son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
ayrıca türbanı erkeklerde kullanabilir*
gençleri,yani bizleri dil konusunda daha fazla bilinçlendirmeli,bir ulusun en önemli özelliğinin "dil" olduğunu göstermeliyiz. son günlerde çıkan msn diyaloglarında görmeye çok alışkın olduğumuz ; "çok" yazmak yerine "chok" yazmalar. sanki dilimiz,yazıldığı gibi okunmuyor. tabiki okunduğu için en kolay diller arasında türkçe'yi gösterebiliriz. bunu kaybetmemek için çabalamamız gereken yerde her gün "daha fazla nerden marjinal kelime bulabilirim acaba" diye kendimizi yeyip bitiriyoruz. acil olarak bu davranışlardan vazgeçmeli,eğer milletimizi,vatanımızı seviyorsak, dilimize kesinlikle sahip çıkmalıyız.
aklıma takılan ise kim tarafından yaptırıldığıdır.ortalığın karışmasını isteyip soykırım iddialarıyla,yapmadığımız bir şey yüzünden son günleri bizlere zindan eden ermeni kesim tarafından mı yaptırılmıştır yoksa gerçektende samast'ın demecinde iddia ettiği gibi hrant dink'in "ben türkiye'liyim fakat türk kanı pis kandır"* dediği içinmidir ki ben bu kadar yüzeysel olacağına inanmıyorum eğer böyle bir söz söylenmiş olsaydı sadece bir vatandaş değil de herkes ayaklanırdı. *** türkiye'de daha önceden hiç uygulanmayan bir sistemle yakalanmıştır.televizyon kanallarına zanlının eşgali ve ilgili numaralar verilmiş,ciddi olan ihbarlar değerlendirilmiştir fakat gerçek,eşgalin tv de gösterilişinden 3 saat sonra saat 16.00'da ahmet samast'ın*ihbarıyla ortaya çıkmıştır. sonuç olarak nedeni öğrenilse de halka yansıtılmayacak fakat özellikle avrupada çok ses getireceğine inandığım suikastin zanlısı.
yanlış hatırlamıyorsam space cowboys filminin soundtrackleri arasında da yer alır. sözleri; fly me to the moon and let me play among the stars let me see what spring is like on jupiter and mars in other words hold my hand in other words darling kiss me fill my life with song and let me sing forevermore you are all i hope for all i worship and adore in other words please be true in other words i love you ajda pekkan coverı da olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. anlamadığım şey ise; neden sürekli türk sanat müziği eseri yaratmaktansa yabancı şarkıları coverladığımız gerçeğidir. edit: ajda pekkan'ın bu coverı hiç bir albümde yer almaz,69 tarihlidir ve sözleride şöyledir; bu arzu, bu şarkı senden bana kalan bir anlık son hatıra yalnız mıyım bir şey kalmayacak mı aşkım da mı, bilmiyorum nasıl unuttun beni birden unuttun bilmiyorum, bilmiyorum neden bu çılgın arzu işte sana son şarkı anlatır mı bu son aşkı benden sana son arzu
her bölümü insana neredeyse aynı gelsede hiç kaçırılmadan her hafta izlenir. rivayete göre gerçekten de ölüleri görüp, iletişim kuran insanlar varmış. * * *
kitabın birinde, kanser olan bir kadının bermuda şeytan üçgenine gittiği, suya daldığı ve suyun altında mavi bir piramite benzeyen taş bir yapı görüp iyileştiğini okumuştum. ne kadar manyetik alan olduğu için kazaların olduğu söylense de bende her zaman merak uyandırmıştır.
safsata olarak gördüğüm bir teoridir "insanlık şu güne kadar sürekli evrim geçirerek şu anki halini aldıysa bu evrim neden durdu?" sorusunu akla getirir. maymunlarla aşırı derecede benzerliğimiz olduğunu kabul ediyorum ama eğer öyle birşey varsa neden maymun nesli tükenmedi?bana göre eğer bir varlık evrim geçirirse,"son günlerde azı dişlerimizin kullanılmadığı için yok olacağı gibi" tamamen yok olur yada kanıtlanmış bir şekilde değişir. edit: eklemeyi unuttuğum şey evrimin 10 yada 20 yıl vs. süre zarfında gerçekleşmeyeceğidir.
