küçük rüzgar

    Pek çoğumuzun Ahmet Telli'nin bir şiirinden bildiği sıfat tamlaması.

    Kalbim Unut Bu Şiiri

    uğuldayan ve hep uğuldayan
    bir orman kadar üşüyorum şimdi
    yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
    yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
    kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık

    su ve ses kadar beklediğim
    ne kaldı geride,bilmiyorum
    uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
    ve sarınmak o kocaman gözlerin
    uğuldayan rüzgarlarına

    bir acıyı yaşarım ve zehirden
    çiçekler üretirim kömür karası
    uçurum kadar bir yalnızlık
    yaratırım kendime, atlarım
    anısı yoktur küçük rüzgarların

    yapraklarım yok artık kuşlarım yok
    büsbütün viran oldu dağlarım
    ezberimdeki türküler de savrulup gitti
    ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
    sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü

    yanlış, daha baştan yanlış
    bir şiirdi bu, biliyorum
    ve belki ömrümüzün yakın geçmişi
    bu kadar doğruydu ancak, kim bilir
    kalbim unut bu şiiri
    (06.06.2008 22:07)

decameron

    Avrupa-Hıristiyan kültürüne ait kıssalardan oluşan kitap
    (06.06.2008 02:01)

çalışmak

    zamanımızı ve enerjimizi parayla mübadele ederek, arta kalan zaman ve enerjiyle yaşama durumu.
    (06.06.2008 01:56)

bukalemun

    prens ya da hükümdar adıyla türkçeleştirilmiş pek meşhur kitabıyla tanıdığımız machevelli, adı geçen kitapta yöneticilere, içinde bulunulan zaman ve mekanda iktidarlarını sağlamlaştıracak tavır her ne ise, o tavrı sergilemeleri yani duruma göre renk değiştirmeleri yönünde öğütler verir. bununla bağlantısı var mıdır bilinmez ama, iran'da bukalemuna machevel deniyor.:-)
    (06.06.2008 01:28)

keser döner sap döner gün gelir hesap döner

    süleyman demirel'in çok sevdiği sözdür. onun hayatı düşünüldüğünde ise, doğruluğuna bir kez daha iman edilebilir bu sözün.
    (06.06.2008 01:22)

iş kazası

    defile, tanıtım ya da açılışlar sırasında, manken, fotomodel, artiz v.b. kişilerin, sanki farketmeden olmuş gibi, oralarını buralarını açarak reklam yapması suretiyle, evine ekmek götürmek için günde bilmem kaç saat çalışıp, sonra evine cenaze olarak giden insanlara küfretmesi.
    (06.06.2008 01:19)

kerametin kendinden menkul değil seni erişilmez ed

it agağ gölgesinde yatar gölgem ne büyük düşüyor der

sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa

    herkes en itibarlı, en rahat işleri yapmak ister. ama pek hoş olmayan işleri de birilerinin yapması gerekir. böyle olmazsa eğer, işler aksar, sıkıntıya düşülür. kuveyt'te temizlikçilik, çöpçülük gibi işleri yapmaya hiç bir kuveytli tenezzül etmediği için, bu tür işlerde yabancı işçiler çalıştırılıyordu. ırak'ın kuveyt'i işgalinin ardından, bu yabancı işçiler ülkeden kısa süre içinde ayrıldı ve o pırıl pırıl kuveyt sokakları çer çöp içinde kaldı.
    (06.06.2008 00:51)

uçak kaçırma

    Bir tür terör eylemi

    Her İşin Bir Haysiyeti Var
    Uçak Kaçırmanın da

    Sabah uyuyakaldığınız ya da trafiğe takıldığınız için havaalanına geç kalıp uçağı kaçırmak değil dediğimiz. Dünyanın en popüler terör faaliyetlerinden biri olan uçak kaçırma eyleminden söz ediyoruz. Her işin bir haysiyeti var diyişimiz de yanlış anlaşılmasın lütfen. Terörün hiçbir şekline olumlu bakmıyoruz elbette. Ama yalan da değil, her işin bir haysiyeti var.

