son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
unutursun mihriban'ım adlı şiiri de bestelenmiş, * tarafından da okunmuştur. selda bağcan'ı izinsiz olarak okuduğu için 1 tl * tazminata mahkum ettirmiştir.
bir ara kapandı, sonra bir baktık ki bir bankanın sosyal tesisi olmuş.
--- alıntı --- bütün sayılar bir ve bir'in tekrarı --- alıntı --- necip fazıl kısakürek
şimdi o düzeyli gazetecilik için bir şey daha yapıyoruz... " sözleri daha önceden bu işi seviyesiz yaptıklarının itirafıdır. doğan medya grubu miliyet'i bizden habersiz satmadı ise iki yüzlülüktür. sitelerinin bu bölümü zaten bütün içerik filtreleme programlarında kara listeye alındığından hitleri zaten düşmektedir böyle bir iki yüzlülükle "delikanlılık yaptık bakın" diyerek zeytinyağı gibi su yüzüne çıkma çabasıdır. bu işin bir de televizyon boyutu var tabii ama hiç girmeyelim. doğan medya grubu reytingin, tirajın, hitin arttığını gördükçe aynı yola yeniden başvuracaktır.
sana, bana, vatanıma, Ülkemin İnsanlarına dair "telgrafın tellerini kurşunlamalı" Öyle değildi bu türkü bilirim bir de içime -her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen haberler bilirim mektuplar bilirim. gamdan dağlar kurmalıyım kayaları kelimeler olan kırk ikindi saymalıyım kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından baştan ayağa ıslanmalıyım gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer var bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde ya da çamaşır sererken bahçelerinde birden alıverirler kara haberini okul dönüşü bir trafik kazasında can veren oğullarının. bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan ya da melal denizi parkların ıssız yerlerinde Örneğin hint okyanusu gibi derin İsyanın kapkara sularına dalan. nice akşamlar bilirim ki karanlığını bir millet hastanesinde dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda başını kalorifer borularına gömmüş beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden haber sormaya korkan genç kızların yüreğinden almıştır. bir de baharlar bilirim apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği anadolu bozkırlarında İstanbul'dan çıkıp diyarbekir'e doğru tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen cesur otobüs pencerelerinden bilinçsiz bir baş kayması ile görülen evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen. yazlar bilirim memleketime özgü yiğit köy delikanlılarının İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan Üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan diğeri kan ter içinde yayla yollarında mavzerinin demirini alnına dayamış yüreği susuzluktan bunalan İçinden mahpushane çeşmeleri akan ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp apansız silahına davranan nice delikanlıların figüranlık yaptığı yazlar bilirim memleketime özgü güzler bilirim ülkeme dair karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir kalakalmış bir kıyıda melül ve tenha kalbim gibi kaybolmuş daracık ceplerinde elleri titreyen kenar mahalle çocukları bir sıcak somun için, yalın kat bir don için dökülürler bulvarlara yapraklar gibi. kadınlar bilirim ülkeme ait yürekleri akdeniz gibi geniş, soluğu afrika gibi sıcak göğüsleri Çukurova gibi münbit dağ gibi otururlar evlerinde limanlar gemileri nasıl beklerse Öyle beklerler erkeklerini yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi. İsyan şiirleri bilirim sonra kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden harfler harp düzeni almıştır mısralarında kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır kimi bir soygun sofrasında ışıklı salonlarda hırsızın gırtlağına tıkanmıştır. müslüman yürekler bilirim daha kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet eller bilirim haşin hoyrat mert alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır her kırışığı sorulacak bir hesabı her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır. bütün bunların üstüne hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli adın kurtuluştur ama söylememeliyim can kuşum, umudum, canım sevgilim.
ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm mısraları ile gönlümüze yer etmiş, "sana, bana, vatanıma, ülkemin insanlarına dair" adlı şiiri ileyse taht kurmuş şair, gönül adamı. şiir insana "bunun benzeri bir şiir asla yazılamayacak" gibi iddialı bir laf ettirecek kadar güzel, her bölümünde sosyal bir meseleyi irdeleyecek kadar toplumcu ama bir o kadar da sevda şiiridir, mutlaka okunması gerekir. "adın kurtuluştur ama söylememeliyim can kuşum, umudum, canım sevgilim"..
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=249662
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |