- "ıı şey yarın olsa olmaz mı acaba?"
"olmaz. seni şimdi götürmem gerekiyor. emir büyük yerden. anlarsın ya."
"bir gün istiyorum senden. sadece bir gün! lütfen!"
"ben görevimi yapıyorum. gel benimle."
.. diyecek belki bir gün ölüm kapımızı çaldığında, ve karşımıza dikildiğinde. hayatımızı nasıl geçirdiğmize bağlı olarak görünecek belki gözümüze ölüm, korkunç veya tatlı, kötü veya güzel, ama inandığım bir şey var ki, karşımıza dikildiğinde onu erteleyemeyeceğiz.
ertelemek, bir şeyleri sonra da yapabileceğimizi düşünüp bugünün işini yarına bırakmaktır. doğanın hemen hemen hiçbir yerinde yoktur ertelemek. siz hiç bir ekmek parçası görüp "amaaan kim alcak bunu burdan, yarın gelir taşırım" diyen bir karıncaya rastladınız mı? ben rastlamadım**. veya bir ceylan yavrusu görüp "amaaaan bunlardan daha çok var nasıl olsa, yarın avlarım bir tane" diyen bir aslana? bitkiler, hava koşullarına göre ayarlıyorlar çiçek açıp açmama işini. uygun koşulu buldukları an tomurcuklandıklarına inanıyorum. çünkü bu da önemli bir konu onlar için, tabi hayvanların yiyecek derdi kadar değil belki ama önemli yine de.
onların ertelememelerinin sebebi, buna şanslarının olmaması. hayati konular bunlar, yemek içmek yani. bir saniye ile bile kaybedilebilecek değerli yiyecekler hem de. tabi ki insanlar da yiyecek söz konusu olduğunda ertelemezler genelde -bilgisayar başında yemek yemeyi unutan qt konusunu açmayalım lütfen- ama bizim, doğanın diğer canlılarından daha önemsiz işlerimiz vardır. ödünç aldığımız kitabı geri getirmek, borç ödemek, buluşma organizasyonu yapmak, oda toplamak, temizlik yapmak, ödev yapmak, ders çalışmak gibi hayati olmayan konularda hep erteleriz.
her zaman bir yarınımız vardır nasıl olsa, öyle değil mi? veya "birkaç saat sonra"mız... evet hep vardır diye düşünürüz ama her zaman bir gelecek zamanımız olmayabilir. birkaç dakika sonra olacak bir depremde ölmeyeceğimiz nasıl belli değilken, yarına sağ çıkacağımız, aşure yerken boğazımıza takılan fasülye yüzünden ölmeyeceğimiz, uykuda yataktan düşüp kolumuzu kırmayacağımız, ütüyü ayağımıza düşürmeyeceğimiz de öyle belli değildir.
"her an her şey olabilir" derler ya. öyle işte. borcunu yarın ödeyeceğimize inandığımız bir dostumuz yarına sağ çıkmayabilir mesela. insanın içine siner mi o zaman eğer verecek kimsesi de yoksa para sizde kalınca? kötü bir durum bence.
bazı şeyleri yapamayız hayatta. sadece yapamayız işte, bazen önemli nedenlerden ötürü yapamayız, bazen saçma sapan fikirlrimizden dolayı. saklarız bazı şeyleri söyleyemeyiz. sevgileri erteleriz. her şeyi erteleriz aslında.
sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz.)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.
siz geniş zamanlar umuyordunuz,
Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı.
demiş behçet necatigil, sevgilerde şiirinde. alıntı yapacaktım ama öyle haklıydı ki her sözcüğü, tamamını koydum şiirin.
elimizden bir şey gelse keşke ertelememek konusunda. bazen azıcık bir cesaret gerekiyor ertelememek için, bazen bir yol gösterici. "lütfen bana bir işaret yolla!" diye dua edenler vardır ya filmlerde falan, öyle bir şeye ihtiyaç duyarız işte. hiç ihtiyacımız olmasa keşke. kendiliğinden yapabilsek bazı şeyleri. keşke. söyleyebilsek her şeyi kolayca, nefreti de sevgiyi de, kırıcı olmadan elbet, küsler barışsa keşke bunu ertelemeden, birileri ders çalışsa keşke akşam olmadan...
ertelemesek keşke. ama olmuyor işte öyle. biz bile erteleniyorsak, biz niye ertelenmeyelim.....
- ister kendin ister başkası için olsun, sürekli duyup, yaşayıp, gördüğünde "neyine güveniyorsun da erteliyorsun?!" diye söyleten durumdur. en güçlü bahanelerinden biri içinse (bkz: zamanım yok)
- (bkz: üşeniyorum öyleyse yarın)
- beynimi aksesuar gibi hissetmeme neden oluyor genelde..
kendini ve hayatı ölümsüz zannetmekten ileri geliyor sanıyorum; yaşamın kısalığını ve ölümü idrak edememekten.. 'evim olsun öyle mutlu olurum', 'şu işte çalışayım öyle', 'hele bir şöyle olsun da bakalım..' öylece bekleniyor işte.. bekleyip bekleyip tükeniyor.. üzerine geçmiş olsun bize denemez hani..
- kronik bir hastalıktır.
- huzursuzluk yapar ertelediğimiz şey çünkü beynimizin köşesinde hep durur,asla unutulmaz.
- (bkz: erteleme)
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.