kanlı nigar

    kanlı nigar fatma girik, kemal sunal,sümer tilmaç dinçer çekmez gibi oyuncuların rol aldığı hatta dinçer çekmez'in "anamı kesen ben babamı döven ben....var mı uleyn bana yan bakan" gibi nağmeler savurduğu 1981 yapımı sadık şendil'in eseri olan filmi memduh ün yönetmiştir. kemal sunal'ın her filmi gibi ince espriler ve hoş manzaralar yakalanmıştır filmde. ayrıca istanbuldan nostaljik manzaralar görmek isteyenler için de bir alternatif olabilir.
    (21.04.2007 00:00)

basic instinct

    1992 yapımı filmin basrolunde herkesin bildiği gibi sheron stone vardır, hakkaten taş gibi kadındır. bu ablamızın filmdeki üstün performansı 10 yıl sonra bile konusulmustur ki sheron ablamız 2006 yılında yeni jenerasyona da hitap eden temel içgüdü 2 yi çekmiştir. filmin afişine bakınca sheron stone'da temel içgüdüyü 5leyecek bir potansiyel farkettim...bu arada aci'da dönen salakça bir şaka vardır, engin taş'ın (edebiyat hocası) karısının adı nedir diye burdan sheron stone cevabı beklenmektedir. engin bey duymasın....
    (15.04.2007 00:00)

kumburgaz

    istanbul'un sehir dısındaki tatil beldelerinden biri oldugunu tahmin ettiğim, adını avrupa yakası sayesinde öğrendiğim ve nedense bir sempati duydugum, genelde emeklilerin kafa dinlemek için gittiği, tek tük olan genclerin de zamanlarını oyle sahilde falan gecirdiklerini düşündüğüm yer...
    (15.04.2007 00:00)

turgutlu

    girişinde büyük beyaz bir üzüm maketi vardır. yolculuklardan cok sıkılan biri olarak küçükken üzüme geldiiik diye arabanın içinde bayram ederdim. son 10 yıl içerisinde acaip gelişmiştir izmirdeki birçok alışveriş mağazası mevcuttur. bulvar denen bir caddesi vardır, orada 29 ekim 23 nisan vb. günlerde okulların bando takımları yürüyüş yapardı eskiden. bütün herkes o yola toplanırdı ki küçük kasabaların en güzel yanlarından biridir boyle aktiviteler. üzümün karşı tarafındaki selvili tepe ve bulvardan başka gezilcek yeri yoktur. yazın sonlarına doğru panayır alanı kurulur ve esnaf artık eski çoskunun olmamasından yakınır. 7 eylül turgutlunun kurtuluşu adına senlikler düzenlenir ve genelde 2. sınıf sanatcılar heykel denilen alanda sarkı söylerler. ama yine de güzel bir havası vardır turgutlunun. izmir de yolda giderken 45 t (ve artık n) plakalı araç gördüğümüzde bi kasabalı var burda diyerek arabaının içine bakmamız artık bir alışkanlık haline gelmiştir.
    (15.04.2007 13:04)

bob marley

    gora diye bir uzay filmi yapılmıştı zamanında. hani uzayla belaltı şakalarını birleştirmeye çalışan bir film. 70li yıllardaki türk erotik film furyasıyla dalga geçerken aslında o görüntülerle prim yapmaya çalışan bir film.ben faruk bob marley faruk gibi bir konuşma da gecer içinde, ve nedense bob marley in kim oldugunu bildiğinden bile şüphe ettiğim kro takımları kahkahayı basarlar. ha bir de ağaçların "kral sucuk" yapmaları vardır...gördük biz montajı üzülmeyin zorla gösterdiniz...
    (15.04.2007 12:38)

çakır

tiki

    mutlaka zara torbaları vardır bu insanların. çanta falan almazlar direk okula bu torbalarla gelirler ve aynı torbayı yırtılana kadar kullanırlar...
    (14.04.2007 18:13)

dünyayı kurtaran adam

    dünyayı kurtaran adam mı daha rezil yoksa dünyayı kurtaran adamın oğlu mu?
    hadi bi kere heveslendiniz uzay filmine teknolojiyi zorlayıp birşeyler yapmaya çalıstınız ve batırdınız da insan aynı çukura tekrar atlar mı ya? boyle giderse 10 yıl sonra dünyayı kurtaran adamın oğlunun oğlunu da izleriz ve onun da oğlu var tabi ki...
    (14.04.2007 18:11)

msn adabı


    --- alıntı ---
    1. titreşim:konuşmadan önce titretmek, konuşmanın herhangi bir yerinde gereksiz
    titretmek, denemek için titretmek çok yanlıştır ve aptalcadır.

