masallarda bulunan tekerlemeler, dinleyenleri masal havasına sokmak, olağanüstülüklere alıştırmak maksadıyla söylenir. ayrıca "bir varmış bir yokmuş, allah'ın kulu çokmuş, çok demesi günahmış" gibi sözler insanı derin bir düşünceye sevkediyor..
şimdilerde "rap müzik" adıyla ünlenen müziğin içindeki sözlerin aslî hâli. "ritimli manzum/mensur şiir". aslında "şiir"den bir farkı var; sözlerinin illâ bir anlamı olması gerekmiyor.
misâl:
al şu takatukaları takatukacıya götür
takatukacıya takatukaları takatukalattır da getir
takatukacı takatukaları takatukalamazsa eğer
takatukaları takatukacıya takatukalattırmadan getir.*
bunları, konuşmayı yeni öğrenen çocuklara öğretmek, onların daha kısa zamanda konuşmalarına ve dil zekâlarının gelişmesine yardımcı olur.
bazı uyumlu keimelerin anlamlı yada anlamsız olması hiç farketmez melodi eşliğinde bazen koro halinde bazen de solo olarak söylenen sözlerdir. doğu anadolu’da döşeme, güney anadolu’da sayışma denir. türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine xi. yüzyıldan itibaren rastlanır. divan ü lügati’t türk’te bazı tekerlemeler yer alır.
mesela çocukların sayışırken oyun arasındaki söylediği bir tekerleme:
portakali soydum
portakalı soydum
baş ucuma koydum
ben bir yalan uydurdum
duma duma dum
kırmızı mum
dolapta pekmez
yala yala bitmez
ayşecik cik cik cik
fatmacık cık cık cık
sen bu oyundan Çık der ve oyundan bir kişi çıkardı. bu örnekleri çoğaltmka mimkün
küçükken dinlediğimiz masallarda, artık gerçeklerin olmadığı bir dünyaya gidiyoruz, mantık yok. bu nasıl? bu ne? o kim? gibi soruların sorulmamasına doğru güdüldüğümüzü daha şimdilerde anladığım masal girizgahlarıdır;
yani biraz düşünecek olursak şayet;
yoksa bir var iken birin olmaması nasıl mümkün olabilir ki
evvel zaman içinde tamam biraz anlaşılabilir kelimeler de kalbur da ne ki?
develer tellalmış pireler berbermiş yok deve. benim hayatımda deve görmüşlüğüm yoktu ki, pireler nasıl berber olacak hem?
--- alıntı ---
Tekerleme , sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen, masal, hikâye, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.
Çokluk çocuk folklorunda hoşça vakit geçirmek için, konuşma kabiliyeti kazanmakiçin, oyunlarda eş ve ebe seçmek için bu yola başvurulur. Masal tekerlemesi, oyun tekerlemesi gibi adlar alırlar. En çok çocuk oyunlarında, masalların baş, orta ve sonunda söylenirler.
Yöreye göre değişik isimle de söylenirler. Doğu Anadolu’da döşeme, Güney Anadolu’da sayışma denir. Karagöz ve ortaoyununda muhavere, çocuk oyununda ebe, çıkarmada ise sayışma diyebiliriz. Türk edebiyatında ilk tekerleme örneklerine 11. yüzyıldan itibaren rastlanır. Divanü Lügati’t Türk’te bazı tekerlemeler yer alır.
Âşık fasıllarında, saz şairlerinin yaptıkları şiir yarışmaları. Halk dilinde tekerleme, âşıklar arasında tekellüm olarak adlandırılır. Bu tür şiirler ya söylenmesi zor sözcüklerden meydana getirilir ya da darayak şeklindedir. Ayak daraldıkça kafiye bulmak zorlaşır. Âşıklardan biri fasal aralarında tekerlemeye başlar ve yeni bir ayak açar.arkadaşalr bu konuyu hiç bir zaman unutmayalım olurmu.
--- alıntı ---
okul öncesi ve okul çağı çocuklarının * dil gelişimleri için oldukça önemlidirler. abartılı gerçek dışı hedelere sıkça yer verilmesi çocuğun hayal gücünü artıran öğelerdir.
he tabi ayrıca diksiyon kurslarında, tiyatro eğitiminde de sıkça kullanılır.
diksiyon eğitimi için "söylenmesi istenen" iki zorlu tekerleme örneği. okumakla olmuyor yalnız, söylemeyi deneyeceksiniz, zaten o zaman neden "zorlu" dediğimi de anlarsınız:
1) şu şanoda şarkı söyleyen şantörün suratsız, dişsiz sevgilisi, hem şaşı, hem saçsız, şalgam biçimindeki kafasıyla şatafatlı mı şatafatlı. (s-ş egzersizi için.)
2) dal sarkar kartal kalkar, kartal kalkar dal sarkar. (bugüne kadar bir allah'ın kulu çıkmadı ki "dal sarkar kaltal kalkal, kartal kalkal dal salkal" vs dememiş olsun!)
Benim favorimse aşağıdakidir. Söylemesi çok zevkli yav...
"How much wood would a woodchuck chuck if a woodchuck could chuck wood?
A woodchuck would chuck as much wood as it could if a woodchuck could chuck wood. "
(Eğer bir ağaçkakan tahta gagalayabiliyorsa, bir ağaçkakan ne kadar tahta gagalar?
Eğer bir ağaçkakan tahta gagalayabiliyorsa, bir ağaçkakan gagalayabildiği kadar tahta gagalar!)
Bu da fena değil: "şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak yoksa sarımsaklamasak da mı saklasak?"
Ama berberli olandan, takatuka'lı olandan, bir de su şişesi temalı olandan nefret ediyorum! İlk ikisi sıkıcı, üçüncüye de dönmüyor dilim bir türlü...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.