eski

  1. yeni olmayan, üzerinden zaman geçmiş olan, hatta bazen artık var olmayan şeyler bütünü.


    aaah ah... nerde o eski günler.....

    genellikle eskiye özlem duyulur. çünkü o eski şeyler değişmiştir, ve değişimleri kolay kabullenemez insanlar. alışkanlıklarına ters düşer çünkü çoğunlukla. eskiler hüzünlendirebilir insanı, silik bir tebessüm de bırakabilir yüzde.

    eskiler, ya onlarla alakalı küçük bir şey görüldüğünde/duyulduğunda akla gelir ya da durup dururken hatırlanır. ortam da müsaitse hele hatırlamaya, iyice dalıp gidilir hatıralara.. mesela tam bayram günü, ortalık yer şenlik gibi, çocuklar vs. bir yaşlı kişi tüm içtenliğiyle bir ah çeker bir kenarda.. "aaaah ah.... nerde o eski bayramlar....", sonra birkaç orta yaşlı -uzun süreden beri dost olan kişiler- karşılaşır, dudaklardan şöyle bir söz dökülür, "aah ah... eski günleri hatırlıyor musunuz.. lisedeki hani.. ne gülerdik ama!!"

    eskiden sahip olunanlar hatırlanır esefle, "aah ah.. eskiden iki katlı bir evimiz vardı. şimdi tıkıldık kaldık bu kule gibi daireye*" "eskiden pembe bir kalemim vardı çok severdim ben onu" gibi. sadece eşya değildir bu sahip olunan şey, "eskiden duyguların vardı xyz*!!! onları da kaybetmişsin mantığınla birlikte! çok yazık!!"

    son olarak.... bir de sahip olduğunuzu sandığınız, ama aslında hiç sizin olmamış olan kişiler vardır, serbest bırakırsınız, giderlerse zaten sizin olmamışlardır hani.. öyleleri vardır işte. onlara da "eski" sıfatı yakıştırılır. eski.. ne kadar basit geliyor kulağa, eski bir kalem veya eski bayramlar gibi. halbuki bir insan söz konusu.

    üzgünüm. sana eski demek istemezdim. ama eskisin artık. ve unutma, eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı. hoşçakal.

    aaah ah... nerde o eski günler....
    *
    (queen tinorfithiel 16.02.2007 14:16)
  2. sözleri murathan mungan'a ait olan bir sezen aksu şarkısının üzerine kurulduğu sözcük...

    hani erken inerdi karanlık
    hani yağmur yağardı inceden
    hani okuldan, işten dönerken
    işıklar yanardı evlerde
    hani ay herkese gülümserken
    mevsimler kimseyi dinlemezken
    hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken

    hani herkes arkadaş
    hani oyunlar sürerken
    hani çerçeveler boş
    hani körkütük sarhoş gençliğimizden
    hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
    eskidendi, eskidendi, çok eskiden

    Şimdi ay usul, yıldızlar eski
    hatıralar gökyüzü gibi
    gitmiyor üzerimizden
    geçen geçti
    geçen geçti
    hadi geceyi söndür kalbim
    Şimdi uykusuzluk vakti
    gençlik de geceler gibi eskidendi

    hani herkes arkadaş
    hani oyunlar sürerken
    hani çerçeveler boş
    hani körkütük sarhoş gençliğimizden
    hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
    eskidendi, eskidendi, çok eskiden

    [sezen konuşma]
    hani herkes arkadaş
    hani oyunlar sürerken
    kimse bize ihanet etmemiş
    biz kimseyi aldatmamışken
    hani biz kimseye küsmemiş
    hani hiç kimse ölmemişken
    eskidendi, çok eskiden

    hani herkes arkadaş
    hani oyunlar sürerken
    hani çerçeveler boş
    hani körkütük sarhoş gençliğimizden
    hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
    eskidendi, eskidendi, ah eskiden
    (lucente 16.02.2007 15:00)
  3. süleyman çobanoğlu'nun bir şiiridir.

