genel istatistikler
toplam27
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +0
toplam -0

spagetti

    öğrencilikle kaynaşmış bir türlü koparamadığın kavram..bigün param olunca 100 paket spagetti alıp hepsini ezicem..bıkar insanda bi yerde dimi ama...
    (25.07.2007 18:15)

gözyaşı

    kimi zaman sevinci,bulunan merhameti ve özlenen şevkati ;kimi zamansa en dipsiz kuyulardan kurtulmak için yapılan çaresizlikleri anlatır gözyaşlarımız..ne mekanın ne zamanın ne de cinsiyet,kültür,yaşam tarzı gibi farklılıkların önemi vardır onun için..insan olan ,yoğun duygular içindeyken döker gözyaşlarını...
    (25.07.2007 16:24)

okuldan nefret etmek

    üniversiteye gelene kadar tatmadığım bir duygu..
    (25.07.2007 15:05)

isa nın son akşam yemeği

    magripli ludovico tarafından santa maria delle grazie manastırı yemekhanesi için ısmarlanmıştır. sanatçının tamamlayabildiği birkaç resimden biridir. daha leonardo hayatta iken yıpranmaya başlaması, renklerin doğallıklarını kaybetmesi inanılmaz bir talihsizliktir. bunun da nedeni leonardo' nun salondaki rutubeti hesaplamadan değişik bir boyama tekniği uygulamasıdır. ancak bu hali ile bile, insan dehasının büyük mucizelerinden biridir .rahiplerin uzun yemek masalarının bulunduğu salonun bir duvarını boydan boya kap-layan, dört metre genişliğindeki bu başyapıt, ilk açıldığı gün müthiş bir heyecan uyandırmıştı. salonun doğal ışığı yemek masasının tam üzerini aydınlatmakta, perspektifle birlikte, resme sanki salonunun uzantısıymışçasına bir derinlik kazandırmaktadır.kompozisyonun iç mekanlara taşınmaya başlandığı ilk resimlerden biridir.santral perspektif kurallarına göre yapılmış olup orta çizgi İsa' nın sağ gözünden geçer. bu duruş aynı zamanda İsa' nın manevi konumunu da betimlemektedir.İsa' nın son akşam yemeğinde havarilere "İçinizden biri bana ihanet edecek" dediği anı anlatır. İsa masanın ortasında sakin bir şekilde yalnız olarak oturmaktadır. kendisini ikili üçlü gruplar halinde çevreleyen havariler bu sözü nedeni ile şaşkınlık içerisindedirler. masa-nın en solundaki bartholomaus heyecanla ayağa fırlamış, yanındaki jacobus minör ve andre-as ise ellerini havaya kaldırmıştır. peter de ayağa kalkmış, masanın ortasına doğru kızgınlıkla bakmaktadır. hain judas hayretle geriye fırlamıştır, sağ elinde ihaneti karşılığında almış olduğu para kesesini tutmaktadır. judas daha önce yapılmış olan tüm son akşam yemeği resimlerinin aksine masanın önünde değil, diğer havarilerle birlikte arkasında durmaktadır. yanındaki johannes ise henüz hainin kimliğini bilmediğinden gayet sakin, ellerini birleştirmiş bir şekilde oturmaktadır. yine resmin sağındaki havarilerin her biri değişik bir hareket yaparken zaman durmuş gibidir .masa örtüsü ve tabaklar üzerindeki desenler izleyenleri hayrete düşürücek kadar ayrıntılar içermektedir. masa üzerindeki yiyecekler ise enfes natürmort örnekleridir.
    *leonardo, son akşam yemeği' ni yapmayı düşündüğünde, iyiliği temsil eden İsa' yı, ve kötülüğü temsil eden yahuda' yı betimlemek için model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı. koroda şarkı söyleyen bir genci, İsa' nın tasviri için atölyesine davet etti, sayısız taslak ve eskiz çizdi. aradan üç yıl geçtiği halde son akşam yemeği hala tamamlanamamıştı. leonardo, yahuda için kullanacağı modeli günlerce aradıktan sonra, sarhoşluktan kaldırım kenarına yığılmış, vaktinden önce yaşlanmış, paçavralar içinde genç bir adam buldu.yardımcıları adamı güç de olsa kiliseye taşıdılar ve orada ayağa diktiler. leonardo adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği resmetmeye başladı. leonardo işini bitirmek üzere iken, berduş yavaş yavaş ayılarak gözlerini açtı ve hari-ka duvar resmini gördü. Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi:
    "ben bu resmi daha önce gördüm".
    "ne zaman?" diye sordu leonardo. o da şaşırmıştı.
    "Üç yıl önce... elimde avucumda olanı henüz kaybetmemişken. o sıralarda bir koro- da şarkı söylüyordum. pek çok hayalim vardı. bir ressam beni İsa' nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti."
    "İyi ve kötünün yüzü aynıdır. her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır."