    2. sesli görüşme: sesli görüşme olayını maksadının dışına çıkarak, ses denemeleri, şarkı söylemek ya da böğürmek gibi şeyler yanlıştır.

    3. similey: zıplayan "ok" yazıları, el sallayan aptal kız karakteri, hareket eden göz, renkleri değişen
    "slm" yazıları gibi
    okunabilirliği etkilenen, standart simileylerin dışında simileyler
    kullanmak ve bunlardan hoşlanmak aynı şekilde yanlıştır, tiksinti
    vericidir ve bunları yapanların zekasından şüphe edilmelidir.

    4. avatar:"ne bakıyon lan" yazısı gibi, "beni google da arasan bulamazsın" gibi,"Şahsın karizmatik pozları yüzünden birçok kişi kalp krizigeçirdiğinden resim koyması yasaklanmıştır" gibi sevimsiz, bir o kadarda çocukça avatarlar kullanmak denyoluktur, embesilliktir, yanlıştır.

    5. görünen isim (görüntü adı):genel görünen ileti bölümüne "haydar, olm bittin sen" gibi, "bugün bakırköy'ün altını üstüne geçirdik, değil mi? elif, ayşe, hande" gibi kimseyi ilgilendirmeyen iletiler yazmak densizlik; live plus'ın görüntü adını bold ve renkli yapma özelliğini kullanarak (plus kullanmayanları dikkate almadan) şekil yapmaya çalışmak acemiliktir.

    ayrıca görünen isimde similey kullanmak gereksiz, anlamsız karakterlerle yazmak gayet anlamsızdır, yapılmamalıdır.

    6. yazı:cümleyi tamamlamaksızın kelime kelime yazmayı alışkanlık halinegetirmek, yazı rengini devamlı değiştirmek dengesizliktir. ayrıca selamvermeden konuşmaya başlamak ayıptır.
    --- alıntı ---
    ama hepimiz yaparız.
    (14.04.2007 00:00)

şahan gökbakar

    tv8 deyken gercekten beğendiğim ve bu cocuk keşfedilir dediğim hatta daha sonra atv de görüp adına sevindiğim fakat devam eden programlarını izledikten sonra hayal kırıklığına uğradığım bir komedyen aday adayı. esprilerinde hiç bir orjinallik ve incelik olmadığı gibi gayet absürddür.
    (14.04.2007 17:39)

karamanoglu mehmet bey

    karamanoğlu mehmet bey "bugünden geru divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda türkçeden başka dil kullanılmayacaktır."
    (13 mayıs 1277) sözüyle 13. yüzyıl ortalarında selçuklular'ın edebi dil olarak farsça'yı, devlet işlerinde arapça'yı halkın ise öz dilleri olan türkçe'yi kullanmasının, millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin sağlanmasına karşı bir tehdit oluşturduğuna olan inancını dile getirir ve bu birliği gerçekleştirmek için toroslar üzerinde yaşayan bütün türkmen boylarını çevresinde toplar.idareciliği sırasında türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanı yalnızca siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zaferdir. tarih boyunca bir çok farklı ırkı ve kültürü birlikte içinde barındırmış olan anadolu'da toplumların kendi özbenliklerini korumaları çok güçtür ve bu nedenle, bugün bile türkiye'de öztürkçenin korunması ve dilin sadeleşmesi adına yapılan çalışmalar boy gösteririr, bu çalışmaların eserlerini 50 yıl önce yazılmış olan kitaplarla bugünkileri karşılaştırırsak rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

    edit:

