Ben, sen, o, biz, siz, onlar: Kişi
zamirleri, 9 yaşımdan beri ezbere bildiğim sıralama dahilinde.
Her şey değişmesine rağmen, isimleri aynı kaldı: Ben değiştim, artık biliyorum,
değişimin ne olduğunu
süslü cümlelerimde ona yer verebilecek kadar
güzel öğrendim.
Sen her zaman farklıydı zaten! Her senden sonra, bir başka sen; tanımaya çalışırken öğreniyorum.
O ise, kimi zaman benim ruh hâlime bağlıydı, kimi zaman da gerçekten ona. O, oydu işte; ne fark eder ki! Nasılsa uzaktaydı...
Biz geldi sonra...
Siz gibi değil, onlara hiç daha benzemeyen...
Biz: ben ve sen: ikimiz,
çekingen geldi bu sözcük. Daha
değerli sanki, her cümleye atlayan benden çok daha nazlı, ince; egoyu bünyesine saklamayı biraz daha başarmış gibi: Biz, bizim irademiz...
En güzeli de, küçük bir umutla da olsa, onun "biz" deyişini görebilmekti: Tam bir saçmalık da olsa, buna hâlâ gülümseyebilmekti...
*
* *