    serkisof kapağında dedeniz alık alık
    diğerinde mirliva cephanelik ve erat
    Çekmeceler hınca hınç, etraf çok kalabalık
    boşaltın ferah olsun, belki iyi bir fiyat

    sürahi zaten kırık, sonra şu gümüş binit,
    zaman sütçü atına döndürmüş biçareyi
    devasa masalarda keza kırık bir divit
    fütursuz salgılıyor mürekkep iyden iyi

    rahleler kapanca kilere sığıyor mu?
    Âlâ, çünkü seveni hala pek bulunuyor
    fakat şu yeşil cildi alır biri okur mu?
    rafta bir sahaf gibi yavaş yavaş bunuyor.

    muzdarip olursunuz; çünkü bunlar hem fare
    hem de kurt yapıyorlar; uğraşmayın zehir, fak
    bu kırk beşlik iğnesi nerden değer yâre
    nereden çıkıyor kuzum bu yüzlerce taş plak

    muzdarip olursunuz; zamanın çakalları
    bütün bunları yemiş, size sade kemikler
    beyhude eklemekler ve ahşap tutkalları
    estirmeyen bir uyku, düşler ve delilikler.
    (detroitli kizil 24.06.2007 01:00)
  4. kişilerin titrleri söz konusu olduğunda sürekli yanlış kullanılan, daha doğrusu yanlış yere konan sıfat. diyelim eskiden filanca okulda müdürlük yapmış bilmemkim beyden söz ediyorsunuz. "eski filanca okul müdürü bilmemkim bey" diyemezsiniz, dememelisiniz. onun doğrusu "filanca okulu eski müdürü bilmemkim bey" olmalıdır. "eski emniyet müdürü ahmet" değil, emniyet eski müdürü ahmet", "eski vampircik yazarı abuzittin" değil, "vampircik eski yazarı abuzittin" gibi...

    niye mi? e çünkü makamlar değildir eski olan canım, o makamda bulunan, daha doğrusu bulunmuş olan kişidir. örneğin "eski milli eğitim bakanı" dediğinizde milli eğitim sanki eskiden başka bir şeymiş, şimdi bambaşka bir şeymiş demiş olursunuz. "eski milli eğitim bakanı ali velioğlu" da bu eski, artık yerinde yeller esen bakanlığın başında bulunmuştur o zamanlar. "milli eğitim eski bakanı" ise yerinde taş gibi duran bakanlıkta bir zamanlar bakanlık yapmış insandır.

    bilmem anlatabildim mi?
    (hazeyame 18.04.2009 00:27)
  5. Şebnem Ferah'ın Benim Adım Orman adlı albümündeki şarkılardan birinin adıdır. Sözleri de şöyle;

    Eski bir şiir
    Eski bir hikaye
    Eski bir ezgi
    Var aklımda

    Herkes hayattaydı
    Bildiğim herkes
    Hiç korku yoktu
    Yoktu aklımda

    Eski bir kitap
    Eskimiş resimler
    Eski bir şarkı
    Var aklımda

    Sevdiğim birini
    Hiç kaybetmemiştim
    Kaybetmek yoktu
    Yoktu aklımda

    Sıradan basit bir günün uğruna
    Hiç dua etmemiş hiç yalvarmamıştım

    Sen nasıl başardın
    Yüz yıllık ağaç gibisin
    Nasıl böyle kaldın
    Büyürken eskimeyen eskise de değerlenen

    Sen nasıl başardın?
    Yüz yıllık ağaç gibisin
    Nasıl böyle kaldın ?
    Yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın ?

    Eski bir oyun
    Eski bir sokakta
    Eski bir hırka
    Var omzumda

    Aşka inanırdım
    Her hücremle
    Hiç bir yük yoktu
    Yoktu omzumda

    Sıradan güzel bir günün uğruna
    Hiç dua etmemiş henüz yalvarmamıştım

    Sen nasıl başardın ?
    Yüz yıllık ağaç gibisin
    Nasıl böyle kaldın ?
    Büyürken eskimeyen eskise de değerlenen

    Sen nasıl başardın?
    Yüz yıllık ağaç gibisin
    Nasıl böyle kaldın ?
    Yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın?
    (nuha 17.01.2011 14:08)
  6. ESKİ. ERZURUM Su ve Kanalizasyon İşleri.
    (diyojenist 14.03.2013 19:09)
  7. hor görme garibi, bir zamanlar yeniydi. (bkz: delik çorap)
    (avare 19.07.2013 23:32)
  8. eski deyince insan cocukluguna donuor. ama donemiyor geri. bak hersey eskidi.
    (kiymetlim 19.07.2013 23:45)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.