    Dünyada ilk uçak kaçırma yani hava korsanlığı eylemi, 1931 yılında Peru’da kayıtlara geçmiş. O günden bu yana da hava korsanlığı kimi zaman bazı talepleri elde etmek, kimi zaman bir olayı protesto etmek, kimi zaman da sadece dikkat çekmek için yapılan bir terörist eylem olmuş. Zaman içerisinde havayolu şirketleri, hava korsanlığının kendileri için ne kadar büyük bir risk olduğunu kavrayıp, personellerine bu konuda geniş çaplı eğitimler vermiş hatta bazıları yolcularını bile bilgilendirmeye başlamış.
    Hava korsanları, eylemlerinin çoğunda dikkat çekmek dışındaki amaçlarına ulaşamasalar ve yolculuklarını bir hapishanede bitirseler de, geçmişte çok sayıda masum insanın hayatını kaybettiği uçak kaçırma olayları da yaşanmış. Ancak bu tür terör eylemlerinin, yalnızca birkaç kişinin hayatına mal olmakla kalmayıp, ülkelerin kaderini değiştirdiği, hatta belki tarihin gidişatına yeniden yön verdiği örnek, ABD’de kaçırılan uçakların Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a düzenledikleri saldırılar oldu.
    Bu olayın sebep-sonuç ilişkiler ve ardında kimler olduğu çok geniş araştırmalara konu olabilir. Bizim sözünü edeceğimizse, son günlerde yavaş yavaş magazin haberi tadında algılanan Türk usulü uçak kaçırmalar.
    Türkiye hava sahasında bu güne kadar yaşanan uçak kaçırma eylemi sayısı 18, tabi bu yazı yayınlanana kadar, kariyerine hava korsanı olarak devem etmek isteyen birkaç kişi daha çıkmazsa. İlk olaysa, 3 Ağustos 1972’de Lefkoşe-İstanbul seferi yapan uçağın Sofya’ya kaçırılması. Bu gün yaşadıklarımıza göre, fazlasıyla göz dolduran bir eylemdir bu aslında. Korsanlar, o tarihlerde tutuklu olan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep ederler. Uçak yolcuları arasında 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu Ömer İnönü de bulunmaktadır.
    Bu olayın ardından 1972 yılında ikinci bir hava korsanlığı eylemi daha yaşanır. Sonrasında; 1985 yılına kadar, 8 uçak kaçırma vakası daha görülür. Bu olaylarda uçaklar Avrupa ve Asya’daki yakın merkezlere götürülür ve ya o ülke güvenlik güçlerinin müdahalesi ya da hava korsanının sonuç alamayacağını anlayıp teslim olmasıyla son bulur. O tarihlerde hava korsanları genelde siyasi içerikli taleplerde bulunmakta ve istediklerini elde edemeyeceklerini bilseler de, yaptıkları eylemi siyasi görüşlerini kamuoyuna duyurmanın en etkili yolu olarak görmektedirler. Yani uçak kaçırma eylemleri bir takım somut kazanımlar getirmez, ancak düzenleyenler için siyasi bir halkla ilişkiler çalışmasıdır.
    1985’de İstanbul-Frankfurt seferini yapan uçak, Almanya’dan sınır dışı edilen bir Türk vatandaşı tarafından kaçırılmak istenir. Ancak hava korsanı, uçuş ekibi ve yolcular tarafından etkisiz hale getirilir. İşte Türk uçuş personeli ve yolcusu, hava korsanlarının çoğunun aslında çaresiz amatörler olduğun u o gün fark ederler.
    Geçen zaman, onlara ne kadar haklı olduklarını da göstermiştir aslında. 1996 yılına kadar başka bir uçak kaçırma eylemi yaşanmaz. 1996’dan 2007’ye kadarsa yaşanan 10 uçak kaçırma eylemi içerisinde siyasi talepleri olduğunu iddia eden hava korsanları da çıkmıştır. Ancak, vize almadan yurtdışına çıkmak isteyenlerden, sadece televizyona çıkmak isteyenlere, işten çıkarılmayı hazmedemeyenlerden, sevgilisinden ayrılmayı hazmedemeyenlere varana kadar çok geniş bir yelpazede amatör hava korsanları süslemiştir ülkemizin hava sahasını.
    Bu hevesli korsanların uçak kaçırmak için kullandıkları suç aletleri de oldukça ilginç. İçlerinde oyuncak ayılar, çakmaklar, dinamit-bomba gibi görünümlerde şaka malzemeleri bile var. Oyuncak silahlarsa bunların en popüler olanları. Ancak bu yılın Nisan ayında, uyuşturucu bağımlısı olduğu söylenen bir hava korsanı tarafından uçak kaçırma amacıyla kullanılan malzemeler, sanıyoruz havacılık tarihine geçecek nitelikte; bir cep telefonu ve Kur’an-ı Kerim.
    Hal böyle olunca, bir ciddiyetsizliktir kapladı hava sahasını. Geçtiğimiz günlerde KKTC’den İstanbul’a gelen bir uçak 2 hava korsanı tarafından kaçırılmak istenince olan oldu. Ev de oturmaktan canları sıkılan amatör hava korsanlar, bomba süsü verilmiş oyun hamuruyla uçak kaçırmak isterken, pilotların ön camı kırp kaçmasıyla bir yere gidemeyeceklerini anladı ve yolculardan bazılarını serbest bıraktı. Ancak yolcular da uçakta oturmaktan sıkılmış olacak ki hep birlikte gitmek istediler ve çıkan arbededen korsanlar da nasibini aldı tabi. Korku dolu başlayan bir terör eylemi, komedi filmi tadında sona erdi.
    En gerilimli durumlardan bile, bir mizah unsuru çıkarmayı başaran bir milletiz neticede. Kaçırılan uçaktan çıkan bir yolcuyla bir t.v.’nin muhabiri arasında geçen diyalog şöyle mesela;
    -Uçağın kaçırıldığını nasıl anladınız?
    -Ben tuvaletten cep telefonuyla bir arkadaşımı aradım. O da televizyonda görmüş, uçağın kaçırıldığını söyledi.
    -Siz uçakta cep telefonu mu açtınız?
    -________________________
    Şimdi buradan hava korsanlığına hevesli ve kariyerini bu yönde planlayan herkese seslenmek istiyoruz. Eğer bu konuda kararlıysanız, lütfen başka bir ülkenin uçağını kaçırın. Zira uçuş ekiplerimiz de yolcularımız da artık bu tarz eylemleri ciddiye almamaktadır. Bir işinize yaramaz, tartaklandığınızla kalırsınız. Sadece şöhret olmak isteği taşıyorsanız bile, Türkiye doğru bir seçim değil. Medyamız artık bu olaylara, uçağı kaçırılan havayolu şirketinin bir halkla ilişkiler çalışması gözüyle bakıyor çünkü. Siz en iyisi bir yarışmaya katılın, popüler bir şarkıcının bilmem kaçıncı göbekten kuzeni olduğunuzu ve sizinle hiç ilgilenmediğini iddia edin ya da buna benzer başka bir şey yapın. En azından bir single çıkarma şansınız olur. Yoksa bu eylemlerden oyuncak ayının parasını bile çıkaramazsınız, haberiniz olsun.