    50 yıl sonra okuyacaklarımız için aynı seyi soyleyemeyeceğim!...
    (14.04.2007 00:00)

claire olmez

    izmir amerikan koleji 'nde görev yapan bir ingiliz dili ve edebiyatı hocasıdır. gerek ders anlatış biçimi, gerek sınıfa hakim oluşu ve yaptığı ince esprilerle nadir rastlanılan bir öğretmen türüdür. öğrencilerini her zaman düşünür ki ayağında bir rahatsızlık olduğunda çok riskli bir ameliyat için yurtdısına gitmişti fakat bize gönderdiği worksheetlerde hep altında bir not vardı; "as you see i am still thinking of you" tam bir british lady dir kendisi. yaşının tam olarak kaç olduğunu bilmiyorum ama uzaktan cok genc gösterir ve yaşımızdan çok daha uzun yıllar türkiye'de bulunmuştur, buna rağmen türkçe aksanı pek iyi değildir. ayrıca okulda stage av. drama, film making gibi klüplerin de vazgeçilmez öğretmenidir. eski mezunların claire olmez vatan bolunmez dediklerini duymustum...
    (14.04.2007 00:00)

yeni türkü

    en iyi sarkılarında biri de yağmurun elleri dir ki "modern american poet" diye nitelendirilen e. e. cummings'in somewhere i have never travelled adlı şiirinden çok düzgün bir şekilde çevirilmiştir.

    somewhere i have never travelled,gladly beyond
    any experience,your eyes have their silence:
    in your most frail gesture are things which enclose me,
    or which i cannot touch because they are too near

    your slightest look easily will unclose me
    though i have closed myself as fingers,

    you open always petal by petal myself as spring opens
    (touching skilfully,mysteriously) her first rose

    or if your wish be to close me,i and
    my life will shut very beautifully, suddenly,
    as when the heart of this flower imagines
    the snow carefully everywhere descending;

    nothing which we are to perceive in this world equals
    the power of your intense fragility: whose texture
    compels me with the color of its countries,
    rendering death and forever with each breathing

    (i do not know what it is about you that closes
    and opens; only something in me understands
    the voice of your eyes is deeper than all roses)
    nobody,not even the rain, has such small hands

    şarkıda ise;

    kücücük bir bakısın
    Çözer beni kolayca
    kenetlenmis parmaklar gibi
    sımsıkı kapanmıs olsam

    yaprak yaprak actırısın
    İlk yaz nasıl actırısa
    İlk gülünü gizem dolu
    hünerli bir dokunusla

    hickimsenin yagmurun bile
    böyle kücük elleri yoktur
    bütün güllerden derin
    bir sesi var gözlerinin

    basedilmez o gergin kırılganlıgınla senin
    her solukta sonsuzluk ve ölüm

    yaprak yaprak actırısın
    İlk yaz nasıl actırısa
    İlk gülünü gizem dolu
    hünerli bir dokunusla

    hickimsenin yagmurun bile
    böyle kücük elleri yoktur
    bütün güllerden derin
    bir sesi var gözlerinin



    (14.04.2007 13:19)

maskeli balo

    murathan mungan'ın "işte bu" dediğiniz şiirleinden biri. birçok şiiri gibi bu da yeni türkü tarafından seslendirilmiştir ve murathan mungan'ın (bkz: söz vermiş şarkılar) adlı albümünde athena tarafından seslendirilmektedir. her ne kadar eski sarkılara yapılan coverların sarkının orjinalliğini bozduğuna inansam da bu sarkı athena'dan da kendisini dinlettiriyor.

    yaredir sinede eski sevgili
    eski sevgili eski günler
    hayata baksana takmıyor kimseyi
    hiçbir şey diriltmez artık geçmişi
    yaredir yine de

    yaktın gemilerimi
    dönüş yok artık geri
    tak etti canıma bu maskeli balo
    bu maskeli balo
    ve onun sahte yüzleri

    yaredir sinede eski sevgili
    ne yapsan kolay unutulmaz
    ağlama geçmişe yaşadık bitti
    anılar bizi yalnız bırakmaz
    yalnızız yine de...
    (14.04.2007 13:12)

murathan mungan

    cok iyi sanat yapar, bunun kendisi de farkındadır ve dile getirmekten de çekinmez...bu sene izmir amerikan koleji "ekin-yazın" etkinliklerine katılmıştır. okul aynı zamanda murathan mungan'ın yazdığı "geyikler ve lanetler" adlı oyundan uyarlanan "bir soyağacı masalı"nı oyunun yazarı karşısında sergileme zevkine nail olmuştur...
    (14.04.2007 12:08)

sayfa: 1...-26-27-28-29

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.