tasavvuf allaha ulaşmanın hakikat yoludur. insanın varlığı ve bu varlığın yaradan ile olan ilgisi temelinde şekillenir. korku ve güç kaynağı otoriter tanrı anlayığı yerine, sevgi ve muhabbet kaynağı tanrı anlayışı hakimdir tasavvufta. islam geleneginde allaha ulaşmanın diger yolları için bkz: tarikat, marifet ve seriat.
tasavvuf, beşeri ve evrensel bir akım olan mistisizmin islamdaki biçimine verilen addır. bir ruhi eğitim, dini alanda bir düşünme ve duyma tarzıdır. islamın tefekkür boyutu da diyebiliriz. şeriatın sert ve katı tabularını yumuşatmaya çalışmış, allah'a emir ve yasaklarla değil, aşkla ulaşılabileceğini anlatmıştır. medresenin biçimciliğine ve dogmacılığına karşı olarak gelişmiştir. mutasavvıflar sembol olarak aynayı kullanmış ve bu dünyanın bir yansıma olduğunu söylemişlerdir. bu nedenle tasavvuf insan gönlünden, gönül aynasının temizliğinden bahseder. gönül, tasavvufta mutlak hakikati yansıtır. gönül, farsça'da 'dil' kelimesiyle ifade edilir. soyut bir özellik taşır ve allah'a ulaşma yoludur. tasavvufa göre evrendeki her şey allah'tan bir parça, bir işarettir. dünya allah'ın bir tecellisidir.ayrıca tasavvuftaki insan anlayışı ile hümanizmin bir alakası yoktur. hümanizmde insan tanrısallaştırılır. oysa tasavvufta insan yaratıcıdan dolayı değer kazanır. velhasıl tasavvuf allah'ta yok olmadır. (bkz: fenafillah)
17.yy divan şairlerinin farklı arayışlar sonucu ortaya çıkardıkları sebk-i hindi akımının temel konusu..şairler açık açık söyleyemediklerini tasavvufa sığınarak söylemişlerdir..dönemin olumsuz şartları acıyı, ızdırabı, sıkıntıları.. vs beraberinde getirmiştir.. şairler de bu dertlerini tasavvufun mistik unsuru içinde eriterek dile getirmeyi yeğlemişlerdir..
kur'ân-ı kerîm'in en geniş açıklaması ve uygulamasıdır.
bir gün evde tefsir aradım. buldum. iki adet tefsir kitabı vardı. birkaç konuya bakındım ama, nedense* normal meâllerdeki parantez içi açıklamalardan başka bir şey bulamadım.. gittim anneme sordum, "neden bu sâdece parantez içinde ufak bir-iki eklemeler var? daha geniş olması gerekmez mi?" annemin cevâbı: "tefsir böyle olur kızım."
hâlbuki elimde "noktanın sonsuzluğu" isimli dört ciltlik bir kitap vardı ki, kur'an'da olan biten her şeyi, islâm dîninin bütün inceliklerini aynen açıklıyor, sebep-sonuç ilişkisiyle isbât ediyordu.*
sonra, elimde bir mesnevî şerhi vardı.. hz. mevlânâ'nın mesnevîsinin şerhi. orada da aynen anlatılıyordu her şey..
anladım ki tefsir demek, kur'ân'ın tam olarak açıklanması demek değilmiş.. en azından benim için. beni düşünce deryâlarında kaybolmaktan kurtaran, vesveselerimin tamâmına set çeken asıl tasavvufmuş. tasavvufî kitaplar.
tasavvurf, ibn-i arabi ile belli bir metodoloji içersine girer, disipline olur. ibn-i arabî'nin güçlü bir hastalığın pençesinde iken içersine düştüğü hal'lerin tasvirinden hareketle yazdığı fusus-ul hikem, tasavvuftaki kimi mertebe ve derecelerin ortaya çıkışının yaşandığı kitaptır. ibn-i arabi'nin ispanyada doğmuş olması önemli bir özelliktir. çünkü islam'a en çok yahudi sızmaları ispanyadaki yahudilerden olmuştur, ve dolayısyle ibn-i arabi'de bence dikkatlice okunması ve araştırılması gereken bir isimdir. ibn-i arabiden önce tasavvuf daha saf ve sofistike haliyle islam düşüncesinin zenginlikleri içersindeyken, bu düşünürden sonra, bi-dünya polemiğin ana kaynağı durumuna düşmüştür.
mesela, rabıta olayı tasavvufun olmazsa olmazlarındandır ve ibn-i arabi ile ortaya çıkmıştır. rabıta hadisesi de şeyhin yüzünü akla getirip onun aracılığı ile yardım talep etmektir. dolayısıyle aracılık durumu ortaya çıkmaktadır.
tasavvuf imam-ı rabbani hazretleri ile günümüzdeki durumuna az çok yerleşmiştir. mevlana hazretleriyle de daha genel bir mana yakalamış ki, bu durum maniplasyona daha açık hale getirmiştir tasavvufu. dolayısıyle tasavvuf, içersinde o kadar çok şirki barındıran unsurlar ve ritüellerle günümüzde varlığını halen korumaktadır.
bizler tsavvufun, özel ve muhteşem bir alan olduğuna inanıyor ve asli şekline dönmedikçe onay vermeyeceğimizi belirtiyoruz...
başınızdan geçen bilumum psikiyatrik tedâvîlere, ilâçlara ve psikolog yardımlarına taş çıkaran, hepsini bir cebinin ücrâ bir köşesinde saklayan kavram. hepsine bedel olan, doğru algılandığı ve samîmî olunduğu takdirde hiçbir götürüsü zarârı ve yan etkisi olmayan tek ilâç.
Yeni neslin bir "hobi" olarak gördüğü daha doğrusu medyanın aracılığıyla bir hobi, turistik bir manevi tüketim kurumu haline getirilmeye çalışılandır.
Halbuki tasavvuf yüzyıllarca eğitim kurumunu elinde bulundurarak islam dininin en büyük alimlerini yetiştirmiş, islam'ı yüzyıllarca yüceltmiş, tazelemiş, üzerinde biriken tozlarını almış, insanların gönüllerinde ve kalplerinde derin ameliyatlar yapmış manevi bir kurumdur; yeni neslin artistik bir ilgi alanı değil.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.