    (05.06.2008 22:12)

kadın çantası

    kadınların, güzelini bir başka kadının kolunda görüp kıskandıkları, kötüsünü bir başka kadının kolunda görüp acıdıkları aksesuar. küçücük olanlarının içine bile dünya kadar şey sığdırılır. bu dünya kadar şeyden birisine ihtiyaç duyulup alındığında, geri kalanlar "ben de ben de" diye ortalığa saçılır. tekrar kapanması bir eziyet, yeniden açması kabustur.*
    (05.06.2008 15:20)

yalnız yaşamak

    Belki yıllarca hayalini kurduğunuz şeydir. Yıllarca hayali kurulan herşey gibi, sahip olununca kıymetsizleşiverir. Yine de hem iyi hem kötü tarafları vardır.
    Yalnız yaşamak;
    sabah uyandığında günaydın diyecek kimseyi bulamamak, kahvaltı hazırlamaya değmeyeceğini düşünüp pastaneden bir poğaça almak, lavabonun yanında duran tek diş fırçası, sofraya konulan tek tabak-çatal-kaşık, 1 ekmeğin 3-4 gün bitmemesi ve nihayetinde küflenerek atılması, akşam eve döndüğünde kapıyı anahtarla açmak, kimse tarafından karşılanmamak, kimse tarafından uğurlanmamak, mutsuz olduğunda dert yanacak birini bulmak için telefona sarılmak, sevindiğinde paylaşacak birini bulmak için telefona sarılmak, "şu faturayı yatırabilir misin?", "çöpü attın mı?", "akşama ne yiycez?", "günün nasıl geçti?" gibi soruları soracak kimsenin olmamasıdır.
    İy tarafı ise tv kumandasının yalnızca sana ait olmasıdır. Başka da vardır mutlaka ama, şimdi aklıma gelmiyor.
    (05.06.2008 15:14)

doğunun paris i

    doğudaki hemen hemen her şehire yakıştırılan iltifatımsı - hakaretimsi sıfat.*
    (05.06.2008 13:58)

yaprak sarması yapabilen kadın

    yaptığı sarmalar, yaprak sarması yapamayan kadın tarafından lüpletilirken "ay ne güzel de sarmışsın kııııııız. nasılda üşenmiyosun valla" iltifatlarıyla karşılaşan, ancak bir zaman sonra kek yerine konduğunu anlayıp, "valla artık yapamıyorum, nedense kıvamı tutmuyo bi türlü" diyerek yaprak sarması yapamayan kadına dönüşen kadın.
    (05.06.2008 13:54)

milletvekili

    okumadan da büyük adam* olabilme durumu
    (04.06.2008 17:07)

sayfa: 1-2-3-4-5...-13

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.