sınav kaygısı

    bu kaygıyı taşıyan kişiye; sosyal statüsü, ekonomik geliri, ruhsal durumu ne olursa olsun bu kaygıyı yani sınav kaygısını taşımayan insanın dünyanın en rahat insanı olduğu izlenimi veren kaygıdır kendisi.
    (05.06.2008 00:57)

gurbette ömür

    asıl ismi "gurbette ömrüm geçecek" olan bu eserin daha ziyade zeki müren yorumu öz yurdunda gurbeti yaşatır insana. ayrıca bu eseri bu sanatçıdan dinlerken 50 lili yaşlardaki bi amcanın: "ömrümde bi kere içtim o da gurbetteyken bu şarkıyı dinlerken" yorumu şarkının üzerine tuz biber olmuştu hiç unutmam.
    (04.06.2008 13:38)

ernesto che guevara

    bir çatışma, gizlenme ya da herneyse böyle bir ortamda görmüş olduğu bir sandık ilaç ve bir sandık mermi den birini seçmek zorunda kaldığında mermi dolu olan sandığı seçmiş olması savunduğu davası için kullandığı yöntem için açıklayıcı bir örnek gibi.bahsi geçen olay için (bkz: waldo sen neden burada değilsin)
    (04.06.2008 13:33)

seyr ü süluk

    sülük hayvanını seyreylemek olsa gerek. *
    (04.06.2008 13:16)

beni ne doktorlar ne muhendisler istedi de varmadim

    ilk okunduğunda bir evde kalma tesellemesi bi böyle hava atma durumu gibi görünse de cümledeki "ne" leri olumsuzluk anlamında görmek de mümkündür ki doktor da mühendis de istemedi bende haliyle varamadım anlamı çıkacaktır. paylaşmak istedim...
    (04.06.2008 13:07)

devekuşu

    gözü beyninden büyük olan tek hayvan(mış). kuş da olabilir.
    (07.02.2008 19:10)

attila

    hakettiği ilgiyi görmemiş bir peyami safa romanı. attila dan allah ın günahkarları cezalandırmak için kullandığı bir kamçı olarak bahsedilir romanda. asyayı avrupayı kağıt gibi kesip biçtiyse de kadınlar sevmiş, kadınlar tarafından aldatılmış ve yine kadınlardan bir kadın tarafından zehirlenip öldürülmüştür.
    (07.02.2008 19:05)

la vita e bella

    yahudi soykırımını baba-oğul ilişkisiyle kişiselleştirerek gayet etkileyici şeklide anlatan italyan yapımıdır. film değil hayatın tam içinde yaşamış olduğumuz başka bir baba-oğul trajedisinde (bkz: muhammed cemal ed durre) roller çok farklıdır. filmde saklanan baba-oğul yahudiyken gerçek olaydaki saklananlar filistinli; işin daha enteresanı saklandıkları ordu yahudi ordusudur. "filmin sonundaki hüzne dayanabilecek insan yoktur" diyen (bkz: #57522) bizler bu olayı unuttuk bile. film evet acıydı acıklıydı ama gerçekler herzaman daha acıdır.
    (07.09.2007 23:16)

nicos

    en büyük keman virtüözlerinden biridir. yunanistan vatandaşıdır kendisi. bulunulan andan uzaklaşıp uçmak* isteniyorsa; gözler kapatılıp mediterraneo albümünün baştan sona dinlenmesi kafidir bence. Bir diğer albümü için (bkz: cosmos)
    (30.12.2006 23:35)

saddam hüseyin

    gün itibariyle idam edilmiştir. bu olay amerika dan ihraç gelen demokrasinin ırak halkına büyük hediyesidir(!). Ä°dam edilmesi büyük bir can sıkıntısı yaratmıştır bende. bunun sebebi saddamın iyi olması, badem gözlü olması değil; bilakis haketmiştir cezayı. ama bu infazı gerçekleştirenin, elinin kanıyla adalet temsilciliğine soyunan amerika olması ve yakın geçmişteki şaron, miloseviç gibi katillere yapılamayanın büyük bir rahatlık ve hızla saddam a yapılmasıdır düşündürücü olan. ayrıca infaz gününün arefe gününe denk getirilmesi islam alemi için hoş karşılanmaması gereken bir tesadüf olmalıdır. Önemli bir ayrıca ise: (bkz: apo)
    (30.12.2006 11:38)

