ülkedeki demokrasinin, anayasanın değişmez maddelerince korunduğunun unutulmasının tezahürü askerin işini yapmayıp, siyasete yön verme arzusunun sonucu eylemdir. ve cezası ağır bir suçtur.
tck m.309: cebir ve şiddet kullanarak, türkiye cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
1960 tan beri belli periyodlarla karşılaştığımız hizaya getirme, adam etme, burun sürtme ve gerçek patronun kim olduğunu gösterme işlemidir. Eylüle kadar doğrudan olan darbeler şubatla beraber modernleşmişlerdir kısmen.
Nerdeyse tüm dünyanın terk ettiği bizim ise hala her an olabileceğini düşündüğümüz bir korkumuzdur.
Darbe şakşakçılarıda vardır. Darbeyi severler bunlar. Irkçı olmalarına rağmen ırklarına inanmazlar, güvenmezler. Onlara göre halk aptaldır. Onlara göre bir Türk dünyaya bedelken aynı zamanda kendini yönetemeyecek kadar da geridir. Ve sadece "ordu göreve" diye haykırmazlar. "Yargı göreve" de derler. Yarın başka şeyleri de göreve çağırırlar.
Aklı başında kimsenin (ister sağcı olsun ister solcu; ya da günümüzün moda sınıflandırması ile ister ılımlı dindar olsun ister ulusalcı) istemeyeceği olay. Demokrasilerin yüz karası. Ülkeyi onyıllarca geriye götüren durum.
Fakat bu ülkede gerçekleşmiş darbelerin ardında halkın aptallığından dolayı ırkçı (!) birtakım insanların orduyu göreve çağırmasının yattığını düşünmek en hafif tabiriyle safdillik olur... 71 muhtırası ve 80 darbesinden evvel sağcı ve solcuların birbirine kırdırılması, bu da yetmezmiş gibi mezhep kavgaları körüklenmeye çalışılarak ülkede iyiden iyiye bir kaos ortamı yaratılması, ülkenin ileri gitmesini istemeyen birtakım güçlerin oyunundan ibarettir; ne sağcısı ne solcusu bir dikta yönetimini istememiştir, istemez de! Günümüze gelindiğinde ise, darbe hezeyanları, olup biten başka olayların üstünü kapatmak için birileri tarafından ayyuka çıkarılan, başka birileri tarafından da * kendi işlerine öyle geldiği için iyice körüklenen birtakım söylentiler olup çıkmıştır. Durum, yokuş aşağı hızla uçuruma giden bir arabanın içinde alâkasız bir konuda tartışan bir karı-kocayı gözümün önüne getiriyor adeta...
Öte yandan, sanki Türkiye'de değil de Avrupa'nın ortasındaki düşmansız/kaygısız İsviçre'de yaşıyormuşuz gibi, ordunun güney sınırımızda olup bitenlere, Amerika'nın istediği gibi at koşturmasına, ülkemizdeki yönetimin her şeye göz yummasına, kamuya ait bütün Türk mallarının yabancılara satılmasına... vs. seyirci kalıp üç maymuna dönüşmesini istemektedir birileri...
Fakat halk aptal değil: Bunca yıldır anketlerde en çok güvenilen kurum neden tekrar tekrar TSK çıkıyor sanıyorsunuz? Evet, halkımız dindardır, mazlumu sever... Fakat kendisini iyi yönetemeyen, ekonomiyi dibe çeken yönetimleri gerektiği zaman seçim sandığında alaşağı edecek kadar da sağduyulu ve arif... O yüzden darbe şakşakçılarının kendilerine vatansever süsü vermelerine inanmamalı, gerçekten vatansever olup darbeci olduğu iddia edilenler içinse suçlulukları kesinleşince hüküm vermeli: Darbe paranoyasını kullanıp başka amaçlara hizmet etmek isteyenler de mevcut olabilir çünkü!
Kısacası orduyu sevmek ve ona güvenmek darbecilik olmadığı gibi, darbe yapacakları iddia edilen kişilerin de kendi çıkarlarına hizmet edenler mi, yoksa kurunun yanında yakılmak istenen kişiler mi oldukları iyice anlaşılmadan yargısız infaz yapılmamalıdır...
darbe günlükleri denen metin gerçekse artık türkiyede olamayacağının bizzat darbe yapabilecek durumda olanlar tarafından kabul edilmiştir.dolayısıyla darbe diye bir durum sözkonusu değildir.
yok eğer darbe günlükleri palavra ise ortada zaten darbe diye bir mevzu sözkonusu değildir.
yani ister öyle ister böyle darbe marbe bu çağda mümkün değildir. öyleyse darbe olacakmış gibi yutturmalar kime hizmet etmektedir? (bkz: f tipi)
türkiye halkının darbe söylemleriyle uyutulmasına, dolayısıyla hükümetin neler neler yaptığının dikkatlerden kaçmasına neden olan gündem maddesi.
biz bu laf kalabalığına gülüyoruz. gülünç çünkü. siz de saflığı bırakıp gözünüzü dört açın. gazetelerin, internetteki haber sitelerinin darbe geyiklerini değil, ekonomi sayfalarına, dış haberler sayfalarına takılın. asıl şenlik oralarda...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
