son beğenilen tanımları genel istatistikler
2. yas zirvesi hazeyame diyor ki : dega, mıy mıy mıylığı bırak, wampircan'ı da kap ve 22 mart cts günkü zirveye gel. ben ege ile geliyorum inşallah. wilma'ya da yarasa yolladım. sonuçta herkesler orada olacak. size de kamber rolünü biçtim. zirvetör'e gir ve geliyorum'u tıkla, asabımı tıklama! hade.... hadeeeeeee.....
ablası tarafından o şirin bebekliği 'mok torbası'na benzetilen ve bu nedenle kendini banyoya kilitlemek isteyen vampire. ablasının "okan okan, mok kokan" sözünden bi haber olduğunu 32! yaşında farkeden vampire. yıllar içerisinde eksik olan parçalarını farklı bölgelerde fazlasıyla tamamlamış vampire. hayat mücadelesinde burnu sürtülen ve prensesliği unutan vampire. "can" adındaki yarış atına binip sürekli onu dehlemekle meşgul olan vampire. mcload un kaliteli programlarını, kral cunyır ın o şen kahkahalarını deli gibi özleyen fakat yoğun nikotin tüketimi nedeniyle kaybettiği beyin hücrelerinin kendisine hafıza kaybı yaşattığı vampire. * merlin'in hafızasından korkan ama yine de "may the kısır be with us " diyen vampire. *) alesta ya "koşabilse ülke sınırlarına kadar kovalayabilirdim, lakin dino işte.. işimi kolaylaştırıyor" demek isteyen vampire. daima daha genç ve zayıf olduğu için hazeyame, wilma flintstone, ve wyvern tarafından kıskanılacak olan vampire. * hazeyame için; (bkz: hıyar) ayrıca, arayınız; (ara: abla dedik bağrımıza bastık, kalleş çıktı)
tevellüt zirvesine 30 yaş altı vampirlerin katılabildiği, ve ha1ime nin evinde yapılan zirveye diyarın tüm bayanlarının katılamadığı düşünülecek olursa, isteyen tüm vampirelerin 'vampircik erkekleri ada da buluşuyor zirvesi' ne gidebileceği gibi bir sonuç çıkarılabilinir. hatta daha da ileri giderek; vampirelerin 'vampircik erkekleri ada da buluşuyor zirvesi'ni basma zirvesi bile düzenlenebilir..
efenim partide neler yoktu neler... doğum günü tebrikleri, müzik, üstünde mumu olan pasta, bira... hissettirdiklerini saymak ise bu kadar kolay değil... rea, yeni yaşın mutluluk ve huzur içerisinde geçsin...
efenim bu durumu anlatacak çok güzel bir örnek yaşamış bulunmaktayım. malumunuz anneyim.. sevgili oğlum kendisini sürekli dürtükleyen bir annesi olduğu için evden çıkarken asla yanına alması gerekenleri düşünmez. sağ olsun. bu nedenle evden ayrılırken iki kişilik düşünüp, hazırlanmaktayım. çocuğun hırkası, suyu, okuması için kitap, sigaram, çakmağım, cüzdanım, kimliğim, anahtarlığım, cep telefonum.. cep telefonum.. cep telefonum nerede? tüm çanta aranır taranır.. en son görülen yere bakılır.. bu arada zaman su gibi akıp geçmekte ve gidilecek yere geç kalınmaktadır. bir taraftan başka eksik var mı diye düşünülürken diğer taraftan gidilecek yere geç kalınmışlığın verdiği panikle boncuk boncuk terlenilip evde dört dönülerek cep telefonu aranmaktadır. son çare olarak ev telefonundan cep aranır ve gelen ses takip edilir. evet, ses arkadaki ayakkabılıktan gelmektedir. ayakkabılığın yanına gidilir, ancak ses arkadaki yemek masasından gelmektedir. yemek masasına doğru yanlamasına birkaç adım atılır ki aslında sesin arkada kalan salondan geldiği anlaşılır.. salona gidilir.. ama ses hala arkada bırakılan yemek masasının bulunduğu holden gelmektedir. hole tekrar geri dönülürken… yoo, hayır.. sesin hala arkada bırakılan salondan gelmesiyle dega kafayı yemek üzereyken, evin kapısında bekleyen ve şaşkınlık içerisinde kendisini izleyen oğluyla göz göze gelir. can 'anne telefon pantolonunun arka cebinde' der. işte o an her sorunu çözen, her zaman dimdik ayakta durabilen anne karizmasının yerle bir olduğu andır.. efenim bu örnekten çıkartılan sonuç itibarıyla, dalgınlık 'anne karizmasının fena halde çizildiği durum' olarak da tanımlanabilir.
efenim özellikle şu kendini unutturma konusunda bir iki kelam edeceğimdir. diyar a girdiğimde gerek tanım, gerek geçit ve zirvetör aparatlarını okuyarak, gerekse vampircik radyo yu dinleyerek kendimi unutmaktayım. öyle ki; bugün çay ve sigara eşliğinde boş olan vaktimi diyarda geçirmek istedim. sigara kolay da çayı demlemek gerekiyor. çaydanlığa azıcık koyduğum suyun kaynamasını beklerken yine diyara girdim. o başlık senin bu başlık benim, yok delinin kuyuya attığı taşı çıkarabilecek kadar akıllı mıyım diye dolanırken, salonun camından bir yanık kokusu duydum. * * önceki gün de dışarıdan bir yanık kokusu gelmiş ve mahalle ev hanımlarının birer 'zalak' olduğunu düşünmüştüm, önemsemedim. bir sigara yaktıktan sonra iskemleden fırlayarak mutfağa koşmam bir oldu ve . . . * bu bağlamda diyar a; 'insanın kendini salak hissetmesine neden olan oluşum' da diyebiliriz.
