mcleod

 << >>

  1. yeni yasanın kurbanlarından olan sevgili yoldaşım**.
    (hellraiser 06.01.2008 16:29)
  2. gönülden ortağım doğum günün kutlu olsun...

    edit: meğer daha üç ay varmış... sazanlığım için özür dilerim...
    (transkripsion 06.01.2008 17:13 ~ 06.01.2008 20:34)
  3. dost acı söylermiş: (bkz: senden adam olmaz adamım)
    (mcleod 10.01.2008 03:39)
  4. saolsun sayesinde kendimi yerle bir bulduğum vampir * oldukça hoş muhabbetli, ortalığı yakıp kavuran, yıkan deviren * vampir ayni zamanda. yaptığım vampirlere * pek saygılı olmamasından dolayı alındım kendilerine duyrulur *) * * *
    (nuha 02.02.2008 23:34)
  5. the dark side clouds everything zirvesinde gidip evin en soğuk köşesine oturmayı başaran vampir. annem bile huzursuz oldu, "o çocuk * hasta olur" diye... bir dahaki zirvede kendisini peteklerin üzerine oturtacağız, söz!
    (hazeyame 17.02.2008 22:25)
  6. vampircik 2 yasina kosuyor zirvesi fotoğraflarını görememe sorunsalını an itibariyle çözmüş, minnettar olunası vampir. benim zirveye katıldığım sıralar ile kendisinin zirveden ayrıldığı sıralar birbirlerine oldukça yakın olduğu için pek tanıma fırsatı bulamamış olsam da; üslûbuyla harmanladığı nezaket, konuşmasına şahit olmuş gözlerden kaçmamaktadır.
    (kimsekim 25.03.2008 01:15 ~ 25.03.2008 02:03)
  7. sadece öz eleştiri ve rahatlama seansı.

    12 ay.. benim gibi birinin bir ilişkiyi sürdürmesi için bir çok uzun bir süre. kısa süreli tadımlık aşkların hüküm sürdüğü kurak bir çoğrafyada yetişen bir kalbim vardı. "gördüğüne aşık, görmediğine bulaşık" mutlu mesut geçen rahatsız senelerin yorgunluğu ve üzerimdeki kirleri. mutsuz değldim, rahatsız değildim sadece huzursuzdum. birşeylerin yanlış olduğu bilincindeydim fakat yalan da olsa mutluydum ve bu bana yetiyordu. gençtim, toy yıllarımdı hayatımı değiştirdi biri. aşk denilen iğrenç birşey ile kapımı çaldığında gözlerim karardı, dünya dönmeyi bıraktı. çok kötü kaptırdım kendimi hatta kendimden vazgeçtim. "bir tek o" yalanına inandım.o olduktan sonra başka neye ihtiyacım olabilirdi ki. yaşama sebebim, hayatımın anlamı. çok rahat söylerdim bunları. çok feci kaptırmıştım dedim ya. sonra.. sonra olması gereken şey oldu. sorunsuz geçen bir ilişkinin çıkmaz sokaklara girmesi, anlamsız sessizlik ve nihai son. dünya zaten dönmüyordu ama gittikten sonra dünya artık hiç yoktu. bomboş karanlığın içinde kendini kaybetmiş bir ben.

    anlamsız ve amaçsız geçen oldukça uzun bir süre. sonra yavaş yavaş toparlanma çabaları. sonra yıkık bir sırça saray üzerinde kapıları kilitli odalarda geçen serüvenler. artık kimse bahçeden öteye giremezdi. hayatım benim olan yani öyle kalacaktı. bir daha kimse ile paylaşmaya niyetim yoktu. bir kere bu hatayı yaptım ve bedeli çok ağır olmuştu. öyle de oldu. sığ limanlarda yüzen gemilerin kaptanıydım artık. gez, dolaş, eğlen ama o kadar fazlasını hisettiğin anda kır dümenini yeni limanlara. arkamda bir çok el sallayan kaldı belki ama ben mutluydum ve bu yeterdi. bencillğimin tavan yaptığı zamanlar ama itiraf etmeliyim en mutlu zamanlarımdı, ondan sonra.

    demirden bir kalp taşımanın ne kadar zor olduğunu farkettik daha sonradan. ben, ben olmaktan çıkıp başka bir adam olmuştum. burcumu soranlara balık dediğim zaman bir garip bakıyorlardı. duygusal, duyarlı, sevecen biri olması gerekirdi çünkü bunun karakteristik özelliği. ama değildi. kendinden başka kimseyi önemsemeden hayattan tad almanın dayanılmaz hafifliği vardı üzerimde. ama yorulmuştuk artık. ama hala mutluydum. sadece biraz daha sakinlik arıyordum. geride bıraktıklarımdan üzerime aldığım bir çok beddua vardı bunu biliyordum belki onların rahabeti çökmüştü üzerime. geçmişin anıları ile yaşıyordum ama tüm bunlara rahmen. normalde insan kendi kozasına çekilir ama ben içimdekini bastırmak için başka hayatları yaşıyordum. bir çok yalan yaşattım arkamda bıraktıklarıma. ama gidip sorarsanız hiç biri yaşarken mutsuzdum demez, diyemez. çünkü inanmasamda karşımdakini mutlu etmeye çalıştım. hataydı belki ama dedim ya yalan da olsa mutluydum.

    ve çokca zaman ve çokca kadın sonunda artık iyice yorulmuştum. kullan at aşklar bile tad vermez olmuştu. artık nadas'a bırakmanın zamanı gelmişti kendimi. biraz uzaklaşmak kendimden, iyi gelecekti. denedim, istedim, başarıyordum. sonra beklenmeyen, hesaplanamayan birşey oldu. yine biri vardı karşımda. o kadar çok yalanlar söyleyip, o kadar çok yalanlar yaşamıştım ki gerçek olan birşeye nasıl başlanırdı veya nasıl sürdürülürdü unutmuştum. çekingen konuşmalar, ürkek buluşmaların ardından başlayan yeni bir akım. rüzgar hafiften eserken yıkık sırça kökün üzerinde kendimizi bıraktık farkında olmadan bu yeni akıma. güzel bir başlangıç, kısa zamanda çok iyi anlaşan iki kalp. ama bir köşesinde yıkık sırça köşkümün korkularım vardı hala. kendimi tanıyordum ve korkuyordum. ama söyleyemiyordum bunu ona. mutluydu çünkü o. bende mutluydum ve böyle kalmaya devam ettim. arık geçmişin anıları çok uzağımdaydı. yeni bir serüvene yelken açmıştım ve bu defa dümende tek başıma değildim.

    güzel ve mutlu geçen bir kaç ay. sanırım bu defa hazırdım kendimi bırakmaya. sanırım bu defa gerçekten huzurluydum. ama önümüzde göremediğimiz bir fırtına olduğunu bilemedik. geçmişin anılarında kalanı gün gelip karşımızda görünce alt üst oldu gemi. ama farketirmemeye çalıştık. kamarasında bıraktık onu. orada bakıyorduk. güverteye çıkmasına izin vermedik. geçmişin anılarının aslında geçmişin değil de bugünün ümitleri olduğunu farkedince dümeni elimizden kaçırdık. alt üst olan karma çorman bir döneme giriş yaptık. sonunu göremediğim şeylerden ölesiye uzak durmuşumdur şimdiye kadar ama bu sefer uzak kalamıyordum. beni ben yapan ve beni benden alan karşımdaydı. yanımda ise yeni bir maceraya başladığım. seçim yapmak diye iğrenç birşey çıktı karşımıza. aslında içimizden seçimin ne olacağını çok iyi biliyorduk ama bunu sesli söylemek yürek isterdi.

    bizde o yürek yoktu. en azından bir süreliğine. söyleyemedik. yine bir yalan yaşatıyordum birine ama bu sefer acı çekiyordum. gerçekten tarifsiz, saf bir acı. yüzüne gülerken, eli elimde dolaşırken, öperken söylemek istediklerini söyleyememin acısı. sonra bir durgunluk dönemine girildi. geçmişin anılarından ses çıkmıyordu bir süredir. seçim yapmak için uygun zaman olduğunu düşündük. uzaklaştık her ikisinden de yıkık sırça köşkümdeydim yine kendimle başbaşa. bu oyunun sonunda birileri üzülecekti orası kesindi ama bunu en aza indirmek istiyorduk.

    yıkık sırça köşkte geçen çetin bir iç savaş sonunda karar verilmişti. ben ve bendeki diğer benlerin arasında hayli kanlı geçen savaş sonunda nihayet karar verilmişti. ama şimdi de bu kararı açıklama zamanı gelmişti. gözlerimizi kapatıp bıraktık kendimizi. "biz hala ama hala eski günlerin anısında yaşadığımızı anladık" dedik. zor oldu ama anlatmalıydık. yeni bir sayfa açmıştık alışıyorduk belkide ama çok acıda olsa asla inanmamıştık. içinde başka biri varken yapılmaması gerekirdi belkide ama kontrol bizde değildi. en büyük aptallığımız söz vermemiz olmuştu. karşındakini mutlu etmek için bazen hesapsızca konuşursun ama gün geldiğinde bunları yapamayınca karşıdakinin ne kadar üzüleceğini düşünmezsin.

    12 ay benim gibi birinin bir ilişkiyi sürdürebilmesi için çok uzun bir süre. ki öylede oldu. 12. ay'a giremeden biten bir rüya. ardımda kalanlara eklenen biri daha. hiç istemediğim halde yalanlarım ile üzdüğüm bir başka ruh. böyle olmasını istemeyeceğim birşeydi belki ama gerçeği değiştirmeyecek bu. "güzeldi, kısa süreliğine de olsa mutluydum" demek neyi değiştirir bilmiyorum ama öyleydi. şimdi yıkık sırça köşkte bekleyen bir ben varım yine. daha önce o köşkü yıkıp gidenin geri gelmesini bekleyen bir ben. geri döner mi köşkü tekrar yapmak için bilmiyorum ama uzun bir süre en azından o enkaz kaldırılana kadar yeni bir maceraya atılmamam gerektiğine artık hiç olmadığım kadar eminim...
    (mcleod 10.04.2008 00:34 ~ 10.04.2008 01:02)
  8. yıl: 2002
    yer: kadıköy - mef dersanesi
    zaman: kötü
    durumlar: iç güveysinden hallice...

    derken hafiften aynı ortamın havasını alarak selam sabahla başladı herşey. geçti zaman döndü devran derken bir bakmışız iki iyi ahbap, dost, sırdaş, yoldaş vb. bir çok sayamadığım sıfatlar eklemişiz birbirimzin isimlerine. kah güldük kah dertlendik kah sinirlendik kah coştuk kah reset attık** bazen iyi bazen sıkıntılı zamanlar geçirdik, yer yer şaşırdık yer yer şaşırttık ve işte böyle zamanlardır tanışıklığımızın şahitleri. sessiz ve derinden işini bilir işe gitmezdi eskiden** ama artık gecelerden sabahlara kadar bunun acısını ona çıkarttırıyorlar. dockers hastası oldu son zamanlarda. bütün net alemini sildi süpürdü bir şey bırakmadı**. bir de o çok istediği arabaya kavuşunca her şey tam olacak*. daha çok geçirilecek güzel olmasını temenni ettiğim günlere nana ŞEREFE......
    (hellraiser 18.04.2008 23:32 ~ 18.04.2008 23:34)
  9. - anlat.
    - neyi ?
    - bilmiyorum başla bir yerlerden.
    - üç kişiydik, arabayı mahmut abi kullanıyordu..
    - hayatın hep dalga zaten senin. geyikten başka birşey bilmiyorsun.
    - başlatan sensin.
    - biz burada sana yardımcı olmaya çalışıyoruz.
    - bizim böyle bir isteğimiz yoktu ama bildiğimiz kadarı ile.
    - içimizden gelmiş olamaz mı?
    - boşver sen beni. sigara içer misin ?
    - bırakamadın şunu bir türlü.
    - sevdiğim bir şeyden niye vazgeçeyim ?
    - zararlı olduğu için olmasın ?
    - hayatın risk faktörünü seviyorum.
    - erken yaşta gitmek benim için farketmez diyorsun ?
    - öyle bir amacım yok.
    - asabisin bugün sanki.
    - yoo.. aslında oldukça sıradan bir gün.
    - bilmem bana öyle geldi sanki.
    - asıl sende bugün birşeyler var.
    - ne gibi ?
    - bilmem.
    - bak bu şarkı çok güzel yeni keşfettim.
    - hmm.. geçen klibini görmüştüm. kim bunlar ?
    - kreş diye bir grup, yarım kalan şarap şarkının ismi.
    - güzelmiş ama hakikaten.
    - zaten hep sonradan geliyor akıl başa.
    - döngü böyle.
    - niye zamanında söylenmez sözler.
    - olgunlaşman gerekir çünkü.
    - şart mı ?
    - ne demek şart mı ?
    - yani o zaman farkında olmuyor musun ?
    - elbetteki farkındasındır ama söylenmez işte.
    - bir daha çalalım mı ?
    - sanki çalma desem çalmıyacaksın .sen sardın baya bu şarkıya anlaşılan.
    - ne bileyim melodisi özelikle çok hoşuma gitti.
    - şu küllüğü koysana masaya.
    - belki de o son gece / konuşmalıydım seninle/ şimdi düşününce / aptalık etmişim..
    - adamlar söylese. gece gece çekilmiyorsun kusura bakma.
    - iyi tamam sustuk. iki dakka kendimizi kaptıralım dedik. sololara baksana ama.
    - bana anlat diyorsun ama sen dökül bakalım. ne iş ?
    - somut birşeyim yok benim. dönemsel bunalımlar.
    - bahar geldi ondandır.
    - büyük ihtimalle.
    - bir işe yaramak ister misin peki ?
    - ..
    - hadi bir kahve yapta içelim.
    - oğlum kim uğraşacak şimdi gece gece ya.
    - hadi be ne zamandır elinden bir türk kahvesi içmedik.
    - sırf eziyetsin biliyorsun di mi ?
    - teveccühünüz.
    - orta di mi ?
    - aslansın. orta evet.
    - bekle.
    - bak bende sana bir şarkı çalayım o zaman. seversin bunuda.
    - göreceğiz.
    - knight errant, düş ağrısı dinle bak.
    - bu adamlar metalci değil miydi ? ingilizce albüm filan yapmışlardı.
    - sanırım. yeni buldum bu şarkıyı ama soft, melodik birşey.
    - güzelmiş ama bak bu da.
    - seversin demiştim.
    - kahve iyi geldi ama bak cidden. epeydir içmemiştim türk kahvesi.
    - afiyet olsun.
    - haftaya birşeyler yapalım.
    - ne gibi ?
    - bilmem bunaldım ben değişiklik lazım.
    - her bu sefer değişik birşeyler yapalım diye çıktığımızda aynı mekana gidiyoruz ama.
    - değişiklik yapma fikrini seviyorum ben.
    - teori adamısın, pratikte fiyaskosun.
    - sana çekmişim.
    - cidden ama yapalım birşeyler.
    - tamam o zaman ayarlarsın sen çocukları.
    - bir kerede sen tutsan işin ucundan.
    - sen daha iyi yapıyorsun bu organizasyon işlerini. iyi gaz veriyorsun.
    - tamam söylerim yarın.
    - şu camı aç bari duman yaptın içeriyi sırf.
    - soğuk dışarısı soğutma şimdi odayı.
    - kreş çalayım mı bir daha ?
    - çal anasını satayım.
    - evde şarap kaldı mı ?
    - soru mu bu ? eve giren alkol iki saatten fazla dayanmıyor ki sayende.
    - çıkıp alsak mı ki ?
    - ben giderim diyorsan buyur.
    - saat kaç oldu ?
    - 3.45
    - öhh.. çamlıkta ki tekel açıktır ama.
    - valla gidecek olan sensin. gözüm kesiyor diyorsan buyur.
    - neyse ya haftasonuna saklayalım enerjimizi.
    - üşendim desene sen şuna.
    - kalk, giyin, o yokuşu çık. tamam üşendim.
    - ha şöyle.
    - sigaran bitse koşa koşa giderdin ama sen.
    - orası ayrı.
    - ee napıyoruz şimdi.
    - alternatiflere açığım.
    - dur bak bir resim gösterecektim ben sana.
    - ne resmi ?
    - dur.
    - durdum.
    - hatırladın mı bunu ?
    - gece gece yapılır mı bu ?
    - zamanı mı var hatıraların ?
    - zaten kafa karışık sen üstüne yükleme yapıyorsun ama.
    - nasıl gidiyorsunuz ?
    - bilmiyorum. iyi gibi sanki. ama kesinlik yok hala.
    - gelinsinde bir ondan sonra anlaşılır herşey.
    - bekliyoruz mütemadiyen.
    - o zaman bir kez daha yarım kalan şarap diyelim.
    - bence sen git al şu şarabı. hatta dur beraber gidelim.
    - tamam hadi.
    - ulan yarın iş var ama salla ya. uyku zaten hiç eğlenceli birşey değil.
    - işte bu ya. özüne dön oğlum. hadi kalk..
    - tamam dur çekiştirme kalkıyoruz..
    (mcleod 08.05.2008 03:59)
  10. -naber?
    -iyi nolsun okul ev ve yine okul. sen?
    -nolsun işte koşturuyoruz oradan oraya... her zamanki halim.. yorgunluk...

    bir süre sonra...

    -benim pizzam geldi gideyim. eheheheh

    diyerekten yorgunluğunu ve bıkkınlığını sergilese de aslında bizden rahattır kendisi. bir adet telefon ile gecenin köründe pizzası ayağına kadar gelmektedir. bizim gibi uykuya muhtaç bir bünyeye zaten sahip olmamıştır ki bu sebepten uykusuzluk bahanedir... *

    belki evet, belki sigara yasağı biraz sıkıntıya sokmuştur her daim tütmeye alışkın ve sigarayı bıraktım deyip birkaç gün sonra sayfasına -boşver sen beni.. sigara içer misin?' gibi bir cümle yazan bünyeyi. ama o kadar da olsundur..
    .
    şaka bir yana, diyarın eski topraklarındandır. köklü vampirimizdir.

    zor günde destek olandır, dostluğunu esirgemeyendir... ve bilmelidir;

    yapılan iyilik, verilen güç unutulmaz hiçbir zaman.

    iş adamıdır artık. okul gibi dev bir sorunun üstesinden gelebilmiş, iş hayatına adımını atmıştır.. hayırlı uğurlu olsundur...
    pembelerden uzak, gerçek bir dünyaya..

    ama; o dünyada da emin adımlarla ilerleyeceğinden hiç şüphemiz yoktur...

    kendisi de bunu çok iyi bilir zaten *

    (felisia 23.05.2008 00:24 ~ 01.06.2008 01:23)
  11. vampircik radyonun genel yayın yönetmeni koltuğuna layık** görülen, artık djlerin muhatap olacakları başarılı, hevesli vampir...

    *
    (rumelisalaklarsalagi 17.06.2008 15:50)
  12. hayırlı uğurlu olsun hepimize...

    nice güzel yaz akşamları yayınlarına, radyo tiyatrolarına, hoş sohbetlere, dinlendiren melodilere..

    günün burgacından, yükünden sıyırıp, gülümseten yayınlara..

    çok güzel olacak eminim ben. hepimiz gibi..

    tebrikler seni genç iş adamı seni *
    (felisia 17.06.2008 16:08 ~ 17.06.2008 16:11)
  13. (bkz: nana)*.
    (hellraiser 17.06.2008 16:17)
  14. kuzen sevgisi onda bir başka.
    (poset cay 30.06.2008 02:34)
  15. unutmak, utanmak, utan'mc'...

    şaka, şaka, seviyorum seni.*
    (iruneach 12.08.2008 16:08)
  16. vampircik radyonun müdürü, herbişeysi olur kendisi. dj olmaya merak salan gençlere* de yardımcı olur. çok çok teşekkür ettiğim vampir abi müdürdür.*
    (kerkes 28.08.2008 13:28)
  17. diyara vampir olarak geldiğim ilk gün yarasalarla beni uyararak birazcık** korkmama sebep olan ama sonradan korkulacak bi yanı olmadığını anladığım iyi insan hoşsohbet vampir.

    biraz çekingen biraz suskun biraz da geveze vampir*. iş sebebiyle garip bi uyku düzenine sahip ama bunu da dert etmeyen biri.. az uyku yetiyo mu ne?

    her zaman destekçi, her zaman bi abi gibi arkamda. iyi ki var ve iyi ki onu tanımama izin vermiş. sen olmasan biz ne yapardık mc?
    (moon elf 05.09.2008 20:51 ~ 05.09.2008 20:52)
  18. türkücülük yapmak için brezilya ya gittiği şüphe ile bakılan mahalli rockçı..
    (kral cunyir 06.10.2008 20:23)
  19. emo olup parayı vuracak genç kızların sevgilisi. birezilyalı futbolcu, arcantinli tangocu.
    (tulkas 06.10.2008 20:26 ~ 06.10.2008 20:26)
  20. ( #218790 ) numaralı tanımına oturduğum yere çizdiğim yüz ile gülüyorum, o derece...
    (iruneach 30.10.2008 23:30)
  21. Sessiz gecelere renk getirenlerden.. Kendi gölgesine basıp sendeleyenlerden..
    (feeling the blanks 05.11.2008 17:57)
  22. eski tüfeklerden emektar dj.
    (merlin 05.11.2008 18:01)
  23. öncelikle bana kalbin kadar temiz bu tanımı ayırdığın için teşekkür ederim **.
    kendileri yaşımla bol bol dalga geçen, radyoda ustam olmaya söz verip daha ilk programımdan kaçan şahsiyettir*. kendileri dün gece inatla o arabayı kullanmış ve kaza yapmıştır. *. ayrıca müzik konusunda pek de tutucudur. evet efendim her seferinde yok işte ben şunları bunları dinlerim der lakin ben bir grup dinlettiğimde 'ee güzelmiş' demekten de kendini alamaz. işte öyle biridir mcleod...

    günün gününden güzel geçsin! **
    (empyrean 11.12.2008 13:29)
  24. bildiğin psikopat. artık bundan tamamiyle eminim. yani normal olamam ben. bu kanıya nasıl vardığımı anlatayım sana sevgili diyarım.(bkz: diyara içini dökmek)

    çok ama çok sıkıcı bir iş günü ardından eve gitme hayalleri kurmamız ile başladı aslında herşey. normal insanlar en geç 18.30 gibi mesaisini bitirirken bizim gibiler 23.00 te mesaisini noktalar. hafif kırgın bir bünye ile "ulan hasta oluyorum galiba" sinyallerinide almaya başlamışsızdır bu arada. bomboş ofiste salak saçma ne kadar internet sitesi varsa dolaşılır öncesinde. sonra bir kaç kişiye telefon filan ama yok bir türlü içerdeki boşluk doldurulmaz. sabahtan beri böyle bir gerginlik bir sıkıntı mevcuttur bünyede. neyse tam ne boktan bir gün diye düşünürken pencereye vuran yağmur damlaları ile daha da boktan bir hal alır vaziyet. son dakika olarak bir kaç zorlu müşteri ile uğraştıktan sonrada gece nöbetçisi gelir şirket ona emanet edilir. artık "oh" çekmek için önümüzde yarım saatçik bir minibüs yolculuğu vardır.

    içeride otururken yağmura küfür etmemize rağmen dışarıya çıkıldığında duruma hemen alışılır. montun yakaları kaldırılır, bir sigara yakılır, duraklara doğru içinden şarkı mırıldanarak yürünür. buraya kadar herşey normal gidiyor. sonrasında yağmur altında bir türlü gelmek bilmeyen minibüs beklenmeye başlanır. normalde vızır vızır geçen minibüs inatla gelmez. bünye çıldırma noktasında. nihayetinde gelen minibüse atlıyoruz. nispeten boş bir minibüs karşılıyor bizi. oturacak yerler dolu, ayaktada biz hariç 3 kişi var. şöförün yanındaki koltuğun arkasında mevzileniyoruz. "alt tarafı yarım saatçik zaten birazdan birileri iner otururuz her zamanki gibi" diye düşünürken yolculuk başlıyor.

    çaktırmadan minibüse göz gezdiriyoruz. kapının karşısında cidden hoş bir hatun oturmakta cam kenarında. ayakta yanımda duran sap kızı kesiyor. kız cama yapışmış. arada bir sap ile göz göze geliyorlar kız tekrar cama gömülüyor. içimden "lavuk o kız sana bakar mı" diye geçirip dönüyorum önüme. neyse bir iki durak sonra bu hoş hatunun yanındaki amca iniyor. bir süre lavuk ile göz göze kalıyoruz kim oturacak diye. ben hamle yapıp tam kaba etimi koltuk ile buluşturacakken bu lavuk* kendini atıyor koltuğa. kızcağızın üzerine oturuyor nerdeyse. "niye hepsi beni bulur yarabbim" diye iç geçirip bir şey olmamış ayağına yatıyoruz. lavuk kıza doğru sokuluyor, dönüp dönüp bakıyor vs. bildiğin kızı taciz ediyor kısacası. arkada oturan amca durumun farkında homurdanıyor hafiften. hatun ondan cesaret alıp adamı itiyor "biraz uzaklaşır mısınz" diye. lavuk pişmiş kelle gibi sırıtıp amcaya dönüp birşeyler diyor. anlaşılmaz bir lisan lavuktaki. neyse bu arada istemsiz hatun ile göz göze geliyoruz. lavuk sanki kız arkadaşına asılmışım triplerine girip bana gözlerini dikiyor. zaten canım burnumda evime gitmeye uğraşıyorum bir de lavuğun biri dikmiş gözleri bana bakıyor. asabi ve "ne var lan" bakışları ile karşılık veriyoruz. lavuk eli kaldırıp "bi sorun mu var bilader" diyor. sonrası ise biraz karanlık. ben "ne diyon laağnn" gibisinden birşeyler söyledim. lavuk küfür ile karşılık verdi sanırsam. ardından ayağa kalkmaya çalışırken ben bunun üstüne atlayıp kafa attım. sanırım bir de yumruk geçirdim sol göze. tam o sırada minibüs yolcu almak için durmuştu. açık olan kapıdan dışarı salldığım yeri hatırlıyorum birde. neden yaptım, nasıl yaptım, niçin yaptım inan bilmiyorum. hatta lavuk benden cüsseliydi de.

    minibüstekilerin şaşkın bakışları altında hatunun yanında boşalan yere oturdum.* şöför bir süre dönüp olayları anlamaya çalıştı. arkadaki amca benim haklı olduğum, lavuğun kızı taciz ettiği, benim örnek bir davranış yaptığım konulu kısa bir konuşma yaptı. ben hala "az önce naptım lan ben" modunda olduğumdam muhabbete fazla giremedim. bir iki durak sonra hatun kişi inerken dönüp teşekkür etti. o anda iyi bir şey yaptım lan ben sanki diye iç geçirdik. 10 dk sonra evimdeydim ama hala "naptım lan ben diyorum".

    olayın sıcaklığı geçtikten sonra keşkeler başladı. keşke bir yumruk daha atsaydım, keşke minibüsten attıktan sonra bende inip dalsaydım, keşke kızın telefonunu isteseydim* vs. vs. olayı iyicene hazmettikten sonra sayko bir gülüş geliyor surata sonra. ulan kaç zaman sonra kavga ettim ben gülüşü. hatta kafa bile attım sırıtışı izliyor sonra bunu. sigarasından derin nefesler alarak, gömleğinin yakasında adamın burnundan fışkıran kanlara bakarken sırıtan adam psikopat olmaz da ne olur sevgili diyarım sen söyle.

    böyleyken böyle işte sevgili diyarım. strest ve can sıkıntısı ile oluşan bir öfke patlamasının kurbanı olduk. pişman mıyız.. asla. lavuğa yazık mı oldu.. hayır. ama benim bu öfkemi bir şekilde kontrol etmem gerekiyor. bir gün yine böyle çoşacağız bir yerde bu sefer ensesi kalın bir lavuk elimizde patlatacak. yazık olacak.
    (mcleod 20.12.2008 00:55)
  25. Konjenital mızmızlık sendromundan mustarip vampir.. Kendilerine acil şifalar diliyor, en kısa zamanda polikliniğimizi ziyaret etmelerini salık veriyorum.*
    (feeling the blanks 14.01.2009 04:04)

<< >>



Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.