- Ä°nsanlar neden hemen bu kadar çabuk* * pes ediyor deyince akla gelen deyimdir. sözlerim diyarda yaşanan bazı şeyler üzerine pes edenleredir:*
Ä°stemediğiniz bir şeyler olunca hemen bırakıp gitmek çözüm değildir ki! beğenmediğiniz insanların olması, sizin onlarla karşı karşıya gelmeniz, hoş olmayan sözler işitmeniz/okumanız sizi pes ettirmemeli. belki de o tür insanların amacı sizi ve sizin gibileri yıldırmaktır, kendi seviyelerine çekmektir; nereden biliyorsunuz? yapılması gereken pes etmek olmamalı asla, istemediğiniz şeylere ve kişilere rağmen ayağınızı yere daha salam basmak olmalı. hakaret mi ediyorlar, saygısızca mı davranıyorlar, propaganda mı yapıyorlar, hatta militan gibi mi davranıyorlar.. ne halt ederlerse etsinler efendim; kendi karakterlerini yansıtıyorlardır, bunu iyi biliniz. adam yerine koymayın onları, ne yaparsa yapsınlar sizi yıldıramamalılar. "niye durduk yerine hakarete uğrayayım canım, deli miyim ben?" demeniz haklıdır ama bir de şu taraftan bakın: pes edip gitmeniz çözüm değildir; sizi pes ettiren kişiler, sizden sonra da belki çok değerli nice arkadaşları da pes ettirmeye uğraşacaklardır. onlar da pes edecek, sıra daha sonrakilere gelecek.. bu böyle sürer gider. fakat, dikkat edin pes ettirenler siz gittikten sonra da burda olacaklar, bir yere gitmeyecekler!
siz pes edip giderseniz, biz bırakıp gidersek kim karşı koyacak o münasebetsizlere??!! ne yani, meydanı onlara mı bırakacağız, istedikleri gibi at mı koşturacaklar diyarda?! böyle olursa diyar mı kalır ortada, yeller bile esmez yerinde vallahi. yok öyle yağma; burası bizim dedik, sevdik ve sahip çıktık; şimdi üç kuruşluk avarelere bırakmayacağız buraları. ahmaklara en iyi cevap sükuttur, cevap vermemektir; adam yerine koymayın, kudursunlar kendi kendilerine.*
gitmeyin ey arkadaşlar! durun, bırakmayın diyarımızı, meydan ipsiz-sapsızlara kalmasın; yokluğunuzu hissettirmeyin bize. vazgeçilmeyecek ve yeri dolmayacak kimse yoktur ama sizsiz de buraların hiç tadı yok be!! hadi ya, üzmeyin diyardaşlarınızı...* * *
sözün özü: biz buradayız, hep burada olacağız; gitmeyiz, gitmeyeceğiz!!!*
- yenildiğini kabul etmek.. çok yorulduğunuzda sırtınızdaki destekleyici ellerin dokunuşunu hatırlayıp arkanızı döndüğünüzde, koca bir boşlukla karşılaştığınızda, sonra tekrar önünüze dönüp adım atacağınız yerde kapkara bir çukur gördüğünüzde, geri gidemeyeceğinizi veya ilerleyemeyeceğinizi bildiğinizde, sessizce bir kenara çekilip devam etmekte olduğunuz yoldan çıkmak.. yol arkadaşlarınız, meslektaşlarınız, bir zamanlarki yandaşlarınız size geri gel, bizimle beraber yola devam et dediklerinde geri gitmeye korkmak, devam edenlere uzaktan bakmak, onlar yavaşça sizin önünüze geçtiklerinde hasetten çatlamak...
"hayattaki birçok başarısızlık, pes ettikleri an başarıya ne kadar yakın olduklarını bilmeyen insanlarca yapılır." demiş thomas edison. gerçekten de, farkınnda olmasak bile pes ettiğimizde öyle çok yaklaşmışızdır ki hedefe... "gitmeseydin zaten kazanacaktın" denildiğinde, başınızdan aşağıya kaynar sular döküldüğünde, "kahretmesin" diye bağırmak istediğinizde, ve yaptığınız hataya lanet okuduğunuzda, sizi geri dönüp o yoldan devam tmekten alıkoyan tek şey gururunuzdur belki. yoldaşlarınızda hatalar bulup "zaten orda mutlu değildim" diye kendinizi avutmak, sizin yerinize takıma alınan oyuncuları seyretmek, sonra sessizce olduğunuz yere büzülmek...
