zegna markalı olanlar pahalı ama o oranda zevklidir. bu marka kravatları takanlar arada sırada sanki şiddetli ruzgarda kalmışlar da kravatları ters dönmüş gibi yaparlar ve kravatın arkasındakı etiketi cümle aleme gostermeye calısırlar.
unutulmamalı ki , eşşeğe altın semer vurulsa da eşşek , eşşektir.
erkeklerin iş, okul ve bu tarzda yerlerde mütemadiyen takmak zorunda oldukları, boyun bölgesini ekstra sıcaklığa kavuşturan takım elbise ekürisi. insanların iş hayatında katlanmaya mecbur oldukları gereksizliklerin ilk akla geleni...
1660'da osmanlılar avusturya ordusuna yenilince o zamanlar avusturya-macaristan imparatorluğu sınırları içinde olan hırvatistan'dan bir alay asker zaferin kahramanları olarak paris'e götürülmüş ve kralın huzuruna çıkarılmışlar.
bu askerler boğazlarına renkli mendiller takıyorlarmış. bu mendiller romalılar devrinde hatiplerin, ses tellerini sıcak tutmak için boğazlarına sardıkları mendillere benziyormuş.
kral çok beğenmiş ve kendisi de krallık kravatları takan bir alay kurmuş. kravat kelimesi de hırvat anlamındaki 'croat'tan türemiş.
çok geçmeden bu moda ingiltere'ye sıçramış.hiçbir centilmen boğazına bir şey sarmadan kendini iyi giyinmiş hissetmiyormuş.kravat o zamanlar o kadar yüksek bağlanırmış ki, insanlar vücudunu döndürmeden etrafa bakamazlarmış.
kurumlarda ve insânî ilişkiler çerçevesinde, erkekler için ciddiyet ifâdesi olarak görülen ve böylece anlam yüklenen giyim kuşam "süsü".**
bâzı kravat sevmeyenler derneği üyeleri, kravat takacağından dolayı kendisini eşek sanacağına peşînen hükmetmiş, böylece kendisini germiştir. en ufak bir ilgili sıkıntıda asabiyet okunu kendinden koyuverecektir..
tbmm'de zaman zaman hır çıkmasına neden olan erkek giyim aksesuarıdır. ilk olarak 1965-69 yıllarında adalet partisi'nden milletvekilliği yapan osman zeki yüksel (ki eskiler onu osman yüksel serdengeçti olarak tanır) ile 1984'te anap'tan zonguldak milletvekili seçilen engin cansızoğlu (ki o da sonradan rp'ye geçmiştir) tbmm'ne kravatsız gelerek ortalığı karıştırmış, her ikisi de farklı dönemlerde milletvekilliği yaptıkları halde, "kanunda illa ki boyna takın demiyor" savunusuna sığınarak, kravatı bellerine bağlayıp genel kurul'a katılmış, daha sonra da genel kurul'dan ya atılmış ya da girişleri yasaklanmıştır. son dönemde tbmm'de bulunup da mecburen kravat takan, kravattan zerre hazzetmeyen isim ise ödp'li ufuk uras'tır.
dünyanın en en en gereksiz giyim kuşam nesnesi. yani sırf bu yüzden futbol turnuvalarında hırvat'ların rakiplerini destekliyorum. nasıl bir anlayış insanın boynundan sallanacak bir şeyi bir giysi olarak tasavvur etmiş anlamak mümkün değil. meret bir de öyle bir şey ki, bir çok yerde takılması zorunlu. hele yazları... tam bir felaket, zaten hava sıcak, bir de üstüne kravat. rüzgarlı havalarda da savrulur, sırtınızdan aşağı doğru sarkar.
bak hala geçmedi sinirim. ızdırap dolu lise yılları, sıcaktan bunalınan iş görüşmeleri... lan acaba kravatım eğik mi, yeterince uzun mu, üçgeni tam olmuş mu? zaten bağlamasını bilmiyorum.
buradan birleşmiş milletlere sesleniyorum. kardeşim o kadar ülke toplanıp bir araya geliyorsunuz. ilk toplantıda bir karar alın ve kravat aslında öyle işe yarar bişey değildir, bundan sonra takmıyoruz diye bir karar alın. hırvatistanın tüm muhalefet girişimlerini de boş çıkarın. yapın yani bunu. kurtarın insanlığı bu eziyetten.
köken olarak "croate - hırvat"tan geldiği genel kabul görse de bazı etimologlar, hırvat askerlerinin fransa'yı ziyaretlerinden yüz yıl kadar önce yazılmış bazı metinlerde boyunbağı ifadeleri için crobac ya da cravache kelimelerinin geçtiğini, kravatın da bunun yansımış hâli olarak, macarcada 'uzun nesne' anlamına gelen korbaş ya da diğer bir uzantı olan türkçe kırbaçtan geldiğini ileri sürüyorlar*.
erkeklere müjdemdir: fütürologlara göre 5-10 yıl içinde kullanımdan kalkacak nesne... uzmanları buna neden olarak küresel ısınmayı ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte yüz yüze kurulacak diyalogların zorunluluğunu yitirmesini gösteriyor.
* "Diplomatik nezakettendir, askeri törenle karşılanan devlet adamları o ülkenin dilinden, “merhaba asker” diye selamlar kıt’ayı.
İki kelimelik bir ezber unutulur mu? Genellikle yaşlıdır liderler ve az da olsa bu tür unutkanlıklar olur.
Yaser Arafat kendisini uğurlayan kıt’ayı selamlamayı unutunca yardımına koşup hatırlattı iki kelimelik hitabı görevliler.
Manisa Milletvekili Abdullah Akarsu eski cumhurbaşkanlarından Cevdet Sunay’ın başından geçen benzer bir hadiseyi aktardı. Uzakdoğu gezisinde selamlama sözcüğünü unutacağı ihtimalini düşünen Sunay, kravatının arkasına iliştirilen küçük bir kağıttan ‘kopya’ çekecektir.
Kıt’anın önünde kendinden emin yerini alan Cevdet Sunay kravatının arkasına göz atarak seslenir, “Trevira asker!”
Selamlama tamamlanmıştır ancak herkes şaşkındır. Sunay ise kravatın arkasına iliştirilen kağıdın düştüğünü, okuduğu kelimenin kravatın markası olduğunu geç anlamıştır." **
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.