    --- alıntı ---
    www.alka.com
    --- alıntı ---


    (25.07.2007 10:43)

pandora

    prometheus. yunan tanrıları içinde belki de insanlara en yakın olanı. İnsanlara bir çok hediye vermiş ve karşılığında tüm tanrılarının öfkesini çekerek sonsuz işkencelere mahkum edilmiş iyi yürekli bir tanrı. Öncelikle kimdir bu prometheus; zeus gelip de onları dünyadan sürmeden önce dünyayı büyük tanrılar olarak bilinen titanlar yönetirmiş. hem çok iri yapılı hemde çok güçlü olan bu büyük tanrıların sadece bir kaçı destanlarda isimleriyle anlatılır. yer küreyi sırtında taşıyan atlas yada dünyayı sardığına inanılan ırmak tanrısı okeanos. İşte bu büyük titanlardan biri olan iapetos un oğlu olan prometheus da bu titan soyundan gelmektedir. tanrıların tanrısı zeus un babası da bu titanların en güzlüsü olan kronos tur. kronos daha zeus doğduğunda onun kendi sonunu hazırlayacağını biliyordu ama kadere engel olamadı ve oğlu gelerek tahtından etti onu.prometheus un destanlarda girişi zeusu kızdırması ve ilk kadının yaradılışıyla başlar. zeus dünyayı titanlardan temizleyip tüm tanrıları düzene soktuktan sonra yaradılış çağı başlamıştı. yunan mitolojisi kaynaklı yaradılış efsanelerinin sonunda beşinci soy diye bilinen ve şu andaki bizim soyumuzun ataları olarak bilinenler yaratıldı. ama sadece erkeklerden oluşmaktaydı bu soy. İşte bu çağda yaşayan beşinci soyun insanları zeusu kızdırarak onlardan ateşi geri almasına neden olmuşlardı. zeus o kadar kızdı ki insanlarda ateşle birlikte iyileşebilme özelliklerini de insanlardan aldı. prometheus tanrıların tanrısına ilk burada karşı gelmiş ve tanrısal ateşi insanlara geri ulaştırmak için olympos dağından çalmıştı.
    zeus, tanrıların tanrısı böyle bir ihaneti asla cezasız bırakır mı? Öyle bir oyun oynadı ki hem insanlara hem de prometheusa. tanrıların tanrısı tüm güzellikleri bir araya toplayarak ilk kadını yarattı. zeus diğer tanrı ve tanrıçalardan onun için armağanlar vermelerini istedi. aphordite güzelliğini , athena zekasını, apollon bilgeliği verdi. ama hiçbir şey kadının merakının önüne geçmeye yetmedi. bu yaratılan ilk kadına zeus "herkezin armağanı" anlamına gelen pandora ismini verdi. bu güzel "felaket" yaratılınca zeus onu yeryüzüne indirdi. böylece kadınla erkek arasındaki büyük mücadele başlamış oldu.prometheus zeusun yapacaklarını tahmin ederek kardeşi epimetheus a tanrıların tanrısından gelecek armağanları almamasını söyledi. Çünkü prometheus biliyordu ki öc alma isteğiyle yanan zeus onun için çok büyük cezalar planlamaktaydı. prometheus un tüm uyarılarına rağmen pandora epimetheus un sarayına ayak bastığında tüm uyarıları bir anda silmeyi başaran güzelliğiyle kralı kendine hemen hayran bıraktı. sarayda yaşadığı günler boyunca kendisine zeus tarafından verilen ve kesinlikle açılmaması emredilen sandık onun ilgisini hep çekti. İşte kadının merakı burada apollon un kendisine verdiği bilgelikten ve athena nın kendisine verdiği akıldan daha önce geçerek pandora yı pençesine aldı. pandora tüm emirleri unutarak sandığı açtığında yaptığı hatanın ne kadar büyük olduğu geçte olsa fark etti. İnsanlığa zarar verecek olan hastalık, acılar, kederler, kötülüklerin tamamı çıktı ve insanlığa musallat oldu. pandora son anda sandığı kapatmayı başardı ve sadece insanlığın elinde tek güzel şey kaldı: umut. o günden sonra insanlar tüm kötülüklere umut ederek karşı durmayı başarmışlardır. bu zeusun insanlığa verdiği cezaydı. birde prometheusa verdiği bir ceza vardı ki yıllarca sürecek. prometheus kafkas dağına büyük bir kayaya ateşin tanrısı demirci ve tanrıların silahlarının yapıcısı hephaistos tarafından yapılan kırılmaz büyük zincirlerle bağlandı. zeus tarafından yaratılan büyük bir kartal her gün sabahtan gelecek ve vücudunu didik didik edip karaciğerini yiyecek, bu büyük acılar akşam vakti dinecek. ama prometheus un acısı çok uzun süre dinmemiş, titanlardan biri olan prometheus ölümsüz olduğu için ölme lüksüne sahip değilmiş. her gece tekrar vücudu kendini yenileyip eski haline geliyor ve yeniden kartal gelip ona acılar veriyordu. zeus un bu acılı cezayı aslında prometheus un bildiği bir sırrı ona söyletmek için verdiğine inanılır ama sır nedir yada zeus bu sırrı onun ağzından alabilmiş midir kesin bir bilgi yok. sonuç olarak uzun yıllar sonunda zeus un efsanelere konu olan oğlu herakles (hercules) gelip zincirleri kırarak ve kartalı öldürerek prometheus u serbest bırakmıştır. aslında efsanelerde heraklesin bunu yapmasını zeusun bizzat istediği belirtilir ama ceza dan neden vazgeçmiştir işte bu sorunun cevabı verilmez.
    --- alıntı ---
    hekimce.com
    --- alıntı ---