pes ettiğiniz yolu boş verip, yeni bir yol aramaya başlarsınız. daha kolay ilerlenebilecek, engebesi az, düzayak, yabani otların ve çakıl taşlarının daha az olduğu bir yol. tüm bunları önemsemeseniz bile, daha çabuk bitecek bir yol. o yolu bulmak size kalmış tabi ama bir bilene danışıp "bence şu yöne git evlat" şeklinde tavsiye aldıktan sonra devam edeceğiniz yolu bulun.
sonra, pes ettiğiniz yola bakmamaya çalışarak, seçtiğiniz yeni yolda ilerleyin. en iyisi olmaya çalışın. her ne yaparsanız yapın, her nerede ilerliyor olursanız olun, en iyisi olmayı hedefleyin ve olun. eğer o yolda da pes ederseniz, ardınızdan "keşke pes etmeseydi.. o aramızdaki en iyi ... oydu" desinler. bunu dedirtmek sizin elinizde. ama pes ettiğiniz yola bakmamaya çalışın, dediğim gibi. bıraktığınız insanların sizsiz de yapabildiğini görüp üzülmenizi istemiyorum çünkü. şener şen'in ziya karakteri gibi "bak giderim ha.. bak bidaha geri dönmem ona göre!. gidiyorum!" diye gevelemeyin hiçbir zaman. kapıyı açın, gidiyorum deyin ve gidin. eğer arkanızdan üzülecekler varsa üzülsün. siz üzülmeyin, önemli olan bu.
seçtiğiniz yolda devam ederken, hiç bakmasanız bile aklınızın pes ettiğiniz yolda olacağından kuşkum yok sanırım*. saçma sapan gururunuzla o yola bakmıyorken bile, ilerde bir yerlerde devam etmekte olduğunuz yolun ve pes edip bıraktığınız yolun kesişmesini hayal edeceksiniz. yeniden eski takımda olmayı, ama geri dönmüş demesinler diye gurunuzu kaybetmemeyi hayal edeceksiniz.
ama öyle bir kesişme olmayacak. pes ettiğiniz yere geri dönmek için ya yeni takım arkadaşlarınızı, ya da gururunuzu çiğneyip geçmeniz gerekecek. eğer geri dönerseniz bıraktığınız yola, eski takım arkadaşlarınız ilerlemiş olacak, karların üzerinde onların ayak izlerini görüp yetişmeye çalışacaksınız. bir yerlerden size seslenen gururunuz "gitme. onlar seni çağırmadı. beni al ve öbür yoldan devam edelim. onlar sensiz de yapabiliyormuş işte! sana ihtiyaçları yok!" diyecek ama siz gururunuzu dinlemeyeceksiniz. pes ettiğiniz yere dönecek ve belki de o yolun sonuna kadar pişmanlık duyacaksınız.
"pes ettiğiniz yere dönmeyin. azıcık gururlu olun" demek isterdim. ne var ki "sen hiç böyle yapmadın mı" şeklinde bir karşılık alacağımı bildiğimden böyle bir şey demiyorum. ama pes edeceğiniz zaman, etrafınızda destek göremeyince yol üzerinde, yoldan ayrılmayın. sadece takım arkadaşlarınıza "ben biraz şurada dinleneceğim" deyin ve onlar fazla uzaklaşmadan molanızı bitirmiş olun. böyle yapın ki, aralarına döndüğünüzde tekrar, gururunuz da sizinle birlikte olsun. giderken bırakıyorum demeyin. ara veriyorum deyin. şimdilik tek tavsiyem bu.
******
- insanın moral olarak zayıf düştüğü, umudunu yitirdiği anlarda içinde bulunan herşeyi geride bırakıp başka yöne gitme isteğinin galip geldiği anda yaptığı eylemdir. üzerinden zaman geçtiğinde pişmanlık duyulmuyorsa pes etmek, kaybetmesini bilmek, vazgeçmek güzeldir.
- bazı zamanlar acıdan, sıkıntıdan kurtulmak anlamına da gelebilir. hani iyi adam, kötülere artık dayanamaz, onlara katılır ya onun gibi bişi. hani matrix'te neo'nun ajan smith oluşu gibi. ne bleyim bazen vaz geçebilmeyi bilmek, yeri geldiğinde işin ucunu bırakabilmek, bünyeyi daha fazla yormamaya ve bazen de kazanmaya neden olabilir.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
