bin jip

  1. konuşmanın gereksizliği içinde iletişimsizliği ve aşkı çok farklı bir şekilde bize tanıtmış olan bir kim ki duk filmi. az diyalogle, konuşmak yerine sanatsal görüntülerin ve beden dilinin önümüze sunulduğu bu filmde, genç bir erkeğin bulduğu boş evlere girmesi, bu evlerde asıl yaşayan bireyler gibi davranması ve evin her eksiğini tamamlayıp evden gitmesi ancak bu evlerden birindeki bir kadına aşık olması anlatılıyor. film, oldukça gerçeğe yakın ortamlarda çekilmiş fakat çekimlerin yapıldığı çoğu mekan, güney kore'deki farklı yaşam tarzlarını gösterdiği için bir nebze de olsa belgesel havası yakalıyor.film, izlendikten sonra güzel bir düş görmüşsünüz hissi de yaşatabiliyor izleyiciye.
    (kedimsi 06.08.2006 12:01)
  2. kim ki-duk'un yönettiği, kore yapımı dram türü sinema filmi. filmin konusu, evli bir kadının kocasından işkenceye varan muamele görmesi ile, başıboş bir gencin kendince uydurduğu bir hayat anlayışının birleştirilmesidir.filmin "boş ev" adını almasının sebebi ****** delikanlının, boş vakitlerinde -işi îcâbı gidilip gidilmediği bilgisini edinmiş olarak- boş olduğunu bildiği evlere girip orada bir gece geçirmesi ve tamire muhtaç eşyayı onarması, yâni boş evlerle ilgilenmesidir. boş evlerden biri aslında boş değildir.

    bu filmi izlerken insan gerilmiyor değil. öyle sahneleri var ki gerçekten bâzen kanı donuyor, bâzen de "tahmin etmiştim ya!" diye tepki gösteriyorsunuz.. ama en önemlisi, gerçek bir aşk böyle şartlar altında nasıl yaşatılır onu görüyorsunuz.

    bir başka önemli nokta, filmde asıl iki karakterin hiç konuşmaması. kelimelerin ne kadar boş olabileceği de vurgulanmış oluyor ama öyle bir zarâfetle ki.. * *
    kesinlikle tavsiye ediyorum. seyredin, seyrettirin.
    (benlicenan 06.08.2006 12:25 ~ 03.08.2007 18:51)
  3. güney kore sinemasının başarılı örneklerinden biridir. son derece sade, duygusal ve imgesel bir film. filmde natacha atlas'ın seslendirdiği gafsa adlı şarkı muhteşemdir.
    (berci kristin 06.09.2006 14:09)
  4. en etkili sahnelerinde inceden inceye araya giren mısır'lı sanatçı natacha atlas'ın "gafsa" isimli parçasıyla daha bir dokunaklı olan film.
    (sciencecyster 20.10.2006 05:50)
  5. 'boş konuşuyorum' diye düşündürme etkisine sahip , insanın ruhuna işleyen film. natacha atlas'ın o caanım sesi olmasaydı gafsa çalmasaydı tabii ki çok eksik kalırdı. insanı kucaklayan , ağlatan sonunda da boşluğun koynuna atan kim ki duk şaheseri...

    derler ; yok bu dünya da aşkıma yer !
    umrumda değil dünya ne der ...
    yine geçirmezler kapısından...
    olmayan evimizin ... *
    (mistaneek 28.06.2007 11:42)
  6. evli bir kadının aşkını anlatan filmdir. evet kadın "evli"dir. aşk ile bir daha kadın "evli"dir. müslüman kardeşlerim, müslüman ablalarım, ağabeylerim , canlarım kadın "evli"dir ve aşıktır.
    (detroitli kizil 03.08.2007 18:16)
  7. filmin sonunda dikkat çektiyse, kadın boşanmamıştır. kocasına kötü davranmayı bırakalım, surat bile asmamaktadır. kadın aşkı gayrı meşrû değil, derûnî yaşamaktadır. filmin sonunda kadın kocası evden gittiğikten sonra âşık olduğu adamla ne yaptığı gösterilmemektedir. beni de görmediğim taraf ilgilendirmiyor zâten..

    filmin islâm dînine aykırı tarafları bulunabilir. ama bu, filmin anlatmak istediğini anlatamamış olduğu anlamına gelmez. kaldı ki bu insanlar müslüman bile değildirler. müslüman olsalar bile, bize onların müslümanlığını eleştirmek değil; filmle anlatılmak istenen asıl nokta, hiç yoksa alabileceğimiz en güzel/gizli/kendimizce mesajları alabilmek, gerisine de karışmamak düşer.

    filmde anlatılmak istenen şey, âşık olan bir erkeğin mâşûkuyla her dâim berâber olabilmek için gösterdiği çaba, kullandığı bedenî/rûhî güç ve hayâl gücüdür. "olmıcak arkadaş!" deyip de aslında onlara göre bile suç sayıldığı hâlde aşkının peşinden gitmemişlik etmemiştir. netîcede kadın da; yine onlara göre suç olsa bile o aşka içinden gelerek karşılık vermiştir, ve bu karşılık da lâyıkıyla olmuştur.

