korsan kitapların tek bir yararı vardır: ele geçirildikleri zaman yakılıp, kağıt fabrikalarına hamur olmaya gönderilmezler. onun yerine kitap bekleyen okullara bağışlanırlar. böylece kar amacı güden uyanıklar, aslında kitap bekleyen çocuklara çalışmış olurlar. yerinde ve hayırlı bir uygulamadır...
devletin bilgilenmek isteyen insanlardan vergi alması ve yayın evlerinin kar paylarını astronomik fiyatlarda tutup eh hadi yazarlarımızında ekmek parası derdinde olması sebebiyle ve ayrıca birde telif meselesi yüzünden bandrollü kitapların uçuk fiyatlarda olması sebebiyle. kitap severlerin içleri kan ağlayarak satın almak durumunda kaldığı, buna rağmen tuzu kuru aydınlarımızın ülkede kitap okuyanların sayısının az olması üzerine müşteki olmaları ironisine sebebiyet veren yasa dışılık.
(bkz: hiç bir hakkı mahfuz değildir.)
yazara para kazandırmayan kitaplardır. ancak her halükarda basım yapanlar kazanır, korsan veya korsan değil. işin garibi bu kadar farzla kitap basılır da, nasıl basılırken kitabevlerinin, polisin ve diğer ilgili kurumların haberi olmaz bunu bir düşünmek lazım?
yazara bu konuda bir şey demiyorum, adam hafiye değil ki, matbaaları dolaşsın kitabımı korsan basıyor musunuz diye. yok dolaşsa da sağlığı tehlike altına girer muhtemelen.
türkiyede kitap okumak isteyenlerin * başvurmak zorunda olduğu illegal yoldur. ama çözümmüdür? değildir. çoğu zaman cazip görünse dahi asla aranılan derinlikteki fikri kitapları bulmanız mümkün değildir. ama şu mümkündür; ülkemizde en popüler , en çok okunan kitapları elinizle koymuş gibi bulursunuz. ama bu durumda madem çok satıyor korsanının olmasının ne gibi bir zararı olur. aksine reklamına reklam katar korsan, popüler kitabın *. yani benim işime pek yaramıyor dertliyim anlayacağınız üzere. *
korsan kitap almaktansa kitap değiş-tokuşunun gerekliliğini akla getiren tanımdır korsan kitap. hele de korsan kitaptan ve cd'lerden asıl parayı ismi lazım değil terör örgütlerinin kazandığı düşünülürse...
ileride, çok ileride bana "vampircik.com kitaplığı" kurmamız gerektiğini düşündüren başlıktır bir de. *
her gün sigaraya ya da gloria jeans, starbucks gibi yerlere para döken gençliğin, kitapların çok pahalı(!) olduğunu düşünerek başvurduğu yol. tamam kitaplar çok ucuz olmayabilir ama bahaneler kesinlikle tatmin edici değil. yapılan, yazarın emeğine saygısızlık.
kitapları astronomik rakamlarda olması sonucu geneli fotokopiyle çoğaltılmış, orjinalini idame eden kitaplardır. yazara ve emeğe saygısızlık olarak ele alınır genelde, herkes pek bi karşı çıkar. burda şöyle bir sorunsal karşımıza çıkmaktadır "okumak isteyene yapılan saygısızlık ne olacak peki?".. bir kitabın ortalama 25-30 ytl arası olduğu, özellikle ders kitaplarında ( yine özellikle sözel bölümlerde) bir hocanın en az 2 ana kaynak kullandığı ve devletinde "al evladım ye iç kitabını al her türlü işini gör" diye öğrenciye verdiği kredi bu sene itibariyle ancak 150ytl'ye ulaşılabilmişse, yaşasın korsan yaşasın kaos'tur. elbette ki insan oğlu bi tek ders kitabı okumaz, okumayı seven adam her şeyi okur birde kendi özel zevki olan kitaplara para vereceğini düşünürsek bu insan kredisini bayılsındır kitaplara, okumaktan aç kalsındır bu ne derece mantıklı bi istektir?
hadi onu geçelim..
5 yaşında ki çocuk bile bilir ki önemli olan kitabın kuşe kağıda veya hebele hübele kartona basılmış olması değildir, önemli olan içinde yazılan bilgilerdir, madem süs püs çok fazla para almaktadır, kitap saman kağıda basılsa sayfalar birbirine zımbalansa kime nedir? okuyan okuduğunu bilir. üstelik sayısız derecede seminer ödevleri hazırlamış (ödev dediğim 100sayfa aldanmayın) ve maalesef 2. tezini hazırlayan bi insan olarak gayet iyi bilmekteyimdir ki bir kitabın maliyeti bu şekilde 2,5 ytl'yi bulmamaktadır. ha eğer yazarımız, ben kitap yazıp altın küvet takıtırıcam, özel jetlerim için havaalanları yaptırıcam efendime söyleyeyim, dişlerime pırlantalar dizdiricem diyorsa onun bileceği iştir, korsan okumak zorunda kalan adamı bağlamaz.
üstelik hiç bir aklı başında insan korsan okumakta istemez, sayfası çıkmaz, 5-10 sayfa atlar, yazılar siliktir yamuktur, okumak için bide üstüne çeşitli yoga pozisyonları öğrenmek zorunda kalırsınız zira normal bi duruşla o sayfaların içinden çıkamazsınız. yani kitap fiyatları biraz makul bir düzeye inse ortada korsan problemi kalmayacaktır, tamamen yazarlarımızın zekasına kalmış bir iştir. ahmet altan zamanında yaptı 5 ytl'ye kitap sattı aç mı kaldı? hayır kazandı. üstelik tek bir korsan bile satmadı. demekki olabiliyor.
ps*: gençlerin sigara veya pahalı jeanler giymesi onların zevkidir. isteyen istediğini giyer, okumak gibi temel bir ihtiyaç için hiç kimseden giyim kuşamında şusundan busundan feragat etmesini bekleyemezsiniz, bir kişi bile kitaplara pahalı diyorsa bi arıza vardır orda her şey bi yana, zaten görüyoruz ki sigara içmeyen, astronomik rakamlara kotlar almayan, ortalama bir insanda kitaplara para yetiştirememektedir. *
korsan alanlar değil, korsana iten sebepler ve çözümleri tartışılmalıdır. zira bahsettiğim gibi kimse korsan okumaya meraklı değildir.
matbaa, yazar, okuyucu üçlemesinden, yazarın çıkarıldığı olay. kaybeden yazardır sadece. ayrıca kitapların da astronomik fiyatlı olduğu da çok çok gerçek değildir. yazarın aylarca uğraşarak * yazdığı kitap için 8-10 ytl talep etmesi de çok fahiş bir fiyat değildir. kaldı ki bu paranın çok ufak bir kısmı yazara gider.
ucuz kitap, yasal yollarla çoğaltılmamış kitap demektir. bu kitapların dağıtımını yapan kimseler yüzbinlerce ytl lik haksız ve vergisiz kazanca sahip olmaktadırlar. ucuz edinilmiş bu kitapların baskıları da son derece kalitesizdir, kitap okuma zevkini yüzde yüz vermemektedir. oysa yeni ve korsan olmayan bir kitabı açtığınızda içinden gelen kağıt ve mürekkep kokusu en azından kitap kurtlarına çok şey ifade etmektedir. belki ucuza kitap ediniliyor ama, telif hakkıdır, basım ile ilgili masraftır, kağıt masrafıdır gibi türlü maliyet ile boğuşup kitapseverlere korsan olmayan kitap ulaştıran kimselerden çalınmasına aracılık edilmiş oluyor.
korsan kitap ile ilgili bir anektod;
vladimir sabah işyerine gelir, miyobu çok ileri arkadaşı ile aynı asansöre biner, kızcağızın sinirlerinin bozuk olduğu anlaşılmaktadır, iki katı çıkana kadar 5 ruh hali sergilemiştir. geri kalan üç katta aralarında şöyle bir konuşma yaşanır.
- nen var wilhelmina
- sorma vladimir, bilirsin hep beni bulur
vilhelmina'nı sağ kaşı seyirmektedir.
- yine ne oldu
- sabah evden çıkarken kapı gözlüğümün üzerine kapandı kırıldı.
- sen gözlüksüz göremezsin mina - görememek ne kelime, gözlüksüz bir körüm ben
- kıyamam ya
- otobüs numarasını göremediğim için otobüse binemedim, boş taksi diye sarının tonlarındaki arabalara, sonra dolu taksilere bine bine buraya nasıl vaktinde geldim bilmiyorum. şirketin önünde indim. indiğimde moralim bozuktu. gri parkeler gitmiş yerine rengarek parkeler döşenmiş. bu renkleri görünce moralim düzeldi. üzerine basa basa yürürken adamın teki peşimden bağırdı. "abla kitapların üzerinden yürümeyelim", "korsanız ama bizm de gururumuz var, ayaklar altına alma abla".. vladimir nasıl utandım anlatamam.
- anlat açılırsın
ucuz olmasına ve öğrencinin iştahını açmasına yarasa da, emek hırsızlığı ve iyi bir okuyucunun ellerini ve gözlerini tırmalayıcı özelliğinden dolayı talep edilmemesi gereken kitap.
öyle sanıyorum ki, korsan kitap gerçek okuyucuya tad vermemektedir. kağıt kokusu yok her şeyden önce. korsan korsan kokuyor. ve korsanın en kötü türü kitap korsanlığı olsa gerektir.
parasızlıktan yakınıp korsan kitap seçenlere söylenebilecek en güzel tavsiye, ikinci el kitap almak veya bir kütüphaneye falan üye olmaktır. bir de kitap arşivi geniş ve eliaçık kimselerle arkadaş olmak fikri vardır ama bu kulağa pek hoş gelmiyor.
korsan kitaplar çok eskiden gayet dandik olurdu. aldığım ilk korsan kitap s.king'in hayvan mezarlığı idi. altın kitaplar yayınevinin herhalde en eski basımlarından birini taklit ederek basılmış olan kitabın kapak resmi bir kaymıştı, kağıtları saman kağıttı. yazılar uffacıktı vs. ancak zamanla kalite yükselmeye başladı ve orijinalnden ayırt edilemez hale geldi korsan kitaplar. şöyle ki, kabartmalı ve altın yaldızlı kapak harflerini yapmaya başlamalarını geçtim, hologram tabir edilen küçük parlak kare yapışkanları bile yapmaya başladılar. pes diyorum. son halleri iyice aşmıştır herhalde, uzun zamandır inceleme fırsatı bulamadım.
yerine ikinci el kitap almayı önerdiğim kişilerin bir kısmından "ama ikinci ellerde yeni çıkan kitaplar kolay bulunmuyor" diye bir itiraz geldi. gayet haklı bir tiraz bu, katılmamak elde değil. burada unutulmaması gereken şeyse korsan kitaplarda da geniş bir kitap kartelasının bulunamaması (küçücük tezgaha veya yer sergilerine ne kadar sığdırabilirler ki?) durumudur.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