haziranda ölmek zor

    grup yorumun güzel yorumuna rağmen şiirin orjinalini okumak ayrı bir haz ve gaz verir insana. şiirin orjinali:

    hazİranda Ölmek zor


    -orhan kemal'in güzel anısına-


    işten çıktım
    sokaktayım
    elim yüzüm üstümbaşım gazete


    sokakta tank paleti
    sokakta düdük sesi
    sokakta tomson
    sokağa çıkmak yasak


    sokaktayım
    gece leylâk
    ve tomurcuk kokuyor
    yaralı bir şahin olmuş yüreğim
    uy anam anam
    haziranda ölmek zor!


    havada tüy
    havada kuş
    havada kuş soluğu kokusu
    hava leylâk
    ve tomurcuk kokuyor
    ne anlar acılardan/güzel haziran
    ne anlar güzel bahar!
    kopuk bir kol sokakta
    çırpınıp durur


    çalışmışım onbeş saat
    tükenmişim onbeş saat
    acıkmışım yorulmuşum uykusamışım
    anama sövmüş patron
    ter döktüğüm gazetede
    sıkmışım dişlerimi
    ıslıkla söylemişim umutlarımı
    susarak söylemişim
    sıcak bir ev özlemişim
    sıcak bir yemek
    ve sıcacık bir yatakta
    unutturan öpücükler
    çıkmışım bir kavgadan
    vurmuşum sokaklara


    sokakta tank paleti
    sokakta düdük sesi
    sarı sarı yapraklarla birlikte sanki
    dallarda insan iskeletleri


    asacaklar aydemir'i
    asacaklar gürcan'ı
    belki başkalarını
    pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim
    dökülüyor etlerim
    sarı yapraklar gibi


    asmak neyi kurtarır
    sarı sarı yaprakları kuru dallara?
    yolunmuş yaprakları
    kırılmış dallarıyla
    ne anlatır bir ağaç
    hani rüzgâr
    hani kuş
    hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?

    asılmak sorun değil
    asılmamak da değil
    kimin kimi astığı
    kimin kimi neden niçin astığı
    budur işte asıl sorun!


    sevdim gelin morunu
    sevdim şiir morunu
    moru sevdim tomurcukta
    moru sevdim memede
    ve öptüğüm dudakta
    ama sevmedim, hayır
    iğrendim insanoğlunun
    yağlı ipte sallanan morluğundan!

    neden böyle acılıyım
    neden böyle ağrılı
    neden niçin bu sokaklar böyle boş
    niçin neden bu evler böyle dolu?
    sokaklarla solur evler
    sokaklarla atar nabzı
    kentlerin
    sokaksız kent
    kentsiz ülke
    kahkahanın yanıbaşı gözyaşı


    işten çıktım
    elim yüzüm üstümbaşım gazete
    karanlıkta akan bir su
    gibi vurdum kendimi caddelere
    hava leylâk
    ve tomurcuk kokusu
    havada köryoluna
    havada suçsuz günahsız
    gitme korkusu
    ah desem
    eriyecek demirleri bu korkuluğun
    oh desem
    tutuşacak soluğum

    asmak neyi kurtarır
    öldürmek neyi
    yaşatmaktır önemlisi
    güzel yaşatmak
    abeceden geçirmek kıracın çekirgesini
    ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak


    ah yavrum
    ah güzelim
    canım benim / sevdiceğim
    bitanem
    kısa sürdü bu yolculuk
    n'eylersin ki sonu yok!
    gece leylâk
    ve tomurcuk kokuyor
    uy anam anam
    haziranda ölmek zor!

    nerdeyim ben
    nerdeyim ben
    nerdeyim?
    kimsiniz siz
    kimsiniz siz
    kimsiniz?
    ne söyler bu radyolar
    gazeteler ne yazar
    kim ölmüş uzaklarda
    göçen kim dünyamızdan?


    asmak neyi kurtarır
    öldürmek neyi?
    yolunmuş yaprakları
    ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
    söyler hangi güzelliği?

    kökü burda
    yüreğimde
    yaprakları uzaklarda bir çınar
    ıslık çala çala göçtü bir çınar
    göçtü memet diye diye
    şafak vakti bir çınar
    silkeledi kuşlarını
    güneşlerini:
    «oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet,
    memet!»

    gece leylâk
    ve tomurcuk kokuyor
    üstümbaşım elim yüzüm gazete
    vurmuşum sokaklara
    vurmuşum karanlığa
    uy anam anam
    haziranda ölmek zor!


    bu acılar
    bu ağrılar
    bu yürek
    neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
    bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
    bu geceler niçin böyle insansız
    bu insanlar niçin böyle yarınsız
    bu niçinler niçin böyle yanıtsız?

    kim bu korku
    kim bu umut
    ne adına
    kim için?


    «uyarına gelirse
    tepemde bir de çınar»
    demişti on yıl önce
    demek ki on yıl sonra
    demek ki sabah sabah
    demek ki «manda gönü»
    demek ki «şile bezi»
    demek ki «yeşil biber»
    bir de memet'in yüzü
    bir de güzel istanbul
    bir de «saman sarısı»
    bir de özlem kırmızısı
    demek ki göçtü usta
    kaldı yürek sızısı
    geride kalanlara


    nerdeyim ben
    nerdeyim?
    kimsiniz siz
    kimsiniz?


    yıllar var ki ter içinde
    taşıdım ben bu yükü
    bıraktım acının alkışlarına
    3 haziran '63'ü

    bir kırmızı gül dalı
    şimdi uzakta
    bir kırmızı gül dalı
    iğilmiş üzerine
    yatıyor oralarda
    bir eski gömütlükte
    yatıyor usta
    bir kırmızı gül dalı
    iğilmiş üzerine
    okşar yanan alnını
    bir kırmızı gül dalı
    nâzım ustanın


    gece leylâk
    ve tomurcuk kokuyor
    bir basın işçisiyim
    elim yüzüm üstümbaşım gazete
    geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
    şuramda bir çalıkuşu ötüyor
    uy anam anam
    haziranda ölmek zor!




    hasan hüseyin korkmazgil

    (29.12.2006 11:03)

hayal kırıklığı

    "bir hayalin gerçekleşmesi kadar hayal kırıklığı yaratan başka birşey yoktur."
    (bkz: haldun taner)
    (24.12.2006 01:10)

bu ülke

    cemil meriç'in "tüm eserlerimin özeti" dediği, ülkemizde hala hararetle tartışılan konularla* ilgili enfes tespitlerinin bulunduğu kitaptır. Ãœlkemizde eskiden beri kutuplaşmalara sebebiyet veren, gençliği sokağa döken "izm" ler hakkında: " 'Ä°zm' ler, idraklerimize giydirilen deli gömlekleridir" diyen yol gösterici bir eserdir. kesinlikle okunmalıdır. Özellikle ülkemiz gençlerinin başucu kitabı olması gerektiği kanaatindeyim.
    (16.12.2006 10:06)

opak

    saydam olmayan maddelere verilen isimdir. bu tür maddeler ışığı geçirmez, ışık almayan taraflarında gölgeleri oluşur her daim. böyledir...
    (12.12.2006 22:05)

çok aşığın var diyorlar

    incesaz grubunun eylül şarkıları adlı albümünden bir parça. sözleriyle, seslendiren* müthiş sesle, müziğiyle özellikle de girişteki tanbur la etkileyici ve dinlendirici hoş bir şarkıdır.

    cok asigin var diyorlar
    yalan de, yeter bana
    bir sevda sozu fisilda
    hazirim inanmaya

    gonul hirsizi diyorlar
    inkar et, yeter bana
    gozlerindeki cevaba
    korkuyorum bakmaya

    geceler uzun ve yalniz
    yoksun sabaha kadar
    dusumde bile gunahkarsin
    bunu kim hayra yorar

    ardimdan deli diyorlar
    belki de yalan degil
    yanimda bile uzaksin
    nasil dayansin gonul

    cok ahlar cekti diyorlar
    inkar et, yeter bana
    gozlerindeki cevaba
    korkuyorum bakmaya
    (08.12.2006 23:38)

sayfa: 1-2-3-4...-12

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.