    şimdikiler gibi saçma sapan sebeplerden ötürü kendine bağladığı insanı bir anda yapayalnız bırakmış değildir. örnek alınacaksa, "inandığı şeyin peşinden sonuna kadar gitmek" anlamında örnek alınmalıdır. oturup ahkâm kesmen çok da çözüm değildir!*

    reklâm: http://www.suyunubosaharcama.org
    (benlicenan 03.08.2007 18:51)
  8. kim ki duk'un en unutulmaz filmi. sinemanın gerçekten görsel sanat olduğunu kanıtlamış bu filmde. kelimelere ihtiyaç duymadan, aşkı, sosyolojik nedenlerle şekil almış ilişkileri, kişilerin içsel durumlarını harika bir üslupla anlatmış.
    --! spoiler !--
    kendi hayatını yaşamayıp başkalarından ödünç yaşamlar alıp yaşayan sessiz bir kahramanın, sessizliğe gömülmüş ve kulesine hapsedilmiş bir prensesi kurtarmasının hikayesi gibi bir şey.
    --! spoiler !--
    (tepkisiz 03.02.2008 14:17 ~ 03.02.2008 14:18)
  9. ölümsüzlük ünvanına şimdiden layık görülebilecek nadide sinema eseri. sertlikle yumuşaklık, zalimlikle hoşgörü o kadar içiçedir, öylesine bir uyum barındırır ki bünyesinde, diyaloğa gerek kalmadan olayın özüne iner, kendinden bir şeyler bulur izleyici bu filmde. son anda biraraya gelerek toplu yaşam konumuna geçen iki aşığın öyle bir sözsüz düeti vardır ki ortada, film boyunca ikisinin toplamda bir kez konuştuğu farkedilmez bile. anlaşmaktadırlar onlar. belki de esas oğlanın takıntı haline getirip her girdiği evde hemen bir cd çalar bulup dinlediği ve dinlettiği o muhteşem şarkıdır * * sözlere dökülmeyeni anlatan. her şeyiyle dört dörtlük olan bu filmde tek merak ettiğim nokta şu. acaba golf sopası ve toplarının varlığını bilmeden önce koreli erkekler ne ile savaşıyordu:)
    (acquario 03.02.2008 20:05 ~ 03.02.2008 20:07)
  10. it's hard to tell that the world we live in is either a reality or a dream


    ilginç bir yaşam tarzını benimsemiş, garip bir adamla, kocasından işkence gören zengin bir kadının arasındaki sessiz aşk... konusu bu ama filmi güzel yapan bu değil. zira konu çok sıradan. filmin güzelliği, kahramanların gözlerinde, dudaklarından dökülen zorlama sözcüklerde değil. etkileyicilik sessizlikte ve güzel işlenmiş detaylarda.

    (ettekraruahsenvelevkane180 01.02.2009 16:34 ~ 01.02.2009 16:36)
  11. başrol oyuncusunun filmin 88 dakikası boyunca konuşmadığı, yardımcı oyuncunun da 85.nci dakikada seni seviyorum dediği, daha da bir şey demediği filmdir. ama anladık ki, demek de gerekmiyormuş hani.

    afiş;





    (kimsekim 09.04.2010 23:16)
  12. Filmle ilgili yorumları okuyana kadar filmde diyalog olmadığını farketmemiştim. Diyalog olsun ya da olmasın anlatmak istediğini çok başarılı bir şekilde anlatan akıcı bir film olduğunu söyleyebilirim kesinlikle. -ki bunu diğer Kim Ki Duk filmlerinde olduğu gibi diyerek genelleyebiliriz-

    Filmin ilk sahnesi filmin adeta özeti niteliğinde; taşıdığı estetik ve kırılganlık özellikleri bakımından kadın ruhu ve bedeninin yansıması olarak görülen heykele golf topları vasıtasıyla uygulanan şiddet, bir kadına nasıl davranılmaması gerektiğini gözler önüne seriyor.. Verdiği mesajı kelimeler olmaksızın aktardığı ve katışıksız bir duygu seline kapılmamızı sağladığı için oldukça değerli bir film, keza bu filmi seven, bu filmi anlayabilen kişiler ince zevklere sahiptir nazarımda. Filmde kullanılan soundtrack seçimi de oldukça hoş doğrusu, Kore filminde Arapça bir şarkı dinlemeniz ve de verilmek istenen duyguyu ciğerlerinizde hissedebiliyor oluşunuz insanın coğrafi ve kültürel koşulların kendisine verdiği kimlikten çok daha fazlası olduğunun kanıtı gibi.
    (melankoli basili 15.04.2013 21:06)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.