e vitamini açısından oldukça zengin olan bu yağın hücre yenileyici özelliği bulunduğundan yara ve yanıklarda, kırışıklıkların engellenmesinde etkili olmaktadır. düzenli kullanıldığında cilt ve güneş lekelerini de yok eder. ayrıca yumuşatıcı ve koruyucu özelliği nedeniyle saç bakımında da kullanılır. * *
hissettirdiklerinin altından kalkmak, tanımı anlamak kadar kolay değildir. bir kere aldatılmak sözcüğü anlam itibarıyla olumsuz bir kelimedir. olumsuz bir şeye konu olmak kişilerin psikolojisini, kendine olan güvenini -kimseye fark ettirmese de- derinden sarsabilir. aldatılmak bir anlamda dikkatsizlik, uyanık olmama durumunun bir sonucudur. dikkatli insan gözlem yapan yaptığı gözlemlerle tespitlere varabilmiş ve bu tespitleriyle, doğabilecek sonuçlara hazırlıklı olan yani zekasını kullanabilen uyanık kişidir. aldatılmak sözcüğünden kişiye verilen sözlerin tutulmadığı ve karşı tarafın yalan söylediği anlamı da ortaya çıkar. diğer kullanımında ise çiftler arasındaki içten bağlılığı, sadakat duygusunu, güvenini yıkan ihanete uğramışlık söz konusudur. özetle aldatılmak , zekası küçümsenerek, iyi niyeti kullanılarak, güveni kırılarak, sevgisi hiçe sayılarak kişinin içerisine düştüğü durumdur.
kuran arapça yazılmıştır. arapça bilmek demek arap dilindeki kelimeleri anlamak demektir. yani bildiğin yabancı dilde bir kitabı okuyarak anlamak mümkündür. yanı sıra arapça okumayı bilenler de vardır.. arapça okumak ise anlamını bilmeden okumaktır.. yabancı dil bilen herkes bildiği yabancı dilde manasını bilmediği sözcükleri de okuyabilir, ama anlamaz. "kuran okumayı bilen ateistler" başlığında da bu üç durumdan biri ya da birkaçı söz konusudur. İlk maddede okumanın faziletlerini bilen araştıran ve yorumlamak isteyen kişilerin kuran ı -dili ne olursa olsun- öğrenme amacıyla okuması, İkinci maddede kişilerin arapça dilini bilerek, anlayarak bu dilde kuranı okumaları, Üçüncü madde de ise arapça dilini çok az bilen ama okuyabilen ve bu nedenle de anlayamayan kişiler söz konusudur. bu bağlamda "kuran okumayı bilen ateist" başlığı kendi içinde bir çelişki taşıyor gibi görünse de aslında durum böyle değildir. İnsanlarının kafasını asıl karıştıranın açılımı tanrıtanımazlık anlamına gelen "ateist" ile ilahi dinlerden müslümanlığın kutsal kitabı olan "kuran okuma"nın aynı cümle içerisinde yer almasıdır. her ne şekilde olursa olsun elbette ateistler de kuran okuyabilir, inanması gerekmez.. neticede kuran allah tarafından gönderilse de "insan gibi insan nasıl olunur" içerikli el kitabıdır.
efenim sözkonusu aletlerle insanların benzeştiği bu noktayı bizzat bugün yaşamış bulunmaktayım. uzunca bir süredir sürekli kilitlenen ve kilitlenmediği anlarda da modeme giden güç kaynağının çalışmaması nedeniyle internet bağlantısı kesilen bilgisayarımla boğuşmaktayım. araştırmalarım sonucunda aletin ömrünü tamamladığını, artık araştırmalarımın yeni ve iyi bir bilgisayar alma konusunda olması gerektiği kanaatine vardım. lakin aldığım ufak bir duyum ile bu aletlerden anlayan arkadaşımın uyarısını birleştirince son bir şeyi daha tecrübe etmeye karar verdim. fanların çalışmasında yaşanan sorunlar da makinenin kilitlenmesine mahal verebilirmiş. demek ki makinenin sıcak havalardan kaynaklanan bir rahatlama isteği varmış. ben ne yaptım?. mevsime uygun bir şekilde soydum kasayı. tüm iç organları önüme serildi.. beyni *, bağırsakları *, anüsü *… bir de yamacına pervane yerleştirip aleti serinletince, semeresini verdi.. artık makinem kilitlenmeden rahat rahat işimi yapıp internette dolaşabiliyorum.. aynı mantıkla kış mevsimi için aletin kasasına uygun bir hırka örüp, onu ısıtmayı düşünmekteyim.. buradan çıkartılan sonuç nedir? mevsime uygun kıyafetler seçmek hem insanların sağlıklı olmasına hem de aletlerin sorunsuz çalışmasına neden olurmuş…
sözleri; kurtarın beni tutun elimden düşmeden kollayın beni korkar oldum ben her şeyden unutmam seni çok acı verdin giderken hala çok yeni yarası saklı derimde yok mu bunun ilacı
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |