uçak kaçırma

  1. Bir tür terör eylemi

    Her İşin Bir Haysiyeti Var
    Uçak Kaçırmanın da

    Sabah uyuyakaldığınız ya da trafiğe takıldığınız için havaalanına geç kalıp uçağı kaçırmak değil dediğimiz. Dünyanın en popüler terör faaliyetlerinden biri olan uçak kaçırma eyleminden söz ediyoruz. Her işin bir haysiyeti var diyişimiz de yanlış anlaşılmasın lütfen. Terörün hiçbir şekline olumlu bakmıyoruz elbette. Ama yalan da değil, her işin bir haysiyeti var.

    Dünyada ilk uçak kaçırma yani hava korsanlığı eylemi, 1931 yılında Peru’da kayıtlara geçmiş. O günden bu yana da hava korsanlığı kimi zaman bazı talepleri elde etmek, kimi zaman bir olayı protesto etmek, kimi zaman da sadece dikkat çekmek için yapılan bir terörist eylem olmuş. Zaman içerisinde havayolu şirketleri, hava korsanlığının kendileri için ne kadar büyük bir risk olduğunu kavrayıp, personellerine bu konuda geniş çaplı eğitimler vermiş hatta bazıları yolcularını bile bilgilendirmeye başlamış.
    Hava korsanları, eylemlerinin çoğunda dikkat çekmek dışındaki amaçlarına ulaşamasalar ve yolculuklarını bir hapishanede bitirseler de, geçmişte çok sayıda masum insanın hayatını kaybettiği uçak kaçırma olayları da yaşanmış. Ancak bu tür terör eylemlerinin, yalnızca birkaç kişinin hayatına mal olmakla kalmayıp, ülkelerin kaderini değiştirdiği, hatta belki tarihin gidişatına yeniden yön verdiği örnek, ABD’de kaçırılan uçakların Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a düzenledikleri saldırılar oldu.
    Bu olayın sebep-sonuç ilişkiler ve ardında kimler olduğu çok geniş araştırmalara konu olabilir. Bizim sözünü edeceğimizse, son günlerde yavaş yavaş magazin haberi tadında algılanan Türk usulü uçak kaçırmalar.
    Türkiye hava sahasında bu güne kadar yaşanan uçak kaçırma eylemi sayısı 18, tabi bu yazı yayınlanana kadar, kariyerine hava korsanı olarak devem etmek isteyen birkaç kişi daha çıkmazsa. İlk olaysa, 3 Ağustos 1972’de Lefkoşe-İstanbul seferi yapan uçağın Sofya’ya kaçırılması. Bu gün yaşadıklarımıza göre, fazlasıyla göz dolduran bir eylemdir bu aslında. Korsanlar, o tarihlerde tutuklu olan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep ederler. Uçak yolcuları arasında 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu Ömer İnönü de bulunmaktadır.
    Bu olayın ardından 1972 yılında ikinci bir hava korsanlığı eylemi daha yaşanır. Sonrasında; 1985 yılına kadar, 8 uçak kaçırma vakası daha görülür. Bu olaylarda uçaklar Avrupa ve Asya’daki yakın merkezlere götürülür ve ya o ülke güvenlik güçlerinin müdahalesi ya da hava korsanının sonuç alamayacağını anlayıp teslim olmasıyla son bulur. O tarihlerde hava korsanları genelde siyasi içerikli taleplerde bulunmakta ve istediklerini elde edemeyeceklerini bilseler de, yaptıkları eylemi siyasi görüşlerini kamuoyuna duyurmanın en etkili yolu olarak görmektedirler. Yani uçak kaçırma eylemleri bir takım somut kazanımlar getirmez, ancak düzenleyenler için siyasi bir halkla ilişkiler çalışmasıdır.
