lübnan'ın divası. kadife sesi, güçlü gırtlağı ile insanı kendinden geçiren sanatçı. yaşadığı dünyanın sorunlarına olan duyarlılığı ile sanatçı dediğin böyle olur dedirten kadın.
ana fezaani(korkuyorum)adlı şarkısı onlarca defa art arda dinlenilesi..
konser görüntülerini youtube.com izlemek mümkün.
ajda pekkan da zamanında bu şarkıcının meşhur ettiği şarkıları fikret seneş'in yazdığı sözler ile seslendirmiştir. Örneğin, sana neler edeceğim, tanrı misafiri...
asıl adı nouhad haddad'dir.21 kasım 1935'te jabal alarz'da doğmuştur. lübnan'ın biricik çiceği. insanı depresyona sokacak derecede dertli bir sese sahip. o şarkısını söylemeye başladığında sözlerin melodinin damarlarınızda dolaştığını hissedersiniz. sözlerle adeta dans eder, alttan girer üstten çıkar insanı kıvrandırır. yaklaşık 8 aydır aksatmadan her gün, her saat ,her yerde bıkmadan dinliyorum. dinlemeyede devam edeceğim.sizede tavsiye ederim...
arap müziğine batı sazlarını mükemmel şekilde uyarlamış ve kadife sesiyle şahane şarkılar söylemiş lübnanlı bir hanımdır. baba tarafının mardin süryanilerinden olduğu söylenir. kendisi fransa'da yaşamaktadır.
tek kelimeyle olağanüstü bir sese ve yoruma sahip sanatçı...habbeytike bi el-sayf şarkısında arapça bilmesenizde iliklerinize kadar bekleyen birinin isyanını acısını hissedersiniz...fairuz dinlerken ayrı bir alemde yaşıyor hissine kapılır insan...o sesi ve yorumu tanımlayacak kelimeler lügatlarda yoktur... allah vergisi sesinin güzelliği tartışılmaz ama bir değişik ruh var şüphesiz şarkıları söylerken dinleyene aktardığı. bildiğim kadarıyla yirmi üzerinde albümü ve konser kayıtları var bir sürü de. habbeytike bi el sayf , oudak ranan , heyla ya vasi , ana fezaani , mis farik maay , seeleni nas hergün bir kaç doz aldığım liste başı şarkıları. ama bu şekilde şu bu şarkısı güzel dediğimde otomatikman diğerlerine hakaret ediyormuş gibi hissediyorum. biri bile boş geçilmez. allahın bu dünyaya sesiyle insanları büyülesin diye gönderdiğine inandığım mükemmel bir kadın. 'hepte o topraklardan çıkıyor be ' dediğim diğer aşmış sesler için : (bkz: natacha atlas ) (bkz: abdülhalim el hafız ) (bkz: ummu gulsum )
fairuz sadece müzik yapan bir sanatçı değil, aynı zamanda ulusal değerlerine sahip çıkan, kendi halkının kültüründe yer alan etnik, ahenkli ve şiirsel özellikleri sanatına yansıtan bir efsanedir ortadoğuÂ’da.o, ortadoğu halklarının barış ve özgürlük içinde yaşamasını ne kadar çok istediğini şu sözleriyle dile getirmiştir: “İnanıyorum, bir gün filistinÂ’de bombaların sustuğunu ve çocukların güldüğünü göreceğim”
feyruz...
savaşın çilenin ve aşk şarkılarının kadınıdır feyruz.
1935 yılında jabal alarz'da doğmuştur. asıl adı nouhad haddad'dır. babasının doğum yerinin mardin olduğu söylenir. lübnanlı şarkıcı ve modern arap müziğinin "ümmü gülsüm" ile birlikte kurucuları arasında gösterilir. Ümmü gülsüm’ün sesi biraz erkeksidir. buna karşılık feyruz’un sesi dünyanın bütün hüznünü ve acısını barındırıyor. okuduğu şarkıları dinlerken kimi zaman ordadoğunun kızgın güneşinin altında kumlarda gezinirken, kimi zaman da en ürkek ve cehd dolu arap gecelerinde bulursunuz kendinizi. sesine tutulanın iflah olmadığı da söylenir. lübnan beyrut şam bağdat Ürdün amman kuveyt gibi müstesna şehirlere yazılmış şarkıları okurken sanki boğazından çalılar geçmektedir de yırtılarak çıkar ses feyruzun gırtlağından. ama o ses bir çıktı mı dağlamadığı bir göğüs, hançerlemediği bir yürek yoktur. feyruz zorlukların, şöhretin, savaşın saldırıları karşısında, sarsılmaz cesaret ve onurlulukla, dimdik ayakta durabilmiştir. savaş yıllarında bile lübnan’ı terk etmedi. beyrut ile lübnan ne demekse feyruz da aslında biraz o demektir. yıkık virane yağmalanmış boğulmuş. ama gene de ayakta dimdik. Şarkılarıyla hem ibadet ediyor hem de savaşıyor sanki. bir çok şarkısının ses aralığı çok yüksek olmasına rağmen okurken hiç zorlanmaz, aksine sevişir aynı zamanda şarkılarıyla…
arap kültürüne ve dünyaya tanrının bir armağanıdır feyruz.
sahneye çıkıp şarkılarını içli içli söyledikten sonra savaştan çıkmış bir süvari gibi, tarihin yolağzında yalınkılıç bekliyor. o şarkıya başladığında onunla birlikte raks'a duruyor cümle alem, o yürüyünce ardından anasır-ı erbaa yürüyor. biliyoruz ki feyruz için akdeniz'in bütün incilerini çıkarmak için nice denizciler vurgun yemişlerdir. bir sabîî yönünü şaşırıyordu o’nu yıldız sanarak. harran’da bir süryani onun için yontuyordu aslında bütün taşları. feyruz şarkı söyleyince meşk ediyor cümle alem. bir ney nar-ı azabı üflüyor son mevlevi ayini gibi, bir tanbur çatlıyor orta yerinden...
o şarkı söylediğinde ortadoğu'ya barış geliyor.
onlarca albümü yıllarca tüm dünyada milyonlarca sattı.
baghdad wal chouarra, le beirut, urdon, al kuwait amman,ouhebou dımashg, kan ya ma kan, nassam alayna mutlaka dinlenilesi şarkılarındandır…hele ki “kifak inta” şarkısında arkasından ağıtlar yaktığı damarlarında akan kan gibi içinde taşıdığı esaslıca fark edilen ve terkedilmişlik hissinin en kavi haliyle gümbür gümbür vurduğu sevgilisine soruyor, ne durumdasın, nasılsın çocukların olmuş senin vallahi ben seni yurdumun dışında zannediyordum diye…
eğer çok param olsaydı veya sıkı bir organizatör tanısaydım, feyruz'un İstanbul'a getirilmesini sağlardım.
feyruz demek, bir çocuğun kocaman kocaman tank mermilerine başını uzatması demektir...
biricik dert ortağım,sırdaşım,neşe kaynağım,hüzünlenme sebebim.birden çok duyguyu bünyesinde,sesinde,bakışlarında barındıran ufak tefek ama güçlü mü güçlü diva. ana la habibi ve zaali tawwal'i dinlemeden bu dünyadan gitmeyesiniz emi !
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
