berusaiyu no bara

  1. Ryoko İkeda tarafından 1973'te mangası yaratılan, 1979'da ise Nippon televizyonunda animesi yayınlanan efsane dizi.
    Japonca "Versay'ın Gülü" anlamına gelir.
    İngilizce ismi "Rose of Versailles", Türkiye'de gösterildiği isim ise "Lady Oscar"dır.

    Kısaltılmış ismi ile BeruBara olarak anılan çizgi filmin dört ana karakteri vardır: Bunlardan ilki, aristokrat bir Fransız ailesinin varisi olan Oscar François de Jarjayes'tir. Oscar, general Jarjayes'in 6. kızı olarak dünyaya gelir, fakat yıllardır erkek çocuk özlemiyle yanıp tutuşan General, Oscar'ın kız doğmasını bir türlü kabullenemez ve onu bir erkek gibi yetiştirir. 14 yaşına geldiğinde kılıç kullanma, ata binme ve silah atmada yaşıdı olan tüm erkeklerden bir adım önde olan kızımız, kral XV. Louis tarafından (o zamanlar) prenses olan Marie Antoinette'in koruma muhafızlığına atanır. Oscar bundan sonra kendini, siyasi hesaplar, entrikalar, komplolarla dolu bir dünyanın içinde bulacaktır. İkinci karakterimiz André Grandier ise Oscar'ın çocukluk arkadaşıdır: Oscar'ın dadısının torunu olan André, Jarjayes malikânesinde büyümüş, Oscar'ın en yakın dostu ve sırdaşı olmuştur. Ancak sınıf farklılıklarından dolayı, Oscar günden güne askeri kariyerinde daha da yükselirken André Jarjayes malikânesinin bir hizmetkâri olarak kalmaya mahkûmdur... Üçüncü karakterimiz, "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" sözü ile tarihe kazınmış olan kraliçe Marie Antoinette'tir. Henüz 14 yaşında Avusturya'dan anlaşmalı bir evlilik ile Fransa'ya gelin gelen güzeller güzeli, saf Antoinette, Oscar tarafından küçük kardeşi imişçesine sahiplenilmiş (oysa iki kız aynı yaştadırlar), fakat zamanla yaptığı hatalar sonucu kendi sonunu hazırlamış trajik bir kraliçedir... Son olarak Hans Axel von Fersen, soylu bir İsveç kontudur, Oscar ve Antoinette'in hayatına hem mutluluk hem de büyük bir trajedi getirecektir...





    Her yaştan animeseverin muhakkak bildiği BeruBara, artık biraz demode kalmış animasyon tekniğine rağmen konusu bakımından eskimeyen bir klasiktir.
    Nerdeyse tüm dünya dillerine çevrilmiş, mangası dünya çapında 15 milyon kopya satmış, tum dünya televizyonlarında gösterilmiştir. Ülkemizde de Kanal 6, BRT ve TRT'de yayınlanmıştır. Ancak her çizgi filmi çocuk filmi zanneden anlayış sonucu, çocuk kuşaklarında gösterilmiş bir animedir ülkemizde. Oysa içeriği yetişkinlere hitap etmektedir: Arka fonunda Fransız tarihi ve ünlü Fransız devrimini hazırlayan koşullar irdelenirken, aşk, seks ve politika üzerine bir dramdır izlediğimiz. Hatta Oscar ve André hariç, animedeki diğer karakterler gerçek tarihi şahsiyetler olup anlatılan olaylardan pek çoğu da Fransız tarihine ait gerçek olaylardır!


