cnbc-e dizilerinden. lorelai gilmore adlı bayanın 16 yaşında hamile kalması ve çocuğunu ailesinden ayrı büyütme kararının üzerinden yıllar geçer ve kızı rory büyür ve lorelai ilk kez kızının okul masrafı için ailesinden yardım ister. bunun üzerine ailesi her cuma birlikte yemek yemeleri koşuluğuyla isteğini kabul eder. dizi içinde lorelai ve rory'nin hayata tutunmaya çalışmasını, aşklarını izliyoruz. rory ve lorelai yeri gelince anne-kız ama çoğunlukla arkadaş gibiler. izlenmesi tavsiye edilir.
cnbc-e nin haftada bir gün yayınlamak yerine nasıl olsa bi sürü sezon var deyip hafta içi hergün yayınlayarak büyük hata yaptığı dizi.
böyle kaliteli ve yoğun içerikli bir dizinin 2 yılda 5 sezonunun yayınlanması insana "ulan dizi ne çabuk geçti be!" dedirtiyor.
tabi bu sezon normal dizi yayınına* geri dönmek zorundalar.*
uzun ve hızlı cümleler kurduğunda daha entellektüel olduğunu düşünen amerikan toplumunun gözde dizisi. başladığında normalde 1.3 kilogram olan beyniniz, dizi bittiğinde 5 kilodur. artan ağırlığın nedeni bilgi artışı değil, kadın sesinden şişmiş beyin kıvrımlarınızdır.
17 saniyelik bir konuşma içinde 8 espri*, 4 benzetme yapan, aynı zamanda da 3 tane ünlüye gönderme yapmakta eksik kalmayan bir anne ve kendisi gibi yetiştirdiği kızı.. bazen ne zaman nefes alacak diye merakla beklememize, bitişiyle beraber başım neden ağrıyo acaba diye sormamıza sebep olan ama garip bir şekilde kendisini izlettiren bir dizi.
geçen gün cnbc-e'de hala yayınlandığını görüp hayretlere gark olmama sebep dizidir. daha ne kadar devam edecek çok merak etmekteyim. zira her rastladığımda kabusum oluyor lorelai vızıltılıları.
sürekli takip etmesemde, her rastladığımda sıkılmadan seyredebildiğim dizilerdendir. dizinin en keyifli yanı, uzun konuşmalardır. emily ve richord dilmore'un kızları lorelai ve torunları rory ile yaptıkları sıkıcı cuma yemekleriinde ki konuşmalar ve sürekli birbirlerine yaptıkları göndermeler oldukça keyiflidir ama asıl keyifli olan anne-kız'ın telefonda yaptıkları görüşmelerdir.
bir de ukela fransız resepsiyonist var ki, michel, onun tavırları ve konuşmaları da ayrı bir zevk verir seyircisine.
sürekli takip edilmesine gerek yok ama bu akşam uzun bir aradan sonra gene seyrettim ve çok eğlendim diyebilirim.
bitip yerine yeni diziler konulmasını 4 gözle beklediğim ancak neredeyse her akşam tv açtığımda karşıma çıkan toplumsal ve ahlaki değerleri yıpratma amacı taşıyan alakasız bir dizi.
analı kızlı o kadar hızlı konuşuyorlar ki anlamakta zorlanıyorum demekte bile zorlanır oluyorum. öncelikle kadın olduklarına vermek istiyorum bu kadar hızlı konuşmalarını. ama bu her zaman böyle olmamalı diye de cevaplıyorum kendimi. düşündüm ve en sonunda şuna karar kıldım: söyleyecekleri lafları * o kadar çok tekrar ediyor olmalılar ki bir kelimeyi bitirmeden diğer kelimeye başlıyorlar! diye kendimi kandırma yoluna gittim. ya sizce de öyle değil mi? anormal derecede hızlı konuşuyorlar bunlar. bak 24'e, niptuck'a, falana, filana... hani yine anlamaya biliyorsun ama dinlerken de yorulmuyorsun. gilmore'lar öyle mi? bir çene bir çene, sorma gitsin. zaten sormuyorum ki dediğini de duyar gibiyim ya, neyse.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.