en çok sevdiğim yanı başka ülkelerden insanların çok güzel dostluklar kurmasına katkıda bulunan,yıllar boyunca oynadığım,kendime birsürü arkadaş edindiğim ve en sonunda da crew member olup moderator iken bıraktığım yazı tabanlı mafya oyunu. (ki bıraktığım halde bana x-mas kartı yollamaları duygulandığım andır) oyunun ingilizce'den türkçe'ye çevrilmesine katkım da bulunmuştur. www.barafranca.com üyelik aldıktan sonra giriş yaptığınız anda don barafranca'nın hayatıyla karşılaşır ve okumadan geçemezsiniz mafyanın tarihinde efsanevi bir gün. tüm mafya liderleri, önemli insanlar, bir kişiye saygılarını göstermek için biraraya gelmişlerdi. herkesin üzerinde büyük bir etkisi olan, zekada fatih sultan mehmet'e benzeyen, zalimlikte stalin gibi olan; şartlar zarif olmasını gerektirdiğinde zarif, gerektiğinde de merhametsiz bir kişiye. iki kişilikli bir insan. soğukkanlı bir lider, the baronların baronu, babaların babası, ve tabii ki italyan mafyasının lideri. onun ismi: gianluca barafranca, nam-ı diğer don barafranca. 69 yaşında, ailesini genişletmek ve işini büyütmek için harcadığı 53 yılın sonunda, artık çekilmeye karar verdi. montelepre'de doğdu, küçük italya'da ve new york'ta büyüdü. 16 yaşında, don marcelo tuccini için çalışan ciavolo'nun gözetiminde mafya alemine girdi. hızlı bir tırmanış göstererek 18 yaşında tam bir gangster oldu. ciavolo'nun da dediği gibi yüksek mevkiilere geldi. gilardino ailesiyle olan kısa ve kanlı bir kan davasının sonunda, ciavolo suikaste uğradı ve onun rejimini devam ettirmek barafranca'nın göreviydi. sadece 25 yıllık iş tecrübesiyle, dünyanın en genç caposu o idi. tuccini emekli olmaya ve vatanı sicilya'ya dönmeye karar verdiğinde, bronx, brooklyn ve manhattan'ın yönetimini barafranca'ya devretti. saygısının bir ifadesi olarak ilk oğluna marcelo ismini verdi. marcelo'nun doğumundan bir yıl sonra claudio doğdu ve barafranca iyi bir hayat yaşamaya başladı. maalesef hayat zalim yüzünü gösterdi ve tuccini emekliliğinin 2. senesinde, miami'den eski bir rakibi don clemente'in yanında öldürüldü. barafranca, ilk kez soğuk kanlılığını gösterdi. tuccini'nin intikamını almak için 3 sene bekledi. en güvendiği 3 adamını, alessandro tedesco, fabio roveto and gianni marinella, miami mafia alemine sızmak icin görevlendirdi ve bu üç adam clemente ailesinin bir üyesi oldular. fakat iş işti ve clemente ailesinde capo olan tedesco, barafranca'yı olası bir bağlantı olarak tanıttı. clemente'nin sahip olduğu lago maggiore'deki kısa ve güzel bir konuşmanın ardından clemente lokantada ölü olarak bulundu. tedesco, miami'deki gücü barafranca için topladı ve aileyi genişletti. baba, roveto'yu boston'a ve marinella'yı philadelphia'ya yolladı. 1911 yıllarında barafranca bu üç şehrin tartışılmaz sahibiydi. marcelo'yu palermo'ya göndermeye karar verdi, çünkü marcelo'nun gözlerinde bir mafya pırıltısı vardı ve barafranca bunu tuccini'nin eski bir dostu don bianco'nun gözetiminde değerlendirmeyi düşündü. bu sırada, las vegas, chicago, baltimore, detroit, napoli, genova ve sicilia'yı eline aldı. 1918 yılında, marcelo'ya new york'a dönmesini ve houston'da bağlantıları kurması emrini verdi. houston'un yerel mafyasından don giovane, don barafranca'nın ismini ve nâmını biliyordu ve tüm hürmetiyle marcelo'yu karşıladı. marcelo, houston'da etraf şehirlerdeki yasadışı içki kaçakçılığını düzenlemek için çok büyük bir dağıtım merkezi kurdu. daha sonra ise barafranca yönetimini genişletti. new york, detroit, boston, philadelphia, baltimore, chicago, las vegas, miami, napoli, genova, sicilia'nın tam kontrolünü eline aldı ve los angeles, houston, seattle, vancouver, orlando, san francisco, phoenix'in bir kısmını kontrol eder hale geldi. bu sarsılmaz gücünü güvenilir capo'larına ve kolay yaşam şekline borçluydu. ama 1927'de, genç, zalim don fregio, yerel capoları fbi'a rüşvet vererek tutuklatmaya ve güney'in kontrolünü eline almaya çalıştı. barafranca öfkelendi ve freigo'ya kan davası başlattı. 4 yıl süren kanlı ve zor bir savaşın sonunda, fatura ortaya çıtkı. claudio barafranca, don barafranca'yı yasa boğarak bir seyehat esnasında öldürüldü. zeki ve hızlı bir taktikle fregio'nun 2 kardeşi ve bir yeğenini öldürerek savaşı bitirdi. fregio'yu tarafsız bir yerde konuşmaya çağırdı ve mekanlarını elinden aldı. asla cesetleri bulamadılar. don barafranca, tekrar baronların baronu olduğunu ıspatlamış oldu. şimdi, don barafranca yönetimini bölmeye karar verdi, çünkü marcelo, fregio ile yapılan savaştan sağ çıkamadı. ispanya, fransa ve portekizdeki saygıdeğer bankalarla olan irtibatı sağlıyordu marcelo. mayami baltimor ve tedesco'yu bıraktı ve roveto philadelphia ve boston'da gücü ele geçirdi. en genç ve en güçlü 3. capo'su marinella hala büyümek için bir potansiyeli vardı. los angeles, san francisco, houston, seattle, phoenix ve vancouver'in yönetimini ele aldı. bianco'nun oğlu paolo bianco, palermo hariç tüm sicilyanın hakimi oldu. kan davalarında adam desteği veren eski bir arkadaş, don locatelli, napoli ve genova'nın kontrolünü kazandı. orlando'nun parçaları ise yerel bir don'a, don terranova'a verilmişti. bu demektir ki 5 şehir açık kaldı. sizin gibi gangsterleri cesaretlendirmek için bu mekanlar açık bırakıldı. barafranca nasıl başladığını asla unutmadı ve genç yeteneklere yeni şanslar vermek istiyor. bu insanlardan birisi de sensin. live for the game,die for the game !!
özellikle ahmet çakar ile olan bir bölümü vardır ki izleyen kişi gülmemek için kendini yer bitirir.* sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |