kadın dergisi süs, üçüncü sayısında (30 haziran 1923) dönemin ünlülerine şu soruyu yöneltiyor: gençler eski usulde görücü usulüyle mi, yoksa ailelerinin izniyle tanışarak mı evlenmelidirler? sakın karıştırmayın, "görüşücülük" bugün anladığımız anlamda flört değildi.
reşat nuri (güntekin): parklarda, mesirelerde, fazla tenha mahallerde olmamak ve ahbaplığı ileri götürmemek şartıyla görüşücülüğe taraftarım.
yakup kadri (karaosmanoğlu): tabii görüşme ile... fakat resmi sathi değil, tam, uzun ve samimi bir görüşme ile...
falih rıfkı (atay): bbu suali sormak için tam on beş sene geciktiniz. görücülük, harem efsanelerine karıştı.
fazıl ahmet (aykaç): hiçbir suretine taraftar değilim azizim.
hüseyin cahit (yalçın): neticesi evlenmeye çıkacak olduktan sonra hepsi bir. hangi tarik ile evlenirsek evlenelim, emin olunuz ki ceryan-ı vakıa değişmeyecektir.
hamdullah suphi (tanrıöver): evleneceklerin kendi gözleri mütemmiz güzelliği, farkı, şekli diğer gözlerden daha iyi fark eder.
hüseyin rahmi (gürpınar): görüşe görüşe olduğu halde tam on sene dayak yedim. ya görücülükle olsa idi acaba şimdi ne yapardım ve kim bilir nerede idim.
mahmut esat (bozkurt): görücülükle de olsa görüşücülükle de olsa işin sonu mutlak hır gür olmayacak mı? benden paso.
Şükufe nihal: İptidai terbiyemiz kat’i bir vahdet ve inzibat altına alınmadıkça, ne görücülük ne de görüşücülükle!
valla evlenmek özgürlüğünü vermektir. kadın her zaman haklıdır. erkek ise haksız. erkek hep son sözü söyler. ancak son söz olarak da "tabi efendim" der.
evlenmek bütün teferruatıyla düşünüldüğünde insan hayatının en önemli rituelidir. evli olmaktan ziyade o evlenme süreci, kanımca, evlenenler açısından büyük bir eziyet, evlendirenler açısından ise dadından yenmeyen bir keyif dönemidir. allah hepimizi bildiği gibi yapsın. *
henuz gerceklestirmemis olanlarin bir takim problemler sezinlemekle birlikte cogunlukla gerceklestirmek istedigi. gerceklestirmis olanlarin ise gerceklestirmek isteyenlere "ne yapiyor bu? canina susamis herhalde" edasiyla nazar ettigi *. sosyal hayatin olmazsa olmaz eylemlerinden bir tanesidir.
iki tarafında kendine yeni sorumluluklar bulma çabasıyla ortaya çıkar. aslında güzel birşey olabilir tabiki hayat zor olmazsa ama ülkemizde hayat zordur sürekli bir mutluluk bulmak imkansıza yakındır o yüzden evlenerek mutlu olan insan sayısı yok denecek kadar azdır
önemlidir. hele ki son zamanlarda daha da önemlidir.
aile kavramının git gide ortadan kalkmasına bir dur demek gerekir.
toplumsal değerlerimizi bu kadar da aşağılara indirmeyelim. ** biraz sorumluluk almayı bilelim. hemen bir anlaşmazlıkta evlilik bitirilmez. aklı başında insanlar zaten geçinmeyi iyi bilir. * ***
Doğru insanı bulduğunuz zaman tadından yenmeyen aktivite. Ya da yaşam biçimi, her neyse işte... Doğru insan nasıl oluyo ki diye sorarsanız, ee, şöyle oluyo, yani iyi bi insan, iyi anlaştığın, eee, ööö... (bkz: cevab veremedi) Aman canım, oluyo işte bi' şekilde.. Mesela şunlar doğru insanı bulmuşlar:
(bkz: Leyla ve Mecnun)
(bkz: Ferhat ile Şirin)
Ay bunlar da kavuşamamıştı değil mi yaa? Tüh, olmadı o zaman... Eee, umudunuzu kırmak gibi olmasın ama şimdi bu mevzuuda birkaç laf hatırladım, onları söyleyivereyim bari:
"Erkekler park yeri gibidir: İyi olanlar her zaman erkenden kapılır! Siz birini bulup acaba daha iyisini bulur muyum diye ilerlediğiniz zaman ise, daha iyisini bulamadığınız gibi, geri döndüğünüzde ilki de kapılmış olur!"
"Evlenmeye karar vermek çerez tabağı teorisine göre işler: Tabakta önce fıstıklar gider, elinizi çabuk tutmazsanız fındıklar da gider, en sonunda leblebi ve çekirdeklere kalırsınız... Bazıları, acaba arada kalmış bir fıstık daha bulabilir miyim diyerek beyhude bir çabayla tabağı karıştırır dururlar..."
Yazının anafikri şöyledir arkadaşlar: Bir an önce evlenin!!! *
'' bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evleniverirler. tabii bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de münasipçe bir kısmet varken kaçırılmaması düşünülmüştür. Bu izdivaç mikrobu evlendikten sonra faaliyetine başlar: Evvelce bir takım emelleri olan, yükselmek, kendini göstermek, eser vermek isteyen adamlara bir kalenderlik, bir lakaytlık gelir. Evde meram anlatmaya asla ikna olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik insanı dış hayatta da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür. Evlendikten sonra bir adamın bütün gayesi ve istikbal düşüncesi, bir kere içine girmiş olduğu ve şimdi mukadder telakki ettiği bu belayı ses çıkarmadan ve dosta düşmana pek belli etmeden sürükleyip götürmek, onda herkes tarafından söylenen, fakat kimse tarafından bulunamayan meziyetler ve saadetler araştırmaktır. ''
kuyucaklı yusuf, sabahattin ali
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
