mehmet barlas

  1. posta gazetesi'nin çiçeği burnunda köşe yazarı. inanılmaz ama gerçek; posta okuyan yurdum insanı mehmet ali birand, rauf tamer ve mehmet barlas okuyor! gizli bir niyet seziyorum ama hadi hayırlısı...
    (gambito 04.06.2007 12:12)
  2. ntv'de yayınlanan "yorum farkı" programının, genelde kavga hâlinde olan iki tarafından biri.

    diğeri için: (bkz: emre kongar)
    (poetisa 04.06.2007 17:00)
  3. haber7'de okuduğum güzel bir yazısı,


    --- alıntı ---
    selülit tehlikesi şeriat tehlikesini ikinci plana itti


    kabul edin ki yaz mevsiminin gelmesi ve bodrum plajlarının açılması ile “türban”dan kaynaklanan “şeriat tehlikesi” gündemde geri plana itildi… buna karşı yanlış beslenme ile kaçınılmaz yaşlanmadan kaynaklanan “selülit tehlikesi” gündemimizde ön sıraya geçti.


    “bu sefer cumhuriyet kazanacak” vurgulu gazete reklamları ile seçmenlerine mesaj veren chp’nin geri tepmeli siyasi silahlardan kaçınması gerektiğini bu vesile ile yine hatırlatmalıyız. Çünkü hikmet kıvılcımlı’nın da söylediği gibi, “toplumu bilinçlendirmek, dolmayı pirinçlendirmeye hiç benzemez.”

    bu açıdan bakarsanız, “cumhuriyet”in alternatifi “monarşi”dir ya da “padişahlık”tır. mesela İran bir “cumhuriyet”tir ve “şeriat devleti”dir. saddam rejimi uygulamaları açısından sünnilerin egemen olduğu ve Şiilerin bastırıldığı bir “laik cumhuriyet”ti. İngiltere cumhuriyet değildir; üstelik kraliçe İngiliz kilisesi’nin de başkanıdır.



    küçük ayrıntılar



    toplumu bu gibi “ayrıntılar” konusunda hiç eğitmeden, kazanmanız mümkün olmayan her seçimi baş örtüsüne dayalı ve şeriat tehlikesi içerikli bir “rejim kavgası”na dönüştürürseniz, sizin sloganlarınızı bodrum plajlarının selülitli ve selülitsiz kalçaları geri plana iter.

    türkiye’de kadınların görüntüsünün suudi arabistan’dakine veya İran’dakine benzemesini tabii ki istemiyoruz. ayrıca “tesettür”, elbet bazı kadınların bireysel tercihi değildir. Çünkü din bireysel bir olgu değil sosyal bir kurumdur. İslam da türk toplumunun ve kültürünün temel bir öğesidir.

    yani “cumhuriyet kazanacak” yerine “demokrasi kazanacak” deseniz ve bu arada kadın hakları, kadın-erkek eşitliği, töre cinayetleri, kadına dayak ve kadın eğitimi gibi konularda sloganlar üretseniz, bunu toplum algılar ve seçim laikçiler ile şeriatçılar arasındaki bir karşılaşma olmadığı için, başı örtülü kadınlar ve onların erkekleri de size oy verebilir.



    baykal ve bahçeli



    bbc’de bir araştırmanın sonuçları vardı. buna göre bir İngiliz erkeği günlük konuşmalarında ortalama 15.669 kelime, bir İngiliz kadını da 16.215 kelime kullanırmış. İngiliz kadınlarının kullandığı 546 ek kelime arasında “selülit”, “pilates”, “memeden beslenme”, “ağrısız doğum”, “bebekler” falan varmış.

    sanıyor musunuz ki bizde durum farklı ve başı açık kadınlarla başı kapalılar farklı konulara kilitleniyorlar? ama siz kadın veya erkek, zenci veya beyaz, insanların sizin gibi olmayanlarını “ötekiler” gibi görüp onları “tehdit” olarak sunarsanız, o zaman konuşulan kelimeler değişir.

    Örtünen kadınların da selilüt konuştuklarını hiç unutmayın.

    sosyal demokrat olduğu söylenilen chp’nin mhp ile aynı çizgide görülmesi ve deniz baykal ile devlet bahçeli’nin “rejim”e dönük söylemlerinin izdüşümlü olmaları, hangi siyasi akla sığar ki?

