iki yumurta sarısı, bir kesme şeker ve bir çay kaşığı margarin ekleyip, ılıkken verebilirsiniz. Ölçüyü yarıya düşürmeniz daha uygun olur, çünkü her beslemede mamayı yeniden yapmanız gerekmektedir. Ama bu mama uzun vadede besleyici değildir, en fazla bir iki gün idare edebilirsiniz.

    İlk yapılacak şey miniklere uygun bir yer hazırlamak. Evin rüzgar almayan bir köşesine koyacağınız orta boy kutunun içine, tercihen sıcak su torbasına saracağınız havlularla yapacağınız bir ısı kaynağı koyun. Eğer şişe, kavanoz vb. kullanmak zorundaysanız, sıcak suyun sızmayacağından ve bebeklerin doğrudan çok sıcak yüzeye temas etmeyeceğinden kesinlikle emin olun. Ayrıca kutunun içindeki havluları, bezleri sık sık yıkanmış olanlarıyla değiştirmeniz gerekecek. Koynunuzdan çıkarıp kutuya koydunuz. Biraz ısındıklarında sesleri kesilir, siz de rahat bir nefes alırsınız.(u:Çok aç, çok sıkıntılı değillerse.)

    Şu an kutunun içinde mışıl mışıl uyuyan bebekler, kuvvetle muhtemel sokak hayvanlarıdır ve kocaman karınlarının üzerinde zorlukla sürünerek hareket ediyorlardır. Şu an yanlarında olmayan anneleri de muhtemelen sokak hayvanıydı ve iç paraziti vardı. Hem iç parazit yüzünden hem de kendi başlarına dışkılayamadıkları için karınları şiş, adeta incecik bacaklı mini yastıklar gibi, iğnelik gibi görünebilirler. Birkaç kat gezeteyi yayıp, yavruyu nazikçe tutarak, genital bölgelerine ılık, ıslak pamukla hafifçe dokunmanız gerekir. Zaten sadece sıvı mama yedikleri için sadece çiş yapacaklardır. Def gibi gerilmiş karnının rahatladığını, biraz da hafiflediğini hissedebilirsiniz. Bunu yapmam gerektiğini bilmediğim için bir bebeği kaybettim, o yüzden annesiz bir yavruyu eve getirdiğimde ilk yaptığım şey çişini yaptırmak olur. İşlem bittiğinde sabunlu bezle nazikçe silebilirmişsiniz, ben yeni bir ılık-ıslak pamukla siliyordum sadece.

    Yavruları her üç dört saatte bir beslemeniz gerekir. Unuttunuz mu? Yetişkin bir kediden çıkmayan ses, o küçücük hayvanlardan nasıl çıkıyor, ben bilmiyorum. Onlar size hatırlatır. Mamanın ne sıcak ne de soğuk olmasına özen gösterin. İçmeyi bıraktıklarında, daha fazla zorlamayın. Doymuş kediyi kusturmadan mıncıklayarak, sevgiyle okşayarak, pıt pıt sırtına vurarak gazını çıkarın ve tekrar çiş yaptırmayı deneyin. Ayrıca mamadan sonra biraz da ılık su vermelisiniz. Sonra onları tertemiz ve sıcacık kutularına koyun, en az iki saat kafa dinleyin.

    Her şeyi doğru yapsanız bile, iç ve dış parazitler annesiz bebekler için öldürücü olabiliyor. Henüz çok küçük olduklarından parazit ilaçları da ağır geliyor. Bu yüzden bir veterinerle devamlı iletişimde olmakta yarar var. En az üç haftalıkken parazit tedavisine başlanabiliyormuş.

    İlk bir iki hafta, mama yiyip, işeyip uyuyacaklar. Yaklaşık iki haftalıkken gözleri açılacak ve üçüncü aya kadar lacivert gözlü olacaklar. "Ay mavi gözlü mü acaba" diye heyecanlanacaksınız. Büyük ihtimalle değil. Yine iki haftalıkken yapışık kulakları açılacak ve sesleri duymaya başlayacaklar. Üç haftalıkken yürümeye çalışacaklar, dört haftalıkken diş çıkarıp oyun oynamaya başlayacaklar. Ama bu dört hafta, daha önce yaşadığınız hiçbir dört haftaya benzemeyecek.

    Bütün bunları gözünüz yemedi mi? Belediyenin veterinerlik hizmeti veren birimlerine gidin, ben bunları sokakta buldum deyin. Tabi almak istemeyecekler, size nasıl bakacağınızı anlatacaklar ve mama satmaya kalkacaklar. Üzerinizde ne kadar para varsa kedilerle birlikte bırakmanız sizi çok büyük sıkıntı ve masraftan kurtaracaktır.

    Şu an tosun gibi olmuş iki kedim, İffet ve Şerbet'i böyle zahmetlerle büyüttüm. İkinci defa bulduğum yavruları da anne olmamasına rağmen, hatta kısırlaştırılmış olmasına rağmen, İffet büyüttü. Annelik içgüdüleri devreye girmiş bir yetişkin kedi işinizi çok çok kolaylaştırır. Siz sadece besleyip cici annelerinin yanına bırakırsınız, gerisiyle o ilgilenir.

    Her ne şekilde olursa olsun, heyecan verici bir annelik alıştırması olacaktır.
    (07.04.2011 20:47)

sayfa: 1-2-3-4-5-6...-19

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.