    (25.07.2007 10:35)

ben

    alpay erdemin penguende olanca içtenliğiyle ve duruluğuyla yazdığı köşesinin ismidir.yazıları o kadar olağandır ki mutlaka bunlara benzer şeyleri yaşamışsınızdır siz de..okurken suratınızada bir sırıtma hasıl olur kimi zaman.kimbilir belki de içinde bulunduğunuz karmakarışık bir olay alpay erdem tarafından hayli komik şekilde dile alınıyordur..sıradanlıktan çok uzak olan bu adamın yazılarını takip etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum..
    (25.07.2007 10:25)

büyüyorum

    her gün ve her dakika istemeden,engelleyemeden
    bedenimin milim milim,gram gram genişlemesini durduramadan
    hatta ruhumun ve zihnimin gelişimine karşı koyamadan
    aciz bir dikiliş ve çaresizlikle acıyarak kendime
    büyüyorum...
    (24.07.2007 13:55)

bana baktılar

    evden çıkarken abuk bişeyler giyip çıkarsın kimi zaman..gün boyu üzerinde bir gerginlik vardır ve beyninin içinde arka arkaya yankılanan bir ses tekrarlanır "anam bana baktılar" tabi bu durum ilerleyedebilir ve tipik bir kompleks haline dönüşüverir o zaman..oysa insanların ne düşündüğü kimin umrunda!!
    (24.07.2007 13:50)

alice

    alice's adventures in wonderland:ergenlik çağındaki bir kız çocuğunun yaşadığı bunalımları ve çıkmazları anlatan bir başyapıttır..eserdeki karakterler alice'nin gerçek yaşantısında onu üzen ya da ona yardımcı olan kişileri sembolize eder..
    (24.07.2007 13:46)

acı

    acı insanın hala yaşadığını gösteren bir işarettir..zordur onunla devam etmek yoluna ama ancak acıyla pişer insan ve sadece acı çekerek dize getirebilir benliğini..
    (24.07.2007 13:42)

cumhuriyet mitingleri

    cumhuriyet mitinglerinde amacı demokrasi olan insan sayısı görülenden çok daha azdı..bambaşka çıkarlar ile bağırıyordu insanlar besbelli..ilk başta acaba dedim değişiyor muyuz hakikaten,türk olduğumuzun bilincine mi varıyoruz yeniden..ancak geçtikçe zaman o mitinglerde yürüyenlerin aklı daha bir bulanıklaştı ve kayboldu demokrasi,laiklik dediğimiz tanımlar..şimdi daha bir kahroluyorum eskiye göre...
    (23.07.2007 17:17)

asla

    kendimizi 'asla'larla kısıtlamamalıyız.insanız nihayetinde asla şunu yapmam bunu dedirtmem muhabbetleri bünyeye zarardır.kendi kendimizi baskı altına sokmaktır..daha rahat olmak lazım yoksa gerçek anlamda acı çekeriz.
    (23.07.2007 17:10)

istanbul üniversitesi

    işte benim okulum..başkadır iü lü olmak!*)
    (19.07.2007 13:19)

recep tayyip erdoğan

    tek temennim zap yaparken onu görmemek!!*
    (19.07.2007 13:14)

denizli

    doğduğum ve belki de en güzel yıllarımı geçirdiğim şehir olması açısından bende yeri çok başkadır.gezilebilecek yerlerinin başında tabiki pamukkale gelir ki dünya tarafından da bilinmektedir.bunun dışında pamukkaleye 15dakika uzaklıkta bulunan kırmızı su da oldukça rağbet görür bilenler tarafından.bu suyun başlıca özelliği kırmızımsı bir renge sahip olması ve sıcak akmasıdır.o bölgede ziyaret edebileceğiniz bir başka yer de hierapolistir.antik dönemden kalma bu şehir kalıntıları pek korunmamış olsa da ufkunuzu genişletme açısından iyi bir deneyim olacaktır.
    denizlide pek sosyal etkinlik bulamazsınız.konserler yaz döneminde olur ki sayıları oldukça azdır.açıkhava tiyatrosunun çimlerinde uzanıp sevdiğiniz şarkıcının en muhteşem şarkılarını dinlemenin tadı bambaşkadır.ortamda zaten tüm gençler birbirini tanıdığından yalnız da kalmazsınız.öylesine çıkıp dolaşmak istediğinizde ise gidebileceğiniz iki yer vardır çamlık ve çınar..yine de denizlide yaşamak harikadır..
    (19.07.2007 13:11)

sayfa: 1-2

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.