    1985’de İstanbul-Frankfurt seferini yapan uçak, Almanya’dan sınır dışı edilen bir Türk vatandaşı tarafından kaçırılmak istenir. Ancak hava korsanı, uçuş ekibi ve yolcular tarafından etkisiz hale getirilir. İşte Türk uçuş personeli ve yolcusu, hava korsanlarının çoğunun aslında çaresiz amatörler olduğun u o gün fark ederler.
    Geçen zaman, onlara ne kadar haklı olduklarını da göstermiştir aslında. 1996 yılına kadar başka bir uçak kaçırma eylemi yaşanmaz. 1996’dan 2007’ye kadarsa yaşanan 10 uçak kaçırma eylemi içerisinde siyasi talepleri olduğunu iddia eden hava korsanları da çıkmıştır. Ancak, vize almadan yurtdışına çıkmak isteyenlerden, sadece televizyona çıkmak isteyenlere, işten çıkarılmayı hazmedemeyenlerden, sevgilisinden ayrılmayı hazmedemeyenlere varana kadar çok geniş bir yelpazede amatör hava korsanları süslemiştir ülkemizin hava sahasını.
    Bu hevesli korsanların uçak kaçırmak için kullandıkları suç aletleri de oldukça ilginç. İçlerinde oyuncak ayılar, çakmaklar, dinamit-bomba gibi görünümlerde şaka malzemeleri bile var. Oyuncak silahlarsa bunların en popüler olanları. Ancak bu yılın Nisan ayında, uyuşturucu bağımlısı olduğu söylenen bir hava korsanı tarafından uçak kaçırma amacıyla kullanılan malzemeler, sanıyoruz havacılık tarihine geçecek nitelikte; bir cep telefonu ve Kur’an-ı Kerim.
    Hal böyle olunca, bir ciddiyetsizliktir kapladı hava sahasını. Geçtiğimiz günlerde KKTC’den İstanbul’a gelen bir uçak 2 hava korsanı tarafından kaçırılmak istenince olan oldu. Ev de oturmaktan canları sıkılan amatör hava korsanlar, bomba süsü verilmiş oyun hamuruyla uçak kaçırmak isterken, pilotların ön camı kırp kaçmasıyla bir yere gidemeyeceklerini anladı ve yolculardan bazılarını serbest bıraktı. Ancak yolcular da uçakta oturmaktan sıkılmış olacak ki hep birlikte gitmek istediler ve çıkan arbededen korsanlar da nasibini aldı tabi. Korku dolu başlayan bir terör eylemi, komedi filmi tadında sona erdi.
    En gerilimli durumlardan bile, bir mizah unsuru çıkarmayı başaran bir milletiz neticede. Kaçırılan uçaktan çıkan bir yolcuyla bir t.v.’nin muhabiri arasında geçen diyalog şöyle mesela;
    -Uçağın kaçırıldığını nasıl anladınız?
    -Ben tuvaletten cep telefonuyla bir arkadaşımı aradım. O da televizyonda görmüş, uçağın kaçırıldığını söyledi.
    -Siz uçakta cep telefonu mu açtınız?
    -________________________
    Şimdi buradan hava korsanlığına hevesli ve kariyerini bu yönde planlayan herkese seslenmek istiyoruz. Eğer bu konuda kararlıysanız, lütfen başka bir ülkenin uçağını kaçırın. Zira uçuş ekiplerimiz de yolcularımız da artık bu tarz eylemleri ciddiye almamaktadır. Bir işinize yaramaz, tartaklandığınızla kalırsınız. Sadece şöhret olmak isteği taşıyorsanız bile, Türkiye doğru bir seçim değil. Medyamız artık bu olaylara, uçağı kaçırılan havayolu şirketinin bir halkla ilişkiler çalışması gözüyle bakıyor çünkü. Siz en iyisi bir yarışmaya katılın, popüler bir şarkıcının bilmem kaçıncı göbekten kuzeni olduğunuzu ve sizinle hiç ilgilenmediğini iddia edin ya da buna benzer başka bir şey yapın. En azından bir single çıkarma şansınız olur. Yoksa bu eylemlerden oyuncak ayının parasını bile çıkaramazsınız, haberiniz olsun.









    (#191876) garma|05.06.2008 22:12|