bir tür bilardo oyunu.masasinin boyutlari yaklasik 360cmx180cm'dir. 15 tane kirmizi top vardır.kirmizilari sokmak 1 puandır.kirmizi topu soktuktan sonra diger bir renkteki top secilir. bunlar sari *, yesil *, kahverengi *, mavi *, pembe * ve siyah *tır. 15 kirmizi top sokulduktan sonra puanlarına gore diger toplar deliklere sokulur.türkiye'de fazla bulunmamaktadır.
1986 yilinda unlu ingiliz "top of the pops" programinda ilk siraya yerlesen ve birkac hafta liste basi kalan "snooker loopy" sarkisina konu olmus buyuk britanya usulu bilardo oyunu"
snooker loopy (chaz n dave)
snooker loopy nuts are we
me and him and them and me
we'll show you what we can do
with a load of balls and a snooker cue
pot the reds then, screw back
for the yellow green brown blue pink and black
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
now ol' milo as we all know's
got loadsa dappa suits
london bred and he keeps his head
'though he's got italian roots
emotional but he keeps his cool
'til he reaches the finals
and whether he wins or whether he don't
'i always bite me eyeballs'
now our friend den, hours he spent
down the snooker hall
on the old green baize his mates seem amazed
at skills with a snooker ball
and them long shots, he never ever got
why? the old mind boggles
but nowadays he pots the lot
'cos i wear these goggles'
snooker loopy nuts are we
me and him and them and me
we'll show you what we can do
with a load of balls and a snooker cue
pot the reds then, screw back
for the yellow green brown blue pink and black
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
now terry the taff was born in a gaff
in the valleys of the land of song
and as the reds he puts to bed
he likes to sing along
and if i win he says with a grin
it can only help me can't it
i'll celebrate, i'll buy another eight
'hairbrushes for me barnet'
now old willy thorne his hair's all gone
and his mates all take the rise
his opponent said cover up his head
cos it's shining in my eyes
when the light shines down on his bare crown
it's a cert he's gonna walk it
it's just not fair giving off that glare
'perhaps i ought to chalk it'
snooker loopy nuts are we
me and him and them and me
we'll show you what we can do
with a load of balls and a snooker cue
pot the reds then, screw back
for the yellow green brown blue pink and black
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
now steve last year come very near
to winning the snooker crown
but he never got to put it on his ginger nut
cos the black ball wouldn't go down
his manager of all said 'sod that ball'
but it helped him make his mind up
now he don't care who wins this year
'cos he's got the rest of us signed up'
snooker loopy nuts are we
me and him and them and me
we'll show you what we can do
with a load of balls and a snooker cue
pot the reds then, screw back
for the yellow green brown blue pink and black
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
snooker loopy nuts are we
me and him and them and me
we'll show you what we can do
with a load of balls and a snooker cue
pot the reds then, screw back
for the yellow green brown blue pink and black
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
snooker loopy nuts are we
we're all snooker loopy
snooker loopy nuts are we.....
we're all snooker loopy
bir de hakemleri vardır bu oyunun ki izlemeye değer. siyah uşak kıyafeti gibi bir şeyler giyerler. oyunun her hangi bir oyunu durdurup beyaz topun yerini tahta yada plastik malzemeyle işaretleyip topu güzelce siler ve tekrar yerine koyar. burada esas önemli olan topu alışında ve silişinde müthiş bir ciddiyet ve asaletltir. belki de torunlarına kahramanlık anıları anlatır gibi top silmesini anlatacaktır gelecekte bir gün. komik bir durumdur aslında.
ingilizce'de ceza anlamına gelen kelime ve bilardo disiplinlerinden birisinin adı.
masa üzerinde bulunan ve reds olarak adlandırılan kırmızı toplar, colors olarak adlandırılan renkli toplar ve cue ball olarak adlandırılan beyaz top ile oynanır. amaç beyaz topu kullanarak bir kırmızı bir renkli topu deliklere sokmaktır. ilk oynanmaya başladığı yer hindistandır. ingiliz subaylarının can sıkıntılarını geçirmek maksadıyla geliştirmiş oldukları bir disiplindir ve ilk gününden bu yana çok sayıda değişikliğe uğrayarak ve oyun kuralları zorlaştırılarak günümüze kadar gelmiştir.
oyun frame adı verilen setlerden oluşur. müsabakanın önem derecesine göre frame sayısı artar. toplam frame sayısının yarısından bir fazlasını kazanan oyuncu karşılaşmanın galibi sayılır. dünya şampiyonluğu, grand prix finali gibi müsabakalarda karşılaşma yaklaşık olarak 2 gün sürer. her 4 frame sonunda seans arası verilir ve oyuncular dinlenirler.
steve davis, stephen hendry vb. çok sayıda efsaneleri olan bir spor dalıdır. umarım bir gün türkiye'de de bu disiplin yayılacaktır. zira seri oyunlarda izlemek müthiş bir keyiftir. apayrı bir zevktir.
eurosport karşısına geçip minimum yaşamsal faaliyet ile saatlerce izlenebilen bilardo disiplini. bu bir çeşit hipnotizma sanırsam. izleyen kişi o rengarenk topların yeşil zemin üzerinde kayıp gitmesini, ağır ağır yuvarlanıp lup diye deliklere düşmesi efsunlanmış gibi bir ifade ile takip eder. gerek bireysel tecrübelerim, gerekse de çevremdeki insanlar üzerinde yaptığım gözlemler bunu desteklemektedir*.
snooker, diğer bilardo disiplinlerine kıyasla oldukça yüksek sponsorluk harcamalarının yapıldığı bir spordur ve dolayısıyla görsel yayın organlarında en popüler olandır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