    --! spoiler !--
    Aristokrat Oscar ve avam tabakasından André'nin aşkı, beyazperdedeki gelmiş geçmiş en büyük aşklardandır. Bu aşka en başta toplumsal koşullar izin vermez; devrim öncesi Fransa'sında soylu bir ailenin kızının bir halk çocuğu ile evlenmesi nerdeyse imkânsızdır! Bundan başka, erkek gibi yetiştirilen Oscar cinsiyet karmaşası yaşar: Önceleri tamamiyle bir erkek gibidir, hayatı işinden ibarettir. Ancak zamanla, İsveçli Kont Hans Von Fersen'e âşık olur. Ne yazık ki, Fersen, Kraliçe Antoinette'in sevdiğidir. Hatta Kraliçe'nin başına ne gelirse Fersen'e olan aşkından gelir... Oscar aşkını kalbine gömüp kendini kraliçesini korumaya adar. Öte yandan, yıllarca dostu bildiği André'nin kendisine olan aşkını itiraf etmesi ile büyük bir şok yaşar ilkin; ancak zaman içinde, aslında en başından beri sevdiği tek insanın André olduğunu anlayacaktır...
    Bu arada şahit olduğu pek çok şeyden sonra Oscar kraliyet ailesine olan bağlılığını sorgulamaya başlayacak, zamanla kendini asilerin safında bulacaktır:
    Ancak krala bağlılık bir aile geleneği olan Jarjayes'lerde, asi bir evlat ölümden beterdir: Oscar, babası tarafından evlatlıktan reddedilir. Yine de bildiğinden şaşmaz... İki asi sevgili, krala ve tüm toplumsal engellere rağmen bir araya gelebilecekler midir? Bunun cevabı, Fransız devriminin resmi olarak başladığı gün olan, 14 temmuz 1789'da verilecektir...
    --! spoiler !--


    Rose of Versailles'da sıklıkla başvurulan bir başka kavram da sembolizmdir: Dizi boyunca Oscar beyaz bir gül ile *, Antoinette ise önce pembe *, daha sonra da kırmızı bir gülle * temsil edilmiştir. "Versay'ın Gülü", her iki kadindir aslinda... Animenin en akılda kalan sahnelerinden birinde, André Oscar'a şöyle der: "Bir gül, asla bir leylak olamaz... Oscar, senin olmadığın biri gibi davranman mümkün değil..." Ayrıca sarışın Oscar "ışık", esmer André "gölge"dir, kapanış müziğinin sözlerinde ve çizgi filmin pek çok yerinde André'nin ağzından dökülür bu sözler *, André hayatı boyunca bir gölge gibi Oscar'ın yanıbaşından ayrılmayacaktır...

    Rose of Versailles o kadar sevilmiştir ki, İngilizler tarafından filmi de çevrilmiştir. Ancak 40 bölümlük serinin 90 dakikaya sığdırılması mümkün olmadığından, film animenin yanında son derece sönük kalmıştır. Bundan başka, Takarazuka kadın tiyatrosu tarafından defalarca sahnede sergilenmiştir, hâlâ da sergilenmeye devam etmektedir.

    Yine de Ryoko İkeda'nın güzel çizgilerinin Kouji Makaino tarafından bestelenen muhteşem soundtrack'i ile birleştiği animesinin tadı bir başkadır... Açılış ve kapanış müzikleri aşağıdaki videolarda izlenebilir. Günün birinde bizim Kurtuluş Savaşı'mızı ve/veya Çanakkale'yi de böylesine destansı, böylesine evrensel bir dille anlatabilen sanat yapıtlarını izleyebilmek ve tüm dünyaya izlettirebilmek dileğiyle...






    kaynaklar: Wikipedia, www.ladyoscar.com, www.animeinfo.com, http://pages.interlog.com/~dgsimmns/RoV/RoV.intro.html, kisisel izlenimler *
    (itaatsiz 09.05.2008 05:26 ~ 12.02.2009 07:15)
  2. İnanılmaz bir hikayesi olan anime eser diyebilirim. Fransız ihtilali dönemini anlatan akışı içersinde, misyonerin ve fakirin aynı topraklar üzerinde yaşadığı Fransa'da yaşanan aşk,servet,para,kıskançlık ve savaş konu edilmiştir. Oscar karakterini tanıdıktan sonra filmin başından sonuna kadar gözlerini kırpmayan ben; birçok yönden erkek gibi yetiştirilmiş bir aileden gelen bütün bayanların da seveceğine inandığım bir yapıya sahip. Mutlaka izleyenleri birçok yönden kendini bulacağı bir dizi. Ayrıca canlı performansı olan tiyatrosunu da izlemeyi çok isterim.
    (spinninaround 02.06.2008 09:53)
  3. ablamın önerisiyle izlediğim ve sonunda ağlaya ağlaya bir hal olduğum bir çizgifilmdir. Kesinlikle herkese tavsiye ederim.
    (cucukvampir 04.06.2008 17:01)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.