türkçede 1. çoğul şahıs olarak geçen kelimedir. ben ve diğerleri ile ilgili durumlarda söylenir ''biz sinemaya gittik''. ayrıca selçuklu döneminde sultanların kendilerini hem kişi, hem de devlet gibi gördükleri için kendinden bahsediş şeklidir ''biz seni ademden* paşa etmişiz''. günümüzde ise ortalıkta padişahlık kalmadığı halde insanların kendilerini sultan gibi görmesinden dolayı yeniden hortlamıştır ''x: buna bir çare bulacakmısın ? y: biz ne yapacağımızı biliriz, karışmanın lüzumu yoktur''. (bkz: ukalalık)
ikili ve çoğul ilişkilerde kullanılan en önemli sözdür. bir kere "biz" dendi mi, o "biz" kelimesinin hakkı verilmesi gerekir. neden?
ikili ilişki illâ sevgililerin ilişkisi değildir elbette. ebeveyn ilişkisi, arkadaş ilişkisi, dostluklar, kankalık, iş ilişkileri, akrabâlıklar, vs.. tek kişilik olunmayan, ama ismi ne olursa olsun bir yola baş konmuş ilişkilerdir bunlar.
sözünün eri olmak lâzımdır. ve bu iş, ikili ve çoğul ilişkilerde çok önemlidir. özellikle sevdâ, âile ve iş ilişkilerinde.
eğer "biz" derken aslında "ben"i veyâ "sen"i kastederek davranmaktaysak, bu işte bir sıkıntı vardır. çünkü kelime "siz" veyâ "onlar" değildir, "ben"in ve "sen"in aynı anda ve aynı derecede önemle içinde bulunduğu "biz"dir. ortaklıktır, benimsenmişliktir. hâlbuki diyelim ki iş ilişkisinde ortaklık mevzûbahis iken; üstelik iki veyâ daha çok insan belli şartlar altında birbirlerine "biz" olamk için söz vermişlerken, "sen" "ben"* gözetmek biraz riyâkârlık olmaz mı?
aşk ilişkisi diyelim.. iki kişi de birbirlerine "seni seviyorum" dedikten sonra bunun hakkını verebilmek için artık "biz" öznesiyle konuşurlar.. "biz", evimiz olursa şöyle yapalım, çocuklarımızı şöyle yetiştirelim, her hafta şöyle yerlere gidelim, bugün şunu yapalım, bu hafta programsız takılalım.. gibi.. ama işler ilerleyip ufacık meseleler çıktığı zaman niçin hemencecik "ben-sen" işine dökeriz ki işi?
sebep şu: güvensizlik. dükkânı açıkken önüne tabureyi ters çevirip câmiye giden bir adamın gözünün arkada kalmadığı dönem çok değil, 30-35 sene önceydi.. hemen nasıl oldu da bu hâle gelebildik.. bir düşünsek fenâ mı olur..
ebru sanatında kullanılan uc kısmı ince, sivri ve tutulacak kısmı ahşap olan yardımcı araca verilen isimdir. genelde kitre üzerinde boyalara şekil vermek üzere kullanılır.
Ben, sen, o, biz, siz, onlar: Kişi zamirleri, 9 yaşımdan beri ezbere bildiğim sıralama dahilinde.
Her şey değişmesine rağmen, isimleri aynı kaldı: Ben değiştim, artık biliyorum, değişimin ne olduğunu süslü cümlelerimde ona yer verebilecek kadar güzel öğrendim.
Sen her zaman farklıydı zaten! Her senden sonra, bir başka sen; tanımaya çalışırken öğreniyorum.
O ise, kimi zaman benim ruh hâlime bağlıydı, kimi zaman da gerçekten ona. O, oydu işte; ne fark eder ki! Nasılsa uzaktaydı...
Biz geldi sonra...
Siz gibi değil, onlara hiç daha benzemeyen...
Biz: ben ve sen: ikimiz, çekingen geldi bu sözcük. Daha değerli sanki, her cümleye atlayan benden çok daha nazlı, ince; egoyu bünyesine saklamayı biraz daha başarmış gibi: Biz, bizim irademiz...
En güzeli de, küçük bir umutla da olsa, onun "biz" deyişini görebilmekti: Tam bir saçmalık da olsa, buna hâlâ gülümseyebilmekti...
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.