    Şaka

    bir bilene soralım

    show tv’nin “güzel ve dahi” yarışmasına katılan genç kızlardan bazıları genel kültür sorularında “semra Özal ünlü bir sanatçıdır”, “ecevit dyp’liydi”, “abdullah gül şu anda görevde mi bilmiyorum” gibi cevaplar vermişler. ama bu kızların hepsi çok güzel ve çok şıkmış..

    bu genç kızlar acaba hangi çağdaş partilere oy verecekler?

    en hakiki mürşit hamamcı hurşit mi?

    türkiye bilimler akademisi, profesör doktor Şerif mardin’in üyeliğini üçüncü kez reddetmiş.

    engin ardıç, bu reddin gerekçesini şöyle yazmıştı akşam’daki köşesinde:

    - gerekçe, “said-i nursi” üzerine araştırma yapmış olması... hani hayatta en hakiki mürşit ilimdi ulan? atatürk öyle dememiş miydi? hayır, bu ülkede atatürk’ün en büyük düşmanları, hep söylerim, atatürkçü geçinenler… Şerif hoca yatsın kalsın dua etsin, İsmail beşikçi’ye yaptıkları gibi içeri de tıkabilirlerdi... atatürk’e “adam” dediği için hayatı karartılan İzmirli profesör (atilla yayla) gibi kalp spazmı da geçirebilirdi...

    engin ardıç’a katılıyorum ve onun cümleleri ile konuyu noktalıyorum:

    - böyle bir ülkede akademiye alınmak değil, alınmamak Şerif hoca’nın onurudur. hiç üzülmesin. (bu olayın, stanford’da ders veren adamın bilmemneresinde olduğunu da hiç sanmıyorum ya... burada akademi üyesi olacağına stanford Üniversitesi’nin çay ocağını işlet, daha iyi...)
    --- alıntı ---


    (mrty 11.07.2007 20:01)
  4. çok fazla bir bilgisi olduğuna inanmadığım ama türkiye deki kolay gazeteci olma anlayışına göre zamanında gazetecilik yapmaya başlamış köşe yazarı demeye bin şahit kişi. kim ne söylemesini istiyorsa onu söylemeye çalışan kendi fikirlerini beyan etmekten aciz olan gazeteci diyip geçelim, konuşmaya bile deymeyecek biri.
    (mitamit 11.07.2007 21:00)
  5. son zamanlarda adı "yanaka"ya çıkmış gazeteci.
    (nymphee 11.07.2007 22:41)
  6. başbakanlık baş yalakası ... türkiyenin en saçma ve en apolitik gazetesi posta'da yazıyor olması da seviyesinin göstergesi ...
    (kapkaramsar 29.09.2007 00:34)
  7. bilgi küpü gazeteci trt genel müdürlüğü'ne ad geçince bu işin doğru olmadığını 3 maddede anlatmış;sonunda da meseleyi gayet iyi özetleyen bir fıkra anlatmış ki mehmet barlas sevgimi arttırdı.



    --- alıntı ---

    birincisi, bu yılın başında başyazarlık yaptığım sabah'tan, bir kamu kuruluşu olan tmsf el koyduğu zaman "ben devlet memuru gazeteci olmam" diyerek ayrılmıştım. Şimdi bir başka memuriyeti düşünmem nasıl mümkün olabilirdi ki?
    İkincisi trt genel müdürlüğü bana resmen daha önce de teklif edildi. dönemin cumhurbaşkanı kenan evren ve başbakan turgut Özal resmen teklif ettiler bu görevi. onlara da teşekkür ettim ve "ben devlet memuru olmamaya ve bağımsız gazeteci olarak kalmaya kararlıyım" diyerek reddettim bu tekliflerini.
    Üçüncüsü de, ben 1942 doğumluyum, yani devlet memuru olabilmek açısından emeklilik yaşındayım. yani bu göreve heves etsem bile fiilen mümkün değil genel müdür falan olmam.

    hani delikanlı ve sevgilisi baş başa kalacakları bir yer bulamayınca, yolun kenarına park eden bir kamyonun altına girmişler. birazdan bir polis düdüğü çalmış tepelerinde.

    delikanlıya tepelerine dikilen polis "caddenin ortasında ne yapıyorsun?" diye sormuş. delikanlı "kamyonu tamir ediyorum" diye cevap verince polis gülmüş ve "Şu anda üç tane yalan" söyledin diyerek, delikanlını üç yalanını sıralamış:

    1- kamyon tamir edilirken ceket çıkartılır, sen pantolonunu çıkartmışsın
    2- kamyon tamir edilirken sırt üstü yatılır, sen yüzüstü yatıyorsun
    3- kamyonun gideli bir saat oldu
    benim trt genel müdürü olabileceğim haberinin yanlışlığının 3'üncü maddesi de, 1942 doğumlu olmama dayalı.





    --- alıntı ---

    (sirma sacli pastirma 09.11.2007 19:56)
  8. liberalist bir amcadır. Ülkemiz de ki bir çok "aydın" gibi faciâ yorumlar yapmaz. fevkalade realisttir. bunu sürekli akp'ye yahut sürekli chp'ye küfür etmemesinden görebiliriz.
    (loquacious 09.11.2007 20:07 ~ 09.11.2007 20:22)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.